|
- He stepped outside for a quick cigarette break.
- Adam, kısa bir sigara molası için dışarı çıktı.
- Bizarrely, as I understand it, the proposals will protect an American cigarette manufacturer in the Canaries.
- Tuhaf bir şekilde, anladığım kadarıyla, teklifler Kanarya Adaları'ndaki bir Amerikan sigara üreticisini koruyacak.
- This proposal will introduce a cash minimum amount of cigarette duty.
- Bu teklif, sigara vergisi için nakit bir asgari tutar getirecektir.
- More serious is the fact that a quarter of women have tried their first cigarette before the age of 15.
- Daha da vahim olanı, kadınların dörtte birinin ilk sigaralarını 15 yaşından önce denemiş olmalarıdır.
- We must not forget, however, that products other than the cigarette can be produced from tobacco.
- Ancak unutmamalıyız ki tütünden sigara dışında başka ürünler de üretilebilir.
- Is this more like a cigarette or more like a cigar?
- Bu sigaraya mı daha çok benziyor yoksa puroya mı?
- The proposed measures will impact negatively on liquor and cigarette manufacturers in many Member States.
- Önerilen tedbirler birçok Üye Devletteki içki ve sigara üreticilerini olumsuz etkileyecektir.
- There is a lot of evidence to show that higher cigarette prices reduce the level of smoking.
- Yüksek sigara fiyatlarının sigara içme seviyesini düşürdüğünü gösteren pek çok kanıt bulunmaktadır.
- This proposal will introduce a cash minimum amount of cigarette duty.
- Bu öneri, sigara vergisi için nakit asgari bir miktar getirecektir.
- Could I bum a cigarette and a light?
- Bir sigara ve ateş alabilir miyim?
- Please put your cigarette out.
- Lütfen sigaranızı söndürün.
- Dan and Linda shared a cigarette.
- Dan ve Linda bir sigarayı paylaştılar.
- I need a cigarette.
- Bir sigaraya ihtiyacım var.
- He tapered off to one cigarette a day.
- Günde bir sigaraya kadar azalttı.
- Let me have a cigarette.
- Bir sigara alayım.
- His cigarette burned a hole in her dress.
- Sigarası onun elbisesinde bir delik açtı.
- I was aching for a cigarette.
- Ben bir sigara için yanıp tutuşuyordum.
- Don't forget to extinguish your cigarette.
- Sigaranızı söndürmeyi unutmayın.
- He asked for a cigarette.
- Bir sigara istedi.
- Sami slipped out for a cigarette.
- Sami sigara içmek için dışarı çıktı.
- He stopped for a quick cigarette.
- Bir sigara içmek için durdu.
- His cigarette burned a hole in her dress.
- Sigarası elbisesinde bir delik açtı.
- The government banned cigarette advertising on television.
- Hükümet televizyonda sigara reklamlarını yasakladı.
- You'd better put your cigarette out before Terry sees it.
- Terry görmeden, sigaranı söndürsen iyi olur.
- Someone told me that every cigarette you smoke takes seven minutes away from your life.
- Birisi bana içtiğin her sigaranın hayatından yedi dakika götürdüğünü söylemişti.
- Don't forget to extinguish your cigarette.
- Sigaranı söndürmeyi unutma.
- Give me a light for my cigarette.
- Sigaram için bir ateş ver.
- Tom asked Mary for a cigarette.
- Tom, Mary'den bir sigara istedi.
- He stopped for a quick cigarette.
- O bir sigara içmek için durdu.
- I survived the car accident and now I need a cigarette.
- Araba kazasında hayatta kaldım ve şimdi bir sigaraya ihtiyacım var.
- He asked for a cigarette.
- O, bir sigara istedi.
- I don't understand how he can speak with a cigarette in his mouth.
- Ağzında sigara varken nasıl konuşabiliyor anlamıyorum.
- Layla put her cigarette out on Sami's new truck.
- Layla sigarasını Sami'nin yeni kamyonunda söndürdü.
- Someone left a burning cigarette on the table.
- Birisi masanın üzerine yanan bir sigara bırakmış.
- I don't know how he can speak without taking the cigarette out of his mouth.
- Sigarayı ağzından çıkarmadan nasıl konuşabiliyor bilmiyorum.
- Do you have a cigarette and a light?
- Sigaran ve ateşin var mı?
- I've never smoked a cigarette in my life.
- Hayatımda bir sigara bile içmedim.
- Give me a cigarette.
- Bana bir sigara ver.
- Someone left a burning cigarette on the table.
- Birisi masanın üstünde yanan bir sigara bıraktı.
- Do you have a cigarette and a light?
- Sigarayla çakmağın var mı?
- Could I bum a cigarette and a light?
- Bir sigara bir de çakmak otlanabilir miyim?
- I don't know how he can speak without taking the cigarette out of his mouth.
- Ağzından sigarayı çıkarmadan nasıl konuşabildiğini bilmiyorum.
- The police took pictures of the cigarette burns on Tom's body.
- Polisler Tom'un vücudunda yanan sigaranın resimlerini çekti.
- You burnt a hole in my coat with your cigarette.
- Sigaranla ceketimde bir delik açtın.
- Put that cigarette out.
- Sigarayı söndür.
- Sami slipped outside for a cigarette.
- Sami sigara içmek için dışarı çıktı.
- He paused to have a cigarette.
- O bir sigara almak için durdu.
- I want you to put out that cigarette.
- O sigarayı söndürmeni istiyorum.
- I survived the car accident and now I need a cigarette.
- Araba kazasından kurtuldum ve şimdi bir sigaraya ihtiyacım var.
- He lit another cigarette, but immediately put it out.
- Bir sigara daha yaktı ama hemen söndürdü.
- Would you give me a cigarette?
- Bana bir sigara verir misin?
- Put that cigarette out.
- O sigarayı söndür.
- Finish the cigarette and then come inside.
- Sigaranı bitir ve sonra içeri gel.
- Have you got a cigarette and a light?
- Sigaran ve ateşin var mı?
- Tom was holding a glass of whiskey in one hand and a cigarette in the other.
- Tom bir elinde bir bardak viski ve diğerinde de bir sigara tutuyordu.
- I was aching for a cigarette.
- Bir sigara içmek için can atıyordum.
- Would you give me a cigarette?
- Bana bir sigara verir misiniz?
- I don't understand how he can speak with a cigarette in his mouth.
- Ağzında sigarayla konuşmayı nasıl beceriyor anlamıyorum.
- I want you to put out your cigarette.
- Sigaranı söndürmeni istiyorum.
- Put out your cigarette before you eat.
- Yemek yemeden önce sigaranı söndür.
- Tom put out his cigarette.
- Tom sigarasını söndürdü.
- Could I have a cigarette?
- Bir sigara alabilir miyim?
- Would you please put out your cigarette?
- Lütfen sigaranızı söndürür müsünüz?
- I am putting my cigarette off.
- Sigaramı söndürüyorum.
- The government banned cigarette advertising on television.
- Hükümet televizyonda sigara reklamını yasakladı.
- It's the first time I put a cigarette out before finishing it.
- İlk defa bir sigarayı bitirmeden söndürüyorum.
- Tom stubbed out his cigarette.
- Tom sigarasını söndürdü.
- Please put your cigarette out.
- Lütfen sigaranı söndür.
- He asked me for a cigarette.
- Benden sigara istedi.
- Tom lit another cigarette.
- Tom bir sigara daha yaktı.
- Tom let the ashes from his cigarette fall on my expensive carpet.
- Tom sigarasının küllerini pahalı halımın üzerine düşürdü.
- You'd better put your cigarette out before Terry sees it.
- Terry onu görmeden önce sigaranı söndürsen iyi olur.
- Have you ever burnt your coat with a cigarette?
- Hiç ceketinizi sigara ile yaktınız mı?
- Tom was holding a glass of whiskey in one hand and a cigarette in the other.
- Tom bir elinde bir bardak viski, diğerinde sigara tutuyordu.
- Put out your cigarette before you eat.
- Yemekten önce sigaranızı söndürün.
- Layla put her cigarette out on Sami's new truck.
- Leyla sigarasını Sami'nin yeni kamyonunda söndürdü.
- Sami slipped out for a cigarette.
- Sami bir sigara için dışarı çıktı.
- Sami slipped outside for a cigarette.
- Sami bir sigara için dışarı çıktı.
- Have you ever burnt your coat with a cigarette?
- Sen hiç ceketini bir sigara ile yaktın mı?
Show More (76)
|