drought - Englisch Türkisch Sätze
Englisch Türkisch
drought kuraklık n.
  • A drought has overtaken much of the country.
  • Kuraklık ülkenin büyük bölümünü etkisi altına aldı.
  • Of course in a drought the farmers cannot grow alternative crops.
  • Tabii ki kuraklıkta çiftçiler alternatif ürün yetiştiremezler.
  • There is also a very real drought in southern Africa.
  • Afrika'nın güneyinde de çok ciddi bir kuraklık var.
Show More (45)
drought kıtlık n.
  • Many peasants died during the drought.
  • Kıtlık süresince birçok köylü öldü.
Show More (-2)