Englisch | Türkisch | |||
---|---|---|---|---|
Common Usage | ||||
Common Usage | boast v. | övünmek | ||
My mother always boasts about how she raised us all by herself. Annem her zaman bizi nasıl tek başına büyüttüğüyle övünür. More Sentences |
||||
Common Usage | boast v. | böbürlenmek | ||
He boasts that he can speak six languages. Altı dil konuşabilmekle böbürlenir. More Sentences |
||||
General | ||||
General | boast n. | övünç | ||
My boast is that I learned English without taking any language courses. Benim övüncüm, hiç dil kursu almadan İngilizce öğrenmiş olmamdır. More Sentences |
||||
General | boast v. | sahip olmaktan gurur duymak | ||
NBA boasts thirty magnificent teams. NBA otuz muhteşem takıma sahip olmaktan gurur duyuyor. More Sentences |
||||
General | boast v. | iftihar etmek | ||
This town boasts a large public library. Bu kasaba büyük bir halk kütüphanesiyle iftihar eder. More Sentences |
||||
General | boast n. | övünç kaynağı | ||
General | boast n. | iftihar | ||
General | boast n. | kurumlanma | ||
General | boast n. | övünme | ||
General | boast n. | palavra | ||
General | boast n. | kaba yonu | ||
General | boast n. | böbürlenme | ||
General | boast v. | böbürlenmek | ||
General | boast v. | atıp tutmak | ||
General | boast v. | büyük konuşmak | ||
General | boast v. | övünç duymak | ||
General | boast v. | palavra atmak | ||
General | boast v. | kabarmak | ||
General | boast v. | göğsü kabarmak | ||
General | boast v. | büyük söylemek | ||
General | boast v. | atmak | ||
General | boast v. | yüksekten atmak | ||
General | boast v. | tafra satmak | ||
General | boast v. | şişinmek | ||
General | boast v. | kendini övmek | ||
General | boast v. | istenen bir özelliğe sahip olmak | ||
Technical | ||||
Technical | boast v. | yontmak | ||
Architecture | ||||
Architecture | boast v. | (yapı taşının yüzünü) çapraz, paralel oluklar yaparak bitirmek | ||
Sport | ||||
Sport | boast n. | (squash) topun ön duvara vurmadan önce yan duvarlara vurduğu bir atış | ||
Sport | boast v. | (squash) topu ön duvara vurmadan önce yan duvarlara vuracak şekilde atmak | ||
Archaic | ||||
Archaic | boast n. | bir dizi asker |