aversion - Englisch Türkisch Sätze
Englisch Türkisch
aversion nefret n.
  • They have been outbidding each other in their aversion to minorities.
  • Azınlıklara karşı duydukları nefretle birbirlerine üstünlük sağlıyorlar.
  • I feel an aversion toward all this exhibitionism.
  • Tüm bu teşhirciliğe karşı nefret hissediyorum.
Show More (-1)
aversion tiksinti n.
  • I feel an aversion toward all this exhibitionism.
  • Tüm bu teşhirciliğe karşı bir tiksinti hissediyorum.
  • I developed an aversion toward seafood.
  • Deniz ürünlerine karşı bir tiksinti geliştirdim.
Show More (-1)
aversion isteksizlik n.
  • I developed an aversion toward seafood.
  • Deniz ürünlerine karşı bir isteksizlik geliştirdim.
Show More (-2)