climax - Englisch Türkisch Sätze
Englisch Türkisch
climax doruk noktası n.
  • The firework display was the climax of the wedding.
  • Havai fişek gösterisi düğünün doruk noktasıydı.
  • That would be a fitting climax for the Year of Education through Sport.
  • Bu, Spor Yoluyla Eğitim Yılı için mükemmel bir doruk noktası olacaktır.
  • That would be a fitting climax for the Year of Education through Sport.
  • Bu, Spor Yoluyla Eğitim Yılı için uygun bir doruk noktası olacaktır.
Show More (0)
climax orgazm n.
  • Most women can't reach climax during sexual intercourse.
  • Çoğu kadın cinsel ilişki sırasında orgazma ulaşamaz.
  • Mary did not climax when she and Tom had their first sexual intercourse.
  • Mary, Tom ile ilk cinsel ilişkiye girdiğinde orgazm olmadı.
Show More (-1)
climax zirveye ulaşmak v.
  • Her career climaxed when she was employed by NASA.
  • Kariyeri NASA tarafından işe alındığında zirveye ulaştı.
Show More (-2)
climax orgazma ulaşmak v.
  • The new machine makes people climax without any intercourse.
  • Yeni makine insanları cinsel ilişkiye girmeden orgazma ulaştırıyor.
Show More (-2)
climax klimaks n.
  • Tom doesn't know the difference between climax and climacteric.
  • Tom klimaks ve klimakterik arasındaki farkı bilmiyor.
Show More (-2)
climax dönüm noktası n.
  • Tom doesn't know the difference between climax and climacteric.
  • Tom dönüm noktası ile yaş dönümü arasındaki farkı bilmiyor.
Show More (-2)