1 |
gum |
sakız |
n. |
|
- Plant gum is used to prepare mouthwash solutions with antibacterial.
- Bitki sakızı antibakteriyel gargara solüsyonları hazırlamak için kullanılır.
- The kids chewed their gums and then sticked them on the floor.
- Çocuklar sakızılarını çiğnediler ve sonra yere yapıştırdılar.
- The gum has lost its taste.
- Sakızın tadı kaçtı.
- Give me your gum.
- Sakızını bana ver.
- Tom offered Mary a stick of gum.
- Tom Mary'ye bir sakız uzattı.
- There's gum stuck to the sole of my shoe.
- Ayakkabımın altına sakız yapışmış.
- Tom offered Mary a stick of gum.
- Tom Mary'ye bir sakız önerdi.
- Tom had some gum stuck on the bottom of one of his shoes.
- Tom'un ayakkabılarından birinin altına sakız yapışmıştı.
- He chewed his gum.
- Sakızını çiğnedi.
- Tom spit out his gum.
- Tom sakızını tükürdü.
- Do you have any gum?
- Sakızınız var mı?
- Give me your gum.
- Bana sakızını ver.
- Some gum stuck to his shoes.
- Ayakkabılarına sakız yapışmış.
- You shouldn't pop your bubble gum in class.
- Sınıfta sakız patlatmamalısın.
- Gum got stuck to the bottom of my shoe.
- Sakız ayakkabımın tabanına yapıştı.
- The gum's ten cents.
- Sakız on sent.
- The gum has lost its taste.
- Sakız tadını kaybetti.
- There's gum stuck to the sole of my shoe.
- Ayakkabımın tabanına sakız yapışmış.
- There's gum stuck to the bottom of my shoe.
- Ayakkabımın altına sakız yapışmış.
- Tom is chewing bubble gum.
- Tom sakız çiğniyor.
- If you have gum in your mouth, spit it out.
- Ağzınızda sakız varsa tükürün.
- Do you have any gum?
- Hiç sakızın var mı?
- I chewed the gum.
- Sakızı çiğnedim.
- You shouldn't pop your bubble gum in class.
- Sınıfta sakızını patlatmamalısın.
- There's gum stuck to the bottom of my shoe.
- Ayakkabımın altına yapışmış sakız var.
- He chewed his gum.
- O, sakızını çiğnedi.
- I often chew some mentholated gum after a meal.
- Yemekten sonra sık sık mentollü sakız çiğnerim.
Show More (24)
|
2 |
gum |
diş eti |
n. |
|
- The main cause of bleeding gums is the buildup of plaque at the gum line.
- Diş eti kanamasının ana nedeni diş eti çizgisinde plak birikmesidir.
- You have a gum infection.
- Diş eti enfeksiyonun var.
- I think I have a gum infection.
- Sanırım diş eti enfeksiyonum var.
- You have a gum infection.
- Diş eti enfeksiyonunuz var.
Show More (1)
|
3 |
gum |
yapıştırıcı |
n. |
|
- Using some gum for cards will not work.
- Kartlarda yapıştırıcı kullanmak işe yaramaz.
Show More (-2)
|
4 |
gum |
yapıştırmak |
v. |
|
- Kids gummed a sticky substance on the asphalt.
- Çocuklar asfalta yapışkan bir madde yapıştırdı.
Show More (-2)
|
5 |
gum |
dişeti |
n. |
|
- I have bleeding gums.
- Benim dişetim kanıyor.
Show More (-2)
|