brood - Englisch Türkisch Sätze
Englisch Türkisch
brood kara kara düşünmek v.
  • Gavin was brooding over the job position he missed.
  • Gavin kaçırdığı iş fırsatı üzerine kara kara düşünüyordu.
  • She brooded over the bullying done to her.
  • Kendisine yapılan zorbalığı kara kara düşündü.
  • She brooded over the bullying done to her.
  • O, kendine yapılan zorbalık üzerine kara kara düşündü.
Show More (2)
brood kuluçkaya yatmak v.
  • Don't disturb the doves brooding eggs.
  • Kuluçkaya yatan güvercinleri rahatsız etmeyin.
Show More (-2)
brood kuş yavrusu n.
  • The female bird was feeding the brood.
  • Dişi kuş, yavrularını besliyordu.
Show More (-2)
brood çoluk çocuk n.
  • The family is struggling as a result of a brood of kids.
  • Aile, çoluk çocuktan dolayı sıkıntı çekiyor.
Show More (-2)