ageing - Englisch Türkisch Sätze
Englisch Türkisch
ageing yaşlanma n.
  • At this very moment, the second United Nations World Assembly on Ageing is taking place in Madrid.
  • Şu anda Madrid'de Birleşmiş Milletler Dünya Yaşlanma Asamblesi'nin ikincisi düzenleniyor.
  • Ageing is, however, no longer essentially a problem peculiar to developing countries.
  • Bununla birlikte, yaşlanma artık esasen gelişmekte olan ülkelere özgü bir sorun değildir.
  • The political responses to ageing will determine the impact that it has on European societies.
  • Yaşlanmaya karşı verilecek siyasi tepkiler, bunun Avrupa toplumları üzerindeki etkisini belirleyecektir.
Show More (11)