Tureng - handkerchief - Englisch Türkisch Sätze

Verlauf

	Englisch	Türkisch
1	handkerchief	mendil	n.
	I am wetting my handkerchief. Mendilimi ıslatıyorum. How cute she looked as she waved her handkerchief from the window! Pencereden mendilini sallarken ne kadar da şirin görünüyordu! I am going to buy a dozen white cotton handkerchiefs. Bir düzine beyaz pamuklu mendil alacağım. Take my handkerchief. Mendilimi al. This handkerchief didn't wash clean. Bu mendil yıkanıp temizlenmedi. You dropped your handkerchief. Mendilini düşürdün. She applied her handkerchief to his wound. Yarasına mendilini koydu. I am wiping my nose with a handkerchief. Burnumu bir mendille siliyorum. He wiped his hands on a handkerchief. Ellerini bir mendile sildi. She applied her handkerchief to his wound. Yarasına bir mendil koydu. Tom is hanging up the handkerchiefs. Tom mendilleri asıyor. She bought a handkerchief for ten dollars. On dolara bir mendil aldı. He covered his face with the handkerchief and cried as well! Yüzünü mendille kapatıp bir de ağladı! She folded her handkerchief neatly. Mendilini düzgünce kıvırdı. He tucked the handkerchief in his pocket. Mendili cebine soktu. How much is this handkerchief? Bu mendil ne kadar? She found a handkerchief. O bir mendil buldu. I don't embroider their handkerchiefs. Onların mendillerini süslemiyorum. I‘m ironing my handkerchiefs. Ben mendillerimi ütülüyorum. Can I borrow your handkerchief? Mendilini ödünç alabilir miyim? I ironed the handkerchief. Mendili ütüledim. Tom blew his nose in a handkerchief. Tom bir mendile burnunu sümkürdü. He pulled out a handkerchief. Bir mendil çıkardı. Mary coughed blood into her handkerchief. Mary mendiline kan öksürdü. Why do you have so many handkerchiefs? Neden bu kadar çok mendilin var? I am going to buy a dozen white cotton handkerchiefs. Bir düzine pamuklu beyaz mendil alacağım. This handkerchief is made of paper. Bu mendil kağıttan yapılmış. Can I borrow your handkerchief? Mendilinizi ödünç alabilir miyim? She keeps a handkerchief in her hand all the time. Elinde sürekli bir mendil taşıyor. I have a handkerchief in my pocket. Cebimde bir mendilim var. She has many handkerchiefs. Birçok mendili var. He covered his face with the handkerchief and cried as well! O, yüzünü bir mendille kapadı ve ağladı da! He took out his handkerchief. O, mendilini çıkardı. I am wetting my handkerchief. Ben mendilimi ıslatıyorum. She wiped her face with a handkerchief. O, bir mendille yüzünü sildi. Tom blew his nose in a handkerchief. Tom burnunu bir mendile sümkürdü. Among the things found were umbrellas, shoes, and handkerchiefs. Bulunan eşyalar arasında şemsiyeler, ayakkabılar ve mendiller vardı. I ironed the handkerchief. Ben mendili ütüledim. Tom took a handkerchief out of his pocket. Tom cebinden bir mendil çıkardı. Always keep a handkerchief in your pocket. Cebinizde her zaman bir mendil bulundurun. She embroidered her initials on a white handkerchief. Beyaz bir mendile baş harflerini işledi. Do you have a handkerchief? Mendilin var mı? I am wiping my nose with a handkerchief. Ben bir mendille burnumu siliyorum. I have a handkerchief in my pocket. Cebimde bir mendil var. He took out his handkerchief. Mendilini çıkardı. I don't have a handkerchief. Mendilim yok. I don't embroider their handkerchiefs. Onların mendillerini işlemiyorum. Tom coughed blood into his handkerchief. Tom mendiline kan öksürdü. Mary coughed blood into her handkerchief. Mary mendilinin içine kan öksürdü. He picked up a handkerchief from the floor. O, yerden bir mendil aldı. She bought a handkerchief for ten dollars. O, on dolarlık bir mendil aldı. She embroidered her own initials on the white handkerchief. Beyaz mendilin üzerine kendi baş harflerini işledi. She bandaged his finger with a handkerchief. Parmağını bir mendille sardı. I don't have a handkerchief. Bir mendilim yok. She folded her handkerchief neatly. O, mendilini düzgünce katladı. Tom was gagged with a handkerchief. Tom'un ağzı bir mendille kapatılmıştı. I seldom use a handkerchief. Ben nadiren mendil kullanırım. I‘m ironing my handkerchiefs. Mendillerimi ütülüyorum. I ironed my handkerchiefs. Mendillerimi ütüledim. He tucked the handkerchief in his pocket. Mendili cebine koydu. She dropped her handkerchief on purpose to draw his attention. Onun dikkatini çekmek için mendilini bilerek düşürdü. She has many handkerchiefs. Onun birçok mendili var. Tom coughed into his handkerchief. Tom mendiline öksürdü. Tom pulled out a handkerchief and blew his nose. Tom bir mendil çıkardı ve burnunu sildi. She embroidered her initials on a white handkerchief. Baş harflerini beyaz bir mendile işlemiş. Tom took out his handkerchief and blew his nose. Tom mendilini çıkardı ve burnunu sümkürdü. She wiped her face with a handkerchief. Yüzünü bir mendille sildi. He gave me a half dozen linen handkerchiefs. Bana yarım düzine keten mendil verdi. Tom offered Mary a handkerchief. Tom, Mary'ye bir mendil uzattı. Tom coughed blood into his handkerchief. Tom mendilinin içine kan öksürdü. I seldom use a handkerchief. Nadiren mendil kullanırım. She found a handkerchief. Bir mendil buldu. She bandaged his finger with a handkerchief. Bir mendille parmağını sardı. Tom folded his handkerchief. Tom mendilini katladı. She embroidered her initials on a white handkerchief. İsminin baş harflerini beyaz bir mendilin üzerine işledi. She embroidered her initials on a white handkerchief. Adının baş harflerini beyaz bir mendilin üzerine işledi. He gave me a half dozen linen handkerchiefs. O bana yarım düzine keten mendil verdi. He wiped his hands on a handkerchief. O, ellerini bir mendile sildi. How cute she looked as she waved her handkerchief from the window! Ne kadar da şirin görünüyordu pencereden mendilini sallarken! This handkerchief is made of paper. Bu mendil kağıttan yapılmıştır. Among the things found were umbrellas, shoes, and handkerchiefs. Bulunan şeyler arasında şemsiyeler, ayakkabılar ve mendiller vardı. He picked up a handkerchief from the floor. Yerden bir mendil aldı. Tom pulled a white handkerchief out of his pocket. Tom cebinden beyaz bir mendil çıkardı. Show More (80)