The sample sentences have been compiled from various sources and although they have been proofread, there may be some omissions. The sentences do not necessarily reflect the ideology and opinions of Tureng.com. Please let us know about sentences with political, social and sensitive content that offend you.
|
Englisch |
Türkisch |
|
| 1 |
discreet |
sağduyulu |
adj. |
|
- I think Tom is discreet.
- Tom'un sağduyulu olduğunu düşünüyorum.
- I've always been very discreet.
- Her zaman çok sağduyulu oldum.
- Can you be discreet?
- Sağduyulu olabilir misin?
- I can be quite discreet.
- Oldukça sağduyulu olabilirim.
- I'm pretty sure Tom's discreet.
- Tom'un sağduyulu olduğundan oldukça eminim.
- Tom is being quite discreet, isn't he?
- Tom oldukça sağduyulu davranıyor, değil mi?
- Tom told me that he thought Mary would be discreet.
- Tom bana Mary'nin sağduyulu olacağını düşündüğünü söyledi.
- Tom told me that he'd be discreet.
- Tom bana sağduyulu olacağını söyledi.
- You'll be discreet, won't you?
- Sağduyulu olacaksın değil mi?
- Tom is discreet, isn't he?
- Tom sağduyulu, değil mi?
- Tom is very discreet, isn't he?
- Tom çok sağduyulu, değil mi?
- I think Tom is discreet.
- Bence Tom sağduyulu.
- You're discreet.
- Sen sağduyulusun.
- Tom is very discreet.
- Tom çok sağduyuludur.
- Tom was discreet.
- Tom sağduyuluydu.
- Tom was very discreet.
- Tom çok sağduyuluydu.
- I was very discreet.
- Ben çok sağduyuluydum.
- I'm discreet.
- Ben sağduyuluyum.
- We're discreet.
- Sağduyuluyuz.
Show More (16)
|
| 2 |
discreet |
ihtiyatlı |
adj. |
|
- The manager made discreet inquiries about her background.
- Müdür ona geçmişi hakkında ihtiyatlı sorular sordu.
- I'll be very discreet.
- Çok ihtiyatlı olacağım.
- Tom told me that he thought Mary would be discreet.
- Tom bana Mary'nin ihtiyatlı olacağını düşündüğünü söyledi.
- Tom was discreet.
- Tom ihtiyatlıydı.
- Tom was very discreet.
- Tom çok ihtiyatlıydı.
- I was very discreet.
- Çok ihtiyatlıydım.
- I think Tom should've been more discreet.
- Bence Tom daha ihtiyatlı olmalıydı.
Show More (4)
|
| 3 |
discreet |
tedbirli |
adj. |
|
- Be discreet.
- Tedbirli olun.
- Can you be discreet?
- Tedbirli olabilir misin?
- I'll be discreet.
- Tedbirli olacağım.
- Tom told me that he'd be discreet.
- Tom bana tedbirli olacağını söylemişti.
- You'll be discreet, won't you?
- Tedbirli olacaksın, değil mi?
- Try to be as discreet as possible.
- Mümkün olduğunca tedbirli olmaya çalışın.
Show More (3)
|
| 4 |
discreet |
ketum |
adj. |
|
- Tom is very discreet, isn't he?
- Tom çok ketum, değil mi?
- Tom is discreet.
- Tom ketumdur.
- Tom is very discreet.
- Tom çok ketumdur.
- I'm discreet.
- Ben ketumum.
- I'm very discreet.
- Çok ketumumdur.
Show More (2)
|
| 5 |
discreet |
ağzı sıkı |
adj. |
|
- Don't worry, Mary, I'll be discreet.
- Merak etme Mary, ağzımı sıkı tutacağım.
- Can you be discreet?
- Ağzı sıkı olabilir misin?
- I'm pretty sure Tom's discreet.
- Tom'un ağzı sıkı biri olduğuna eminim.
- She is discreet.
- Ağzı sıkıdır.
Show More (1)
|
| 6 |
discreet |
sade |
adj. |
|
- He gave me a ring with discreet diamonds on it.
- Bana üzerinde sade elmaslar olan bir yüzük verdi.
Show More (-2)
|