crying - Englisch Türkisch Sätze
Englisch Türkisch
crying ağlayan adj.
  • It's hard to handle crying babies.
  • Ağlayan bebeklerle başa çıkmak zordur.
  • Do you know that boy who's crying?
  • Şu ağlayan çocuğu tanıyor musun?
  • The nurse soothed the crying child.
  • Hemşire ağlayan çocuğu sakinleştirdi.
Show More (15)
crying büyük adj.
  • It is a crying shame, however, that the European Council, in particular, is defaulting.
  • Ancak özellikle Avrupa Konseyi'nin bu konuda temerrüde düşmesi büyük bir utanç kaynağıdır.
  • It's a crying shame.
  • Bu büyük bir utanç.
Show More (-1)
crying ağlama n.
  • Tom didn't know the reason why Mary was crying.
  • Tom Mary'nin ağlama nedenini bilmiyordu.
  • They heard crying.
  • Ağlama sesleri duydular.
Show More (-1)