1 |
groom |
damat |
n. |
|
- Mom, the groom is running for president.
- Anne, damat başkanlığa adaylığını koyuyor.
- Mom, the groom is running for president.
- Anne, damat başkanlık için yarışıyor.
- Mom, the groom is running for president.
- Anne, damat başkanlığa aday.
- The groom works for a company now, and the bride is our teacher.
- Damat şimdi bir şirkette çalışıyor ve gelin de bizim öğretmenimiz.
- The groom left the bride standing at the altar.
- Damat gelini sunakta dururken bıraktı.
- The groom was getting cold feet just minutes before the wedding.
- Damat düğünden birkaç dakika önce korkmaya başlamıştı.
- Tom is a groom.
- Tom bir damat.
- The groom works for a company now, and the bride is our teacher.
- Damat şu anda bir şirket için çalışıyor ve gelin de bizim öğretmenimiz.
- The groom hid inside the wedding cake.
- Damat düğün pastasının içine saklandı.
- The groom left the bride standing at the altar.
- Damat, gelini mihrapta ayakta bıraktı.
- Tom is a groom.
- Tom bir damattır.
- Every unmarried man is a groom for life.
- Evlenmemiş her erkek ömür boyu damattır.
- Do you know the groom?
- Damadı tanıyor musun?
Show More (10)
|
2 |
groom |
yetiştirmek |
v. |
|
- We already have people in Harare who are being groomed to act as electoral observers.
- Halihazırda Harare'de seçim gözlemcisi olarak görev yapmak üzere yetiştirilen insanlarımız var.
- He was being groomed as a presidential candidate.
- Başkan adayı olarak yetiştiriliyordu.
- He was groomed from a young age to take over the family business.
- Küçük yaştan itibaren aile şirketini devralmak için yetiştirildi.
- He was groomed from a young age to take over the family business.
- Genç yaşta aile işini devralmak için yetiştirildi.
Show More (1)
|
3 |
groom |
tımar etmek |
v. |
|
- Tom groomed his horse.
- Tom atını tımar etti.
- Mary groomed her horse.
- Mary atını tımar etti.
- Fadil groomed and raised horses in southern Arizona.
- Fadıl, Güney Arizona'da atları tımar edip yetiştirdi.
- The monkeys are grooming each other.
- Maymunlar birbirlerini tımar ediyorlar.
Show More (1)
|
4 |
groom |
seyis |
n. |
|
- Fadil groomed and raised horses in southern Arizona.
- Fadıl, Güney Arizona'da at seyisliği yapmış ve yetiştirmiştir.
- The grooms tend to the horses.
- Atlara seyisler bakıyor.
Show More (-1)
|