|
- I was born in Israel in the year 2002.
- Ben 2002 yılında İsrail'de doğdum.
- I was born in 1972.
- Ben 1972 doğumluyum.
- He was born three days before New Year's Day of 2011.
- 2011'in yılbaşı gününden üç gün önce doğdu.
- I'm sorry I was born.
- Doğduğum için üzgünüm.
- I was born in a small town called Nara.
- Nara adında küçük bir kasabada doğdum.
- Tom was born in a tiny town in Alabama.
- Tom, Alabama'daki küçük bir kasabada doğdu.
- Jack was born on August tenth.
- Jack, 10 Ağustos'ta doğmuştur.
- They were born one month apart in 1970.
- 1970 yılında bir ay arayla doğdu.
- Sami and Layla were born Muslim.
- Sami de Leyla da Müslüman olarak doğmuştu.
- Copernicus was born in Toruń.
- Copernicus Torun'da doğdu.
- The town where I was born is beautiful.
- Doğduğum kasaba güzeldir.
- The house where my father was born is just around the corner.
- Babamın doğduğu ev hemen köşeyi dönünce.
- I was born in 1933.
- 1933'te doğdum.
- I'm happy that I was born.
- Ben doğduğum için mutluyum.
- Tom was born on February 29th.
- Tom 29 Şubat doğumlu.
- A sure method to be rich is to be born rich.
- Zengin olmak için kesin bir yöntem, zengin doğmuş olmaktır.
- She was born into a very religious family.
- Çok dindar bir ailede doğdu.
- I was born on the twenty-second of June in 1974.
- Yirmi iki Haziran 1974'te doğdum.
- Alessandro Volta was born on the 18th of February 1745, 270 years ago in Como, Italy.
- Alessandro Volta 18 Şubat 1745'te, yani 270 yıl önce İtalya'nın Como kentinde doğdu.
- Al Gore was born in Washington, DC.
- Al Gore, Washington, DC'de doğdu.
- Tom's father died before Tom was born.
- Tom'un babası Tom doğmadan önce öldü.
- He doesn't speak a single word of French, but on the other hand, he speaks English like he was born into it.
- Tek kelime Fransızca bilmiyor ama öte yandan İngilizceyi sanki içinde doğmuş gibi konuşuyor.
- Mary's husband didn't even stick around until the baby was born.
- Hatta Mary'nin kocası bebek doğuncaya kadar bir yere ayrılmadı.
- It is not clear when the man was born.
- Adamın ne zaman doğduğu belli değil.
- Does Tom know where Mary was born?
- Tom, Mary'nin nerede doğduğunu biliyor mu?
- Drinking alcohol during pregnancy can result in the child being born with foetal alcohol disorder.
- Hamilelik sırasında alkol almak çocuğun fetal alkol bozukluğu ile doğmasına neden olabilir.
- This is the town where I was born.
- Bu doğduğum şehirdir.
- I remember the day you were born very well.
- Doğduğun günü çok iyi hatırlıyorum.
- That's the house where he was born.
- Bu onun doğduğu ev.
- Yuri Gagarin was born near Moscow, Russia on March 9, 1934.
- Yuri Gagarin 9 Mart 1934 tarihinde Rusya'da Moskova yakınlarında doğdu.
- As soon as man is born he begins to die.
- İnsan doğar doğmaz ölmeye başlar.
- All people are born with the same rights.
- Bütün insanlar aynı haklarla doğar.
- We were born on the same day.
- Aynı gün doğduk.
- By the time I was born, all my grandparents had died.
- Ben doğduğumda, büyükannem ve büyükbabam ölmüştü.
- She was born in Mexico.
- O Meksika'da doğdu.
- John died in the same bed he was born.
- John doğduğu yatakta öldü.
- Sergei Pavlovich Korolev was born in 1906 in the Ukraine, then a part of Russia.
- Sergei Pavlovich Korolev 1906 yılında, o zamanlar Rusya'nın bir parçası olan Ukrayna'da doğdu.
- Tom said Mary was born in Boston.
- Tom, Mary'nin Boston'da doğduğunu söyledi.
- I feel like I was born in the wrong time.
- Kendimi yanlış zamanda doğmuş gibi hissediyorum.
- Sami was born in Cairo in 1996.
- Sami 1996 yılında Kahire'de doğdu.
- I was born on January 22, 1933.
- Ben 22 Ocak 1933'te doğdum.
- I'm a person who was born during the Showa era.
- Ben Showa döneminde doğmuş bir insanım.
- Who is born in Sweden is Swedish.
- İsveç'te doğan İsveçlidir.
- She was born in Switzerland.
- O, İsviçre'de doğdu.
- No one is born knowing everything.
- Hiç kimse her şeyi bilerek doğmaz.
- I feel like I was born in the wrong era.
- Kendimi yanlış dönemde doğmuş gibi hissediyorum.
- I was born to love you.
- Seni sevmek için doğdum.
- In 1977, I was born in Osaka.
- 1977'de Osaka'da doğdum.
- The first native speaker of Esperanto was born in 1904; today there are several thousand Esperanto native speakers.
- Ana dili Esperanto olan ilk kişi 1904'te doğdu. Günümüzde ise ana dili Esperanto olan birkaç bin kişi var.
- This is the hospital I was born in.
- Bu benim doğduğum hastanedir.
- Drinking alcohol during pregnancy can result in the child being born with foetal alcohol disorder.
- Hamilelik sırasında içki içmek çocuğun fetal alkol bozukluğu ile doğmasına neden olabilir.
- He was born on the 28th July 1888.
- O 28 Temmuz 1888'de doğdu.
- I was born in Brazil.
- Ben Brezilya'da doğdum.
- Tom was born lucky.
- Tom şanslı doğdu.
- We know that she was born in Canada.
- Onun Kanada'da doğduğunu biliyoruz.
- Layla was born in the suburbs of Cairo.
- Leyla, Kahire'nin banliyölerinde doğdu.
- It doesn't matter where you were born.
- Nerede doğduğun ilgilendirmez.
- That's the village I was born in.
- O doğduğum köydür.
- Kindness is born out of strength.
- İyilik güçten doğar.
- Slovenian singer Maja Keuc was born in 1992.
- Sloven şarkıcı Maja Keuc 1992'de doğdu.
- My grandparents were born in the last century.
- Büyük ebeveynlerim geçen yüzyılda doğdu.
- I know where you were born.
- Nerede doğduğunu biliyorum.
- Tom has lived in Boston since he was born.
- Tom doğduğundan beri Boston'da yaşamaktadır.
- A sure method to be rich is to be born rich.
- Zengin olmak için kesin bir yöntem zengin doğmaktır.
- He was born in the United States.
- Birleşik Devletler'de doğdu.
- It doesn't matter where you were born.
- Nerede doğduğunun önemi yok.
- He was born dumb.
- O dilsiz doğdu.
- Napoleon Bonaparte was born in Corsica.
- Napolyon Bonapart Korsika'da doğdu.
- Tom was born on May 5, 2010.
- Tom 5 Mayıs 2010'da doğdu.
- Tom was born on May 3rd,1990 and Mary was born on May 4th, 1990.
- Tom 3 Mayıs 1990'da, Mary de 4 Mayıs 1990'da doğdu.
- I was born in Matsuyama and was educated there.
- Matsuyama'da doğdum ve orada eğitim aldım.
- Do you remember the town where he was born?
- Onun doğduğu kasabayı hatırlıyor musun?
- That man was born lucky.
- O adam şanslı doğdu.
- Mr Smith says he was born in New York, but that his wife comes from Japan.
- Bay Smith New York'ta doğduğunu ama eşinin Japonya'dan geldiğini söylüyor.
- Jim was born in the same year as he.
- Jim onunla aynı yıl doğdu.
- He was born in Africa.
- Afrika'da doğmuş.
- She was born in America.
- O Amerika'da doğdu.
- Tom didn't know where Mary was born.
- Tom Mary'nin nerede doğduğunu bilmiyordu.
- He was born poor, but died a millionaire.
- Fakir doğdu ama milyoner olarak öldü.
- I met her before you were born.
- Onunla sen doğmadan önce tanıştım.
- Muhammad was born in Mecca.
- Muhammed Mekke'de doğdu.
- She was born in England.
- O, İngiltere'de doğdu.
- This is the city where he was born.
- Burası onun doğduğu şehirdir.
- I wish I'd never been born.
- Keşke hiç doğmamış olsaydım.
- All three of my sons were born in Boston.
- Oğullarımın üçü de Boston'da doğdu.
- The first native speaker of Esperanto was born in 1904; today there are several thousand Esperanto native speakers.
- Esperanto dilini anadili olarak konuşan ilk kişi 1904 yılında doğdu; bugün anadili Esperanto olan birkaç bin kişi var.
- We were born in the same year.
- Aynı yıl doğmuşuz.
- This is the hospital I was born in.
- Bu benim doğduğum hastane.
- I was born in 1982.
- Ben 1982 doğumluyum.
- He was born in the United States of America.
- O Amerika Birleşik Devletleri'nde doğdu.
- He who is born in Greece, is Greek.
- Yunanistan'da doğan Yunandır.
- This is the house where he was born.
- Burası onun doğduğu ev.
- Mary died before Tom was born.
- Mary, Tom doğmadan önce öldü.
- A person who is born in Spain is a Spaniard.
- İspanya'da doğan bir kişi İspanyoldur.
- Tom was born to be a painter.
- Tom ressam olmak için doğmuş.
- Does Tom know where you were born?
- Tom nerede doğduğunuzu biliyor mu?
- George Washington was born in 1732.
- George Washington 1732 yılında doğdu.
- I was born in the year 1977.
- Ben 1977 yılında doğdum.
- This is the village where my father was born.
- Burası babamın doğduğu köy.
- Nicolaus Copernicus was born in Poland in 1473.
- Nicolaus Copernicus 1473 yılında Polonya'da doğdu.
- I was born in 1972.
- 1972'de doğdum.
- I met him before you were born.
- Sen doğmadan önce onunla tanıştım.
- Caitríona was born in 1985.
- Caitríona, 1985'te doğdu.
- This is the town where I was born.
- Burası doğduğum kasaba.
- Four babies are born every second around the world.
- Dünyada her saniye dört bebek doğuyor.
- Do you happen to know where Tom was born?
- Tom'un nerede doğduğunu biliyor musun?
- Tom was born on a Monday.
- Tom pazartesi günü doğdu.
- The calf was born this morning.
- Buzağı bu sabah doğdu.
- I live in Boston, but I was born in Chicago.
- Boston'da yaşıyorum ama Şikago'da doğdum.
- Valentine was born in Havre in 1911.
- Valentine 1911'de Havre'de doğdu.
- You've been high on drugs since you were born.
- Doğduğundan beri uyuşturucu kafasındasın.
- About 360,000 babies are born every day.
- Her gün yaklaşık 360.000 bebek doğuyor.
- The city in which I was born is Tel Aviv.
- Doğduğum şehir Tel Aviv.
- This is the village where he was born.
- Bu, onun doğduğu köy.
- The year the war ended, I was born.
- Savaşın bittiği yıl ben doğdum.
- He who is born in Greece, is Greek.
- Yunanistan'da doğan Yunanlıdır.
- The last Russian Emperor, Nicholas II (Nikolay Alexandrovich Romanov), was born 144 years ago (in 1868).
- Son Rus İmparatoru Nicholas II (Nikolay Alexandrovich Romanov) 144 yıl önce (1868'de) doğdu.
- This is the city where he was born.
- Burası onun doğduğu şehir.
- Tom claims that he was born in Boston.
- Tom, Boston'da doğduğunu iddia ediyor.
- It rained the day that he was born.
- Doğduğu gün yağmur yağmıştı.
- Jones was born in the US.
- Jones ABD'de doğdu.
- I was born rich.
- Ben zengin doğdum.
- I was born and raised here.
- Burada doğdum ve büyüdüm.
- She was born in the nineties.
- O doksanlarda doğdu.
- He was born in Athens in 1956.
- 1956'da Atina'da doğdu.
- I don't even know where my mother was born.
- Annemin nerede doğduğunu bile bilmiyorum.
- This is the hospital where Tom was born.
- Burası Tom'un doğduğu hastane.
- We need to find out where Tom was born.
- Tom'un nerede doğduğunu bulmamız gerekiyor.
- He was born on May 5, 1998.
- 5 Mayıs 1998'de doğdu.
- Do you know where she was born?
- Onun nerede doğduğunu biliyor musun?
- I don't know where Tom was born.
- Tom'un nerede doğduğunu bilmiyorum.
- His father was a wealthy, uneducated farmer who died three months before Newton was born.
- Onun babası Newton doğmadan üç ay önce ölen varlıklı ve eğitimsiz bir çiftçiydi.
- Daniel Gabriel Fahrenheit was born in 1686 in Danzig.
- Daniel Gabriel Fahrenheit, 1686 yılında Danzig'de doğdu.
- I was born there.
- Ben orada doğdum.
- I wanted to be born a rabbit, and not a human.
- Tavşan olarak doğmak istedim, insan olarak değil.
- Tom was born rich.
- Tom zengin doğdu.
- He was born rich.
- O zengin doğdu.
- The child was born a month ago, but still has no name.
- Çocuk bir ay önce doğdu ama hala bir ismi yok.
- I was born in Osaka.
- Osaka'da doğdum.
- Cesar Chavez was born on a small farm near Yuma, Arizona in 1927.
- Cesar Chavez 1927'de Arizona, Yuma yakınlarında küçük bir çiftlikte doğdu.
- I met him before you were born.
- Onunla sen doğmadan önce tanıştım.
- I was born in Osaka, but brought up in Tokyo.
- Osaka'da doğdum ama Tokyo'da büyüdüm.
- This is where I was born.
- Bu doğduğum yer.
- That is the house where I was born.
- O, benim doğduğum ev.
- I was born on March 3rd, 1996 in Marseille, France.
- Ben 3 Mart 1996'da Marsilya, Fransa'da doğdum.
- This is the town where Tom and I were born.
- Burası Tom ve benim doğduğumuz kasaba.
- It's only a stone's throw away from where I was born.
- Doğduğum yerden sadece bir taş atımı uzaklıkta.
- I was born in May.
- Mayıs'ta doğdum.
- He lives far from the city in which he was born.
- Doğduğu şehirden uzakta yaşıyor.
- Has Tom ever told you where he was born?
- Tom sana hiç nerede doğduğunu söyledi mi?
- He was born in Africa.
- O Afrika'da doğdu.
- Tom was born on May 3rd,1990 and Mary was born on May 4th, 1990.
- Tom 3 Mayıs 1990 tarihinde doğdu ve Mary 4 Mayıs 1990 tarihinde doğdu.
- We need to find out where Tom was born.
- Tom'un nerede doğduğunu öğrenmeliyiz.
- There is no one who is born under an unlucky star, there are only people who cannot read the sky.
- Şanssız bir yıldızın altında doğmuş olan kimse yoktur, sadece gökyüzünü okuyamayan insanlar vardır.
- If I were to be born a second time, I would like to be Canadian.
- Eğer ikinci kez doğacak olsaydım, Kanadalı olmak isterdim.
- Stratford-on-Avon, where Shakespeare was born, is visited by many tourists every year.
- Shakespeare'in doğduğu yer, Stratford-on-Avon, her yıl bir sürü turist tarafından ziyaret edilir.
- Tom's father died before he was born and his mother died shortly after he was born.
- Tom'un babası o doğmadan önce öldü ve annesi o doğduktan kısa bir süre sonra öldü.
- I was born and raised here.
- Ben burada doğdum ve büyüdüm.
- I was born to love you.
- Ben seni sevmek için doğmuşum.
- I was born on January 2 in 1968.
- Ben 2 Ocak 1968'de doğdum.
- It doesn't matter where you were born.
- Nerede doğduğun önemli değil.
- All their great-grandparents were dead before Tom and Mary were born.
- Tom ve Mary doğmadan önce onların bütün büyük büyük ebeveynleri ölmüştü.
- A person who is born in Spain is a Spaniard.
- İspanya'da doğan bir kişi İspanyol'dur.
- The brothers were born twelve years apart.
- Kardeşler on iki yıl arayla doğmuşlar.
- Tom has three sisters, one of which was born in Czechia.
- Tom'un üç kız kardeşi var, bunlardan biri Çekya'da doğmuş.
- Napoleon Bonaparte was born on Corsica.
- Napolyon Bonapart Korsika'da doğdu.
- My grandparents were born in the last century.
- Büyükannem ve büyükbabam geçen yüzyılda doğmuşlar.
- Tom was born near Boston.
- Tom Boston yakınlarında doğdu.
- I was born here in Boston.
- Ben burada, Boston'da doğdum.
- 1980 is the year I was born.
- 1980 benim doğduğum yıl.
- I was born in a small town called Nara.
- Nara adlı küçük bir kasabada doğdum.
- Stephen Hawking was born on January 8, 1942 in Oxford, England.
- Stephen Hawking 8 Ocak 1942'de Oxford, İngiltere'de doğdu.
- He was born an artist.
- O bir sanatçı olarak doğdu.
- That's the house where both Tom and Mary were born.
- Bu hem Tom hem de Mary'nin doğduğu ev.
- My son went to London, where I was born.
- Oğlum benim doğduğum yere, Londra'ya gitti.
- I wish I'd been born a Canadian.
- Keşke Kanadalı olarak doğsaydım.
- Tom was born to be a painter.
- Tom ressam olmak için doğdu.
- I was born in a Muslim-majority country.
- Müslüman çoğunluklu bir ülkede doğdum.
- I was born in Osaka, but I grew up in Tokyo.
- Ben Osaka'da doğdum ama Tokyo'da büyüdüm.
- Mr Smith says he was born in New York, but that his wife comes from Japan.
- Bay Smith New York'ta doğduğunu ama eşinin Japonyalı olduğunu söylüyor.
- My father was born in Matsuyama in 1941.
- Babam 1941 yılında Matsuyama'da doğdu.
- That's the house where Tom was born.
- O, Tom'un doğduğu evdir.
- He was born in the U.S.A.
- A.B.D.'de doğdu.
- I think Tom was born in Boston.
- Sanırım Tom Boston'da doğdu.
- Not all of us are born with musical talent.
- Hiçbirimiz müzik yeteneği ile doğmuyoruz.
- I've known your father since before you were born.
- Babanı sen doğmadan önce de tanıyordum.
- Tom was born October 20, 2013.
- Tom 20 Ekim 2013'te doğdu.
- Tom died before his son was born.
- Tom, oğlu doğmadan önce öldü.
- You were born to be a friend to your friends.
- Sen arkadaşlarınla arkadaş olmak için doğmuşsun.
- Bouteflika was born to Algerian parents in Oujda, Morocco.
- Buteflika, Cezayirli bir ailenin çocuğu olarak Fas'ın Ucda kentinde doğdu.
- Italo Calvino was born in 1923 in Cuba.
- Italo Calvino 1923'te Küba'da doğdu.
- They have scarcely gone out since the baby was born.
- Bebek doğduğundan beri neredeyse hiç dışarı çıkmadılar.
- I was born in China.
- Çin'de doğdum.
- George Washington was born in 1732.
- George Washington 1732'de doğdu.
- I know where Tom was born.
- Tom'un nerede doğduğunu biliyorum.
- Napoleon Bonaparte was born in Corsica.
- Napolyon Bonapart, Korsika'da doğdu.
- I was born in Osaka in 1977.
- 1977 yılında Osaka'da doğdum.
- Who told you where Tom was born?
- Tom'un nerede doğduğunu sana kim söyledi?
- I was born in the north, but now I live in Florida.
- Ben kuzeyde doğdum ama şimdi Florida'da yaşıyorum.
- I was born on a ship.
- Bir gemide doğdum.
- Since he was born on February 29th, Tom celebrates his birthday every four years.
- Tom 29 Şubat'ta doğduğu için doğum gününü her dört yılda bir kutluyor.
- John was born in America.
- John Amerika'da doğdu.
- Thomas was born in São Paulo in Brasil.
- Thomas, Brezilya'daki Sao Paulo'da doğdu.
- Kobe is the city where I was born.
- Kobe benim doğduğum şehir.
- My parents were born in Aichi Prefecture.
- Annem ve babam Aichi ilinde doğdular.
- Tom has known Mary since she was born.
- Tom, Mary'yi doğduğundan beri tanıyor.
- I was born on February 14, 1960.
- 14 Şubat 1960'ta doğdum.
- I met them before you were born.
- Onlarla sen doğmadan önce tanıştım.
- I was born and bred in Britain.
- Ben İngiltere'de doğdum ve büyüdüm.
- Tom was born in the winter.
- Tom kışın doğdu.
- Both of my parents were born in Boston.
- Ebeveynlerimin ikisi de Boston'da doğdu.
- He was born with an incompletely formed heart valve.
- Kalp kapakçığı tam oluşmamış bir şekilde doğdu.
- She was born with a silver spoon in her mouth.
- O, ağzında gümüş bir kaşıkla doğmuş.
- Tom was born the year after Mary was born.
- Tom Mary doğduktan sonraki yıl doğdu.
- Our great-great-grandmother died the day after my elder sister was born.
- Bizim büyük büyük büyük annemiz ablam doğduktan sonraki gün öldü.
- She feared cancer would kill her husband before their great-grandson was born.
- Büyük torunları doğmadan önce kanserin kocasını öldüreceğinden korkuyordu.
- There is no telling exactly when the earth was born.
- Dünyanın tam olarak ne zaman doğduğunu söylemek mümkün değil.
- All of my children were born in Boston.
- Bütün çocuklarım Boston'da doğdu.
- George Washington was born on the twenty-second of February seventeen thirty-two.
- George Washington 1732 Şubat'ının yirmi ikisinde doğdu.
- Tom might know where Mary was born.
- Tom, Mary'nin nerede doğduğunu biliyor olabilir.
- Newton was born in the same year that Galileo died.
- Newton, Galileo'nun öldüğü yılda doğdu.
- None of my children were born in Boston.
- Çocuklarımın hiçbiri Boston'da doğmadı.
- Tom was born in Boston and he grew up there.
- Tom, Boston'da doğdu ve orada büyüdü.
- I was born in San Francisco.
- Ben San Francisco'da doğdum.
- Tom asked Mary where she was born.
- Tom, Mary'ye nerede doğduğunu sordu.
- Who knows when Tom was born?
- Tom'un ne zaman doğduğunu kim biliyor?
- Tom was born premature.
- Tom prematüre doğdu.
- This is the village where I was born.
- Burası doğduğum köy.
- Tom doesn't know precisely where he was born.
- Tom tam olarak nerede doğduğunu bilmiyor.
- This is the village where I was born.
- Bu benim doğduğum köydür.
- Tom was born in Boston in 2013.
- Tom 2013'te Boston'da doğdu.
- Tom asked me where Mary was born.
- Tom bana Mary'nin nerede doğduğunu sordu.
- This is the hospital where I was born.
- Burası benim doğduğum hastane.
- They say that she was born in Germany.
- Almanya'da doğduğunu söylüyorlar.
- He was born in Osaka.
- O Osaka'da doğdu.
- They say that he was born in Germany.
- Onun Almanya'da doğduğunu söylüyorlar.
- I often wish I'd been born a man.
- Sık sık keşke erkek olarak doğsaydım diyorum.
- Tom was a mean man before his daughter was born.
- Tom kızı doğmadan önce cimri bir adamdı.
- I was born in 1980.
- 1980'de doğdum.
- Tom said he didn't know when Mary was born.
- Tom, Mary'nin ne zaman doğduğunu bilmediğini söyledi.
- This is the place where my father was born.
- Burası babamın doğduğu yer.
- He was born to be a painter.
- Ressam olmak için doğmuş.
- Copernicus was born in Toruń.
- Kopernik, Toruń'da doğdu.
- I was born in Finland.
- Ben Finlandiya'da doğdum.
- I'm sorry that I was born!
- Ben doğduğum için üzgünüm!
- I was born in this hospital.
- Bu hastanede doğdum.
- Christ was born in 4BC.
- İsa, M.Ö. 4 yılında doğdu.
- Your dog was born this year.
- Köpeğin bu yıl doğdu.
- Tom was born in a small town not too far from Boston.
- Tom, Boston'dan çok uzak olmayan ufak bir kentte doğdu.
- I was born this way!
- Ben bu şekilde doğdum!
- Here is the hospital where I was born.
- Burası doğduğum hastane.
- Tom was born in Boston and he grew up in Boston.
- Tom, Boston'da doğdu ve büyüdü.
- Muhammed was born in Mecca.
- Muhammed (s.a.v.) Mekke'de doğdu.
- Valentine was born in Havre in 1911.
- Valentine 1911 yılında Havre'da doğdu.
- Tom was born on a farm not too far from here.
- Tom buradan çok uzak olmayan bir çiftlikte doğdu.
- Who was born in Armenia is Armenian.
- Ermenistan'da doğanlar Ermenidirler.
- I've known Tom since he was born.
- Tom'u doğduğundan beri tanıyorum.
- I was born in 1988.
- Ben 1988'de doğdum.
- Christ was born in 4BC.
- Hz. İsa, İsa'dan önce 4 yılında doğdu.
- No one is born wise, but many die stupid.
- Kimse bilge doğmaz, ama çoğu aptal ölür.
- Sami was born out of wedlock in Egypt.
- Sami Mısır'da evlilik dışı doğdu.
- George Washington was born on 22nd February 1732.
- George Washington 22 Şubat 1732'de doğdu.
- Tom was born in the nineties.
- Tom doksanlı yıllarda doğdu.
- Urbain Jean Joseph Le Verrier was born in 1811 at Saint-Lô, France.
- Urbain Jean Joseph Le Verrier 1811'de Saint-Lô, Fransa'da doğdu.
- I wish you'd never been born.
- Keşke hiç doğmasaydın.
- Tom was born on a ship.
- Tom bir gemide doğdu.
- Tom's father died before he was born.
- Tom'un babası o doğmadan önce öldü.
- He was born in England, but was educated in America.
- İngiltere'de doğdu ama Amerika'da eğitim gördü.
- Urbain Jean Joseph Le Verrier was born in 1811 at Saint-Lô, France.
- Urbain Jean Joseph Le Verrier 1811 yılında Fransa'nın Saint-Lô kentinde doğdu.
- Stanisław Lem was born in 1921 in Lviv, Poland (now Ukraine).
- Stanislaw Lem 1921 yılında Lviv, Polonya'da (şimdi Ukrayna) doğdu.
- All of her children were born with Down syndrome.
- Tüm çocukları Down sendromlu olarak doğdu.
- I was born in Israel.
- Ben İsrail'de doğdum.
- I was born in the winter.
- Ben kışın doğdum.
- Tom was born on a plane.
- Tom bir uçakta doğdu.
- His wife gave birth to a baby, who was born healthy.
- Karısı bir bebek doğurdu ve sağlıklı doğdu.
- I don't know exactly where I was born.
- Tam olarak nerede doğduğumu bilmiyorum.
- All of my children were born in Boston.
- Çocuklarımın hepsi Boston'da doğdu.
- I visited the house in which Shakespeare was born.
- Shakespeare'in doğduğu evi ziyaret ettim.
- I've known Tom since he was born.
- Doğduğundan beri Tom'u tanıyorum.
- Tom was born to be an artist.
- Tom sanatçı olmak için doğmuştu.
- 1980 was the year that I was born.
- 1980 benim doğduğum yıldı.
- I was born and raised in a small village.
- Küçük bir köyde doğdum ve büyüdüm.
- She was born in the United States and grew up in Japan.
- Amerika Birleşik Devletleri'nde doğdu ve Japonya'da büyüdü.
- This cottage reminds me of the one I was born in.
- Bu ev bana doğduğum evi hatırlatıyor.
- I was born on October 10, 1972.
- 10 Ekim 1972'de doğdum.
- The hospital where Tom was born is in Boston.
- Tom'un doğduğu hastane Boston'da.
- If Jesus Christ was born in September or October, whose birth are Catholics celebrating at the end of the month of December?
- Eğer İsa Mesih Eylül ya da Ekim ayında doğduysa, Katolikler Aralık ayının sonunda kimin doğumunu kutluyorlar?
- Tom was born to be an artist.
- Tom bir ressam olmak için doğmuş.
- I feel like I was born in the wrong era.
- Yanlış çağda doğmuşum gibi hissediyorum.
- Tom lives in the house he was born in.
- Tom doğduğu evde yaşıyor.
- She was born in 1960.
- O, 1960 yılında doğdu.
- Not all of us are born with musical talent.
- Hepimiz müzik yeteneğiyle doğmuyoruz.
- I was born here.
- Burada doğdum.
- I was born and raised in the country.
- Ben taşrada doğdum ve büyüdüm.
- Tom told me his father was born in Boston.
- Tom bana babasının Boston'da doğduğunu söyledi.
- If I hadn't been born, how would the world be?
- Ben doğmamış olsaydım, dünya nasıl olurdu?
- Tom was born in China and sent to the US for adoption at the age of three.
- Tom, Çin'de doğdu ve üç yaşındayken evlat edinilmek için ABD'ye gönderildi.
- Odette was born in Nantes in 1905.
- Odette 1905 yılında Nantes'ta doğdu.
- He was born in Nagasaki.
- Nagasaki'de doğdu.
- Yuri Gagarin was born near Moscow, Russia on March 9, 1934.
- Yuri Gagarin 9 Mart 1934'te Moskova, Rusya yakınlarında doğdu.
- Tom was born blind.
- Tom kör doğdu.
- Tom died before Mary was born.
- Tom, Mary doğmadan önce öldü.
- We were born on the same day.
- Biz aynı gün doğmuşuz.
- Italo Calvino was born on the island of Cuba in 1923.
- Italo Calvino 1923 yılında Küba adasında doğdu.
- Jesus was born in the time of King Herod.
- İsa, Kral Herod zamanında doğdu.
- John Kerry was born in Colorado in 1943.
- John Kerry, 1943 yılında Colorado'da doğdu.
- She was born in 1946, on August 19, in California.
- 1946'da, 19 Ağustos'ta Kaliforniya'da doğdu.
- My life would probably have been quite different if I had been born a month later.
- Bir ay sonra doğmuş olsaydım hayatım muhtemelen çok farklı olurdu.
- Molière was born in 1622.
- Molière 1622'de doğdu.
- Tom's father was born in Boston.
- Tom'un babası Boston'da doğmuş.
- He was born to be a painter.
- O bir ressam olmak için doğdu.
- We are born crying, spend our lives complaining, and die disappointed.
- Ağlayarak doğarız, hayatımızı şikayet ederek geçiririz ve hayal kırıklığına uğramış olarak ölürüz.
- Have you visited the town where your father was born?
- Babanın doğduğu kenti ziyaret ettin mi?
- Tom didn't want to go back to where he was born.
- Tom doğduğu yere geri dönmek istemedi.
- I was born in Osaka on March 5, 1977.
- Ben 5 Mart 1977'de Osaka'da doğdum.
- She was born and brought up in Osaka.
- Osaka'da doğdu ve büyüdü.
- John Kerry was born in Colorado in 1943.
- John Kerry 1943'te Colorado'da doğdu.
- I was born and raised right here.
- Burada doğdum ve büyüdüm.
- That's the house where Tom was born.
- Bu Tom'un doğduğu ev.
- Sami was born and raised Muslim.
- Sami Müslüman olarak doğdu ve büyüdü.
- We are born crying, spend our lives complaining, and die disappointed.
- Biz ağlayarak doğarız, hayatlarımızı şikayet ederek geçiririz ve hayal kırıklığına uğramış olarak ölürüz.
- Their daughter Chelsea was born in 1980.
- Kızları Chelsea 1980 yılında doğdu.
- As far as I know, he was born in Italy.
- Bildiğim kadarıyla, İtalya'da doğmuş.
- All our children were born in Kabylie.
- Tüm çocuklarımız Kabiliye'de doğdu.
- A person who is born in France is a French.
- Fransa'da doğan bir kişi Fransız'dır.
- He was born in the United States.
- O, Birleşik Devletler'de doğdu.
- Tom was born in the wrong century.
- Tom yanlış yüzyılda doğdu.
- Tom might know where Mary was born.
- Tom Mary'nin nerede doğduğunu bilebilir.
- I was born in the Soviet Union.
- Ben Sovyetler Birliği'nde doğdum.
- He made a lot of money in New York and went back to the small town where he was born.
- New York'ta çok para kazandı ve doğduğu küçük kasabaya geri döndü.
- He was born on July 28th, 1888.
- O, 28 Temmuz, 1888'de doğdu.
- Tom doesn't really know where he was born.
- Tom nerede doğduğunu gerçekten bilmiyor.
- I was born in Israel in 2002.
- Ben 2002'de İsrail'de doğdum.
- I was born in Hiroshima in 1945.
- 1945'te Hiroshima'da doğdum.
- Jones was born in the United States.
- Jones, Amerika Birleşik Devletleri'nde doğdu.
- Catherine was born in 1985.
- Catherine 1985'te doğdu.
- An orator is made, but a poet is born.
- Bir hatip yapılır, ama bir şair doğar.
- My parents were born in Aichi Prefecture.
- Ebeveynlerim Aichi ilinde doğdu.
- I don't know what year he was born.
- Hangi yıl doğduğunu bilmiyorum.
- Sami was born in Waco, Texas.
- Sami Waco, Teksas'ta doğdu.
- Life would be infinitely happier if we could only be born at the age of eighty and gradually approach eighteen.
- Seksen yaşında doğup yavaş yavaş on sekiz yaşına yaklaşabilseydik, hayat sonsuz derecede daha mutlu olurdu.
- I was born in Kyoto in 1980.
- 1980'de Kyoto'da doğdum.
- My grandfather died in the same room in which he was born.
- Büyükbabam doğduğu odada öldü.
- I can't remember where Tom was born.
- Tom'un nerede doğduğunu hatırlayamıyorum.
- I was born in the wrong generation.
- Ben yanlış nesilde doğmuşum.
- It all started the day I was born.
- Her şey benim doğduğum gün başladı.
- Kindness is born out of strength.
- Nezaket güçten doğar.
- I was born in 1977 in Osaka.
- 1977'de Osaka'da doğdum.
- Be born, get married, and die; always bring money.
- Doğ, evlen ve öl; her zaman para getir.
- That's the village I was born in.
- Bu benim doğduğum köy.
- I was an architect before you were born.
- Sen doğmadan önce ben mimardım.
- I met Tom before you were born.
- Sen doğmadan önce ben Tom'la tanıştım.
- The child was born a month ago, but still has no name.
- Çocuk bir ay önce doğdu, ancak hâlâ adı yok.
- She was born in the United States and grew up in Japan.
- O, Amerika Birleşik Devletleri'nde doğdu ve Japonya'da büyüdü.
- I was born in Israel in 2002.
- 2002'de İsrail'de doğdum.
- Tom was born in the nineties.
- Tom doksanlarda doğdu.
- John was born in America.
- John, Amerika'da doğdu.
- I was born in Boston, but grew up in Chicago.
- Boston'da doğdum ama Chicago'da büyüdüm.
- I've known your father since before you were born.
- Sen doğmadan öncesinden beri babanı tanıyorum.
- Tom was born in the 1990s.
- Tom 1990'larda doğdu.
- Tom was born and raised in Boston.
- Tom Boston'da doğdu ve büyüdü.
- Tom and I were born on the same day.
- Tom ve ben aynı günde doğduk.
- Tom was born and raised in Ohio.
- Tom Ohio'da doğdu ve büyüdü.
- She was born in Rome.
- O Roma'da doğdu.
- The house where my father was born is just around the corner.
- Babamın doğduğu ev tam köşede.
- I was born in October.
- Ben Ekim'de doğdum.
- Sami was born and raised Muslim.
- Sami Müslüman olarak doğdu ve yetiştirildi.
- He was born in a palace that isn't there any more.
- O, artık orada olmayan bir sarayda doğmuş.
- She was born with a silver spoon in her mouth.
- Ağzında gümüş bir kaşıkla doğdu.
- I was born in 1979.
- 1979 yılında doğdum.
- Tom was born in 2013 in Boston.
- Tom 2013 yılında Boston'da doğdu.
- This is the place where Tom was born.
- Burası Tom'un doğduğu yer.
- My father was born in Michigan.
- Babam Michigan'da doğdu.
- I was born in 1988.
- 1988'de doğdum.
- Natasha was born in Russia, but she doesn’t speak Russian.
- Natasha Rusya'da doğdu ama o Rusça bilmiyor.
- They were born in Thailand.
- Tayland'da doğdular.
- It's only a stone's throw away from where I was born.
- Orası, doğduğum yerden sadece bir taş atımı uzaklıkta.
- I was born in Hiroshima in 1945.
- 1945'te Hiroşima'da doğdum.
- I was a sophomore in college the year Tom was born.
- Tom'un doğduğu yıl üniversitede ikinci sınıf öğrencisiydim.
- He was born in Athens in 1956.
- O, 1956 yılında Atina'da doğdu.
- I'm glad you were born.
- Doğduğuna sevindim.
- That man was born lucky.
- Bu adam şanslı doğmuş.
- He lives far from the city in which he was born.
- Doğduğu şehirden uzaklarda yaşıyor.
- He was born in a palace that isn't there any more.
- O artık orada olmayan bir sarayda doğdu.
- I was born in Boston, but I grew up in Chicago.
- Boston'da doğdum ama Chicago'da büyüdüm.
- Angela Merkel was born in East Germany.
- Angela Merkel Doğu Almanya'da doğdu.
- I was born in Boston, but I grew up in Chicago.
- Boston'da doğdum, ama Chicago'da büyüdüm.
- I was born on an ill-fated day.
- Talihsiz bir günde doğdum.
- I am wise enough to think that if one is born a fish, it is more dignified to die under the water than in the frying pan.
- İnsan balık olarak doğmuşsa, suyun altında ölmenin kızartma tavasında ölmekten daha onurlu olduğunu düşünecek kadar akıllıyım.
- My dad died before I was born.
- Babam, ben doğmadan önce öldü.
- My grandfather was born in 1920.
- Dedem 1920'de doğmuş.
- Tom was born in Australia.
- Tom Avustralya'da doğdu.
- She was born last year.
- O geçen yıl doğdu.
- I was born and raised in the country.
- Ben kırsalda doğdum ve büyüdüm.
- I was born in Tokyo.
- Tokyo'da doğdum.
- This is where I was born and brought up.
- Bu doğduğum ve büyüdüğüm yerdir.
- This is the house where he was born.
- Bu onun doğduğu evdir.
- We were born to die.
- Ölmek için doğduk.
- Tom was born in a tiny town in Alabama.
- Tom, Alabama'da küçük bir kasabada doğmuştu.
- Tom was born to be a singer.
- Tom şarkıcı olmak için doğdu.
- He was born in America.
- O Amerika'da doğdu.
- I was born and brought up here.
- Ben burada doğdum ve büyüdüm.
- Tom says he was born in Boston.
- Tom Boston'da doğduğunu söylüyor.
- Is this the town where Mika was born?
- Burası Mika'nın doğduğu kasaba mı?
- Tom was born three days before Christmas of 2013.
- Tom 2013 Noel'inden üç gün önce doğdu.
- This is where I was born and brought up.
- Bu, doğduğum ve büyüdüğüm yerdir.
- They were born one month apart in 1970.
- 1970'te bir ay arayla doğdular.
- Jesus was born of Mary.
- İsa Meryem'den doğdu.
- I was born in Osaka, but I was brought up in Tokyo.
- Osaka'da doğdum ama Tokyo'da yetiştirildim.
- She was born in a remote village in Nepal.
- Nepal'in ücra bir köyünde doğdu.
- I was born like this.
- Ben böyle doğmuşum.
- Neither Tom nor Mary was born in Boston.
- Ne Tom ne de Mary Boston'da doğdu.
- Do you know where he was born?
- Onun nerede doğduğunu biliyor musun?
- Sami was born in Waco, Texas.
- Sami, Teksas'taki Waco'da doğdu.
- My parents have been married since before I was born.
- Ebeveynlerim ben doğmadan önce evlendiler.
- Holly Black was born in a decrepit Victorian house in New Jersey.
- Holly Black, New Jersey'deki Viktorya tipi yıkık dökük bir evde doğdu.
- I was born in Australia.
- Ben Avustralya'da doğdum.
- Man is born a sinner.
- İnsan günahkâr olarak doğar.
- They were born in Thailand.
- Onlar Tayland doğumlular.
- Tom was as naked as the day he was born.
- Tom doğduğu günkü kadar çıplaktı.
- Tom still lives in the house he was born in.
- Tom hala doğduğu evde yaşıyor.
- All of my great-grandparents died before I was born.
- Bütün büyük büyükbabalarım ben doğmadan önce ölmüş.
- He was born in Rome.
- Roma'da doğdu.
- I was born on a farm.
- Bir çiftlikte doğdum.
- I was born in Prague.
- Ben Prag'da doğdum.
- Their daughter Chelsea was born in 1980.
- Kızları Chelsea, 1980 yılında doğdu.
- Achille was born in 1908 in Paris.
- Achille 1908'de Paris'te doğdu.
- Tom probably knows where Mary was born.
- Tom muhtemelen Mary'nin nerede doğduğunu bilir.
- He had been living in Nagano for seven years when his daughter was born.
- Kızı doğduğunda, o yedi yıl boyunca Nagano'da yaşıyordu.
- She wished she had been born twenty years earlier.
- O, yirmi yıl önce doğmuş olmayı diledi.
- I was born the year that my grandfather died.
- Büyükbabamın öldüğü yıl doğdum.
- Has Tom ever told you where he was born?
- Tom nerede doğduğunu hiç sana söyledi mi?
- I was born on January 22, 1933.
- Ben 22 Ocak 1933 tarihinde doğdum.
- I didn't know that you were born in Boston, too.
- Senin de Boston'da doğduğunu bilmiyordum.
- The poor child was born deaf and dumb.
- Zavallı çocuk sağır ve dilsiz doğmuş.
- Tom said he didn't really know where he was born.
- Tom nerede doğduğunu gerçekten bilmediğini söyledi.
- It rained the day that he was born.
- Onun doğduğu gün, tüm gün yağmur yağmıştı.
- This is the house where the famous novelist was born.
- Burası ünlü roman yazarının doğduğu ev.
- He was born in 1960.
- 1960'da doğdu.
- This is the village where my father was born.
- Bu, babamın doğduğu köydür.
- Tom's great-grandfather was born blind.
- Tom'un büyük büyükbabası kör doğdu.
- I was born in 1960.
- Ben 1960 yılında doğdum.
- This is the house in which I was born and brought up.
- Burası doğduğum ve büyüdüğüm ev.
- All our children were born in Kabylie.
- Bütün çocuklarımız Kabylie'de doğdu.
- He was born in 1960.
- O, 1960 yılında doğdu.
- I was born October 10th, 1972.
- Ben 10 Ekim 1972'de doğdum.
- I was born in the year nineteen hundred and seventy-two.
- Ben bin dokuz yüz yetmiş iki yılında doğdum.
- Tom told me he was born in this hospital.
- Tom bana bu hastanede doğduğunu söyledi.
- This cottage reminds me of the one I was born in.
- Bu kulübe bana doğduğum evi hatırlatıyor.
- I was born in 1982.
- Ben 1982'de doğdum.
- He was born on the 28th July 1888.
- 28 Temmuz 1888'de doğdu.
- I was born in 1960.
- 1960 yılında doğdum.
- I was born on October 10th, 1972.
- Ben 10 Ekim 1972'de doğdum.
- Caitríona was born in 1985.
- Caitríona 1985'te doğdu.
- Holly Black was born in a decrepit Victorian house in New Jersey.
- Holly Black, New Jersey'de Viktorya döneminden kalma köhne bir evde doğdu.
- Since he was born on February 29th, Tom celebrates his birthday every four years.
- Tom 29 Şubat'ta doğduğu için doğum gününü dört yılda bir kutluyor.
- My parents were living in Boston when I was born.
- Ben doğduğumda ebeveynlerim Boston'da yaşıyordu.
- John was born in the United States.
- John, Birleşik Devletler'de doğdu.
- Muhammed was born in Mecca.
- Muhammed Mekke'de doğdu.
- One year later, Paul was born.
- Bir yıl sonra, Paul doğdu.
- My father died before I was born.
- Babam ben doğmadan önce ölmüş.
- This is the place where Tom was born.
- Bu Tom'un doğduğu yer.
- This is the house where I was born.
- Bu, benim doğduğum evdir.
- My dad died before I was born.
- Babam ben doğmadan önce ölmüş.
- Tom doesn't know where Mary was born.
- Tom, Mary'nin nerede doğduğunu bilmiyor.
- He didn't say in which year he was born.
- O, doğduğu yılı söylemedi.
- Tom lives in the house where he was born.
- Tom doğduğu evde yaşıyor.
- Bob was born in the same year as you.
- Bob seninle aynı yıl doğdu.
- Tom was born a month premature.
- Tom bir ay erken doğmuştu.
- I wish I'd never been born.
- Keşke hiç doğmasaydım.
- He was born so poor that he received hardly any school education.
- O kadar fakir doğdu ki neredeyse hiç okul eğitimi almadı.
- She was born in Mexico.
- Meksika'da doğmuş.
- The place where my mother was born is located in the east of our country.
- Annemin doğduğu yer ülkemizin doğusunda bulunmaktadır.
- We were born in the same year.
- Aynı yıl doğduk.
- My father planted this tree the year I was born.
- Bu ağacı ben doğduğum yıl babam dikmişti.
- I was born there.
- Orada doğdum.
- I was born prematurely.
- Erken doğmuşum.
- Isaac Newton was born on December 25, 1642.
- Isaac Newton 25 Aralık 1642'de doğdu.
- He was born on the twenty-second of February.
- Şubat'ın yirmi ikisinde doğdu.
- Your dog was born this year.
- Köpeğiniz bu yıl doğdu.
- As far as I know, he was born in Italy.
- Bildiğim kadarıyla İtalya'da doğdu.
- Tom was born a month premature.
- Tom bir ay erken doğdu.
- I was born and raised in Australia.
- Ben Avustralya'da doğdum ve büyüdüm.
- Sergei Pavlovich Korolev was born in 1906 in the Ukraine, then a part of Russia.
- Sergei Pavloviç Korolyov o zaman Rusya'nın bir parçası olan Ukrayna'da, 1906 yılında doğdu.
- I was born, raised and live in Medellín, Columbia.
- Kolombiya, Medellin'de doğdum, büyüdüm ve yaşıyorum.
- I was born in Matsuyama and was educated there.
- Ben Matsuyama'da doğdum ve orada eğitim gördüm.
- The home where Atatürk was born is in Thessaloniki.
- Atatürk'ün doğduğu ev Selânik'tedir.
- Whoever is born in Austria, is an Austrian.
- Kim Avusturya'da doğarsa, Avusturyalıdır.
- Tom was as naked as the day he was born.
- Tom, anadan doğma çıplaktı.
- I was born just a few minutes before my brother Dan.
- Erkek kardeşim Dan'dan yalnızca birkaç dakika önce doğdum.
- What happens to babies who are born at sea?
- Denizde doğan bebeklere ne olur?
- You've been high on drugs since you were born.
- Sen doğduğundan beri uyuşturucunun etkisindesin.
- Jones was born in the US.
- Jones Amerika'da doğdu.
- They were born in Tacuarembó.
- Onlar Tacuarembo'da doğdular.
- All people are born equal.
- Bütün insanlar eşit doğar.
- He was born to be a technician.
- O bir teknisyen olmak için doğdu.
- Daniel Gabriel Fahrenheit was born in 1686 in Danzig.
- Daniel Gabriel Fahrenheit 1686'da Danzig'de doğdu.
- Tom was born the same day as his cat.
- Tom kedisiyle aynı gün doğdu.
- He was born in a village near Teheran.
- O, Tahran yakınlarındaki bir köyde doğdu.
- Arnold Schwarzenegger was born in Austria.
- Arnold Schwarzenegger Avusturya'da doğdu.
- Did Tom ever tell you where he was born?
- Tom sana hiç nerede doğduğunu söyledi mi?
- He was a mean man before his daughter was born.
- Kızı doğmadan önce kötü bir adamdı.
- That's where I was born.
- Ben orada doğdum.
- I was born in Boston.
- Boston'da doğdum.
- Tom was born the year after Mary was born.
- Tom, Mary'nin doğumundan bir yıl sonra doğdu.
- Tom doesn't know when Mary was born.
- Tom, Mary'nin ne zaman doğduğunu bilmiyor.
- I know where you were born.
- Nerede doğduğunuzu biliyorum.
- Wassily Kandinsky was born on the 16th of December 1866 in Moscow.
- Wassily Kandinsky 16 Aralık 1866'da Moskova'da doğdu.
- I was born during the Showa era.
- Ben Showa döneminde doğdum.
- We were born on the same day.
- Biz aynı günde doğduk.
- I would rather have been born in Japan.
- Japonya'da doğmuş olmayı tercih ederdim.
- I was born the year my grandfather died.
- Büyükbabamın öldüğü yıl doğmuşum.
- I can't remember where you were born.
- Nerede doğduğunu hatırlayamıyorum.
- I was born in Mexico on a beautiful day in May.
- Mayıs ayının güzel bir gününde Meksika'da doğdum.
- Tom was born lucky.
- Tom şanslı doğmuş.
- Talented people are born every day.
- Her gün yetenekli insanlar doğuyor.
- 1980 was the year that I was born.
- 1980 doğduğum yıldı.
- Both Tom and Mary were born in Boston.
- Hem Tom hem de Mary Boston'da doğdu.
- Here is the hospital where I was born.
- İşte doğduğum hastane.
- He was born in Ohio but brought up in Texas.
- Ohio'da doğdu ama Teksas'ta büyüdü.
- John was born in the US.
- John ABD'de doğdu.
- Tom says that he was born in Boston.
- Tom Boston'da doğduğunu söylüyor.
- Nobody seems to know where Tom was born.
- Kimse Tom'un nerede doğduğunu bilmiyor.
- Tom was born during the Gay Nineties.
- Tom, 1900'lerin son dekadında doğdu.
- Men are born and remain free and equal in rights.
- İnsanlar özgür ve eşit haklara sahip olarak doğarlar ve öyle kalırlar.
- Was it in May that I was born?
- Mayıs ayında mı doğdum?
- Tom asked Mary where she was born.
- Tom Mary'ye nerede doğduğunu sordu.
- He was born on the twenty-second of February.
- O yirmi iki şubat'ta doğdu.
- Kaiser was born in Germany.
- Kaiser, Almanya'da doğdu.
- It doesn't matter where you were born.
- Nerede doğduğunuz önemli değil.
- I was born on June 4, 1974.
- 4 Haziran 1974'te doğdum.
- Muhammad was born in Mecca.
- Muhammet, Mekke'de doğdu.
- I feel like I was born in the wrong time.
- Yanlış zamanda doğmuşum gibi hissediyorum.
- I was a sophomore in college the year Tom was born.
- Tom'un doğduğu yıl üniversitede ikinci sınıftaydım.
- Tom has been doing that since he was born.
- Tom, doğduğundan beri bunu yapıyor.
- He was born in the 19th century.
- O ondokuzuncu yüzyılda doğdu.
- Neither Tom nor Mary was born in Boston.
- Ne Tom ne de Mary Boston'da doğmuştu.
- He was born to be a technician.
- Teknisyen olmak için doğmuş.
- He was born in a small village in the south of Turkey.
- Türkiye'nin güneyinde küçük bir köyde doğdu.
- Tom has known Mary since she was born.
- Tom o doğduğundan beri Mary'yi tanıyor.
- She was born and brought up on the backstreets.
- O arka sokaklarda doğup büyüdü.
- Bruce Springsteen was born in New Jersey.
- Bruce Springsteen New Jersey'de doğdu.
- I was born in Tokyo in 1968.
- 1968'de Tokyo'da doğdum.
- His father was a wealthy, uneducated farmer who died three months before Newton was born.
- Babası zengin, eğitimsiz bir çiftçiydi ve Newton doğmadan üç ay önce öldü.
- I was born in Yokohama.
- Yokohama'da doğdum.
- I was born blind.
- Ben kör doğdum.
- Tom was born on the 20th of October.
- Tom, 20 Ekim’de doğdu.
- One year later, Paul was born.
- Bir yıl sonra Paul doğdu.
- I was born in that house.
- Ben o evde doğdum.
- Fadil was born in Waco, Texas.
- Fadıl Waco, Teksas'ta doğmuştur.
- Tom was born in Boston on October 20, 2013.
- Tom, 20 Ekim 2013'de Boston'da doğdu.
- It doesn't matter where you were born.
- Nerede doğduğunuzun önemi yok.
- I was born on March 22, 1962.
- 22 Mart 1962'de doğdum.
- We don't even know when Tom was born.
- Tom'un ne zaman doğduğunu bile bilmiyoruz.
- He was born three days before New Year's Day of 2011.
- 2011 yılbaşından üç gün önce doğdu.
- Jesus was born in Bethlehem.
- İsa Beytüllahim'de doğdu.
- She was born in Ohio.
- Ohio'da doğdu.
- He didn't say in which year he was born.
- Hangi yılda doğduğunu söylemedi.
- Tom didn't know where Mary was born.
- Tom, Mary'nin nerede doğduğunu bilmiyordu.
- None of my children were born in Boston.
- Çocuklarımdan hiçbiri Boston'da doğmadı.
- I was born in 1982 in Athens, where I still live today.
- 1982'de Atina'da doğdum, bugün hâlâ orada yaşıyorum.
- Atatürk was born in 1881, Thessaloniki.
- Atatürk 1881'de Selanik'te doğdu.
- The home where Atatürk was born is in Thessaloniki.
- Atatürk'ün doğduğu ev Selanik'tedir.
- I was born in a mountainous area.
- Dağlık bir bölgede doğdum.
- Mother Teresa was born in Yugoslavia in 1910.
- Rahibe Teresa, 1910 yılında Yugoslavya'da doğdu.
- I wish I'd been born a Canadian.
- Keşke bir Kanadalı olarak doğsaydım.
- Sami was born in the Philippines.
- Sami Filipinler'de doğdu.
- He had been living in Nagano for seven years when his daughter was born.
- Kızı doğduğunda yedi yıldır Nagano'da yaşıyordu.
- I was born in Asmara.
- Ben Asmara'da doğdum.
- For all I know, he was born in Italy.
- Bildiğim kadarıyla o İtalya'da doğmuş.
- Natasha was born in Russia, but she doesn’t speak Russian.
- Natasha Rusya'da doğdu ama Rusça bilmiyor.
- He was born here.
- Burada doğdu.
- He was born in the winter.
- O kışın doğdu.
- Although he was born in England, he speaks English very badly.
- İngiltere'de doğmasına rağmen İngilizceyi çok kötü konuşuyor.
- You're lucky you were born in this beautiful city.
- Bu güzel şehirde doğduğun için şanslısın.
- She was born in England.
- O İngiltere'de doğdu.
- I was born near Boston.
- Boston yakınlarında doğdum.
- I was born on the twenty second of November, nineteen forty eight.
- Bin dokuz yüz kırk sekiz yılının Kasım ayının yirmi ikisinde doğdum.
- Our great-great-grandmother died the day after my elder sister was born.
- Büyük büyük büyükannemiz, ablam doğduktan bir gün sonra öldü.
- John was born in the US.
- John Amerika'da doğdu.
- Tom was born during the Gay Nineties.
- Tom 19. yüzyılın son on yılında doğmuştu.
- Do you remember the town he was born in?
- Doğduğu kasabayı hatırlıyor musun?
- I was born rich.
- Ben zengin doğmuşum.
- I don't know where I was born.
- Nerede doğduğumu bilmiyorum.
- The universe was born more than 12 billion years ago.
- Evren 12 milyar yıl önce doğdu.
- I was born in America.
- Ben Amerika'da doğdum.
- He was born in England, but was educated in America.
- O İngiltere'de doğdu ama Amerika'da eğitim gördü.
- I was born in the north, but now I live in Florida.
- Kuzeyde doğdum ama şimdi Florida'da yaşıyorum.
- Tom was born in the back of a taxi.
- Tom bir taksinin arkasında doğdu.
- He was born in the 19th century.
- O, 19. yüzyılda doğdu.
- I was born in Russia.
- Rusya'da doğdum.
- I've noticed that everyone who is for abortion has already been born.
- Kürtajı savunan herkesin çoktan doğmuş olduğunu fark ettim.
- Tom's parents were born outside Canada.
- Tom'un anne babası Kanada dışında doğmuş.
- She was born lucky.
- O şanslı doğmuş.
- Tom was born in a small town not too far from Boston.
- Tom, Boston'dan çok uzak olmayan küçük bir kasabada doğdu.
- My grandparents died before I was born.
- Büyükannem ve büyükbabam ben doğmadan önce ölmüşler.
- Do you remember the town where he was born?
- Doğduğu kasabayı hatırlıyor musun?
- I was born in Australia in 2013.
- 2013'te Avustralya'da doğdum.
- Fadil was born during the Great Depression.
- Fadıl, Büyük Bunalım sırasında doğdu.
- I was born in 2013.
- Ben 2013'te doğdum.
- I was born in Brazil.
- Brezilya'da doğdum.
- I was an architect before you were born.
- Sen doğmadan önce ben bir mimardım.
- I don't know when Tom was born.
- Tom'un ne zaman doğduğunu bilmiyorum.
- Who is born in Sweden is Swedish.
- Kim İsveç'te doğduysa İsveçlidir.
- She was born in the nineties.
- O doksanlı yıllarda doğdu.
- I was born in 1933.
- Ben 1933 yılında doğdum.
- She was born lucky.
- O şanslı doğdu.
- Tom Jackson was born in Boston on October 20, 1995.
- Tom Jackson 20 Ekim 1995'te Boston'da doğdu.
- Both of my parents were born in Boston.
- Annem de babam da Boston'da doğdu.
- Donna was born with a silver spoon in her mouth.
- Donna varlıklı bir ailede doğdu.
- She wished she had been born twenty years earlier.
- Yirmi yıl önce doğmuş olmayı diledi.
- They were born in Tacuarembó.
- Tacuarembó'da doğdular.
- Dan was born in that castle.
- Dan o kalede doğdu.
- I was born in Italy, therefore I am very handsome.
- İtalya'da doğdum, bu nedenle çok yakışıklıyım.
- John was born in the United States.
- John Amerika'da doğdu.
- I was born blind.
- Ben kör doğmuşum.
- I was born in 1979.
- 1979'da doğdum.
- This is the house in which I was born and brought up.
- İçinde doğduğum ve büyüdüğüm ev budur.
- Mary was born in Australia, but is a Dutch citizen.
- Mary Avustralya'da doğdu ama Hollanda vatandaşı.
- Do you know where she was born?
- Nerede doğduğunu biliyor musun?
- He was born poor, but died a millionaire.
- O fakir doğdu ama bir milyoner olarak öldü.
- Sami and Layla were born Muslim.
- Sami ve Layla Müslüman olarak doğdular.
- They say that she was born in Germany.
- Onun Almanya'da doğduğunu söylüyorlar.
- I was born prematurely.
- Prematüre doğmuşum.
- Do you think I was born yesterday?
- Dün doğmuş gibi bir halim mi var?
- He was born in Osaka.
- Osaka'da doğdu.
- She was born in America.
- O, Amerika'da doğdu.
- It was built before I was born.
- Bu ben doğmadan önce inşa edilmiştir.
- I was born on the 22 of November 1948.
- 22 Kasım 1948'de doğdum.
- It is not clear when and where she was born.
- Onun ne zaman ve nerede doğduğu belli değildir.
- Layla was born half a century ago.
- Leyla yarım yüzyıl önce doğdu.
- Tom was born in October.
- Tom Ekim'de doğdu.
- It was built before I was born.
- Ben doğmadan önce inşa edilmiş.
- Some men are born to good luck.
- Bazı erkekler iyi şans için doğar.
- You were born to be real, not to be perfect.
- Gerçek olmak için doğdun, mükemmel olmak için değil.
- Tom died just three days after Mary was born.
- Tom, Mary doğduktan sadece üç gün sonra öldü.
- I know you were born in Boston.
- Boston'da doğduğunu biliyorum.
- Tom won't tell me when he was born.
- Tom ne zaman doğduğunu bana söylemeyecek.
- For all I know, he was born in Italy.
- Tek bildiğim, İtalya'da doğduğu.
- How did you know that Tom was born in Boston?
- Tom'un Boston'da doğduğunu nasıl bildin?
- Rutherford Hayes was born in Ohio in 1822.
- Rutherford Hayes 1822'de Ohio'da doğdu.
- It doesn't matter where you were born.
- Nerede doğduğunuz ilgilendirmez.
- Kaiser was born in Germany.
- Kaiser Almanya'da doğdu.
- I'm sorry that I was born!
- Doğduğum için üzgünüm!
- He was born to a noble family.
- O asil bir aileye doğdu.
- Tom has been blind since he was born.
- Tom doğduğundan beri kör.
- Tom was born under the sign of Gemini.
- Tom İkizler burcunda doğdu.
- About 360,000 babies are born every day.
- Her gün yaklaşık 360.000 tane bebek doğuyor.
- Layla was born to win.
- Leyla kazanmak için doğdu.
- She was born in 1960.
- 1960 yılında doğmuş.
- Tunupa was born in Bolivia.
- Tunupa, Bolivya'da doğdu.
- She and her twin sister were born just five minutes apart.
- O ve ikiz kardeşi sadece beş dakika arayla doğmuşlar.
- I was born in this hospital.
- Ben bu hastanede doğdum.
- Do you know the town where he was born?
- Doğduğu kasabayı biliyor musun?
- Did Tom ever tell you where he was born?
- Tom nerede doğduğunu hiç sana anlattı mı?
- Tom was born in 2013.
- Tom 2013'te doğdu.
- I was born to be made fun of.
- Ben dalga geçilmek için doğmuşum.
- Is this the town where Mika was born?
- Bu Mika'nın doğduğu şehir mi?
- Tom won't tell me when he was born.
- Tom bana ne zaman doğduğunu söylemiyor.
- Tom was born in Boston.
- Tom Boston'da doğdu.
- May God bless the country I was born in !
- Tanrı doğduğum ülkeyi korusun!
- I met them before you were born.
- Sen doğmadan önce onlarla tanıştım.
- All their great-grandparents were dead before Tom and Mary were born.
- Tom ve Mary doğmadan önce tüm büyük büyük ebeveynleri ölmüştü.
- All of my great-grandparents died before I was born.
- Bütün dede ve ninelerim ben doğmadan ölmüş.
- Kobe is the city where I was born.
- Kobe doğduğum şehirdir.
- I wish I'd been born a boy.
- Keşke bir erkek çocuk olarak doğsaydım.
- Bruce Springsteen was born in New Jersey.
- Bruce Springsteen, New Jersey'de doğdu.
- Tom was born here in Boston.
- Tom burada, Boston'da doğdu.
- Odette was born in Nantes in 1905.
- Odette 1905'te Nantes'da doğdu.
- Tom didn't want to go back to where he was born.
- Tom doğduğu yere geri dönmek istemiyordu.
- Tom was born on a boat.
- Tom bir gemide doğdu.
- Tom was born to be an artist.
- Tom bir sanatçı olmak için doğmuş.
- Tom's father died before he was born and his mother died shortly after he was born.
- Tom'un babası o doğmadan önce, annesi ise o doğduktan kısa bir süre sonra öldü.
- I was born in the month of October.
- Ekim ayında doğdum.
- Tom still lives in the house he was born in.
- Tom hâlâ doğduğu evde yaşıyor.
- 1980 is the year I was born.
- 1980 doğduğum yıldır.
- Do you know where he was born?
- Nerede doğduğunu biliyor musun?
- I was born lucky.
- Şanslı doğmuşum.
- I visited the village where he was born.
- Doğduğu köyü ziyaret ettim.
- He was born in a small town in Italy.
- İtalya'da küçük bir kasabada doğmuş.
- Would you happen to know where Tom was born?
- Acaba Tom'un nerede doğduğunu biliyor musunuz?
- I wanted to be born a rabbit, and not a human.
- İnsan olarak değil, tavşan olarak doğmak istiyordum.
- My grandfather was born in 1920.
- Büyük babam 1920'de doğdu.
- We were born on the same day.
- Aynı günde doğduk.
- Albert Einstein was born in 1879 in Ulm, Germany.
- Albert Einstein 1879 yılında Ulm, Almanya'da doğdu.
- He was born in the eighties.
- O seksenlerde doğdu.
- I was born on a ship.
- Ben bir gemide doğdum.
- Tom has lived in Boston since he was born.
- Tom doğduğundan beri Boston'da yaşıyor.
- Jack was born on August the tenth.
- Jack 10 Ağustos'ta doğdu.
- Tom’s children were born in Australia.
- Tom’un çocukları Avustralya’da doğdu.
- Galileo Galilei was born in Pisa, Italy in 1564.
- Galileo Galilei 1564 yılında İtalya'nın Pisa kentinde doğdu.
- Tom was born with a silver spoon in his mouth.
- Tom ağzında gümüş bir kaşıkla doğdu.
- Mary was born blind.
- Mary kör doğmuştu.
- Nixon was born in California.
- Nixon Kaliforniya'da doğdu.
- This was when he was born.
- Bu onun doğduğu zamandı.
- She was born in Switzerland.
- İsviçre'de doğdu.
- She would have liked to have been born twenty years earlier.
- O yirmi yıl daha önce doğmuş olmak isterdi.
- No one is born wise, but many die stupid.
- Hiç kimse akıllı doğmaz ama çoğu aptal ölür.
- About 360 000 babies are born every day and about 152 000 people die every day.
- Her gün yaklaşık 360.000 bebek doğuyor ve her gün yaklaşık 152.000 kişi ölüyor.
- Tom was born premature.
- Tom erken doğdu.
- Tell me where you were born.
- Bana, nerede doğduğunu söyle.
- Tom was born on a boat.
- Tom bir teknede doğdu.
- Stephen Hawking was born exactly 300 years after the death of Galileo.
- Stephen Hawking, Galileo'nun ölümünden tam 300 yıl sonra doğdu.
- This is the house where I was born.
- Burası benim doğduğum ev.
- Tom doesn't know where he was born.
- Tom nerede doğduğunu bilmiyor.
- Nobody is born learned.
- Hiç kimse öğrenmiş olarak doğmaz.
- Do you know where Tom was born?
- Tom'un nerede doğduğunu biliyor musun?
- I was born and grew up in Matsuyama.
- Matsuyama'da doğup büyüdüm.
- I was born in Kazakhstan.
- Ben Kazakistan'da doğdum.
- Abraham Lincoln, the 16th president of the United States, was born in a log cabin in Kentucky.
- Amerika Birleşik Devletleri'nin 16. başkanı Abraham Lincoln, Kentucky'de bir kulübede doğmuştur.
- Mary has been doing that since she was born.
- Mary bunu doğduğundan beri yapıyor.
- Tom probably knows where Mary was born.
- Tom muhtemelen Mary'nin nerede doğduğunu biliyordur.
- Sami was born in Cairo and he's Jewish.
- Sami Kahire'de doğdu ve Yahudi.
- Tom was born to a poor family.
- Tom fakir bir ailede doğdu.
- Eileen Collins was born in Elmira, New York in 1956.
- Eileen Collins 1956 yılında Elmira, New York'ta doğdu.
- Is it true that Tom was born in Boston?
- Tom'un Boston'da doğduğu doğru mu?
- Mary has been doing that since she was born.
- Mary, doğduğundan beri bunu yapıyor.
- You were born to be real, not to be perfect.
- Sen gerçek olmak için doğdun, mükemmel olmak için değil.
- I was born in that house.
- O evde doğdum.
- Mary was born prematurely during a 16 hour transcontinental flight.
- Mary 16 saatlik bir kıtalararası uçuş sırasında, zamanından önce doğdu.
- He was born so poor that he received hardly any school education.
- O kadar fakir doğdu ki hiç okul eğitimi almadı.
- Eileen Collins was born in Elmira, New York in 1956.
- Eileen Collins, 1956 yılında New York'taki Elmira'da doğdu.
- How did you know that Tom was born in Boston?
- Tom'un Boston'da doğduğunu nereden biliyordun?
- We were born to die.
- Biz ölmek için doğmuşuz.
- May God bless the country I was born in !
- Allah doğduğum ülkeyi korusun!
- He was born an artist.
- O bir sanatçı doğdu.
- Layla was born in the suburbs of Cairo.
- Layla Kahire'nin banliyölerinde doğdu.
- I was born in 1933.
- Ben 1933'te doğdum.
- Nobody is born learned.
- Kimse bilgili doğmaz.
- Tom has three sisters, one of which was born in Czechia.
- Tom'un, biri Çek Cumhuriyeti'nde doğmuş üç kız kardeşi var.
- Does Tom know you were born in Boston?
- Tom senin Boston'da doğduğunu biliyor mu?
- John says he wants to die in the same place he was born.
- John doğduğu yerde ölmek istediğini söylüyor.
- That's the house where both Tom and Mary were born.
- Bu ev hem Tom'un hem de Mary'nin doğduğu ev.
- Hoover was born in the farm state of Iowa in 1874.
- Hoover 1874'te Iowa'nın çiftlik eyaletinde doğdu.
- I was born, raised and live in Medellín, Columbia.
- Ben Kolombiya'daki Medellin'de doğup büyüdüm ve yaşıyorum.
- She was born last year.
- Geçen yıl doğdu.
- He was born in Greece.
- O, Yunanistan'da doğdu.
- Tom was born on the 20th of October.
- Tom 20 Ekim'de doğdu.
- Tom's mother died when he was born.
- Tom'un annesi o doğduğunda öldü.
- That's the house where he was born.
- Orası onun doğduğu ev.
- I was born and bred in Britain.
- İngiltere'de doğdum ve büyüdüm.
- Tom doesn't know where Mary was born.
- Tom Mary'nin nerede doğduğunu bilmiyor.
- I always knew I was born to do this work.
- Bu işi yapmak için doğduğumu hep biliyordum.
- Tom's father was born in Boston.
- Tom'un babası Boston'da doğdu.
- I was born in Australia.
- Avustralya'da doğdum.
- It all started the day I was born.
- Her şey doğduğum gün başladı.
- One of my children was born with some unknown disease.
- Çocuklarımdan biri bilinmeyen bir hastalıkla doğdu.
- That day, the most important invention of humanity was born.
- O gün, insanlığın en önemli buluşu doğdu.
- I was born in Prague.
- Prag'da doğdum.
- I was born here.
- Ben burada doğdum.
- He was born in a village near Teheran.
- Tahran yakınlarında bir köyde doğdu.
- All people are born with the same rights.
- Bütün insanlar aynı haklarla doğarlar.
- Paul was born in Rome.
- Paul Roma'da doğdu.
- He was born and raised in Tokyo.
- Tokyo'da doğdu ve büyüdü.
- Tom says he doesn't know when Mary was born.
- Tom, Mary'nin ne zaman doğduğunu bilmediğini söylüyor.
- Tom said that Mary was born in Boston.
- Tom, Mary'nin Boston'da doğduğunu söyledi.
- I'm glad you were born.
- Doğduğunuza sevindim.
- Tom was born in Boston on October 20, 2013.
- Tom 20 Ekim 2013'te Boston'da doğdu.
- Newton was born in the same year that Galileo died.
- Newton, Galileo'nun öldüğü yıl doğdu.
- I was born and brought up in Tokyo.
- Tokyo'da doğdum ve büyüdüm.
- The place where my mother was born is located in the east of our country.
- Annemin doğduğu yer ülkemizin doğusunda yer alıyor.
- Tyler was born and grew up in the same part of Virginia as William Henry Harrison.
- Tyler, William Henry Harrison ile Virginia'nın aynı bölgesinde doğdu ve büyüdü.
- Fadil was born during the Great Depression.
- Fadıl Büyük Buhran sırasında doğdu.
- This is the house he was born in.
- Bu, onun doğduğu ev.
- I didn't know Tom was born in Boston.
- Tom'un Boston'da doğduğunu bilmiyordum.
- This is the hospital where I was born.
- Bu benim doğduğum hastane.
- My life would probably have been quite different if I had been born a month later.
- Ben bir ay sonra doğmuş olsaydım hayatım muhtemelen oldukça farklı olurdu.
- Soviet cosmonaut Valentina Tereshkova was born in the Yaroslavl Region of Russia on March 6, 1937.
- Sovyet kozmonot Valentina Tereshkova 6 Mart 1937 tarihinde Rusya'nın Yaroslavl bölgesinde doğdu.
- Some men are born to good luck.
- Bazı erkekler iyi şansla doğarlar.
- Layla was born to win.
- Layla kazanmak için doğmuştu.
- The year the war ended, I was born.
- Savaşın bittiği yıl doğmuşum.
- Tom was born in Boston and he grew up there.
- Tom Boston'da doğdu ve orada büyüdü.
- I was born lucky.
- Ben şanslı doğdum.
- Tom was born in Boston and he grew up in Boston.
- Tom Boston'da doğdu ve Boston'da büyüdü.
- In fact, I was born in Boston.
- Aslında ben Boston'da doğdum.
- I was born in Tokyo on the eighth of January in 1950.
- 8 Ocak 1950'de Tokyo'da doğdum.
- I was born in a Muslim-majority country.
- Çoğunluğu Müslüman olan bir ülkede doğdum.
- This is the town where he was born.
- Bu, onun doğduğu kasabadır.
- John was born in a hospital and he died in a hospital.
- John bir hastanede doğdu ve bir hastanede öldü.
- He was born to be an editor.
- Editör olmak için doğmuş.
- I don't know where I was born.
- Doğduğum yeri bilmiyorum.
- Chuck Norris was born in the house he built.
- Chuck Norris onun inşa ettiği evde doğdu.
- Tom was born there.
- Tom orada doğdu.
- Tom said that, from childhood, he had felt like a girl who had been born in the body of a man.
- Tom, çocukluğundan beri kendini erkek bedeninde doğmuş bir kız gibi hissettiğini söyledi.
- She would have liked to have been born twenty years earlier.
- Yirmi yıl önce doğmuş olmayı isterdi.
- He was born in Mexico.
- Meksika'da doğmuş.
- The dragons are born in the fire.
- Ejderhalar ateşte doğar.
- I was born in Boston, but I live in Chicago.
- Boston'da doğdum ama Şikago'da yaşıyorum.
- As soon as man is born, he begins to die.
- Bir insan doğar doğmaz ölmeye başlar.
- Tom was born in China and sent to the US for adoption at the age of three.
- Tom Çin'de doğdu ve üç yaşındayken evlatlık olarak ABD'ye gönderildi.
- My parents were living in Boston when I was born.
- Ben doğduğumda anne babam Boston'da yaşıyordu.
- There is no one who is born under an unlucky star, there are only people who cannot read the sky.
- Şanssız bir yıldızın altında doğan kimse yoktur, sadece gökyüzünü okuyamayan insanlar vardır.
- Tom has been doing that since he was born.
- Tom bunu doğduğundan beri yapıyor.
- I'm happy that I was born.
- Doğduğum için mutluyum.
- Tom was born to be an artist.
- Tom sanatçı olmak için doğmuş.
- Jasmin was born in Germany.
- Jasmin Almanya'da doğdu.
- She was born in the 1950s.
- O,1950'lerde doğdu.
- My father planted this tree on the day I was born.
- Babam bu ağacı benim doğduğum gün dikmiş.
- Tom's parents were born in Australia.
- Tom'un ebeveynleri Avustralya'da doğdu.
- Tom's parents were born in Australia.
- Tom'un ailesi Avustralya'da doğmuş.
- Rutherford Hayes was born in Ohio in 1822.
- Rutherford Hayes 1822 yılında Ohio'da doğdu.
- Our baby was born healthy.
- Bebeğimiz sağlıklı doğdu.
- I was born in the wrong generation.
- Yanlış jenerasyonda doğdum.
- I was born like this.
- Ben böyle doğdum.
- He was born in America.
- Amerika'da doğdu.
- Cesar Chavez was born on a small farm near Yuma, Arizona in 1927.
- Cesar Chavez 1927 yılında Arizona'da, Yuma yakınındaki küçük bir çiftlikte doğdu.
- She was born in 1946, on August 19, in California.
- 19 Ağustos 1946'da Kaliforniya'da doğdu.
- Had Napoleon been born in this century, what could he have done?
- Napolyon bu yüzyılda doğmuş olsaydı, ne yapabilirdi?
- He was born in the United States of America.
- Amerika Birleşik Devletleri'nde doğdu.
- I don't know what year he was born.
- Onun hangi yıl doğduğunu bilmiyorum.
- I visited the village he was born in.
- Doğduğu köyü ziyaret ettim.
- Margit was born in Bordeaux in 1908.
- Margit 1908'de Bordeaux'da doğdu.
- It is not clear when and where she was born.
- Ne zaman ve nerede doğduğu belli değil.
- I was born the year the war ended.
- Savaşın bittiği yıl doğdum.
- Nobody is born knowing.
- Kimse bilerek doğmaz.
- They have scarcely gone out since the baby was born.
- Bebek doğduğundan beri neredeyse hiç dışarı çıkmadım.
- Tom's parents were born outside Canada.
- Tom'un ebeveynleri Kanada'nın dışında doğdular.
- I wish I'd been born a boy.
- Keşke oğlan olarak doğsaydım.
- Tom was a mean man before his daughter was born.
- Tom, kızı doğmadan önce kötü bir adamdı.
- I was born in Osaka in 1977.
- 1977'de Osaka'da doğdum.
- Wassily Kandinsky was born on the 16th of December 1866 in Moscow.
- Wassily Kandinsky, 16 Aralık 1866'da Moskova'da doğdu.
- Donna was born with a silver spoon in her mouth.
- Donna ağzında gümüş kaşıkla doğdu.
- Mary was born prematurely during a 16 hour transcontinental flight.
- Mary 16 saatlik kıtalararası bir uçuş sırasında prematüre olarak doğdu.
- Jack was born on August tenth.
- Jack, on Ağustos'ta doğdu.
- I don't know the exact place that I was born.
- Doğduğum yeri tam olarak bilmiyorum.
- He was born to be an editor.
- O bir editör olmak için doğmuş.
- Atatürk was born in 1881, Thessaloniki.
- Atatürk, 1881'de Selânik'te doğdu.
- The town in which I was born is famous for its old castle.
- Doğduğum kasaba eski kalesiyle ünlüdür.
- Italo Calvino was born on the island of Cuba in 1923.
- Italo Calvino 1923'te Küba adasında doğdu.
- Degas was born more than 150 years ago.
- Degas, 150'den fazla yıl önce doğdu.
- I was born on October 10th, 1972.
- 10 Ekim 1972'de doğdum.
- Albert Einstein was born in 1879 in Ulm, Germany.
- Albert Einstein 1879'da Almanya'nın Ulm kentinde doğdu.
- Tom and I were born on the same day.
- Tom ve ben aynı gün doğduk.
- Tom was born on February 29th.
- Tom 29 Şubat'ta doğdu.
- Tom said Mary was born in Boston.
- Tom Mary'nin Boston'da doğduğunu söyledi.
- Muhammed was born in Mecca.
- Muhammed Mekke'de doğmuş.
- She was born and brought up in Osaka.
- Osaka'da doğup büyümüştür.
- Mary was born blind.
- Mary kör olarak doğdu.
- Would you happen to know where Tom was born?
- Tom'un nerede doğduğunu biliyor musun?
- I was born in Osaka on March 5, 1977.
- 5 Mart 1977'de Osaka'da doğdum.
- I was born on April 3, 1950.
- 3 Nisan 1950'de doğdum.
- I was born in Israel in the year 2002.
- 2002 yılında İsrail'de doğdum.
- I was born during the Cold War.
- Ben Soğuk Savaş sırasında doğdum.
- Bernadette was born in Rennes in 1909.
- Bernadette 1909'da Rennes'de doğdu.
- Achille was born in Paris in 1908.
- Achille 1908'de Paris'te doğdu.
- My father planted this tree on the day I was born.
- Babam bu ağacı doğduğum günde dikti.
- He was born in Ohio.
- Ohio'da doğdu.
- John Lennon was born in 1940.
- John Lennon 1940 yılında doğdu.
- She was born in the 1950s.
- 1950'lerde doğdu.
- Who knows when Hu Jintao was born?
- Hu Jintao'nun ne zaman doğduğunu kim biliyor?
- My father planted this tree the year I was born.
- Babam bu ağacı benim doğduğum yıl dikti.
- I was born to be made fun of.
- Dalga geçilmek için doğmuşum.
- The man was ashamed of being born poor.
- Adam fakir olarak doğmaktan utanıyordu.
- I was born on 18th March 1994.
- Ben 18 Mart 1994'te doğdum.
- George Washington was born on the twenty-second of February seventeen thirty-two.
- George Washington yirmi iki şubat bin yedi yüz otuz ikide doğdu.
- Jesus was born in Bethlehem.
- Hz. İsa Beytüllahim'de doğdu.
- All of their children were born in Malaysia.
- Onların çocuklarının tümü Malezya'da doğmuş.
- I was born on the 31st of May in 1940.
- 1940 yılında, Mayıs'ın 31'inde doğdum.
- All of their children were born in Malaysia.
- Bütün çocukları Malezya'da doğmuş.
- The city in which I was born is Tel Aviv.
- Doğduğum şehir, Tel Aviv'dir.
- This is the hospital where Tom was born.
- Bu Tom'un doğduğu hastane.
- Sami was born Muslim.
- Sami Müslüman olarak doğdu.
- Tunupa was born in Bolivia.
- Tunupa Bolivya'da doğdu.
- The brothers were born twelve years apart.
- Erkek kardeşler on iki yıl arayla doğmuş.
- He was born in Switzerland.
- İsviçre'de doğdu.
- I was born in a world you may not understand.
- Ben, senin anlamayabileceğin bir dünyada doğdum.
- I was born just a few minutes before my brother Dan.
- Kardeşim Dan'den sadece birkaç dakika önce doğmuşum.
- This is the house in which he was born.
- Bu onun doğduğu ev.
- He lives far from the city in which he was born.
- Doğduğu şehirden uzakta bir yerde yaşıyor.
- I was born that way.
- O şekilde doğdum.
- Jones was born in the United States.
- Jones, Birleşik Devletler'de doğdu.
- I was born in Osaka, but I was brought up in Tokyo.
- Osaka'da doğdum ama Tokyo'da büyüdüm.
- I was born on June 4, 1974.
- 4 Haziran 1974 tarihinde doğdum.
- I was born and raised in the Boston area.
- Boston bölgesinde doğdum ve büyüdüm.
- No woman is born a prostitute.
- Hiçbir kadın fahişe olarak doğmaz.
- Tom was born in this hospital.
- Tom bu hastanede doğdu.
- Tom was born to be a singer.
- Tom şarkıcı olmak için doğmuş.
- I visited the house in which Shakespeare was born.
- Şekspir'in doğduğu evi ziyaret ettim.
- Layla was born half a century ago.
- Layla yarım yüzyıl önce doğdu.
- Stratford-on-Avon, where Shakespeare was born, is visited by many tourists every year.
- Shakespeare'in doğduğu Stratford-on-Avon, her yıl birçok turist tarafından ziyaret ediliyor.
- He was born in the 19th century.
- 19. yüzyılda doğdu.
- Tom was born on the same day that his grandfather died.
- Tom dedesinin öldüğü gün doğdu.
- Tom was born with a silver spoon in his mouth.
- Tom varlıklı bir ailede doğmuş.
- This is where I was born.
- Burası benim doğduğum yer.
- She was born and brought up on the backstreets.
- Arka sokaklarda doğmuş ve büyümüştür.
- I wonder where Tom was born.
- Tom'un nerede doğduğunu merak ediyorum.
- Muhammed was born in Mecca.
- Hz. Muhammed Mekke'de doğdu.
- I was born in 1980.
- Ben 1980'de doğdum.
- Sami was born with a silver spoon.
- Sami gümüş kaşıkla doğmuştu.
- He was born rich.
- Zengin doğmuştu.
- If I hadn't been born, how would the world be?
- Doğmamış olsaydım, dünya nasıl olurdu?
- Tom claims that he was born in Boston.
- Tom Boston'da doğduğunu iddia ediyor.
- He was born in Nagasaki.
- O Nagasaki'de doğdu.
- Nagasaki, where I was born, is a beautiful port city.
- Doğduğum yer olan Nagasaki, güzel bir liman kentidir.
- The little baby was born yesterday.
- Küçük bebek dün doğdu.
- I met her before you were born.
- Sen doğmadan önce onunla tanıştım.
- I was born here in Boston.
- Boston'da burada doğdum.
- Whoever is born in Austria, is an Austrian.
- Kim Avusturya'da doğduysa Avusturyalıdır.
- She was born in America and grew up in Japan.
- Amerika'da doğdu ve Japonya'da büyüdü.
- She was born in a small village.
- Küçük bir köyde doğmuştu.
- Ronald Reagan was born in 1911, in the little town of Tampico, Illinois.
- Ronald Reagan 1911 yılında Illinois eyaletinin küçük bir kasabası olan Tampico'da doğdu.
- My parents were born in Aichi Prefecture.
- Anne babam Aichi ilinde doğdu.
- In 1977, I was born in Osaka.
- 1977 yılında Osaka'da doğdum.
- My father was born in Matsuyama in 1941.
- Babam 1941'de Matsuyama'da doğmuş.
- I met Tom before you were born.
- Tom'la sen doğmadan önce tanışmıştım.
- She was born in a small village.
- O, küçük bir köyde doğdu.
- I was born in Argentina, but I was educated in Brazil.
- Arjantin'de doğdum ama Brezilya'da eğitim aldım.
- Isaac Newton was born in 1643 in Woolsthorpe, England.
- Isaac Newton 1643 yılında Woolsthorpe, İngiltere'de doğdu.
- I was born October 10th, 1972.
- 10 Ekim 1972'de doğdum.
- Abraham Lincoln, the 16th president of the United States, was born in a log cabin in Kentucky.
- Amerika Birleşik Devletleri'nin 16. başkanı Abraham Lincoln, Kentucky'de bir kulübede doğdu.
- Tom was born on the same day that his grandfather died.
- Tom, büyükbabasının öldüğü gün doğdu.
- All of my great-grandparents died before I was born.
- Dedelerim ve ninelerim daha ben doğmadan vefat etmiş.
- He was born in England, and therefore speaks English.
- İngiltere'de doğdu ve bu nedenle İngilizce konuşuyor.
- The man was ashamed of being born poor.
- Adam fakir doğduğu için utanıyordu.
- Tom says he doesn't know when Mary was born.
- Tom Mary'nin ne zaman doğduğunu bilmediğini söylüyor.
- He was born in Mexico.
- Meksika'da doğdu.
- He was born in England, and therefore speaks English.
- İngiltere'de doğmuş ve bu nedenle İngilizce konuşuyor.
- He was born in Switzerland.
- O İsviçre'de doğdu.
- I was born in Boston in 1995.
- 1995'te Boston'da doğdum.
- He was born in the winter.
- Kış mevsiminde doğdu.
- This is the town where he was born.
- Burası doğduğu kasaba.
- He was born in the U.S.A.
- O ABD'de doğdu.
- My children were born in Boston.
- Çocuklarım Boston'da doğdu.
- Was it in May that I was born?
- Mayıs'ta mı doğdum?
- Tom’s children were born in Australia.
- Tom'un çocukları Avustralya'da doğdu.
- I was born in a world you may not understand.
- Ben sizin anlayamayacağınız bir dünyada doğdum.
- I was born that way.
- Ben böyle doğmuşum.
- Do you remember the town he was born in?
- Onun doğduğu kasabayı hatırlıyor musun?
- Tom was born on a cold winter morning.
- Tom soğuk bir kış sabahı doğdu.
- Soviet cosmonaut Valentina Tereshkova was born in the Yaroslavl Region of Russia on March 6, 1937.
- Sovyet kozmonot Valentina Tereşkova 6 Mart 1937'de Rusya'nın Yaroslavl Bölgesi'nde doğdu.
- As soon as man is born, he begins to die.
- İnsan doğar doğmaz ölmeye başlar.
- Sami was born in Egypt and grew up in Toronto, Ontario.
- Sami Mısır'da doğdu ve Toronto, Ontario'da büyüdü.
- He was born in Rome.
- O, Roma'da doğdu.
- Hoover was born in the farm state of Iowa in 1874.
- Hoover 1874'te Iowa'nın bir çiftlik eyaletinde doğdu.
- If Jesus Christ was born in September or October, whose birth are Catholics celebrating at the end of the month of December?
- Eğer İsa Mesih eylül veya ekimde doğmuşsa Katolikler aralık ayının sonunda kimin doğumunu kutlar?
- My parents have been married since before I was born.
- Annemle babam ben doğmadan önce evlenmişler.
- Achille was born in Paris in 1908.
- Achille 1908 yılında Paris'te doğdu.
- I was born in a mountainous area.
- Ben dağlık bir bölgede doğdum.
- Not all of us were fortunate enough to win the inheritance lottery when we were born.
- Hepimiz doğduğumuzda miras piyangosunu kazanacak kadar şanslı değildik.
- I was born and raised in Matsuyama.
- Matsuyama'da doğdum ve büyüdüm.
- No one is born knowing everything.
- Kimse her şeyi bilerek doğmaz.
- I was born the year the war ended.
- Ben savaşın bittiği yıl doğdum.
- Sami was born in a rural community.
- Sami kırsal bir toplulukta doğdu.
- He is an American, but as he was born and brought up in Japan, he can speak Japanese quite fluently.
- O bir Amerikalı ama Japonya'da doğup büyüdüğü için Japoncayı oldukça akıcı bir şekilde konuşabiliyor.
- Do you think I was born yesterday?
- Sence ben dün mü doğdum?
- Galileo Galilei was born in Pisa, Italy in 1564.
- Galileo Galilei 1564 yılında İtalya'daki Pisa'da doğdu.
- Sami was born in a rural community.
- Sami kırsal bir bölgede doğdu.
- This is the village where he was born.
- Burası onun doğduğu köy.
- I was born in Osaka, but I grew up in Tokyo.
- Osaka'da doğdum ama Tokyo'da büyüdüm.
- Talented people are born every day.
- Her gün yetenekli insanlar doğar.
- Do you remember the night Tom was born?
- Tom'un doğduğu geceyi hatırlıyor musun?
- Tell me where you were born.
- Bana nerede doğduğunu söyle.
- Who was born in Armenia is Armenian.
- Ermenistan'da doğan kişi Ermeni.
- I was born in the wrong generation.
- Yanlış nesilde doğmuşum.
- I was born on February 14, 1960.
- Ben 14 Şubat 1960'da doğdum.
- Does Tom know where you were born?
- Tom nerede doğduğunu biliyor mu?
- Tom was born three months ago.
- Tom üç ay önce doğdu.
- Al Gore was born in Washington, DC.
- Al Gore Washington DC'de doğdu.
- I was born in Boston, but I live in Chicago.
- Boston'da doğdum ama Chicago'da yaşıyorum.
- You were born to be a friend to your friends.
- Arkadaşlarınızla arkadaş olmak için doğdunuz.
- Jack was born on August the tenth.
- Jack Ağustos'un onunda doğdu.
- I was born on the 31st of May in 1940.
- 1940'ın 31 Mayıs'ında doğdum.
- Tom was born on October 20th, 2013.
- Tom 20 Ekim 2013'te doğdu.
- Tom was born on May 3rd,1990 and Mary was born on May 4th, 1990.
- Tom 3 Mayıs 1990'da, Mary ise 4 Mayıs 1990'da doğdu.
- I was born this way!
- Ben böyle doğdum!
- I was born on 18th March 1994.
- Ben 18 Mart 1994 tarihinde doğdum.
- Both Tom and Mary were born in Boston.
- Hem Tom hem de Mary Boston'da doğdular.
- Thomas was born in São Paulo in Brasil.
- Thomas Brezilya'da São Paulo'da doğdu.
- All of her children were born with Down syndrome.
- Onun bütün çocukları Down sendromlu doğdu.
- The town where I was born is beautiful.
- Doğduğum kasaba çok güzel.
- This is where I was born and brought up.
- Burası doğduğum ve büyüdüğüm yer.
- This is the house where the famous novelist was born.
- Bu, ünlü roman yazarının doğduğu evdir.
- I was born the year my grandfather died.
- Büyük babamın öldüğü yıl doğdum.
- I was born in 1988 in York.
- 1988'de York'ta doğdum.
- That is the house where I was born.
- Bu doğduğum ev.
- You do not know exactly where you were born.
- Tam olarak nerede doğduğunuzu bilmiyorsunuz.
- This dog was born two months ago.
- Bu köpek iki ay önce doğdu.
- That day, the most important invention of humanity was born.
- O gün, insanlığın en önemli icadı doğdu.
- I was born a year later.
- Bir yıl sonra doğdum.
- He was as naked as the day he was born.
- Doğduğu günkü kadar çıplaktı.
- I was born the year that my grandfather died.
- Dedemin öldüğü sene doğmuşum.
- I was born and raised in Boston.
- Boston'da doğdum ve büyüdüm.
- Tom was born here in Boston.
- Tom Boston'da burada doğdu.
- I was born in 1982 in Athens, where I still live today.
- 1982 yılında bugün hala yaşadığım Atina'da doğdum.
- I live in Boston, but I was born in Chicago.
- Boston'da yaşıyorum ama Chicago'da doğdum.
- Our granddaughter was born two days ago.
- Torunumuz iki gün önce doğdu.
- Do you know the town where he was born?
- Onun doğduğu kasabayı biliyor musun?
- Who knows where Tom was born?
- Tom'un nerede doğduğunu kim biliyor?
- I wish I'd been born Canadian.
- Keşke Kanadalı doğsaydım.
- He was born in a small town in Italy.
- İtalya'da küçük bir kasabada doğdu.
- I was born and grew up in Matsuyama.
- Matsuyama'da doğdum ve büyüdüm.
- He was as naked as the day he was born.
- Anadan doğma çıplaktı.
- I've noticed that everyone who is for abortion has already been born.
- Kürtajdan yana olan herkesin zaten doğmuş olduğunu farkettim.
- The poor child was born deaf and dumb.
- Zavallı çocuk sağır ve dilsiz doğdu.
- I was born in Tokyo.
- Ben Tokyo'da doğdum.
- I was born in 1977 in Osaka.
- 1977 yılında Osaka'da doğdum.
Show More (993)
|