|
- John used to work in a local repair shop as an apprentice.
- John eskiden yerel bir tamir atölyesinde çırak olarak çalışıyordu.
- Would you like to be my apprentice?
- Çırağım olmak ister misin?
- Every apprentice must do their own work.
- Her çırak kendi işini yapmalı.
- Tom spent a decade as an apprentice.
- Tom on yılını çırak olarak geçirdi.
- Tom spent a decade as an apprentice.
- Tom çırak olarak on yıl geçirdi.
- Would you like to be my apprentice?
- Benim çırağım olmak ister misiniz?
- The seaman apprentice, sitting on a stool in a bar, ordered a beer while waiting for his basket of fish and chips.
- Barda bir taburede oturan denizci çırağı, balık ve patates kızartması sepetini beklerken bir bira sipariş etti.
- The seaman apprentice, sitting on a stool in a bar, ordered a beer while waiting for his basket of fish and chips.
- Bir barda bir taburede oturan denizci çırağı balık ve cips sepetini beklerken bir bira ısmarladı.
- I'm an apprentice.
- Ben bir çırağım.
- Do you want to be my apprentice?
- Çırağım olmak ister misin?
- I was Tom's apprentice.
- Tom'un çırağıydım.
- I was Tom's apprentice.
- Ben Tom'un çırağıydım.
- After fifth grade in primary school I would spend my summer vacations as their apprentice.
- İlkokul beşinci sınıftan sonra yaz tatillerimi onların yanında çırak olarak geçirirdim.
- The apprentice is lazy.
- Çırak tembel.
- Do you want to be my apprentice?
- Benim çırağım olmak ister misin?
Show More (12)
|
