apart - Englisch Türkisch Sätze
Englisch Türkisch
apart ayrı adv.
  • I keep my private life apart from my professional life.
  • Özel hayatımı iş hayatımdan ayrı tutarım.
  • I was living apart from my family before the incident.
  • Olaydan önce ailemden ayrı yaşıyordum.
  • Yet, there are Members of this Parliament who believe that the report should be taken apart.
  • Yine de, bu Parlamento'nun raporun ayrı tutulması gerektiğine inanan üyeleri var.
Show More (35)
apart uzakta adv.
  • We'll be there in five minutes; we are only two miles apart.
  • Beş dakika içinde orada oluruz; birbirimize sadece iki mil uzaktayız.
  • Despite a compromise, the European Parliament and the Council are still far apart.
  • Uzlaşmaya varılmasına rağmen Avrupa Parlamentosu ve Konsey hala birbirlerinden çok uzaktadır.
  • Do we compete if we are great distances apart, if we have different climates, if we have different conditions?
  • Birbirimizden çok uzakta olsak da farklı iklimlerde olsak da farklı koşullara sahip olsak da rekabet edebilir miyiz?
Show More (2)
apart birbirinden ayrı adv.
  • I think we should spend some time apart from each other.
  • Bence birbirimizden ayrı biraz zaman geçirmeliyiz.
  • Their parents tried to keep them apart.
  • Ebeveynleri onları birbirinden ayrı tutmaya çalıştı.
Show More (-1)
apart parça parça adv.
  • My grandfather took the watch apart to fix it.
  • Büyükbabam saati tamir etmek için parça parça etti.
Show More (-2)
apart arasında adv.
  • Their graduation dates are two months apart.
  • Mezuniyet tarihleri arasında iki ay var.
Show More (-2)
apart ayrı olarak adv.
  • Both worlds exist apart from the human being.
  • Her iki dünya da insandan ayrı olarak var olur.
Show More (-2)
apart aralıklı adv.
  • Dad and I are sixty years apart.
  • Babamla aramızda 60 yaş var.
Show More (-2)