desk - Englisch Türkisch Sätze
Englisch Türkisch
desk masa n.
  • Sometimes you wonder which bureaucrat sitting behind his desk thought this one up.
  • Bazen masasının başında oturan hangi bürokratın bunu düşündüğünü merak ediyorsunuz.
  • We cannot monitor what is going on from behind a desk.
  • Neler olup bittiğini masa başından izleyemeyiz.
  • I can see the requests to speak piling up on my desk.
  • Masamda biriken konuşma taleplerini görebiliyorum.
Show More (672)
desk sıra n.
  • This might be Tom's desk.
  • Bu Tom'un sırası olabilir.
  • I helped Tom move his desk.
  • Tom'un sırasını taşımasına yardım ettim.
  • Tom looked around at all the empty desks in the classroom.
  • Tom sınıftaki bütün boş sıralara baktı.
Show More (21)
desk çalışma masası n.
  • We have taken some action in that area and work is going on at departmental level, rather than on the desk tops.
  • Bu alanda bazı adımlar attık ve çalışmalar masa başından ziyade departman düzeyinde devam ediyor.
  • They approach the front desk.
  • Onlar ön çalışma masasına yaklaşıyorlar.
  • When I read about the untranslatability of some language, I feel an irresistable urge to go back to my desk and translate another novel.
  • Bir dilin çevirilemezliği hakkında bir şey okuduğum zaman, çalışma masama dönüp başka bir roman çevirmek için karşı konulmaz bir istek duyuyorum.
Show More (0)
desk resepsiyon n.
  • The desk was covered with dust.
  • Resepsiyon tozla kaplıydı.
Show More (-2)