|
- This topic will definitely be a political challenge to us all.
- Bu konu kesinlikle hepimiz için siyasi bir meydan okuma olacaktır.
- We are definitely lagging somewhat behind.
- Kesinlikle biraz geride kalıyoruz.
- That is definitely not the aim of the directives that are on the table now.
- Şu anda masada olan direktiflerin amacı kesinlikle bu değildir.
- However, we will definitely not drop the issue.
- Ancak biz bu konunun peşini kesinlikle bırakmayacağız.
- The Commission does not, and the Council very definitely does not.
- Komisyon da istemiyor, Konsey de kesinlikle istemiyor.
- They feel that such a reform is definitely in the interests of European consumers.
- Böyle bir reformun kesinlikle Avrupalı tüketicilerin çıkarına olduğunu düşünüyorlar.
- Is it the case that the car industry definitely cannot afford these?
- Otomobil endüstrisi bunları kesinlikle karşılayamaz mı?
- Transparency is definitely one of them.
- Şeffaflık kesinlikle bunlardan biridir.
- Debate is most definitely taking place in the United States, and Europe can influence this debate.
- Tartışma kesinlikle Amerika Birleşik Devletleri'nde gerçekleşiyor ve Avrupa bu tartışmayı etkileyebilir.
- There is definitely a clear link here between what people eat and what the animals have been fed.
- Burada insanların yedikleri ile hayvanların beslendikleri arasında kesinlikle açık bir bağlantı vardır.
- The 50 cents proposed are definitely inadequate.
- Önerilen 50 sent kesinlikle yetersiz.
- Progress has definitely been made on the question of gender equality, even if it is two steps forward and one step back.
- İki adım ileri bir adım geri olsa da, cinsiyet eşitliği konusunda kesinlikle ilerleme kaydedilmiştir.
- This option is definitely not the Kremlin's preferred choice.
- Bu seçenek kesinlikle Kremlin'in tercih ettiği bir seçenek değil.
- As President-in-Office, I definitely have no authority to answer the question.
- Görevdeki Başkan olarak bu soruya cevap verme yetkim kesinlikle yok.
- Progress has definitely been made.
- Kesinlikle ilerleme kaydedildi.
- I want to emphasise strongly that changing our control systems will definitely not mean relaxing them.
- Kontrol sistemlerimizi değiştirmenin kesinlikle onları gevşetmek anlamına gelmeyeceğini önemle vurgulamak istiyorum.
- These are the things we should definitely be demanding.
- Bunlar kesinlikle talep etmemiz gereken şeyler.
- Whilst being friendly towards America, we very definitely oppose the death penalty.
- Amerika'ya dostça yaklaşmakla birlikte, idam cezasına kesinlikle karşıyız.
- It has definitely helped the fight against fraud and in doing so has improved the workings of the internal market.
- Dolandırıcılıkla mücadeleye kesinlikle yardımcı olmuş ve bunu yaparken de iç pazarın işleyişini iyileştirmiştir.
- I most definitely cannot blame them for doing so.
- Bunu yaptıkları için onları kesinlikle suçlayamam.
- The proposed rules are definitely less extensive than the existing rules.
- Önerilen kurallar kesinlikle mevcut kurallardan daha az kapsamlıdır.
- I regard that as an aim most definitely worth trying to achieve.
- Bunu kesinlikle ulaşılmaya çalışılması gereken bir hedef olarak görüyorum.
- President Clinton had even said that Russia should definitely be part of Europe.
- Başkan Clinton, Rusya'nın kesinlikle Avrupa'nın bir parçası olması gerektiğini bile söylemişti.
- If we do not get that right, we will definitely lose the confidence of our citizens.
- Eğer bunu doğru yapmazsak, vatandaşlarımızın güvenini kesinlikle kaybedeceğiz.
- This is what people expect from us and that is also what we are definitely competent to do.
- İnsanların bizden beklediği ve bizim de kesinlikle yapmaya yetkin olduğumuz şey budur.
- Progress has definitely been made on the question of gender equality, even if it is two steps forward and one step back.
- İki adım ileri bir adım geri olsa da cinsiyet eşitliği konusunda kesinlikle ilerleme kaydedilmiştir.
- The situation at this moment is definitely not a simple one.
- Şu andaki durum kesinlikle basit bir durum değildir.
- We definitely agree on the subject.
- Bu konuda kesinlikle hemfikiriz.
- We definitely wish to take note of them.
- Bunları kesinlikle dikkate almak istiyoruz.
- That is definitely a fundamental right worth defending in the European Union.
- Bu kesinlikle Avrupa Birliği'nde savunulmaya değer temel bir haktır.
- We will definitely follow up this matter and we have also had European workshops on land-use planning.
- Bu konuyu kesinlikle takip edeceğiz ve ayrıca arazi kullanım planlaması konusunda Avrupa'da çalıştaylar düzenledik.
- Progress has definitely been made in the Member States.
- Üye Devletlerde kesinlikle ilerleme kaydedilmiştir.
- These dimensions should definitely also be adopted for use throughout the entire area of the EU.
- Bu boyutlar kesinlikle tüm AB bölgesinde kullanılmak üzere benimsenmelidir.
- We definitely want to retain our Amendment No 12.
- Biz kesinlikle 12 No'lu Değişikliğimizi muhafaza etmek istiyoruz.
- I definitely hope that Parliament is giving a helping hand by this work of the rapporteur.
- Parlamentonun raportörün bu çalışmasıyla kesinlikle yardım eli uzattığını umuyorum.
- We definitely want to retain our Amendment No 12.
- Bizler 12 No'lu Değişikliğimizi kesinlikle muhafaza etmek istiyoruz.
- The Mussa report recalls these basic principles, and we will definitely vote in favour of this text.
- Musa raporu bu temel ilkeleri hatırlatıyor ve biz de kesinlikle bu metin lehinde oy kullanacağız.
- Moreover, the community of values which, after all, the EU aspires to achieve, will definitely be at risk.
- Ayrıca her şeyden önce AB'nin ulaşmayı arzuladığı değerler topluluğu kesinlikle risk altında olacaktır.
- In some countries they are, but in others they definitely are not.
- Bazı ülkelerde öyledir, ancak diğerlerinde kesinlikle değildir.
- This is definitely something that must be done.
- Bu kesinlikle yapılması gereken bir şeydir.
- However, this view of enlargement is definitely not shared by everyone.
- Ancak, bu genişleme görüşü kesinlikle herkes tarafından paylaşılmamaktadır.
- This is definitely a step in the right direction.
- Bu kesinlikle doğru yönde atılmış bir adımdır.
- I feel confident that those Members who really want to hear what I have to say are definitely trying to do so.
- Söyleyeceklerimi gerçekten duymak isteyen Üyelerin kesinlikle bunu yapmaya çalıştıklarından eminim.
- We will definitely follow up this matter and we have also had European workshops on land-use planning.
- Bu konuyu kesinlikle takip edeceğiz ve ayrıca arazi kullanım planlaması konusunda Avrupa'da atölye çalışmaları yaptık.
- The initial allocation must definitely be free of charge.
- İlk tahsis kesinlikle ücretsiz olmalıdır.
- The initial allocation must definitely be free of charge.
- İlk tahsisat kesinlikle ücretsiz olmalıdır.
- There is definitely a need for enhanced action and cooperation at national, European and international level.
- Ulusal, Avrupa ve uluslararası düzeyde daha fazla eylem ve işbirliğine kesinlikle ihtiyaç vardır.
- Someone like Rios Mont with his coterie of relations and contacts definitely belongs to those circles.
- İlişkileri ve bağlantılarıyla Rios Mont gibi biri kesinlikle bu çevrelere aittir.
- The point of no return is definitely behind us.
- Geri dönüşü olmayan nokta kesinlikle geride kaldı.
- Secondly, the system of ecopoints must definitely come to an end in 2006.
- İkinci olarak eko-noktalar sistemi 2006 yılında kesinlikle sona ermelidir.
- The dialogue with Russia about these problems definitely needs to be stepped up.
- Bu sorunlarla ilgili olarak Rusya ile diyaloğun kesinlikle arttırılması gerekmektedir.
- This is what people expect from us and that is also what we are definitely competent to do.
- İnsanların bizden beklediği ve bizim de kesinlikle yapmaya yetkili olduğumuz şey budur.
- The Commission does not, and the Council very definitely does not.
- Komisyon bunu yapmaz ve Konsey de kesinlikle yapmaz.
- Whilst being friendly towards America, we very definitely oppose the death penalty.
- Amerika'ya dost olmakla birlikte, idam cezasına kesinlikle karşıyız.
- This means that there is definitely something which is not working properly!
- Bu, kesinlikle düzgün çalışmayan bir şeyler olduğu anlamına gelir!
- We take it seriously, we will continue our discussions and we will definitely follow up.
- Bunu ciddiye alıyoruz, tartışmalarımıza devam edeceğiz ve kesinlikle takip edeceğiz.
- Definitely a more effective allocation of water throughout the region is needed.
- Bölge genelinde suyun kesinlikle daha etkin bir şekilde tahsis edilmesi gerekmektedir.
- War must definitely be rejected as a means of resolving conflicts.
- Savaş, çatışmaların çözümünde bir araç olarak kesinlikle reddedilmelidir.
- There has definitely been a breakthrough this year in the area of aid, on which I have been working.
- Üzerinde çalıştığım yardım alanında bu yıl kesinlikle bir ilerleme kaydedildi.
- What is in front of us is very definitely an austerity Budget, or at least it is meant to be one.
- Önümüzde duran şey kesinlikle bir kemer sıkma bütçesi ya da en azından öyle olması gerekiyor.
- Clearly, attacking the structural causes is definitely the most intelligent approach.
- Açıkçası, yapısal nedenlere saldırmak kesinlikle en akıllıca yaklaşımdır.
- I quite definitely belong to the second group.
- Ben kesinlikle ikinci gruba aitim.
- However, this view of enlargement is definitely not shared by everyone.
- Bununla birlikte bu genişleme görüşü kesinlikle herkes tarafından paylaşılmamaktadır.
- The social partners should definitely be involved as well.
- Sosyal taraflar da kesinlikle işin içinde olmalı.
- We all need improvement, and this is definitely being pursued in good cooperation.
- Hepimizin gelişime ihtiyacı var ve bu kesinlikle iyi bir işbirliği içinde sürdürülüyor.
- But definitely the case of the Democratic Republic of Congo is the worse of them all.
- Ancak Demokratik Kongo Cumhuriyeti'nin durumu kesinlikle hepsinden daha kötü.
- We definitely need to take more initiatives of this kind.
- Kesinlikle bu türden daha fazla girişimde bulunmamız gerekiyor.
- Secondly, the approach concerning multilateral trade relations should definitely be thoroughly reviewed.
- İkinci olarak, çok taraflı ticari ilişkilere ilişkin yaklaşım kesinlikle kapsamlı bir şekilde gözden geçirilmelidir.
- The time has definitely come for a balance sheet, for an evaluation and for accountability.
- Bir bilanço, bir değerlendirme ve hesap verebilirlik için kesinlikle zaman gelmiştir.
- This is definitely one of those times.
- Bu kesinlikle o zamanlardan biri.
- Definitely, a more effective allocation of water throughout the region is needed.
- Bölge genelinde daha etkin bir su tahsisine kesinlikle ihtiyaç vardır.
- The EU Member States are most definitely populated by scores of people who feel for Central and Eastern Europeans.
- AB Üye Devletleri kesinlikle Orta ve Doğu Avrupalılar için üzülen çok sayıda insanla doludur.
- Secondly, the approach concerning multilateral trade relations should definitely be thoroughly reviewed.
- İkinci olarak, çok taraflı ticari ilişkilere ilişkin yaklaşımın kesinlikle baştan sona gözden geçirilmesi gerekmektedir.
- What is in front of us is very definitely an austerity Budget, or at least it is meant to be one.
- Karşımızda kesinlikle bir kemer sıkma bütçesi var veya en azından öyle olması gerekiyor.
- We take it seriously, we will continue our discussions and we will definitely follow up.
- Bunu ciddiye alıyoruz, tartışmalarımıza devam edeceğiz ve kesinlikle takipçisi olacağız.
- We definitely look at this as a new season.
- Biz buna kesinlikle yeni bir sezon olarak bakıyoruz.
- She definitely is going to attract people with her nice figure.
- Kesinlikle güzel vücüduyla insanları cezbedecek.
- Will definitely help you rise a bar for a new opportunity.
- Yeni bir fırsat için çıtayı yükseltmene kesinlikle yardım olacacağım.
- Relationship marketing is definitely a "two-way" street.
- İlişki pazarlaması kesinlikle "çift yönlü" bir yoldur.
- I definitely picked the wrong season for reading this book.
- Bu kitabı okumak için kesinlikle yanlış mevsimi seçmişim.
- Yes, definitely talk with us about the book.
- Evet, kesinlikle bizimle kitap hakkında konuş.
- However, she definitely had not felt as blessed as tonight.
- Ancak hiçbir sefer kesinlikle bu geceki gibi mutlu hissetmemişti.
- You definitely shouldn't eat much before your yoga classes.
- Yoga derslerinizden önce kesinlikle çok fazla yememelisiniz.
- Relationship marketing is definitely a "two-way" street.
- İlişki pazarlaması kesinlikle "iki yönlü" bir yoldur.
- However, if you definitely want me to go, I will go.
- Ama eğer kesinlikle gitmemi istersen giderim.
- Will definitely help you rise a bar for a new opportunity.
- Yeni bir fırsat için çıtayı yükseltmenize kesinlikle yardımcı olacaktır.
- However, she definitely had not felt as blessed as tonight.
- Ancak, kesinlikle bu geceki kadar şanslı hissetmemişti.
- Relationship marketing is definitely a "two-way" street.
- İlişki pazarlaması kesinlikle "iki yönlü" bir yol.
- She definitely is going to attract people with her nice figure.
- Güzel fiziğiyle kesinlikle insanları cezbedecek.
- She definitely is going to attract people with her nice figure.
- Güzel fiziğiyle kesinlikle insanları kendine çekecek.
- You definitely shouldn't eat much before your yoga classes.
- Yoga derslerinizden önce kesinlikle fazla yemek yememelisiniz.
- We definitely look at this as a new season.
- Buna kesinlikle yeni bir sezon olarak bakıyoruz.
- We definitely look at this as a new season.
- Biz buna kesinlikle yeni bir dönem gözüyle bakıyoruz.
- I'd definitely like to see Tom again.
- Kesinlikle Tom'u tekrar görmek istiyorum.
- Tom definitely does that.
- Tom kesinlikle onu yapar.
- Tom definitely earns more money than Mary does.
- Tom kesinlikle Mary'den daha fazla para kazanıyor.
- Something's definitely wrong.
- Bir şeyler kesinlikle yolunda değil.
- We will definitely touch base with you guys.
- Sizinle kesinlikle temasa geçeceğiz.
- Tom definitely had to do that.
- Tom bunu kesinlikle yapmak zorundaydı.
- You're definitely smarter than Tom.
- Sen kesinlikle Tom'dan daha akıllısın.
- It's definitely possible.
- Kesinlikle mümkün.
- Tom is definitely planning something.
- Tom kesinlikle bir şeyler planlıyor.
- They definitely know.
- Onlar kesinlikle biliyorlar.
- I'm definitely falling in love.
- Ben kesinlikle aşık oluyorum.
- I'll definitely comply.
- Ben kesinlikle boyun eğeceğim.
- That's definitely part of it.
- Kesinlikle bunun bir parçası.
- I'm definitely going to vote.
- Kesinlikle oy vereceğim.
- I'm definitely not coming.
- Kesinlikle gelmiyorum.
- You should definitely tell Tom the truth.
- Tom'a kesinlikle gerçeği söylemelisin.
- I think it's definitely worth it.
- Bence kesinlikle buna değer.
- That's definitely the goal.
- O kesinlikle hedeftir.
- Tom should definitely go visit Mary next weekend.
- Tom bir sonraki hafta sonu kesinlikle Mary'yi ziyarete gitmeli.
- I'll definitely stay in Boston for a few days.
- Kesinlikle birkaç günlüğüne Boston'da kalacağım.
- Sami was definitely afraid.
- Sami kesinlikle korkuyordu.
- Tom definitely thinks it's true.
- Tom kesinlikle onun doğru olduğunu düşünüyor.
- Meros is definitely not a liar.
- Meros kesinlikle yalancı değil.
- We definitely worked hard.
- Biz kesinlikle çok çalıştık.
- I definitely don't have to do that.
- Kesinlikle bunu yapmak zorunda değilim.
- That's definitely the goal.
- Amaç kesinlikle bu.
- The horse and buggy is now definitely out of date.
- At arabası artık kesinlikle demode.
- Tom should definitely eat breakfast before he leaves.
- Gitmeden önce Tom'un kesinlikle kahvaltı etmesi gerekir.
- Tom will definitely ask Mary to do that.
- Tom kesinlikle Mary'den bunu yapmasını isteyecektir.
- There's definitely something wrong.
- Kesinlikle yanlış bir şey var.
- Tom definitely was here last night.
- Tom dün gece kesinlikle buradaydı.
- Tom will definitely cooperate.
- Tom kesinlikle işbirliği yapacaktır.
- I definitely won't do that with Tom.
- Ben kesinlikle bunu Tom'la yapmayacağım.
- She definitely took the wrong bus.
- O kesinlikle yanlış otobüse bindi.
- Tom will definitely try to do that.
- Tom kesinlikle onu yapmaya çalışacaktır.
- I'm definitely not waiting.
- Kesinlikle beklemiyorum.
- I'll definitely go to Boston with Tom.
- Kesinlikle Tom'la Boston'a gideceğim.
- We'll definitely invite Tom.
- Kesinlikle Tom'u davet edeceğiz.
- I'm definitely ready.
- Kesinlikle hazırım.
- It was definitely embarrassing.
- Kesinlikle utanç vericiydi.
- I definitely won't do that anymore.
- Ben kesinlikle artık bunu yapmayacağım.
- I'm definitely going along.
- Kesinlikle destekliyorum.
- It definitely helped.
- Kesinlikle yardımı dokundu.
- I'm definitely going to quit smoking!
- Kesinlikle sigarayı bırakacağım!
- In about ten days the first fermentation will definitely be finished.
- Yaklaşık on gün içinde ilk fermantasyon kesinlikle bitmiş olacak.
- Someone is definitely lying.
- Birisi kesinlikle yalan söylüyor.
- Tom definitely overestimates his own ability.
- Tom kesinlikle kendi yeteneğini abartıyor.
- Doing that definitely wouldn't hurt.
- Bunu yapmak kesinlikle zarar vermezdi.
- Tom definitely needs to be a bit more sociable.
- Tom'un kesinlikle biraz daha sosyal olması gerekiyor.
- I definitely won't do that today.
- Bugün bunu kesinlikle yapmayacağım.
- I'd say we are definitely going to have a good time tonight.
- Bu gece kesinlikle iyi vakit geçireceğimizi söyleyebilirim.
- We're definitely going to do it.
- Biz kesinlikle onu yapacağız.
- Tom definitely knows how to ride a horse.
- Tom bir ata nasıl bineceğini kesinlikle biliyor.
- I definitely think so.
- Kesinlikle öyle düşünüyorum.
- Tom should definitely do that.
- Tom kesinlikle bunu yapmalı.
- Tom says that Mary definitely won't accept the job.
- Tom Mary'nin kesinlikle işi kabul etmeyeceğini söylüyor.
- There's something definitely wrong here.
- Burada kesinlikle ters giden bir şeyler var.
- Tom will definitely ask Mary to do that.
- Tom kesinlikle Mary'den bunu yapmasını isteyecek.
- I definitely think it's doable.
- Kesinlikle yapılabilir olduğunu düşünüyorum.
- It definitely was real.
- Kesinlikle gerçekti.
- There's definitely something wrong here.
- Burada kesinlikle yanlış bir şey var.
- Tom definitely wasn't happy.
- Tom kesinlikle mutlu değildi.
- Tom definitely had problems with his oldest son.
- Tom'un kesinlikle en büyük oğluyla ilgili sorunları vardı.
- Tom definitely won't cry.
- Tom kesinlikle ağlamayacak.
- I definitely needed a plan.
- Kesinlikle bir plana ihtiyacım vardı.
- Tom is definitely going to do that sometime.
- Tom bunu bir ara kesinlikle yapacak.
- Tom definitely left early.
- Tom kesinlikle erken ayrıldı.
- Algeria is definitely a huge player in North Africa's geopolitics.
- Cezayir, Kuzey Afrika'nın jeopolitiğinde kesinlikle büyük bir oyuncu.
- We're definitely going to miss Tom.
- Kesinlikle Tom'u özleyeceğiz.
- Tom is definitely in a hurry.
- Tom'un kesinlikle acelesi var.
- I definitely won't do that again.
- Bunu bir daha kesinlikle yapmayacağım.
- It definitely got Tom's attention.
- Bu kesinlikle Tom'un dikkatini çekti.
- Tom definitely knows exactly what happened.
- Tom kesinlikle tam olarak ne olduğunu biliyor.
- It's definitely a full-time job.
- O kesinlikle tam zamanlı bir iştir.
- Tom said he'd definitely do that.
- Tom bunu kesinlikle yapacağını söyledi.
- Tom should definitely ask for Mary's opinion.
- Tom kesinlikle Mary'nin fikrini sormalı.
- We definitely need more help.
- Kesinlikle daha fazla yardıma ihtiyacımız var.
- We definitely surprised them.
- Onları kesinlikle şaşırttık.
- This is definitely the best method.
- Bu kesinlikle en iyi yöntemdir.
- They definitely know.
- Kesinlikle biliyorlar.
- I'll definitely vote for Tom.
- Kesinlikle Tom'a oy vereceğim.
- It's definitely starting to rain.
- Kesinlikle yağmur yağmaya başlıyor.
- We'll definitely look into it.
- Kesinlikle ilgileneceğiz.
- Tom is definitely from Boston.
- Tom kesinlikle Boston'lu.
- Tom should definitely eat breakfast before he leaves.
- Tom gitmeden önce kesinlikle kahvaltı etmeli.
- We can definitely do it.
- Kesinlikle yapabiliriz.
- I definitely won't do that today.
- Kesinlikle onu bugün yapmayacağım.
- Tom says he definitely won't do that.
- Tom bunu kesinlikle yapmayacağını söylüyor.
- He's definitely somebody clever.
- O kesinlikle zeki biridir.
- They've definitely gotten a lot better.
- Kesinlikle çok daha iyi oldular.
- Tom is definitely going to help us.
- Tom kesinlikle bize yardım edecek.
- It's definitely very confusing.
- Kesinlikle çok kafa karıştırıcı.
- This is definitely the best method.
- Bu kesinlikle en iyi yöntem.
- Tom was definitely not in a hurry.
- Tom'un kesinlikle acelesi yoktu.
- That's definitely a possibility.
- O kesinlikle bir olasılık.
- Tom said Mary would definitely do that.
- Tom, Mary'nin bunu kesinlikle yapacağını söyledi.
- Tom definitely seemed happy.
- Tom kesinlikle mutlu görünüyordu.
- Tom is definitely the right man for the job.
- Tom kesinlikle bu iş için doğru adam.
- It was definitely shocking.
- Kesinlikle şok ediciydi.
- You definitely need some time off.
- Kesinlikle biraz dinlenmeye ihtiyacın var.
- We're definitely buying that house.
- Kesinlikle o evi satın alıyoruz.
- Someone is definitely telling a lie.
- Birisi kesinlikle yalan söylüyor.
- I'll definitely try doing that today.
- Bugün onu kesinlikle yapmaya çalışacağım.
- This is definitely illegal.
- Bu kesinlikle yasadışı.
- Tom should definitely go visit Mary next weekend.
- Tom gelecek hafta sonu kesinlikle Mary'yi ziyarete gitmeli.
- I'm definitely ready.
- Ben kesinlikle hazırım.
- Tom will definitely try to do that.
- Tom kesinlikle bunu yapmaya çalışacaktır.
- We'll definitely be ready.
- Biz kesinlikle hazır olacağız.
- Taking money from a corporation as a politician is definitely corruption.
- Bir politikacı olarak bir şirketten para almak kesinlikle yolsuzluktur.
- It's definitely her.
- Bu kesinlikle o.
- That was definitely sad news.
- O kesinlikle hüzünlü bir haberdi.
- Tom definitely won't work for less than $300 an hour.
- Tom kesinlikle saati 300 dolardan az bir paraya çalışmaz.
- It's definitely possible.
- Bu kesinlikle mümkün.
- Tom is definitely going to be at the meeting.
- Tom kesinlikle toplantıda olacak.
- I'm definitely falling in love.
- Kesinlikle aşık oluyorum.
- Tom is definitely not happy to be there.
- Tom orada olmaktan kesinlikle mutlu değil.
- It definitely helped.
- Bu kesinlikle yardımcı oldu.
- Tom definitely knows what Mary wants him to do.
- Tom, Mary'nin ondan ne yapmasını istediğini kesinlikle biliyor.
- Tom definitely wants to become a doctor.
- Tom kesinlikle doktor olmak istiyor.
- Tom is definitely not a gentleman.
- Tom kesinlikle bir centilmen değil.
- I'll definitely try doing that today.
- Bugün bunu kesinlikle deneyeceğim.
- We definitely worked hard.
- Kesinlikle çok çalıştık.
- We should definitely hang out sometime.
- Kesinlikle bir ara takılmalıyız.
- I'll definitely do that today.
- Ben kesinlikle onu bugün yapacağım.
- Tom was definitely bought off.
- Tom kesinlikle satın alınmış.
- Tom can definitely get better.
- Tom kesinlikle daha iyi olabilir.
- Anyway, I've definitely got to see her again.
- Her halükarda, onu kesinlikle yeniden görmek zorundayım.
- Tom definitely needs some time off.
- Tom'un kesinlikle biraz izne ihtiyacı var.
- It definitely felt good.
- Kesinlikle iyi hissettim.
- Tom will definitely be missed.
- Tom kesinlikle özlenecek.
- Tom definitely should have gotten the death sentence.
- Tom kesinlikle ölüm cezası almalıydı.
- It's definitely a full-time job.
- Kesinlikle tam zamanlı bir iş.
- Something's definitely out there.
- Kesinlikle dışarıda bir şey var.
- If there was a computer that didn't tire out my eyes, I'd definitely want to buy it.
- Gözlerimi yormayan bir bilgisayar olsaydı, kesinlikle satın almak isterdim.
- Tom definitely earns more money than Mary does.
- Tom kesinlikle Mary'nin kazandığından daha çok para kazanır.
- Tom definitely won the debate.
- Tom tartışmayı kesinlikle kazandı.
- I definitely don't want to get married.
- Kesinlikle evlenmek istemiyorum.
- He should definitely visit the Hagia Sophia while he's in Istanbul.
- İstanbul'dayken kesinlikle Ayasofya'yı ziyaret etmeli.
- Tom definitely knows that he shouldn't be doing that.
- Tom onu yapmaması gerektiğini kesinlikle biliyor.
- Tom was definitely not very happy.
- Tom kesinlikle çok mutlu değildi.
- I'd definitely ask Tom to help if I were you.
- Yerinde olsam Tom'dan kesinlikle yardım isterdim.
- We definitely need to hire more people.
- Kesinlikle daha fazla insan işe almalıyız.
- Tom definitely doesn't want to be class president.
- Tom kesinlikle sınıf başkanı olmak istemiyor.
- Tom will definitely help us.
- Tom kesinlikle bize yardım edecek.
- Today is definitely your day.
- Bugün kesinlikle senin günün.
- Tom definitely has a crush on her.
- Tom kesinlikle ona aşık.
- Tom definitely did what he said he did.
- Tom yaptığını söylediği şeyi kesinlikle yaptı.
- This is definitely a concern.
- Bu kesinlikle bir endişe kaynağı.
- If Tom had been here, it definitely would've made a difference.
- Eğer Tom burada olsaydı kesinlikle fark yaratırdı.
- Tom definitely knows his stuff.
- Tom kesinlikle işini biliyor.
- You should definitely tell Tom the truth.
- Tom'a kesinlikle doğruyu söylemelisin.
- Tom will definitely try doing that today.
- Tom kesinlikle bunu bugün yapmaya çalışacaktır.
- I definitely want to do that.
- Bunu kesinlikle yapmak istiyorum.
- You're definitely the person for the job.
- Kesinlikle bu iş için doğru kişisin.
- Tom is definitely not planning to do that.
- Tom kesinlikle bunu yapmayı planlamıyor.
- Tom definitely knows that he shouldn't be doing that.
- Tom kesinlikle bunu yapmaması gerektiğini biliyor.
- We're definitely not a couple.
- Biz kesinlikle bir çift değiliz.
- She definitely has a crush on him.
- Kesinlikle ona aşık.
- It'll definitely rain.
- Kesinlikle yağacak.
- We'll definitely ask Tom to do that.
- Tom'dan bunu yapmasını kesinlikle isteyeceğiz.
- There's definitely a double standard.
- Kesinlikle bir çifte standart var.
- Tom is definitely planning to do that.
- Tom kesinlikle onu yapmayı planlıyor.
- It's definitely going to rain.
- Kesinlikle yağmur yağacak.
- We definitely need Tom's help.
- Tom'un yardımına kesinlikle ihtiyacımız var.
- I was definitely wrong.
- Kesinlikle yanılmışım.
- I can definitely do that.
- Bunu kesinlikle yapabilirim.
- The horse and buggy is now definitely out of date.
- At arabası şimdi kesinlikle çağ dışı.
- Tom will definitely be at the meeting.
- Tom kesinlikle toplantıda olacak.
- That's definitely a possibility.
- Bu kesinlikle bir olasılık.
- I'll definitely stay in Boston for a few days.
- Kesinlikle birkaç gün Boston'da kalacağım.
- You're definitely not on the list.
- Sen kesinlikle listede yoksun.
- She definitely has a crush on him.
- O kesinlikle ona aşık.
- I'll definitely look into it.
- Kesinlikle araştıracağım.
- I definitely don't know them.
- Kesinlikle onları tanımıyorum.
- It was definitely different.
- Kesinlikle farklıydı.
- Tom definitely needs to take a vacation.
- Tom'un kesinlikle tatile çıkması gerekiyor.
- It's definitely a bad idea.
- Kesinlikle kötü bir fikir.
- Tom definitely didn't do that.
- Tom kesinlikle bunu yapmadı.
- I'm definitely feeling a lot better now.
- Kesinlikle şimdi çok daha iyi hissediyorum.
- It's definitely him.
- Bu kesinlikle o.
- You definitely like Chinese food.
- Sen kesinlikle Çin yemeklerini seviyorsun.
- Tom definitely had problems with his oldest son.
- Tom kesinlikle en büyük oğluyla sorunlar yaşadı.
- Tom has definitely been very unlucky.
- Tom kesinlikle çok şanssızdı.
- I definitely appreciate receiving this.
- Bunu aldığım için kesinlikle minnettarım.
- If I have the chance, I'll definitely travel to Beijing.
- Eğer şansım olursa, kesinlikle Pekin'e gideceğim.
- You're definitely prettier than Mary.
- Kesinlikle Mary'den daha güzelsin.
- I'm definitely not going back to Boston.
- Kesinlikle Boston'a geri dönmeyeceğim.
- You should definitely ask him out.
- Ona kesinlikle çıkma teklif etmelisin.
- I definitely needed to do that.
- Kesinlikle yapmam gerekiyordu.
- Tom definitely was available.
- Tom kesinlikle müsaitti.
- I definitely need some more money.
- Kesinlikle biraz daha paraya ihtiyacım var.
- It's definitely a problem.
- Bu kesinlikle bir sorun.
- Tom definitely doesn't want to take advice from Mary.
- Tom kesinlikle Mary'den tavsiye almak istemiyor.
- I definitely was shocked.
- Ben kesinlikle şok oldum.
- We definitely plan on doing that.
- Kesinlikle onu yapmayı planlıyoruz.
- A soccer score of 3 to 0 is definitely a victory.
- 3-0'lık bir futbol skoru kesinlikle bir zaferdir.
- I can definitely do that better than you can.
- Bunu kesinlikle senden daha iyi yapabilirim.
- Tom definitely didn't mind.
- Tom kesinlikle aldırış etmedi.
- I'll definitely be there tonight.
- Bu gece kesinlikle orada olacağım.
- I'll definitely never do that again.
- Kesinlikle bir daha yapmayacağım.
- I definitely was shocked.
- Kesinlikle şok oldum.
- We're definitely buying that house.
- Kesinlikle o evi alıyoruz.
- Tom will definitely do that.
- Tom onu kesinlikle yapacak.
- Tom says that Mary definitely wanted to go with us, so we should wait.
- Tom, Mary'nin kesinlikle bizimle gelmek istediğini, bu yüzden beklememiz gerektiğini söyledi.
- Tom is definitely not going to be doing that.
- Tom kesinlikle onu yapmayacak.
- This woman definitely knows that she doesn't know what she wants.
- Bu kadın ne istediğini bilmediğini kesinlikle biliyor.
- I definitely won't try to help Tom again.
- Kesinlikle bir daha Tom'a yardım etmeye çalışmayacağım.
- I'm definitely going to try to get there on time.
- Kesinlikle zamanında orada olmaya çalışacağım.
- We should definitely hang out sometime.
- Bir ara kesinlikle takılmamız gerek.
- This is definitely more fun.
- Bu kesinlikle daha eğlencelidir.
- Tom will definitely do that.
- Tom bunu kesinlikle yapacaktır.
- It was definitely frustrating.
- Kesinlikle sinir bozucuydu.
- Tom definitely pushed me.
- Tom kesinlikle beni itti.
- Algeria is definitely a huge player in North Africa's geopolitics.
- Cezayir, Kuzey Afrika jeopolitiğinde kesinlikle çok büyük bir oyuncu.
- They're definitely more than just friends.
- Onlar kesinlikle arkadaştan öte.
- Lucy will definitely get married to the pop singer.
- Lucy kesinlikle pop şarkıcısıyla evlenecek.
- It's definitely good news.
- Bu kesinlikle iyi bir haber.
- I'm definitely impressed.
- Kesinlikle etkilendim.
- I'll definitely do that today.
- Ben kesinlikle bugün onu yapacağım.
- I definitely told you that!
- Kesinlikle söyledim!
- We can definitely do that.
- Bunu kesinlikle yapabiliriz.
- We'll definitely achieve these goals.
- Bu hedeflere kesinlikle ulaşacağız.
- We definitely need to go back and see some more.
- Kesinlikle geri dönmeliyiz ve biraz daha görmeliyiz.
- Something is definitely different.
- Bir şeyler kesinlikle farklı.
- Tom definitely knows what Mary wants him to do.
- Tom kesinlikle Mary'nin onun ne yapmasını istediğini bilir.
- You definitely like Chinese food.
- Kesinlikle Çin yemeği seviyorsun.
- He is definitely not a bad person.
- O kesinlikle kötü biri değil.
- This is definitely a movie you should watch.
- Bu kesinlikle izlemen gereken bir film.
- I'm definitely better now.
- Şimdi kesinlikle daha iyiyim.
- This is definitely more fun than doing homework.
- Bu kesinlikle ev ödevi yapmaktan daha eğlenceli.
- That would definitely do it.
- Bu kesinlikle işe yarar.
- It was definitely very enjoyable.
- Kesinlikle çok keyifliydi.
- I definitely believe that.
- Kesinlikle buna inanıyorum.
- You've definitely gotten better at French.
- Kesinlikle Fransızcada daha iyi oldun.
- It's definitely time to get out of here.
- Kesinlikle buradan çıkmanın zamanı.
- We'll definitely ask Tom to do that.
- Kesinlikle Tom'dan bunu yapmasını isteyeceğiz.
- Tom definitely looks younger than Mary.
- Tom kesinlikle Mary'den daha genç görünüyor.
- I definitely don't want to do that.
- Bunu kesinlikle yapmak istemiyorum.
- We definitely need to hire more people.
- Kesinlikle daha fazla insanı istihdam etmeliyiz.
- The weather will definitely be good tomorrow.
- Yarın hava kesinlikle güzel olacak.
- Tom is definitely not going to be doing that.
- Tom kesinlikle bunu yapmayacak.
- There's definitely someone out there.
- Dışarıda kesinlikle biri var.
- Tom definitely helped us win.
- Tom kesinlikle kazanmamıza yardım etti.
- It'll definitely rain.
- Yağmur kesinlikle yağacak.
- We can definitely do it.
- Biz bunu kesinlikle yapabiliriz.
- Tom definitely knew that he shouldn't have eaten that.
- Tom kesinlikle bunu yememesi gerektiğini biliyordu.
- This is definitely not new.
- Bu kesinlikle yeni değil.
- Tom is definitely doing the right thing.
- Tom kesinlikle doğru olanı yapıyor.
- Tom definitely had problems with his oldest son.
- Tom'un en büyük oğluyla kesinlikle sorunları var.
- He is definitely not a bad person.
- O kesinlikle kötü bir insan değil.
- Tom is definitely over thirty.
- Tom kesinlikle otuzun üzerinde.
- Tom is definitely up to something!
- Tom kesinlikle bir şeyin peşinde!
- I'd definitely vote for Tom.
- Kesinlikle Tom için oy verirdim.
- I'll definitely vote for Tom.
- Ben kesinlikle Tom'a oy vereceğim.
- Maybe they both definitely want divorce.
- Belki de onların ikisi de kesinlikle boşanmak istiyorlar.
- We'll definitely come.
- Kesinlikle geleceğiz.
- I was definitely surprised.
- Ben kesinlikle şaşırmıştım.
- Let's definitely do that.
- Bunu kesinlikle yapalım.
- Tom definitely wouldn't have done that.
- Tom kesinlikle bunu yapmazdı.
- I was definitely worried.
- Kesinlikle kaygılanmıştım.
- I'll definitely miss you.
- Ben seni kesinlikle özleyeceğim.
- Tom will definitely do that sometime.
- Tom bunu bir ara kesinlikle yapacak.
- This woman definitely knows that she doesn't know what she wants.
- Bu kadın kesinlikle ne istediğini bilmediğini biliyor.
- Something's definitely wrong with Tom.
- Tom'un kesinlikle bir sorunu var.
- I'm definitely the person who should be doing this instead of Tom.
- Tom'un yerine bunu yapması gereken kişi kesinlikle benim.
- This is definitely a movie you should watch.
- Bu kesinlikle izlemeniz gereken bir film.
- I definitely told you that!
- Kesinlikle bunu size söyledim!
- Tom is definitely in love with Mary.
- Tom kesinlikle Mary'ye aşık.
- Tom is definitely the right man for the job.
- Tom kesinlikle iş için doğru adam.
- Tom is definitely not having much fun.
- Tom kesinlikle çok eğlenmiyor.
- I'm definitely not going back there.
- Kesinlikle oraya geri dönmeyeceğim.
- I definitely don't need to do that.
- Kesinlikle bunu yapmam gerekmiyor.
- I'll definitely buy ticket.
- Ben kesinlikle bilet alacağım.
- There's definitely something else.
- Kesinlikle başka bir şey var.
- You're definitely not on the list.
- Kesinlikle listede değilsin.
- I will definitely go to your funeral.
- Cenazene kesinlikle gideceğim.
- I'd definitely consider doing this again.
- Bunu tekrar yapmayı kesinlikle düşünürdüm.
- Tom definitely thinks all the girls in the class think he's handsome.
- Tom kesinlikle sınıftaki tüm kızların onun yakışıklı olduğunu düşündüğünü düşünüyor.
- I'd definitely do that today if I were you.
- Yerinde olsam bunu kesinlikle bugün yapardım.
- I believe that you'll definitely be able to get first place.
- Kesinlikle birinci olacağına inanıyorum.
- Things are definitely going downhill.
- İşler kesinlikle yokuş aşağı gidiyor.
- It was definitely very enjoyable.
- Bu kesinlikle çok eğlenceliydi.
- It's definitely frustrating.
- Kesinlikle sinir bozucu.
- Tom definitely won.
- Tom kesinlikle kazandı.
- That was definitely the wrong choice.
- O kesinlikle yanlış tercihti.
- I definitely recommend it.
- Kesinlikle tavsiye ederim.
- You were definitely drugged.
- Sana kesinlikle uyuşturucu verilmişti.
- Doing that definitely wouldn't hurt.
- Bunu yapmanın kesinlikle zararı olmaz.
- It definitely freaked me out.
- Kesinlikle beni korkuttu.
- He'll definitely go to the U.S.
- O kesinlikle ABD'ye gidecek.
- We definitely need to go back and see some more.
- Kesinlikle geri dönüp daha fazlasını görmeliyiz.
- I'd definitely consider doing this again.
- Kesinlikle bunu tekrar yapmayı düşünürdüm.
- That's definitely worth more than a three thousand dollars.
- Bu kesinlikle üç bin dolardan fazla eder.
- If Tom had been here, it definitely would've made a difference.
- Tom burada olsaydı, kesinlikle bir fark yaratırdı.
- It's definitely a good sign.
- Bu kesinlikle iyiye işaret.
- It's definitely a problem.
- Bu kesinlikle bir problem.
- That man is definitely a bachelor.
- Bu adam kesinlikle bir bekar.
- It's definitely them.
- Kesinlikle onlar.
- There's definitely something bothering Tom.
- Kesinlikle Tom'u rahatsız eden bir şey var.
- Something's definitely wrong.
- Kesinlikle bir sorun var.
- Tom is definitely upset.
- Tom kesinlikle üzgün.
- Tom was definitely the best-looking guy in our class.
- Tom kesinlikle sınıfımızdaki en yakışıklı çocuktu.
- Tom is definitely not coming.
- Tom kesinlikle gelmeyecek.
- Tom will definitely come.
- Tom kesinlikle gelecek.
- French is definitely not the easiest language to learn.
- Fransızca kesinlikle öğrenmesi en kolay dil değil.
- Tom is definitely not busy.
- Tom kesinlikle meşgul değil.
- Tom is definitely not a bad person.
- Tom kesinlikle kötü bir insan değil.
- That would definitely do it.
- Onu kesinlikle yapardı.
- I definitely plan to do that.
- Kesinlikle onu yapmayı planlıyorum.
- Tom definitely had to do that.
- Tom kesinlikle bunu yapmak zorundaydı.
- Tom is definitely not planning to do that.
- Tom kesinlikle onu yapmayı planlamıyor.
- Tom definitely does that.
- Tom bunu kesinlikle yaptı.
- I was definitely wrong.
- Kesinlikle hatalıydım.
- You definitely can't compare Marseilles and Lyons.
- Marsilya ve Lyons'u kesinlikle karşılaştıramazsın.
- We definitely heard something.
- Kesinlikle bir şey duyduk.
- Tom definitely has control of this company.
- Tom kesinlikle bu şirketin kontrolüne sahip.
- A pretty girl like you will definitely be noticed.
- Senin gibi güzel bir kız kesinlikle fark edilecektir.
- I'm definitely interested.
- Kesinlikle ilgileniyorum.
- That's definitely a good idea.
- Bu kesinlikle iyi bir fikir.
- You've definitely gotten better at French.
- Fransızca'da kesinlikle daha iyi olmuşsun.
- I'm definitely feeling a lot better now.
- Şimdi kesinlikle çok daha iyi hissediyorum.
- It's definitely too late to do that.
- Bunu yapmak için kesinlikle çok geç.
- Tom definitely didn't do that.
- Tom kesinlikle onu yapmadı.
- Tom definitely did that.
- Tom kesinlikle onu yaptı.
- Tom is definitely from Boston.
- Tom kesinlikle Boston'dan.
- That was definitely the wrong choice.
- Bu kesinlikle yanlış seçimdi.
- I definitely believe that.
- Buna kesinlikle inanıyorum.
- You definitely should not skip this step.
- Kesinlikle bu adımı atlamamalısın.
- I'm definitely impressed.
- Ben kesinlikle etkilendim.
- Tom should definitely ask for Mary's opinion.
- Tom kesinlikle Mary'nin fikrini sormalıdır.
- This is definitely the best way.
- Bu kesinlikle en iyi yol.
- Your name is definitely not on the list.
- İsminiz kesinlikle listede değil.
- I'm definitely not going to do that.
- Bunu kesinlikle yapmayacağım.
- Tom definitely was available.
- Tom kesinlikle mevcuttu.
- Tom is definitely innocent.
- Tom kesinlikle masum.
- Tom is definitely busy.
- Tom kesinlikle meşgul.
- I definitely don't need to do that.
- Bunu yapmama kesinlikle gerek yok.
- I definitely don't want to do that.
- Kesinlikle bunu yapmak istemiyorum.
- I definitely plan to do that.
- Bunu kesinlikle yapmayı planlıyorum.
- Tom said Mary would definitely win.
- Tom, Mary'nin kesinlikle kazanacağını söyledi.
- I'll definitely look at it.
- Kesinlikle bakacağım.
- Christmas is definitely my favorite holiday.
- Noel kesinlikle benim en sevdiğim tatilimdir.
- It definitely was a possibility.
- Bu kesinlikle bir olasılıktı.
- Tom will definitely not do that.
- Tom bunu kesinlikle yapmayacak.
- Tom is definitely going to do that.
- Tom kesinlikle bunu yapacak.
- That kind of person will definitely fail.
- O tür bir kişi kesinlikle başarısız olur.
- One thing you definitely don't want to do is borrow money from Tom.
- Kesinlikle yapmak istemeyeceğin bir şey varsa o da Tom'dan borç para almaktır.
- Tom is definitely not going to win.
- Tom kesinlikle kazanmayacak.
- I'm definitely going to do that.
- Bunu kesinlikle yapacağım.
- It was definitely Tom's fault.
- Kesinlikle Tom'un hatasıydı.
- I definitely don't regret it.
- Kesinlikle pişman değilim.
- Tom definitely did what he said he did.
- Tom kesinlikle söylediği şeyi yaptı.
- I will definitely go to your funeral.
- Ben senin cenazene kesinlikle gideceğim.
- Someone is definitely telling a lie.
- Biri kesinlikle yalan söylüyor.
- You've definitely gotten stronger.
- Kesinlikle daha güçlü oldun.
- Tom definitely knows that he shouldn't be here.
- Tom burada olmaması gerektiğini kesinlikle bilir.
- Something's definitely not right here.
- Burada kesinlikle yolunda olmayan bir şeyler var.
- I definitely want to do that.
- Ben kesinlikle onu yapmak istiyorum.
- It was definitely a hoax.
- Bu kesinlikle bir aldatmacaydı.
- Tom definitely thinks all the girls in the class think he's handsome.
- Tom kesinlikle sınıftaki bütün kızların onun yakışıklı olduğunu düşündüğünü düşünüyor.
- I definitely want to go with Tom.
- Kesinlikle Tom'la gitmek istiyorum.
- I'm definitely going along.
- Kesinlikle katılıyorum.
- I definitely plan on doing that.
- Kesinlikle onu yapmayı planlıyorum.
- Tom definitely should have gotten the death sentence.
- Tom kesinlikle idam cezası almalıydı.
- Tom definitely has to do that.
- Tom kesinlikle bunu yapmak zorunda.
- Tom was definitely drunk last night.
- Tom dün gece kesinlikle sarhoştu.
- It was definitely Tom that I saw yesterday in the park.
- Benim dün parkta gördüğüm kesinlikle Tom'du.
- I'll definitely try to see Tom.
- Tom'u kesinlikle görmeye çalışacağım.
- The opportunity is definitely there.
- Fırsat kesinlikle orada.
- You are definitely a native speaker.
- Sen kesinlikle ana dilini konuşuyorsun.
- I'll definitely buy ticket.
- Kesinlikle bilet alacağım.
- I definitely said that.
- Bunu kesinlikle söyledim.
- Your idea is definitely worth thinking about.
- Fikriniz kesinlikle düşünmeye değer.
- Tom is definitely not from this neighborhood.
- Tom kesinlikle bu mahalleden değil.
- We're definitely making progress.
- Biz kesinlikle ilerleme yapıyoruz.
- Tom definitely didn't cry.
- Tom kesinlikle ağlamadı.
- Tom definitely didn't want to be disturbed.
- Tom kesinlikle rahatsız edilmek istemiyordu.
- Tom says that Mary definitely wanted to go with us, so we should wait.
- Tom Mary'nin kesinlikle bizimle birlikte gitmek istediğini söylüyor, bu yüzden beklemeliyiz.
- I'd definitely ask Tom to help if I were you.
- Eğer ben senin yerinde olsaydım Tom'dan kesinlikle yardım etmesini isterdim.
- I definitely want my diamond ring back.
- Elmas yüzüğümü kesinlikle geri istiyorum.
- Your name is definitely not on the list.
- Senin adın kesinlikle listede yok.
- I definitely agree with Tom.
- Kesinlikle Tom'la aynı düşüncedeyim.
- Tom has definitely been very unlucky.
- Tom kesinlikle çok şanssız.
- Tom should definitely visit an art museum or two while he's in France.
- Tom Fransa'da iken kesinlikle bir ya da iki sanat müzesini ziyaret etmeli.
- It's definitely good news.
- Bu kesinlikle iyi haber.
- I definitely do not miss working in the city!
- Kesinlikle, şehirde çalışmayı özlemiyorum.
- Now I'm definitely not going to sleep.
- Şimdi kesinlikle uyumayacağım.
- I definitely want to help.
- Kesinlikle yardım etmek istiyorum.
- I'm definitely not going back to Boston.
- Ben kesinlikle Boston'a geri dönmeyeceğim.
- Tom definitely has our support.
- Tom kesinlikle bizim desteğimize sahip.
- What he did was definitely a foul.
- Yaptığı şey kesinlikle bir fauldü.
- Tom definitely plans to do that.
- Tom kesinlikle bunu yapmayı planlıyor.
- Tom definitely won't win.
- Tom kesinlikle kazanamayacak.
- What he did was definitely a foul.
- Yaptığı şey kesinlikle fauldü.
- He's definitely not coming.
- Kesinlikle gelmeyecek.
- Tom says that Mary definitely doesn't want to be married.
- Tom, Mary'nin kesinlikle evlenmek istemediğini söylüyor.
- Christmas is definitely my favorite holiday.
- Noel kesinlikle benim en sevdiğim bayramdır.
- We definitely need Tom's help.
- Kesinlikle Tom'un yardımına ihtiyacımız var.
- I'll definitely keep my windows and doors locked.
- Pencerelerimi ve kapılarımı kesinlikle kilitli tutacağım.
- Something's definitely out there.
- Kesinlikle orada bir şey var.
- CK should definitely go Sony!
- CK kesinlikle Sony'ye gitmeli!
- I definitely won't do that.
- Kesinlikle bunu yapmayacağım.
- We definitely need to take a break.
- Kesinlikle bir mola vermeliyiz.
- Tom will definitely never do that again.
- Tom kesinlikle bunu bir daha yapmayacak.
- Congratulations are definitely in order.
- Kesinlikle tebrik edilmesi gerekiyor.
- I think some lessons have definitely been learned.
- Bence bazı dersler kesinlikle alındı.
- Tom definitely doesn't like Mary.
- Tom kesinlikle Mary'den hoşlanmıyor.
- Tom is definitely not going to win.
- Tom kesinlikle kazanamayacak.
- He's definitely somebody clever.
- Kesinlikle zeki biri.
- Tom can definitely do that.
- Tom kesinlikle bunu yapabilir.
- He definitely wants to get married in a church.
- Kesinlikle kilisede evlenmek istiyor.
- He's definitely not coming.
- O kesinlikle gelmiyor.
- I definitely wouldn't go there by myself.
- Oraya kesinlikle tek başıma gitmezdim.
- Tom says he definitely won't win.
- Tom kesinlikle kazanamayacağını söylüyor.
- He definitely wanted to start a fight.
- Kesinlikle bir kavga başlatmak istedi.
- I'll definitely come.
- Kesinlikle geleceğim.
- I definitely told you that!
- Kesinlikle bunu sana söyledim!
- This is definitely not what I had in mind.
- Kesinlikle aklımdaki bu değildi.
- If there was a computer that didn't tire out my eyes, I'd definitely want to buy it.
- Gözlerimi çok yormayan bir bilgisayar olsa onu kesinlikle almak isterim.
- Tom will definitely never do that again.
- Tom kesinlikle bir daha asla bunu yapmaz.
- I know we'll definitely miss Tom.
- Tom'u kesinlikle özleyeceğimizi biliyorum.
- I'll definitely do that.
- Bunu kesinlikle yapacağım.
- There's something definitely wrong here.
- Burada kesinlikle yanlış olan bir şey var.
- It was definitely Tom that I saw yesterday in the park.
- Dün parkta gördüğüm kesinlikle Tom'du.
- We're definitely not a couple.
- Kesinlikle bir çift değiliz.
- He's definitely not coming.
- O kesinlikle gelmeyecek.
- Tom definitely won't work for less than $300 an hour.
- Tom kesinlikle bir saat için 300 dolardan daha aşağısına çalışmaz.
- Tom is definitely back.
- Tom kesinlikle geri döndü.
- Tom is definitely going to be missed.
- Tom kesinlikle özlenecek.
- You'll definitely get a chance to do that.
- Bunu yapmak için kesinlikle bir şansın olacak.
- If you cheat on me again, I definitely won't forgive you.
- Eğer beni bir daha aldatırsan, seni kesinlikle affetmeyeceğim.
- I'll definitely be there tomorrow.
- Yarın kesinlikle orada olacağım.
- The weather will definitely be good tomorrow.
- Yarın hava kesinlikle iyi olacak.
- We definitely need to take a break.
- Kesinlikle ara vermeliyiz.
- Tom definitely won't win.
- Tom kesinlikle kazanmayacak.
- Tom definitely looked better last night.
- Tom kesinlikle dün gece daha iyi görünüyordu.
- I definitely won't do that with Tom.
- Bunu Tom'la kesinlikle yapmayacağım.
- There's definitely a double standard.
- Kesinlikle çifte bir standart var.
- It's definitely her.
- Kesinlikle o.
- We're definitely going to do that.
- Biz kesinlikle onu yapacağız.
- Something is definitely different.
- Bir şey kesinlikle farklı.
- Tom definitely thinks it's true.
- Tom kesinlikle bunun doğru olduğunu düşünüyor.
- This is definitely a concern.
- Bu kesinlikle bir endişe kaynağıdır.
- Tom will definitely tell Mary to do that.
- Tom kesinlikle Mary'ye bunu yapmasını söyleyecektir.
- I will definitely attend your funeral.
- Cenazene kesinlikle katılacağım.
- I definitely did a lot better today.
- Bugün kesinlikle çok daha iyiydim.
- I'm definitely going to do that.
- Ben bunu kesinlikle yapacağım.
- One thing you definitely don't want to do is to go out alone after dark.
- Kesinlikle yapmak istemeyeceğiniz bir şey varsa o da hava karardıktan sonra tek başınıza dışarı çıkmaktır.
- She definitely took the wrong bus.
- Kesinlikle yanlış otobüse bindi.
- There's definitely room for improvement.
- Kesinlikle geliştirilmesi gereken yerler var.
- Tom definitely got a raw deal.
- Tom kesinlikle haksız bir anlaşma yaptı.
- We're definitely not perfect.
- Biz kesinlikle mükemmel değiliz.
- I definitely didn't have to do that.
- Kesinlikle bunu yapmak zorunda değildim.
- If you don't study harder, you'll definitely fail.
- Eğer daha çok çalışmazsan kesinlikle başarısız olursun.
- Tom definitely knows that he shouldn't be doing that.
- Tom onu yapmaması gerektiğini kesinlikle bilir.
- Tom will definitely not do that.
- Tom onu kesinlikle yapmaz.
- Tom is definitely innocent.
- Tom kesinlikle masumdur.
- Something is definitely missing.
- Kesinlikle bir şey kayıp.
- You should definitely stay overnight.
- Kesinlikle bir gece kalmalısın.
- Tom is definitely up to something!
- Tom kesinlikle bir şeylerin peşinde!
- Tom definitely didn't win.
- Tom kesinlikle kazanmadı.
- You definitely should not skip this step.
- Bu adımı kesinlikle atlamamalısınız.
- Tom definitely knew that he shouldn't have eaten that.
- Tom kesinlikle onu yememesi gerektiğini biliyordu.
- I'm definitely going crazy.
- Kesinlikle çıldırıyorum.
- I'll definitely try doing that today.
- Bugün kesinlikle deneyeceğim.
- Tom said that he'd definitely win.
- Tom kesinlikle kazanacağını söyledi.
- I'll definitely look at it.
- Kesinlikle ona bakacağım.
- Tom says that Mary definitely won't accept the job.
- Tom, Mary'nin işi kesinlikle kabul etmeyeceğini söylüyor.
- Tom is definitely never going to do that.
- Tom bunu kesinlikle yapmayacak.
- Tom is definitely planning to do that.
- Tom kesinlikle bunu yapmayı planlıyor.
- Tom definitely has a future in our company.
- Tom'un şirketimizde kesinlikle bir geleceği var.
- We'll definitely look into it.
- Kesinlikle onun içine bakacağız.
- I definitely think that's what happened.
- Kesinlikle öyle olduğunu düşünüyorum.
- I definitely regret that.
- Ben kesinlikle onu yaptığıma pişmanım.
- Tom definitely needs to be a bit more sociable.
- Tom kesinlikle biraz daha sosyal olmalı.
- You've definitely improved.
- Kesinlikle gelişiyorsun.
- I'll definitely sing that song sometime tonight.
- Bu şarkıyı bu gece bir ara kesinlikle söylerim.
- I'm definitely the person who should be doing this instead of Tom.
- Tom yerine bunu yapması gereken kesinlikle benim.
- I definitely plan on doing that.
- Bunu kesinlikle yapmayı planlıyorum.
- I definitely don't want to get married before I'm thirty.
- Ben 30 yaşından önce kesinlikle evlenmek istemiyorum.
- I'll definitely comply.
- Kesinlikle uyacağım.
- That's definitely worth more than a three thousand dollars.
- Bu kesinlikle üç bin dolardan daha fazlasına değer.
- Tom definitely knows that he shouldn't be here.
- Tom burada olmaması gerektiğini kesinlikle biliyor.
- We'll definitely be ready by the time you get here.
- Sen buraya gelinceye kadar kesinlikle hazır olacağız.
- Tom will definitely be at the meeting.
- Tom kesinlikle toplantıda olacaktır.
- Tom will definitely try doing that today.
- Tom bugün kesinlikle bunu yapmayı deneyecek.
- I definitely recommend it.
- Onu kesinlikle tavsiye ederim.
- This is definitely not what I was expecting.
- Bu kesinlikle beklediğim şey değildi.
- Tom is definitely planning something.
- Tom kesinlikle bir şey planlıyor.
- Tom was definitely not in a hurry.
- Tom kesinlikle acele etmiyordu.
- I definitely want to try to do that.
- Bunu kesinlikle denemek istiyorum.
- Mary was definitely the prettiest girl at the party.
- Partideki en güzel kız kesinlikle Mary'ydi.
- Tom definitely seems to be interested in Mary.
- Tom kesinlikle Mary ile ilgileniyor gibi görünüyor.
- Tom definitely has the ability to be the boss.
- Tom kesinlikle patron olma yeteneğine sahip.
- We'll definitely be ready.
- Kesinlikle hazır olacağız.
- Meros is definitely not a liar.
- Meros kesinlikle bir yalancı değildir.
- We should definitely meet again soon.
- Biz kesinlikle yakında tekrar buluşmalıyız.
- It definitely freaked me out.
- Beni kesinlikle korkuttu.
- I definitely feel different.
- Kesinlikle farklı hissediyorum.
- I definitely regret that.
- Buna kesinlikle pişmanım.
- I definitely agree with Tom.
- Tom'a kesinlikle katılıyorum.
- I'll definitely miss you.
- Seni kesinlikle özleyeceğim.
- We're definitely going to do that.
- Bunu kesinlikle yapacağız.
- He definitely wants to get married in a church.
- O kesinlikle bir kilisede evlenmek istiyor.
- Tom should definitely win.
- Tom kesinlikle kazanmalı.
- Anyway, I've definitely got to see her again.
- Her neyse, onu kesinlikle tekrar görmeliyim.
- I definitely told you that!
- Bunu sana kesinlikle söyledim!
- We can definitely do that.
- Kesinlikle bunu yapabiliriz.
- I was definitely surprised.
- Kesinlikle şaşırdım.
- Tom is definitely not going to do that.
- Tom bunu kesinlikle yapmayacak.
- Tom definitely had enough time to get the job done.
- Tom'un işi bitirmek için kesinlikle yeterli zamanı vardı.
- You're definitely smarter than Tom.
- Kesinlikle Tom'dan daha zekisin.
- Tom will definitely not allow Mary to do that.
- Tom kesinlikle Mary'nin bunu yapmasına izin vermeyecek.
- Tom definitely despised Mary.
- Tom kesinlikle Mary'yi küçümsedi.
- Tom is definitely going to miss Mary.
- Tom kesinlikle Mary'yi özleyecek.
- This is definitely more fun than doing homework.
- Bu kesinlikle ödev yapmaktan daha eğlenceli.
- Tom and Mary are definitely more than just friends.
- Tom ve Mary kesinlikle arkadaştan daha fazlası.
- Tom definitely has a crush on Mary.
- Tom kesinlikle Mary'ye aşık.
- I definitely feel different.
- Ben kendimi kesinlikle farklı hissediyorum.
- I should definitely go.
- Kesinlikle gitmeliyim.
- Tom is definitely not going to be there.
- Tom kesinlikle orada olmayacak.
- Tom is definitely feeling better today.
- Tom bugün kesinlikle daha iyi hissediyor.
- If you don't study harder, you'll definitely fail.
- Eğer daha çok çalışmazsan, kesinlikle kalırsın.
- It's definitely Tom.
- Kesinlikle Tom'un.
- We definitely plan to do that.
- Bunu kesinlikle yapmayı planlıyoruz.
- Tom definitely didn't want to be disturbed.
- Tom kesinlikle rahatsız edilmek istemedi.
- I definitely heard something.
- Kesinlikle bir şey duydum.
- I'll definitely try to see Tom.
- Kesinlikle Tom'u görmeye çalışacağım.
- I'll definitely try doing that today.
- Kesinlikle bugün onu yapmaya çalışacağım.
- Tom will definitely win.
- Tom kesinlikle kazanacak.
- Tom is definitely the right person for the job.
- Tom kesinlikle bu iş için doğru kişi.
- I definitely don't want to get married before I'm thirty.
- Otuz yaşımdan önce kesinlikle evlenmek istemiyorum.
- Tom is definitely a big guy.
- Tom kesinlikle büyük bir adam.
- Tom is definitely not looking forward to this.
- Tom bunu kesinlikle sabırsızlıkla beklemiyor.
- You were definitely drugged.
- Kesinlikle uyuşturulmuştun.
- Tom is definitely going to win.
- Tom kesinlikle kazanacak.
- He'll definitely go to the U.S.
- Kesinlikle Amerika'ya gidecek.
- Tom was definitely bought off.
- Tom kesinlikle rüşvetle satın alınmış.
- I'm definitely a little better.
- Kesinlikle biraz daha iyiyim.
- You're definitely crazy.
- Sen kesinlikle delisin.
- Tom definitely needs work.
- Tom'un kesinlikle işe ihtiyacı var.
- I definitely think it's doable.
- Ben bunun kesinlikle yapılabilir olduğunu düşünüyorum.
- We definitely plan to do that.
- Kesinlikle onu yapmayı planlıyoruz.
- I definitely needed to do that.
- Bunu kesinlikle yapmam gerekiyordu.
- We're definitely making progress.
- Kesinlikle ilerleme kaydediyoruz.
- Tom is definitely not on the list.
- Tom kesinlikle listede değil.
- I definitely won't kiss Tom.
- Tom'u kesinlikle öpmeyeceğim.
- This is definitely not what I wanted.
- Kesinlikle istediğim bu değildi.
- Tom will definitely help me.
- Tom bana kesinlikle yardım edecek.
- Tom said he'd definitely do that.
- Tom kesinlikle bunu yapacağını söyledi.
- Maybe they both definitely want divorce.
- Belki ikisi de kesinlikle boşanmak istiyordur.
- Tom can definitely swim.
- Tom kesinlikle yüzebilir.
- This is definitely not what I wanted.
- Bu kesinlikle benim istediğim değil.
- It's definitely getting hotter.
- Kesinlikle daha sıcak olacak.
- Tom is definitely going to try to do that.
- Tom kesinlikle bunu yapmaya çalışacak.
- I definitely didn't want to do that.
- Bunu kesinlikle yapmak istememiştim.
- Tom says that Mary definitely doesn't want to be married.
- Tom Mary'nin kesinlikle evlenmek istemediğini söylüyor.
- Tom is definitely not going to do that.
- Tom kesinlikle bunu yapmayacak.
- I'm definitely not coming.
- Ben kesinlikle gelmiyorum.
- He is definitely not a gentleman.
- O kesinlikle bir centilmen değil.
- I will definitely attend your funeral.
- Kesinlikle cenazene katılacağım.
- Definitely check this out.
- Bunu kesinlikle kontrol edin.
- I think some lessons have definitely been learned.
- Bence bazı dersler kesinlikle öğrenildi.
- It's definitely very confusing.
- Bu kesinlikle kafa karıştırıcı.
- Tom will definitely never do that.
- Tom bunu kesinlikle yapmayacak.
- We're definitely going to miss Tom.
- Tom'u kesinlikle özleyeceğiz.
- Tom definitely has to do that.
- Tom bunu kesinlikle yapmak zorunda.
- Let's definitely do that.
- Kesinlikle bunu yapalım.
- We'll definitely achieve these goals.
- Biz kesinlikle bu hedeflere ulaşacağız.
- If you spoke less and listened more, you'd definitely be able to learn something.
- Daha az konuşup daha çok dinlesen, kesinlikle bir şeyler öğrenebilirdin.
- Tom is definitely not happy.
- Tom kesinlikle mutlu değil.
- I definitely don't know them.
- Onları kesinlikle tanımıyorum.
- This is definitely more fun.
- Bu kesinlikle daha eğlenceli.
- Tom can definitely do that.
- Tom bunu kesinlikle yapabilir.
- French is definitely not a difficult language.
- Fransızca kesinlikle zor bir dil değil.
- I definitely want to try to do that.
- Bunu kesinlikle denemek isterim.
- Tom definitely wants to win.
- Tom kesinlikle kazanmak istiyor.
- I'd definitely vote for Tom.
- Kesinlikle Tom'a oy verirdim.
- Tom definitely wants to become a doctor.
- Tom kesinlikle bir doktor olmak istiyor.
- I want to travel to some countries when I'm older and America is definitely on the list.
- Büyüdüğümde bazı ülkelere seyahat etmek istiyorum ve Amerika kesinlikle listede.
- Tom definitely needs to take a break.
- Tom'un kesinlikle biraz ara vermesi gerekiyor.
- Tom is definitely up to something.
- Tom kesinlikle bir şeylerin peşinde.
- Tom definitely has the confidence to be our leader.
- Tom kesinlikle liderimiz olacak özgüvene sahip.
- I definitely want to help.
- Ben kesinlikle yardım etmek istiyorum.
- If you cheat on me again, I definitely won't forgive you.
- Beni bir daha aldatırsan seni kesinlikle affetmeyeceğim.
- I would definitely say that.
- Kesinlikle öyle derdim.
- Tom should definitely return.
- Tom kesinlikle geri dönmeli.
- I'm definitely more comfortable here.
- Burada kesinlikle daha rahatım.
- Tom definitely looked better last night.
- Tom dün gece kesinlikle daha iyi görünüyordu.
- We definitely surprised them.
- Biz kesinlikle onları şaşırttık.
- It was definitely shocking.
- O kesinlikle şok ediciydi.
- She is definitely innocent.
- O kesinlikle masum.
- Tom will definitely help us.
- Tom bize kesinlikle yardım edecek.
- Tom definitely doesn't like Mary.
- Tom kesinlikle Mary'den hoşlanmaz.
- I'm definitely feeling better.
- Kesinlikle daha iyi hissediyorum.
- I'm definitely going crazy.
- Ben kesinlikle deliriyorum.
- I definitely heard something.
- Ben kesinlikle bir şey duydum.
- Tom will definitely never do that.
- Tom kesinlikle bunu yapmayacak.
- Tom is definitely not coming.
- Tom kesinlikle gelmiyor.
- Tom is definitely going to come.
- Tom kesinlikle gelecek.
- I definitely won't do that.
- Bunu kesinlikle yapmayacağım.
- Tom said Mary definitely wanted to go with us, so we should wait.
- Tom, Mary'nin kesinlikle bizimle gelmek istediğini, bu yüzden beklememiz gerektiğini söyledi.
- Tom is definitely going to do that sometime.
- Tom kesinlikle bunu bir ara yapacak.
- A pretty girl like you will definitely be noticed.
- Senin gibi güzel bir kız kesinlikle fark edilir.
- I definitely heard a scream.
- Kesinlikle bir çığlık duydum.
- French is definitely not a difficult language.
- Fransızca kesinlikle zor bir dil değildir.
- That was definitely sad news.
- Bu kesinlikle üzücü bir haberdi.
- Tom definitely knows how to ride a horse.
- Tom kesinlikle ata nasıl binileceğini biliyor.
- That was definitely sad news.
- O kesinlikle üzücü bir haberdi.
- It's definitely Tom.
- O kesinlikle Tom.
- That man is definitely a bachelor.
- O adam kesinlikle bir bekar.
- Tom should definitely do that.
- Tom bunu kesinlikle yapmalı.
- We should definitely meet again soon.
- Kesinlikle yakında tekrar görüşmeliyiz.
- I'll definitely do that today.
- Bugün kesinlikle yapacağım.
- I'll definitely sing that song sometime tonight.
- O şarkıyı bu gece bir ara kesinlikle söyleyeceğim.
- I definitely won't give up.
- Kesinlikle vazgeçmeyeceğim.
- Monday definitely isn't my favourite day of the week.
- Pazartesi kesinlikle haftanın en sevdiğim günü değil.
- I'm definitely not waiting.
- Ben kesinlikle beklemiyorum.
- They've definitely gotten a lot better.
- Onlar kesinlikle çok daha iyi oldular.
- You definitely need some time off.
- Kesinlikle biraz izne ihtiyacın var.
- I'd definitely do that today if I were you.
- Eğer ben senin yerinde olsaydım bunu kesinlikle bugün yapardım.
- We're definitely going to do it.
- Kesinlikle yapacağız.
- You're definitely the person for the job.
- Sen kesinlikle bu iş için uygun kişisin.
- That's definitely part of it.
- O kesinlikle bunun bir parçası.
- I definitely do not miss working in the city!
- Şehirde çalışmayı kesinlikle özlemiyorum!
- I'm definitely going to give up smoking!
- Ben kesinlikle sigarayı bırakacağım!
- Tom definitely left early.
- Tom kesinlikle erken çıktı.
- It was definitely frustrating.
- O kesinlikle sinir bozucuydu.
- That kind of person will definitely fail.
- Böyle bir insan kesinlikle başarısız olur.
- I'd say we are definitely going to have to pay more than we expected to.
- Kesinlikle beklediğimizden daha fazla ödemek zorunda kalacağımızı söyleyebilirim.
- This is definitely not what I was expecting.
- Kesinlikle beklediğim bu değil.
- It's definitely getting hotter.
- Kesinlikle daha da ısınıyor.
- I was definitely worried.
- Kesinlikle endişeliydim.
- Tom definitely despised Mary.
- Tom kesinlikle Mary'den nefret ederdi.
- We definitely don't need to do that.
- Bunu yapmamıza kesinlikle gerek yok.
- I definitely think that's what happened.
- Ben kesinlikle böyle olduğunu düşünüyorum.
- Tom definitely meant what he said.
- Tom kesinlikle söylediklerinde ciddiydi.
- Mary was definitely the prettiest girl at the party.
- Mary kesinlikle partide en güzel kızdı.
- I'll definitely look into it.
- Kesinlikle onu inceleyeceğim.
- It's definitely them.
- Bu kesinlikle onlar.
- Tom definitely did that.
- Tom bunu kesinlikle yaptı.
- I definitely won't do that anymore.
- Artık bunu kesinlikle yapmayacağım.
- It's definitely frustrating.
- Bu kesinlikle sinir bozucu.
- It's definitely time to get out of here.
- Kesinlikle buradan gitme vakti geldi.
- Tom is definitely over thirty.
- Tom kesinlikle 30'un üzerinde.
- It was definitely different.
- Bu kesinlikle farklıydı.
- We'll definitely invite Tom.
- Tom'u kesinlikle davet edeceğiz.
- You've definitely gotten stronger.
- Kesinlikle güçlenmişsin.
- There's definitely something wrong here.
- Burada kesinlikle ters giden bir şeyler var.
- We're definitely not perfect.
- Kesinlikle mükemmel değiliz.
- I'll definitely keep my windows and doors locked.
- Ben kesinlikle pencerelerimi ve kapılarımı kilitli tutacağım.
- Tom is definitely not looking forward to this.
- Tom kesinlikle bunu dört gözle beklemiyor.
- Tom definitely lied.
- Tom kesinlikle yalan söyledi.
- Fadil was definitely afraid.
- Fadıl kesinlikle korkuyordu.
- Tom definitely didn't mind.
- Tom kesinlikle umursamadı.
- Tom is definitely afraid.
- Tom kesinlikle korkuyor.
- Tom definitely deserves the award.
- Tom kesinlikle ödülü hak ediyor.
- I definitely didn't want to do that.
- Bunu kesinlikle yapmak istemedim.
- I'm definitely going to give up smoking!
- Kesinlikle sigarayı bırakacağım!
- Tom is definitely not a gentleman.
- Tom kesinlikle bir beyefendi değil.
- Tom says he definitely won't do that.
- Tom kesinlikle bunu yapmayacağını söylüyor.
- We definitely plan on doing that.
- Bunu kesinlikle yapmayı planlıyoruz.
- It's definitely him.
- Kesinlikle o.
- Someone is definitely lying.
- Biri kesinlikle yalan söylüyor.
- Tom is definitely going to do that.
- Tom bunu kesinlikle yapacak.
- You definitely can't compare Marseilles and Lyons.
- Marsilya'yı ve Lyon'u kesinlikle karşılaştıramazsın.
- Something's definitely wrong with Tom.
- Tom'da kesinlikle bir sorun var.
- I'd definitely like to see Tom again.
- Tom'u kesinlikle tekrar görmek isterim.
Show More (759)
|