|
- The producers started to give up using diesel engines in cars.
- Üreticiler arabalarda dizel motor kullanmaktan vazgeçmeye başladılar.
- The only asbestos on them is the asbestos you would find around any engine on any ship.
- Üzerlerindeki tek asbest, herhangi bir gemideki herhangi bir motorun etrafında bulabileceğiniz asbesttir.
- The only asbestos on them is the asbestos you would find around any engine on any ship.
- Gemilerdeki tek asbest, herhangi bir gemideki herhangi bir motorun etrafında bulabileceğiniz asbesttir.
- Space will always be an engine of industrial innovation.
- Uzay her zaman endüstriyel yeniliklerin motoru olacaktır.
- Confidence is the engine of economic growth.
- Güven, ekonomik büyümenin motorudur.
- But such reforms have only limited scope for acting as an engine for growth and employment.
- Ancak bu tür reformların büyüme ve istihdam için bir motor görevi görmesi sınırlıdır.
- India is large but vulnerable, and the Japanese engine is misfiring.
- Hindistan büyük ama savunmasız ve Japon motoru tekliyor.
- The technology for this is of German origin and involves the use of a special engine.
- Bunun için kullanılan teknoloji Alman menşelidir ve özel bir motorun kullanımını içerir.
- If Germany, the engine of growth, falters, the whole of the European Union will be affected.
- Büyümenin motoru olan Almanya'nın duraklaması halinde tüm Avrupa Birliği bundan etkilenecektir.
- This increase in miles negates the profit gained from using an economical and clean engine.
- Kilometrelerdeki bu artış, ekonomik ve temiz bir motor kullanımından elde edilen kârı ortadan kaldırmaktadır.
- SMEs are an engine for jobs in Europe.
- KOBİ'ler Avrupa'da istihdam için bir motordur.
- We were, you might say, almost the only engine in this whole process.
- Bütün bu süreçte neredeyse tek motor olduğumuz söylenebilir.
- Cleaner fuels give us the opportunity to make use of all the environmental advantages of new engine technology.
- Daha temiz yakıtlar bize yeni motor teknolojisinin tüm çevresel avantajlarından yararlanma fırsatı verir.
- An engine that has never misfired and never stopped, and I believe that you can wear that badge with pride.
- Hiç teklememiş ve hiç durmamış bir motor ve bu rozeti gururla taşıyabileceğinize inanıyorum.
- So you have found a sports car with a fairly powerful engine.
- Çok kuvvetli motoru olan bir spor araba buldunuz yani.
- An engine needs to breathe, just like you and me.
- Tıpkı sizin ve benim gibi bir motorun da nefes alması gerekir.
- Safari is a graphical web browser developed by Apple, based on the WebKit engine.
- Safari, Apple tarafından geliştirilen ve WebKit motorunu temel alan grafiksel bir web tarayıcısıdır.
- An engine needs to breathe, just like you and me.
- Bir motorun nefes almaya ihtiyacı vardır, tıpkı sizin ve benim gibi.
- So you have found a sports car with a fairly powerful engine.
- Demek oldukça güçlü bir motora sahip bir spor araba buldunuz.
- We know the first year for a new engine manufacturer is not easy.
- Yeni bir motor üreticisi için ilk yılın kolay olmadığını biliyoruz.
- So you have found a sports car with a fairly powerful engine.
- Yani oldukça güçlü bir motora sahip spor bir araba buldunuz.
- The engine is purring.
- Motor mırıldanıyor.
- Stop the engine.
- Motoru durdurun.
- The mechanic assembled the engine.
- Tamirci motoru monte etti.
- The car's engine broke down on the way.
- Arabanın motoru yolda bozuldu.
- This engine consumes the most oil.
- Bu motor en çok yakıt tüketen motor.
- He devised a new engine to use less gas.
- Daha az gaz kullanacak yeni bir motor geliştirdi.
- Sami fixed the engine seconds after opening the hood.
- Sami kaputu açtıktan saniyeler sonra motoru tamir etti.
- Tom pulled into the gas station and turned off his engine.
- Tom benzin istasyonuna çekti ve motorunu kapattı.
- The engine would not start.
- Motor çalışmadı.
- This car uses a futuristic engine.
- Bu araba fütüristik bir motor kullanıyor.
- Something is wrong with the engine.
- Motorda bir sorun var.
- He contrived a new engine that does not use gas.
- O, benzin kullanmayan yeni bir motor icat etti.
- This car has a huge engine.
- Bu arabanın çok büyük bir motoru var.
- The engine is overheating.
- Motor aşırı ısınıyor.
- The engine is working normally.
- Motor normal biçimde çalışıyor.
- If you push the button, the engine will stop.
- Butona basarsan motor durur.
- The engine has given us no trouble as yet.
- Motor henüz bize hiçbir sorun çıkarmadı.
- This game was created using the Unity engine.
- Bu oyun Unity motoru kullanılarak oluşturuldu.
- Something is wrong with the engine.
- Motorda sorun var.
- This small car's gearbox is underneath the engine.
- Bu küçük arabanın vites kutusu motorun altında.
- The engine purrs like a kitten.
- Motor kedi yavrusu gibi mırıldıyor.
- The engine runs as smooth as butter.
- Motor tereyağı gibi akıcı çalışıyor.
- Something's not right with the engine.
- Motorda bir sorun var.
- Layla heard an engine going.
- Layla giden bir motor sesi duydu.
- Tom figured out how to fix the engine on his own.
- Tom motoru nasıl tamir edeceğini kendi başına buldu.
- Layla heard an engine.
- Leyla bir motor duydu.
- If you pressed that button, the engine would stop.
- Şu düğmeye basarsan motor durur.
- This is the first time I've ever assembled an engine.
- İlk defa bir motor monte ediyorum.
- The engine has broken down again.
- Motor yine bozuldu.
- The engine's starting to overheat.
- Motor aşırı ısınmaya başladı.
- Tom stopped the engine.
- Tom motoru durdurdu.
- Why's the engine still running?
- Motor neden hâlâ çalışıyor?
- This game was created using the Unity engine.
- Bu oyun Birlik motorunu kullanarak oluşturuldu.
- This car has a huge engine.
- Bu arabanın devasa bir motoru var.
- Something must be wrong with our car; the engine is giving off smoke.
- Arabamızda ters giden bir şey olmalı; motordan duman çıkıyor.
- Let's hope this boat engine doesn't give up the ghost when we're halfway to Hawaii.
- Hawaii'e giderken, bu kayık motorunun yarı yolda bozulmayacağını umalım.
- Please tell me how to start the engine.
- Lütfen bana motoru nasıl çalıştıracağımı söyle.
- If you push the button, the engine will stop.
- Düğmeye basarsan motor durur.
- He knows how to cut the engine.
- Motoru nasıl durduracağını biliyor.
- Sami never ever touched the engine.
- Sami motora hiç dokunmadı.
- Nothing's wrong with the engine, but my car won't move.
- Motorda bir sorun yok ama arabam hareket etmiyor.
- I have to go soon because I left the engine running.
- Motoru açık bıraktığım için birazdan gitmeliyim.
- The engine stopped while it was idling.
- Motor rölantideyken durdu.
- This car can deactivate half of its engine's cylinders.
- Bu araba, motor silindirlerinin yarısını devre dışı bırakabilir.
- I have to go soon because I left the engine running.
- Birazdan gitmem gerek çünkü motoru çalışır durumda bıraktım.
- We are going to make a test of the engine tomorrow.
- Yarın motoru test edeceğiz.
- She tested an engine.
- O bir motor test etti.
- The mechanic assembled the engine.
- Usta motoru topladı.
- The engine wouldn't start.
- Motor çalışmadı.
- The engine runs as smooth as butter.
- Motor tereyağı kadar yumuşak çalışıyor.
- Sami had a look at the engine.
- Sami motora bir göz attı.
- The engine purrs like a kitten.
- Motor bir yavru kedi gibi mırıldıyor.
- The Wright brothers succeeded in flying an airplane driven by an engine.
- Wright kardeşler, bir motor ile çalışan bir uçağı uçurmayı başardılar.
- Sami never ever touched the engine.
- Sami şimdiye kadar motora hiç dokunmadı.
- The engine is making a funny noise.
- Motor tuhaf bir ses yapıyor.
- Tom stopped the car and turned off the engine.
- Tom arabayı durdurdu ve motoru kapattı.
- Let's hope this boat engine doesn't give up the ghost when we're halfway to Hawaii.
- Umalım da Hawaii yolunun yarısında bu teknenin motoru bozulmasın.
- I had some engine trouble yesterday.
- Dün motorda biraz sorun yaşadım.
- Stop the engine!
- Motoru durdurun!
- He contrived a new engine that does not use gas.
- Gaz kullanmayan yeni bir motor icat etti.
- The new engine must undergo all the necessary tests.
- Yeni motor gerekli tüm testlerden geçmeli.
- I killed the engine.
- Motoru kapattım.
- The engine gave out.
- Motor bozuldu.
- There must be something wrong with the engine.
- Motorda bir sorun olmalı.
- The trouble may lie in the engine.
- Sorun motorda olabilir.
- The engine is making a funny noise.
- Motor garip bir ses çıkarıyor.
- Please tell me how to start the engine.
- Lütfen motoru nasıl çalıştıracağımı söyleyin.
- Leave the engine running.
- Motoru çalışır durumda bırak.
- I think my engine is broken.
- Sanırım motorum bozuldu.
- The engine won't start.
- Motor çalışmayacak.
- Leave the engine running.
- Motoru çalışır halde bırak.
- Cut the engine.
- Motoru durdurun.
- Something has happened to the engine.
- Motora bir şey oldu.
- The engine makes a strange noise.
- Motor garip bir ses çıkarıyor.
- Stop the engine.
- Motoru durdur.
- This small car's gearbox is underneath the engine.
- Bu küçük otomobilin şanzımanı motorun altındadır.
- Have you ever started this engine?
- Bu motoru hiç çalıştırdın mı?
- The check engine light is on.
- Motor kontrol lambası yanıyor.
- The engine works well.
- Motor iyi çalışıyor.
- The engine doesn't work.
- Motor çalışmıyor.
- Something must be wrong with our car; the engine is giving off smoke.
- Arabamızda bir sorun olmalı; motor duman çıkarıyor.
- The new engine must undergo all the necessary tests.
- Yeni motor gerekli tüm testleri geçmelidir.
- We are assembling the engine.
- Motoru monte ediyoruz.
- I'm trying to figure out why the engine won't start.
- Motorun neden çalışmadığını anlamaya çalışıyorum.
- The engine died.
- Motor sizlere ömür.
- He devised a new engine to use less gas.
- O, daha az yakıt tüketen yeni bir motor icat etti.
- Stop the engine!
- Motoru durdur!
- Tom turned the engine off.
- Tom motoru kapattı.
- He stalled the engine three times.
- Motoru üç kez durdurdu.
- Something is wrong with the engine of my car.
- Arabamın motorunda bir sorun var.
- This engine works well.
- Bu motor iyi çalışıyor.
- He knows how to cut the engine.
- Motorun nasıl durdurulacağını bilir.
- You've stalled the engine.
- Motoru durdurdun.
- Turn off the engine.
- Motoru kapatın.
- Sami had a look at the engine.
- Sami motora baktı.
- The engine gave out.
- Motor bitti.
- Have you ever started this engine?
- Hiç bu motoru çalıştırdın mı?
- Is it true you assembled the engine by yourself?
- Motoru tek başına monte ettiğin doğru mu?
- This engine sometimes gives up the ghost.
- Bu motor bazen bozuluyor.
- Tom is working on the car engine.
- Tom araba motoru üzerinde çalışıyor.
- I'd better turn the engine off.
- Motoru kapatsam iyi olur.
- She tested an engine.
- Bir motoru test etti.
- I think my engine is broken.
- Bence motorum bozuk.
- The engine has given us no trouble as yet.
- Motor henüz bize sorun çıkarmadı.
- The Wright brothers succeeded in flying an airplane driven by an engine.
- Wright kardeşler, motorla çalışan bir uçağı uçurmayı başardılar.
- The engine died.
- Motor durdu.
- We are assembling the engine.
- Biz motoru monte ediyoruz.
- Something doesn't go right with the engine.
- Motorda bir şeyler yolunda gitmiyor.
- Tom killed the engine.
- Tom motoru durdurdu.
- Cut the engine.
- Motoru durdur.
- Our engine is efficient and produces much less CO2.
- Motorumuz verimli ve çok daha az CO2 üretiyor.
- This car has a huge engine.
- O araba dev bir motora sahip.
- The engine is noisy.
- Motor gürültülü.
- The engine would not start.
- Motorun çalışacağı yoktu.
- Tom turned off the engine, but left the headlights on.
- Tom motoru kapattı ama farları açık bıraktı.
- Nothing's wrong with the engine, but my car won't move.
- Motorda sorun yok fakat arabam hareket etmiyor.
- Germany is the engine of the European economy.
- Almanya, Avrupa ekonomisinin motorudur.
- The engine will stop when you push the button.
- Düğmeye bastığında motor duracak.
- The engine is noisy.
- Motor gürültülüdür.
- Layla heard an engine.
- Layla bir motor sesi duydu.
- Tom shut off the engine.
- Tom motoru kapattı.
- Tom figured out how to fix the engine on his own.
- Tom, motoru tek başına nasıl tamir edeceğini anladı.
- My engine is out.
- Motorum bozuldu.
- Tom repeatedly revved his engine.
- Tom defalarca motorunu devirdi.
- Tom pulled into the gas station and turned off his engine.
- Tom benzin istasyonuna girdi ve motoru kapattı.
- Run the engine till it gets warm.
- Isınana kadar motoru çalıştır.
- Something is wrong with the engine of this car.
- Bu arabanın motorunda bir sorun var.
- I had to go to my office by bus because my car had engine trouble.
- Arabamın motor sorunu olduğu için ofisime otobüsle gitmek zorunda kaldım.
- Steam is coming out of the engine.
- Motordan buhar çıkıyor.
- Sami cleaned Layla's engine.
- Sami, Layla'nın motorunu temizledi.
- Is this engine functional?
- Bu motor çalışır durumda mı?
- You've stalled the engine.
- Sen motoru durdurdun.
- The engine is driven by steam.
- Motor buharla çalışıyor.
- There's a funny smell coming from the engine of the car.
- Arabanın motorundan garip bir koku geliyor.
- Tom turned off the engine.
- Tom motoru kapattı.
- I had to go to my office by bus because my car had engine trouble.
- Arabamın motorunda sorun olduğu için ofisime otobüsle gitmek zorunda kaldım.
- I killed the engine.
- Motoru durdurdum.
- Turn off the engine.
- Motoru kapat.
- I turned off the engine.
- Motoru kapattım.
- The engine will stop when you push the button.
- Butona bastığında motor durur.
- Sami checked the engine.
- Sami motoru kontrol etti.
- The engine's starting to overheat.
- Motor çok ısınmaya başlıyor.
- This car can deactivate half of its engine's cylinders.
- Bu araba motor silindirlerinin yarısını devre dışı bırakabiliyor.
- If you pressed that button, the engine would stop.
- O düğmeye basarsan motor durur.
- There's something wrong with the engine.
- Motorda bir sorun var.
- I got the engine going.
- Motoru çalıştırdım.
- My engine is out.
- Motorum çalışmıyor.
- Have you checked the engine?
- Motoru kontrol ettin mi?
- Don't leave the engine running.
- Motoru çalışır durumda bırakma.
- Our engine is efficient and produces much less CO2.
- Motorumuz verimlidir ve daha az CO2 üretir.
- The car has a new engine.
- Arabanın yeni bir motoru var.
- There's a funny smell coming from the engine of the car.
- Arabanın motorundan gelen garip bir koku var.
- Tom couldn't get the engine started.
- Tom motoru çalıştıramadı.
- The engine won't start.
- Motor çalışmıyor.
- The engine started again.
- Motor tekrar çalıştı.
- Tom is working on the car engine.
- Tom arabanın motoru üzerinde çalışıyor.
- I had some engine trouble yesterday.
- Dün bazı motor sorunlarım vardı.
- He knows how to cut the engine.
- O, motoru durdurmasını bilir.
- It is doubtful if we can get the engine working.
- Motoru çalıştırabileceğimiz şüpheli.
- The engine is working normally.
- Motor normal çalışıyor.
- How can I start the engine?
- Motoru nasıl çalıştırabilirim?
- Please turn off your engine.
- Lütfen motorunuzu kapatın.
- Sami didn't even touch the engine.
- Sami motora dokunmadı bile.
- There's a problem with the engine.
- Motorda bir sorun var.
- The test of the new engine takes place today.
- Yeni motor testi bugün gerçekleşir.
- He devised a new engine to use less gas.
- O, daha az yakıt kullanan yeni bir motor icat etti.
- The engine was running.
- Motor çalışıyordu.
- The test of the new engine takes place today.
- Yeni motorun testi bugün yapılacak.
- We're having engine problems.
- Motorda sorun yaşıyoruz.
- Layla heard an engine going.
- Leyla bir motorun gittiğini duydu.
- He stalled the engine three times.
- Üç kez motoru durdurdu.
- He devised a new engine to use less gas.
- Daha az yakıt tüketecek yeni bir motor geliştirdi.
- The engine wouldn't start.
- Motorun çalışacağı yoktu.
- Is this engine functional?
- Bu motor fonksiyonel mi?
- Run the engine till it gets warm.
- Motoru ısınıncaya kadar çalıştır.
- This is the first time I've ever started the engine.
- Motoru ilk kez çalıştırıyorum.
- Tom repeatedly revved his engine.
- Tom sürekli olarak motorunu hızlandırdı.
- Have you checked the engine?
- Motoru kontrol ettiniz mi?
Show More (196)
|
