1 |
dislike |
hoşlanmamak |
v. |
|
- This is why I dislike cats.
- İşte bu yüzden kedilerden hoşlanmıyorum.
- It is because he is cruel that I dislike him.
- Zalim olduğundan dolayı ondan hoşlanmıyorum.
- Some people dislike eels because they look like snakes.
- Bazı insanlar yılanbalığından hoşlanmaz çünkü kendileri de yılana benzer.
- Don't dislike what you don't understand.
- Anlamadığın şeyden hoşlanmamazlık etme.
- Why did they dislike you?
- Onlar senden neden hoşlanmadı?
- Rightists often dislike regulatory legislation.
- Sağcılar genellikle düzenleyici yasalardan hoşlanmazlar.
- I dislike the tie you have on.
- Taktığın kravattan hoşlanmadım.
- I dislike this job.
- Bu işten hoşlanmıyorum.
- They really seem to dislike spinach.
- Ispanaktan gerçekten hoşlanmıyor gibiler.
- Tom came to dislike Mary.
- Tom, Mary'den hoşlanmamak için geldi.
- Many university faculty dislike the university president.
- Birçok üniversite fakültesi üniversite başkanından hoşlanmaz.
- I dislike studying.
- Okumaktan hoşlanmıyorum.
- Why did you dislike them?
- Neden onlardan hoşlanmadın?
- Why do you dislike his way of speaking?
- Niçin onun konuşma şeklinden hoşlanmıyorsun?
- You really seem to dislike spinach.
- Sen gerçekten ıspanaktan hoşlanmıyor gibi görünüyorsun.
- I dislike all of them.
- Hepsinden hoşlanmıyorum.
- Tom is an easy guy to dislike.
- Tom hoşlanmaması kolay bir adamdır.
- Why do you dislike his way of speaking?
- Neden onun konuşma tarzından hoşlanmıyorsun?
- It is because he is cruel that I dislike him.
- Zalim olduğu için ondan hoşlanmıyorum.
- I dislike big cities.
- Büyük şehirlerden hoşlanmıyorum.
- Why did they dislike her?
- Neden ondan hoşlanmadılar?
- I dislike homework.
- Ev ödevinden hoşlanmıyorum.
- I don't know Tom well enough to dislike him yet.
- Tom'u henüz ondan hoşlanmayacak kadar iyi tanımıyorum.
- Tom didn't dislike it.
- Tom bundan hoşlanmadı.
- Tom came to dislike Mary.
- Tom, Mary'den hoşlanmamaya başladı.
- I dislike waiting.
- Beklemekten hoşlanmam.
- Why do you dislike Tom so much?
- Neden Tom'dan bu kadar hoşlanmıyorsun?
- There is no earthly reason for me to dislike her.
- Ondan hoşlanmamam için mümkün bir sebep yok.
- Can you explain why you dislike him?
- Ondan neden hoşlanmadığını açıklayabilir misin?
- As a matter of fact, I dislike him.
- Aslına bakarsanız, ondan hoşlanmıyorum.
- For people who dislike the idea of giving money, a gift certificate is a good idea.
- Para verme fikrinden hoşlanmayan insanlar için hediye çeki iyi bir fikirdir.
- As a matter of fact, I dislike him.
- Doğrusu ondan hoşlanmıyorum.
- I dislike Tom.
- Ben Tom'dan hoşlanmıyorum.
- I dislike being alone.
- Yalnız kalmaktan hoşlanmıyorum.
- I dislike doing that.
- Onu yapmaktan hoşlanmıyorum.
- I dislike waiting.
- Beklemekten hoşlanmıyorum.
- I'm starting to dislike her.
- Ondan hoşlanmamaya başlıyorum.
- I dislike Chris because he is very rude and insensitive.
- Çok kaba ve duyarsız olduğu için Chris'ten hoşlanmıyorum.
- Some people dislike the traditional New Year's ritual.
- Bazı insanlar geleneksel yeni yıl ritüelinden hoşlanmaz.
- I dislike eggs.
- Yumurtadan hoşlanmam.
- A majority of students dislike history.
- Öğrencilerin çoğunluğu tarihten hoşlanmıyor.
- I dislike doing that.
- Bunu yapmaktan hoşlanmıyorum.
- I dislike being alone.
- Ben yalnız olmaktan hoşlanmam.
- Cats dislike being wet.
- Kediler ıslak olmaktan hoşlanmazlar.
- Cats dislike being wet.
- Kediler ıslanmaktan hoşlanmazlar.
- I don't think they dislike me.
- Benden hoşlanmadıklarını sanmıyorum.
- Many university faculty dislike the university president.
- Birçok üniversite öğretim üyesi rektörden hoşlanmıyor.
- I dislike Tom.
- Tom'dan hoşlanmıyorum.
- I dislike Chris because he is very rude and insensitive.
- Ben Chris'ten hoşlanmıyorum çünkü çok kaba ve duyarsız.
- You seem to dislike reading.
- Okumaktan hoşlanmıyor gibisin.
- We dislike violence.
- Şiddetten hoşlanmıyoruz.
- I don't like teachers who dislike students that ask questions.
- Soru soran öğrencilerden hoşlanmayan öğretmenleri sevmem.
- I dislike Tom.
- Tom'dan hoşlanmam.
- Why did they dislike you?
- Neden senden hoşlanmadılar?
- You really seem to dislike spinach.
- Ispanaktan gerçekten hoşlanmıyor gibisin.
- I dislike homework.
- Ev ödevlerinden hoşlanmam.
- I dislike living in such a noisy place.
- Böyle gürültülü bir yerde yaşamaktan hoşlanmıyorum.
Show More (54)
|
2 |
dislike |
sevmemek |
v. |
|
- Why did they dislike Tom?
- Neden Tom'u sevmediler?
- This is why I dislike cats.
- Kedileri sevmememin nedeni budur.
- I dislike the house he is in.
- Onun yaşadığı evi sevmiyorum.
- You seem to dislike reading.
- Okumayı sevmiyor gibi görünüyorsun.
- I don't think they dislike me.
- Onların beni sevmediğini sanmıyorum.
- I dislike coffee.
- Kahveyi sevmem.
- I dislike going through customs at the airport because it takes so long.
- Havaalanında gümrükten geçmeyi sevmiyorum çünkü çok uzun sürüyor.
- I dislike this job.
- Bu işi sevmiyorum.
- What do you dislike about Boston?
- Boston hakkında neleri sevmiyorsun?
- What do you dislike about Boston?
- Boston'un nesini sevmiyorsun?
- I dislike coffee.
- Ben kahve sevmem.
- What do you dislike about your job?
- İşinin nesini sevmiyorsun?
- I dislike eggs.
- Ben yumurta sevmem.
- Tom didn't dislike it.
- Tom onu sevmiyordu.
- I dislike swimming.
- Yüzmeyi sevmiyorum.
- I dislike the house he is in.
- Onun içinde bulunduğu evi sevmiyorum.
- I dislike big cities.
- Ben büyük şehirleri sevmem.
- I dislike studying.
- Ders çalışmayı sevmiyorum.
- I dislike living in such a noisy place.
- Böyle gürültülü bir yerde yaşamayı sevmiyorum.
- I dislike the tie you have on.
- Taktığın kravatı sevmiyorum.
- Why does your daughter dislike candies?
- Kızınız şekerleri neden sevmiyor?
- Why did they dislike him?
- Neden onu sevmediler?
- I dislike Chris because he is very rude and insensitive.
- Chris'i sevmiyorum çünkü o çok kaba ve duyarsız.
- Some children dislike school.
- Bazı çocuklar okulu sevmez.
- I'm starting to dislike her.
- Onu sevmemeye başlıyorum.
- Of all the men that I dislike, my husband is certainly the one that I prefer.
- Sevmediğim tüm erkekler arasında tercih ettiğim kişi kesinlikle kocamdır.
- We dislike violence.
- Biz şiddet sevmeyiz.
- What do you dislike about your job?
- İşin hakkında neyi sevmiyorsun?
- Why did they dislike Tom?
- Onlar neden Tom'u sevmediler?
- A majority of students dislike history.
- Öğrencilerin çoğunluğu tarih sevmiyor.
- Some people dislike eels because they look like snakes.
- Bazı insanlar yılana benzedikleri için yılan balıklarını sevmiyorlar.
- Why does your daughter dislike candies?
- Kızın neden şekerleri sevmiyor?
Show More (29)
|
3 |
dislike |
nefret etmek |
v. |
|
- I dislike them all.
- Hepsinden nefret ediyorum.
- There is no earthly reason for me to dislike her.
- Benim ondan nefret etmem için geçerli bir nedenim yok.
- Why do you dislike Tom so much?
- Tom'dan neden bu kadar nefret ediyorsun?
- Don't dislike what you don't understand.
- Anlamadığın şeyden nefret etme.
Show More (1)
|
4 |
dislike |
hoşuna gitmemek |
v. |
|
- It is very effective in fencing, but I dislike it in politics.
- Eskrimde çok etkilidir ama siyasette hoşuma gitmiyor.
Show More (-2)
|
5 |
dislike |
nefret |
n. |
|
- She has a strong dislike of insects.
- Böceklere karşı güçlü bir nefret besliyor.
Show More (-2)
|
6 |
dislike |
antipati |
n. |
|
- She has a strong dislike of insects.
- Onun böceklere karşı güçlü bir antipatisi var.
Show More (-2)
|