|
- I am entirely open to any comments, ideas or suggestions on the subject.
- Konuyla ilgili her türlü yorum, fikir veya öneriye tamamen açığım.
- To me, the ideas about the adoption of the Community method for the CFSP appear to be at odds with these principles.
- Bana göre, ODGP için Topluluk yönteminin benimsenmesine ilişkin fikirler bu ilkelerle çelişiyor gibi görünmektedir.
- Such ideas must be promoted within a new Framework Programme of research.
- Bu tür fikirler yeni bir Çerçeve Araştırma Programı kapsamında desteklenmelidir.
- The battle against terrorism is above all a battle of values and a battle of ideas.
- Terörizme karşı savaş her şeyden önce bir değerler ve fikirler savaşıdır.
- It is nevertheless important that the Convention’s fundamental ideas are not discarded during the work of the IGC.
- Yine de Hükûmetlerarası Konferans çalışmaları sırasında Sözleşme'nin temel fikirlerinin bir kenara atılmaması önemlidir.
- Both ideas are starting points, hinges, upon which the construction of CFP reform rests.
- Her iki fikir de OBP reformunun inşasının dayandığı başlangıç noktaları, menteşelerdir.
- When it comes to ideas, I do not feel their hue is of much consequence.
- Fikirler söz konusu olduğunda, renk tonlarının pek bir önemi olduğunu düşünmüyorum.
- These are the simplification ideas that we are working on.
- Bunlar üzerinde çalıştığımız sadeleştirme fikirleridir.
- We all know what ideas movements such as the National Front harbour.
- Ulusal Cephe gibi hareketlerin hangi fikirleri barındırdığını hepimiz biliyoruz.
- The EU consists, however, not only of bureaucrats but also of politicians with ideas and visions.
- Ancak AB sadece bürokratlardan değil, aynı zamanda fikirleri ve vizyonları olan siyasetçilerden de oluşmaktadır.
- The Commission is full of ideas and has an open mind.
- Komisyon fikirlerle doludur ve açık fikirlidir.
- Apart from that, I basically agree with the ideas and concerns that have been expressed.
- Bunun dışında ifade edilen fikir ve endişelere temelde katılıyorum.
- We will not be fobbed off with far-fetched ideas; we want to investigate the reality.
- Zorlama fikirlerle bizi kandıramazlar; biz gerçeği araştırmak istiyoruz.
- However, as Europeans, we should have clearly defined ideas.
- Bununla birlikte Avrupalılar olarak açıkça tanımlanmış fikirlere sahip olmalıyız.
- I would like to make three comments on these three ideas.
- Bu üç fikir üzerine üç yorum yapmak istiyorum.
- However, we have strict ideas as regards the substance.
- Ancak, öze ilişkin katı fikirlerimiz var.
- People can abandon their political ideas.
- İnsanlar siyasi fikirlerinden vazgeçebilirler.
- That includes the right to express one's ideas, whether or not we like these ideas.
- Buna, hoşumuza gitsin ya da gitmesin, kişinin fikirlerini ifade etme hakkı da dahildir.
- We have to contribute to the strengthening of this strategy and its improvement, with European ideas used in governance.
- Yönetişimde kullanılan Avrupa fikirleri ile bu stratejinin güçlendirilmesine ve geliştirilmesine katkıda bulunmalıyız.
- These are all commonplace ideas that we could all suggest, of course.
- Elbette bunların hepsi hepimizin önerebileceği sıradan fikirler.
- Since these ideas go considerably further than being simply recommendations, I decided to vote against the report.
- Bu fikirler basit birer tavsiye olmanın çok ötesine geçtiği için rapora karşı oy kullanmaya karar verdim.
- It is possible that the Commission has already come up with these ideas.
- Komisyon'un bu fikirleri çoktan ortaya atmış olması mümkündür.
- Many associations have put forward important ideas and serious arguments; to dismiss them is a political error.
- Birçok dernek önemli fikirler ve ciddi argümanlar ortaya koymuştur; bunları reddetmek siyasi bir hatadır.
- We have a classic situation here where ideas are crushed not by suppressing them but by ignoring them.
- Burada, fikirlerin bastırılmak yerine görmezden gelinerek bastırıldığı klasik bir durumla karşı karşıyayız.
- It could bring its ideas on non-military conflict management to bear.
- Askeri olmayan çatışma yönetimi konusundaki fikirlerini ortaya koyabilir.
- I would like to thank the Commission for its report and also its ideas for the future.
- Komisyon'a raporu ve geleceğe yönelik fikirleri için teşekkür ediyorum.
- The military often still think that they are above civilian society and that they can impose their own ideas.
- Askerler hala sivil toplumun üzerinde olduklarını ve kendi fikirlerini empoze edebileceklerini düşünüyorlar.
- The Commission's ideas in this area have been more wide-ranging than has been seen previously.
- Komisyon'un bu alandaki fikirleri daha önce görülenden çok daha geniş kapsamlı olmuştur.
- We will support these two ideas which we consider to be positive.
- Olumlu olduğunu düşündüğümüz bu iki fikri destekleyeceğiz.
- Indeed, mutual aid and the free exchange of ideas are part of the Internet's splendid philosophy.
- Gerçekten de karşılıklı yardımlaşma ve fikirlerin serbestçe paylaşımı internetin muhteşem felsefesinin bir parçasıdır.
- That does not, however, prevent the Member States from cooperating and exchanging ideas in the social sphere.
- Ancak bu durum Üye Devletlerin sosyal alanda işbirliği yapmalarını ve fikir alışverişinde bulunmalarını engellemez.
- Now those ideas, then so easily dismissed as crazy and impractical, are being given positive form.
- O zamanlar çılgınca ve pratik olmayan diye kolayca reddedilen bu fikirlere şimdi olumlu bir biçim veriliyor.
- The New Neighbourhood Instrument also contains very good ideas.
- Yeni Komşuluk Aracı da çok iyi fikirler içermektedir.
- The report's lack of realism and its relentless pursuit of ideas despite the evidence are frightening.
- Raporun gerçekçilikten yoksun olması ve kanıtlara rağmen fikirlerin peşini bırakmaması korkutucu.
- We are, therefore, in agreement with President Prodi's ideas on the Council presidency.
- Bu nedenle Başkan Prodi'nin Konsey başkanlığı konusundaki fikirlerine katılıyoruz.
- These ideas include many of those expressed by Parliament.
- Bu fikirler Parlamento tarafından dile getirilen fikirlerin birçoğunu içeriyor.
- This new war is going to force us to review all our strategic ideas.
- Bu yeni savaş bizi tüm stratejik fikirlerimizi gözden geçirmeye zorlayacak.
- In this respect, it outlines ideas worthy of study.
- Bu bağlamda, üzerinde çalışılmaya değer fikirlerin ana hatlarını çizmektedir.
- They are all ideas and proposals, which neither the Presidency nor I can judge or comment upon now.
- Bunların hepsi ne Başkanlığın ne de benim şu anda yargılayabileceğimiz ya da yorum yapabileceğimiz fikir ve önerilerdir.
- Of course, this Parliament is also going to cooperate in this task of contributing ideas.
- Elbette bu Parlamento da bu fikir katkısı görevinde işbirliği yapacaktır.
- We have a classic situation here where ideas are crushed not by suppressing them but by ignoring them.
- Burada fikirlerin bastırılmak yerine görmezden gelinerek bastırıldığı klasik bir durumla karşı karşıyayız.
- It is possible that the Commission has already come up with these ideas.
- Komisyon'un bu fikirleri çoktan bulmuş olması mümkündür.
- This is a clarification of ideas which aids progress towards legal certainty and harmonisation.
- Bu, yasal kesinlik ve uyumlaştırma yönünde ilerlemeye yardımcı olan fikirlerin açıklığa kavuşturulmasıdır.
- This offensive promoting development and combating poverty should be organised around four key ideas.
- Kalkınmayı teşvik eden ve yoksullukla mücadele eden bu saldırı dört temel fikir etrafında örgütlenmelidir.
- Those are a few ideas that we are not keen to abandon.
- Bunlar, terk etmek istemediğimiz birkaç fikirdir.
- I would like to thank the Commission for its report and also its ideas for the future.
- Komisyon'a raporu ve geleceğe yönelik fikirleri için teşekkür etmek istiyorum.
- Each Member State and national parliament has different ideas and approaches.
- Her Üye Devletin ve ulusal parlamentonun farklı fikirleri ve yaklaşımları vardır.
- Are there any ideas or not regarding the proposed referendum?
- Önerilen referandumla ilgili herhangi bir fikir var mı yok mu?
- Many good ideas that are developed do not get taken up.
- Geliştirilen pek çok iyi fikir hayata geçirilemiyor.
- Each Member State and national parliament has different ideas and approaches.
- Her Üye Devlet ve ulusal parlamento farklı fikir ve yaklaşımlara sahiptir.
- That popular trust is at all likely to be increased by such ideas is something I simply doubt.
- Halkın güveninin bu tür fikirlerle arttırılabileceği konusunda şüphelerim var.
- Simplification and clarification does not mean adding numerous new objectives and ideas that are difficult to implement.
- Basitleştirme ve netleştirme, uygulanması zor çok sayıda yeni hedef ve fikir eklemek anlamına gelmez.
- In addition, I endorse your ideas about reorganisation of the WTO.
- Ayrıca DTÖ'nün yeniden düzenlenmesine ilişkin fikirlerinizi de destekliyorum.
- The European Council has endorsed the ideas in the Initiative.
- Avrupa Konseyi Girişim'deki fikirleri onayladı.
- The consultation showed clear support for the ideas in the Green Paper on enforcement cooperation.
- İstişare, Yeşil Kitap'ta yer alan yürütme işbirliğine ilişkin fikirlere açık destek göstermiştir.
- Future ideas must be flexible and able to adapt to the new society.
- Gelecekteki fikirler esnek olmalı ve yeni topluma uyum sağlayabilmelidir.
- I would like to make three comments on these three ideas.
- Bu üç fikir hakkında üç yorum yapmak istiyorum.
- I therefore ask you to continue your policy course and to take Parliament's ideas on board.
- Bu nedenle sizden politikanıza devam etmenizi ve Parlamento'nun fikirlerini dikkate almanızı rica ediyorum.
- The Berlin Wall, on the other hand, was, inversely, a way of preventing people from meeting and ideas from being shared.
- Öte yandan Berlin Duvarı, tersine, insanların bir araya gelmesini ve fikirlerin paylaşılmasını engelleyen bir yöntemdi.
- In this respect, it outlines ideas worthy of study.
- Bu açıdan, incelenmeye değer fikirler ortaya koymaktadır.
- Those are the ideas now on the table.
- Bunlar şu anda masada olan fikirler.
- It creates a Europe which is also imbued with these ideas.
- Bu fikirlerle dolu bir Avrupa yaratıyor.
- These ideas on the part of the Commission have attracted a great deal of support.
- Komisyon'un bu fikirleri büyük destek görmüştür.
- In this regard, the initial ideas which have emerged during the debate are along these lines.
- Bu bağlamda tartışma sırasında ortaya çıkan ilk fikirler bu doğrultudadır.
- There are a lot of good ideas in this report.
- Bu raporda pek çok iyi fikir var.
- Maybe someone will ask about that and if there are any ideas we will be grateful to hear them.
- Belki birileri bunu sorar ve herhangi bir fikir varsa bunları duymaktan minnettar oluruz.
- It is nevertheless important that the Convention’s fundamental ideas are not discarded during the work of the IGC.
- Yine de HAK'nin çalışmaları sırasında Sözleşme'nin temel fikirlerinin bir kenara atılmaması önemlidir.
- Trying to answer this question has stimulated a wide-ranging discussion of new ideas.
- Bu soruyu yanıtlamaya çalışmak, yeni fikirlerin geniş çaplı bir şekilde tartışılmasını teşvik etti.
- That would not, however, prevent the EU's Member States from cooperating and exchanging ideas in the social sphere.
- Ancak bu durum, AB Üye Devletlerinin sosyal alanda işbirliği yapmasını ve fikir alışverişinde bulunmasını engellemez.
- Nor will I conceal that I was looking for, perhaps, some ideas.
- Belki de bazı fikirler aradığımı da gizlemeyeceğim.
- Only those who have no ideas never change them.
- Sadece fikirleri olmayanlar onları asla değiştirmez.
- The real problem is to define adequate, good, specific fundable projects and ideas.
- Asıl sorun yeterli, iyi, spesifik finanse edilebilir proje ve fikirleri tanımlamaktır.
- In addition, I endorse your ideas about the reorganisation of the WTO.
- Ayrıca, DTÖ'nün yeniden düzenlenmesine ilişkin fikirlerinizi de destekliyorum.
- I do not know where the honourable Member has got these ideas from, I do not get into these types of issues.
- Sayın Üyenin bu fikirleri nereden edindiğini bilmiyorum, ben bu tür konulara girmiyorum.
- We must therefore develop ideas about how this situation can be prevented.
- Bu nedenle bu durumun nasıl önlenebileceğine dair fikirler geliştirmeliyiz.
- We are open to ideas and we have some of our own.
- Fikirlere açığız ve kendimize ait bazı fikirlerimiz de var.
- And I do not mean these half-baked ideas which are envisaged for the tobacco fund.
- Tütün fonu için öngörülen bu yarım yamalak fikirleri kastetmiyorum.
- The many ideas which have been expressed here could be put into three broad categories.
- Burada dile getirilen pek çok fikir üç geniş kategoriye ayrılabilir.
- But, at the same time, it will have promoted new ideas.
- Ancak aynı zamanda yeni fikirleri de teşvik etmiş olacaktır.
- Surely this has nothing to do with the ideas we are trying to put across.
- Elbette bunun anlatmaya çalıştığımız fikirlerle hiçbir ilgisi yok.
- Even today the Vietnamese government indoctrinates its citizens with pure antireligious ideas.
- Bugün bile Vietnam hükümeti vatandaşlarına saf din karşıtı fikirler aşılamaktadır.
- That includes the right to express one's ideas, whether or not we like these ideas.
- Bu, hoşumuza gitsin ya da gitmesin, kişinin fikirlerini ifade etme hakkını da içerir.
- The rapporteur's proposal is still torn between two ideas.
- Sözcünün önerisi hala iki fikir arasında kalmış durumda.
- The incoherences of the Socialist Group and its complete lack of ideas and sensible proposals is therefore alarming.
- Sosyalist Grubun tutarsızlıkları, fikir ve mantıklı önerilerden tamamen yoksun olması bu nedenle endişe vericidir.
- Good ideas emerge too, which can lead to constructive compromises, and that is something many of us are pleased about.
- Yapıcı uzlaşmalara yol açabilecek iyi fikirler de ortaya çıkar ve bu çoğumuzun memnun olduğu bir şeydir.
- Those are a few ideas that we are not keen to abandon.
- Bunlar vazgeçmek istemediğimiz birkaç fikirdir.
- I would ask you on what you base your ideas for a location?
- Yer konusundaki fikirlerinizi neye dayandırdığınızı sormak isterim.
- These are all commonplace ideas that we could all suggest, of course.
- Bunların hepsi hepimizin önerebileceği sıradan fikirler elbette.
- I am fully supportive of the ideas in the Commission communication.
- Komisyon bildirisinde yer alan fikirleri tamamen destekliyorum.
- It would now be useful to begin discussing these ideas.
- Şimdi bu fikirleri tartışmaya başlamak faydalı olacaktır.
- I have a number of ideas which should be put across.
- Ortaya konulması gereken bir dizi fikrim var.
- The Berlin Wall, on the other hand, was, inversely, a way of preventing people from meeting and ideas from being shared.
- Öte yandan Berlin Duvarı, tersine, insanların bir araya gelmesini ve fikirlerin paylaşılmasını engelleyen bir yoldu.
- It provides a more detailed set of ideas.
- Daha ayrıntılı bir dizi fikir sunmaktadır.
- We, the social democrats, would urge the opposition to back these ideas.
- Biz sosyal demokratlar, muhalefeti bu fikirleri desteklemeye çağırıyoruz.
- At this time, there was no shortage of ideas as to who was to blame.
- Bu sırada, suçlunun kim olduğuna dair fikirlerde bir eksiklik yoktu.
- Many of the ideas that arose during these discussions were then taken on board in our proposals.
- Bu tartışmalar sırasında ortaya çıkan fikirlerin birçoğu daha sonra tekliflerimizde dikkate alınmıştır.
- Even today, the Vietnamese government indoctrinates its citizens with pure antireligious ideas.
- Bugün bile, Vietnam hükümeti vatandaşlarına saf din karşıtı fikirler aşılamaktadır.
- We have had some apposite experience of such ideas in the past.
- Geçmişte bu tür fikirlere ilişkin bazı uygun deneyimlerimiz oldu.
- The conciliation process saw these ideas incorporated in the recitals.
- Uzlaşma sürecinde bu fikirler gerekçelere dahil edilmiştir.
- I would therefore like to focus on some cross-cutting ideas.
- Bu nedenle bazı kesişen fikirlere odaklanmak istiyorum.
- That is called schizophrenia, lack of ideas and of a political plan.
- Buna şizofreni, fikir ve siyasi plan eksikliği denir.
- It contains a diversity of ideas, and I would like to pick up two main points, which refer to the procedure involved.
- Çeşitli fikirler içeriyor ve ben ilgili prosedüre atıfta bulunan iki ana noktayı ele almak istiyorum.
- We all know what ideas movements such as the National Front harbour.
- Hepimiz Ulusal Cephe gibi hareketlerin hangi fikirleri barındırdığını biliyoruz.
- I would therefore like to thank the rapporteur for his cooperation and for including my ideas in his report.
- Bu nedenle raportöre iş birliği ve fikirlerime raporunda yer verdiği için teşekkür ederim.
- I am looking forward to our new fellow MEPs' contributions and fresh ideas in this area.
- Yeni milletvekili arkadaşlarımızın bu alandaki katkılarını ve taze fikirlerini dört gözle bekliyorum.
- Therefore, we are more cautious about certain ideas considered on the issue of macroeconomic dialogue.
- Bu nedenle makroekonomik diyalog konusunda düşünülen bazı fikirlere daha ihtiyatlı yaklaşıyoruz.
- The Commission is full of ideas and has an open mind.
- Komisyon fikirlerle dolu ve açık görüşlüdür.
- But I have a problem when we impose from on high purist-type ideas on those who cannot defend themselves.
- Ancak kendilerini savunamayanlara yukarıdan pürist tipte fikirler empoze ettiğimizde sorun yaşıyorum.
- The report's lack of realism and its relentless pursuit of ideas despite the evidence are frightening.
- Raporun gerçekçilikten yoksun olması ve kanıtlara rağmen fikirlerin peşini bırakmaması korkutucudur.
- Their ideas have been incorporated into the White Paper on Youth.
- Onların fikirleri Gençlik Beyaz Kitabına dahil edilmiştir.
- What ideas are there circulating within the Commission about the introduction of a degree of flexibility here?
- Komisyon içinde burada bir esneklik sağlanması konusunda ne gibi fikirler dolaşıyor?
- Admittedly, most of the ideas expressed are more or less along the right lines.
- Kuşkusuz, ifade edilen fikirlerin çoğu aşağı yukarı doğru çizgidedir.
- The Convention is up and running, the debate is lively and there are plenty of ideas and proposals.
- Sözleşme hazır ve çalışıyor, tartışmalar canlı ve çok sayıda fikir ve öneri var.
- And new ideas are exactly what we need.
- Ve yeni fikirler tam da ihtiyacımız olan şey.
- The Commission's ideas in this area have been more wide-ranging than has been seen previously.
- Komisyon'un bu alandaki fikirleri daha önce görülenden daha geniş kapsamlı olmuştur.
- As I have already said, we can support the ideas on palliative care that you mentioned in the debate.
- Daha önce de söylediğim gibi, tartışmada bahsettiğiniz palyatif bakım konusundaki fikirleri destekleyebiliriz.
- Trying to answer this question has stimulated a wide-ranging discussion of new ideas.
- Bu soruya cevap bulmaya çalışmak, yeni fikirlerin geniş kapsamlı bir şekilde tartışılmasına yol açmıştır.
- They harbour ideas of national splendour.
- Ulusal ihtişam fikirleri besliyorlar.
- They harbour ideas of national splendour.
- Ulusal ihtişam fikirleri barındırıyorlar.
- Indeed, mutual aid and the free exchange of ideas are part of the Internet's splendid philosophy.
- Aslında, karşılıklı yardımlaşma ve fikirlerin serbestçe paylaşılması internetin muhteşem felsefesinin bir parçasıdır.
- Nor is this report free of concessions to certain obscurantist ideas, whether religious or otherwise.
- Bu rapor, dini ya da başka türlü olsun, bazı gerici fikirlere taviz vermekten de uzaktır.
- It is precisely for that reason that this policy and these ideas are so important.
- İşte tam da bu nedenle bu politika ve bu fikirler çok önemlidir.
- Unfortunately, these ideas have deteriorated and are still in the process of deteriorating.
- Ne yazık ki bu fikirler bozulmuş ve halen de bozulma sürecindedir.
- What is needed, is implementation rather than clever new ideas.
- İhtiyaç duyulan şey, akıllıca yeni fikirlerden ziyade uygulamadır.
- We are open to constructive ideas on this matter, which, I repeat, is complex.
- Tekrar ediyorum, karmaşık olan bu konuda yapıcı fikirlere açığız.
- Instead, we have to continue to tag along with our proposals and ideas.
- Bunun yerine teklif ve fikirlerimizin peşinden gitmeye devam etmeliyiz.
- It creates a Europe which is also imbued with these ideas.
- Aynı zamanda bu fikirlerle dolu bir Avrupa yaratır.
- Third, check out my slew of ideas to make money fast.
- Üçüncüsü, hızlı para kazanmaya yönelik fikirlerime bir göz atın.
- We did that, and we weeded through a lot of ideas.
- Bunu yaptık ve pek çok fikri ayıkladık.
- These seemingly apparent ideas are invisible and blind and unattainable to human beings because they can't think of them.
- Görünüşte apaçık olan bu fikirler insanlar için görünmez, kör ve ulaşılmazdır çünkü onları düşünemezler.
- If you're having trouble getting your kids to do homework, check out these cool study room ideas.
- Çocuklarınıza ödev yaptırmakta zorlanıyorsanız, bu havalı çalışma odası fikirlerine göz atın.
- As a result, there was little space for new ideas.
- Neticede yeni fikirlere çok az yer vardı.
- As a result, there was little space for new ideas.
- Sonuç olarak, yeni fikirlere çok az yer vardı.
- Please check out them out for more ideas.
- Daha fazla fikir için lütfen bunlara göz atın.
- Every time you read this book, you'll discover new ideas.
- Bu kitabı her okuduğunuzda yeni fikirler keşfedeceksiniz.
- You might want to check out these business ideas for your store.
- Mağazanız için bu iş fikirlerine göz atmak isteyebilirsiniz.
- His ideas are based on his experience.
- Fikirleri deneyimlerine dayanıyor.
- The first thing you must learn is to stand on your own ideas.
- Öğrenmeniz gereken ilk şey, kendi fikirleriniz üzerinde durmak.
- It was something which brought a stream of new ideas.
- Bu, yeni fikirlerin ortaya çıkmasını sağlayan bir şeydi.
- Hamilton's ideas were extreme.
- Hamilton'ın fikirleri aşırıydı.
- I have so many ideas.
- Bir sürü fikrim var.
- Your ideas are rarely practical.
- Senin fikirlerin nadiren pratiktir.
- Tom has constructive ideas.
- Tom'un yapıcı fikirleri var.
- Tom has some good ideas he wants to tell you about.
- Tom'un sana söylemek istediği bazı iyi fikirleri var.
- The professor dismissed his ideas.
- Profesör fikirlerini reddetti.
- Tom came up with some pretty good ideas.
- Tom'un aklına oldukça iyi fikirler geldi.
- Tom had a lot of strange ideas.
- Tom'un çok garip fikirleri vardı.
- Tom's ideas seemed crazy.
- Tom'un fikirleri çılgınca görünüyordu.
- His ideas are based on his experience.
- Onun fikirleri onun deneyimine dayanmaktadır.
- His old-fashioned ideas are not suited to the world.
- Onun eski moda fikirleri dünyaya uygun değil.
- Tom certainly came up with some interesting ideas.
- Tom kesinlikle değişik fikirler öne sürdü.
- These are just crazy ideas.
- Bunlar sadece çılgınca fikirler.
- Young people have new ideas very often.
- Gençlerin çok sık yeni fikirleri olur.
- What are your ideas on the subject?
- Konuyla ilgili fikirleriniz nelerdir?
- I have some ideas.
- Bazı fikirlerim var.
- We're choosing among those ideas.
- O fikirler arasından seçiyoruz.
- The contrast between the two ideas is very marked.
- İki fikir arasındaki zıtlık çok belirgin.
- I'm always interested in new ideas.
- Her zaman yeni fikirlerle ilgilenirim.
- Dan touted his racist ideas to his friends.
- Dan ırkçı fikirlerini arkadaşlarına övdü.
- His grandfather always supported his ideas.
- Onun dedesi her zaman onu fikirlerini destekledi.
- Tom is the Elon Musk of bad ideas.
- Tom kötü fikirlerin Elon Musk'ı.
- They should have bold ideas.
- Onların cesur fikirleri olmalı.
- You have good ideas.
- İyi fikirlerin var.
- That religious cult has got some pretty off the wall ideas.
- O dini mezhebin bazı acayip fikirleri var.
- Tom may have some good ideas.
- Tom'un bazı iyi fikirleri olabilir.
- His opinions and ideas changed my perspective on life.
- Onun fikir ve düşünceleri hayata bakış açımı değiştirdi.
- Those political ideas arose in India.
- Bu politik fikirler Hindistan'da ortaya çıktı.
- I have a whole lot of ideas.
- Bir sürü fikrim var.
- Her ideas are rarely practical.
- Onun fikirleri nadiren pratiktir.
- Send us your ideas.
- Fikirlerinizi bize gönderin.
- It's difficult to understand his ideas.
- Onun fikirlerini anlamak zordur.
- It's not easy to understand his ideas.
- Onun fikirlerini anlamak kolay değildir.
- Tom has many good ideas.
- Tom'un çok güzel fikirleri var.
- Tom had some good ideas.
- Tom'un bazı iyi fikirleri vardı.
- Tom loved Mary's ideas.
- Tom, Mary'nin fikirlerini sevdi.
- We have some ideas.
- Bazı fikirlerimiz var.
- I am so full of foolish ideas today.
- Bugün aptalca fikirlerle doluyum.
- I'll repeat the most important ideas.
- En önemli fikirleri tekrarlayacağım.
- They should have bold ideas.
- Cesur fikirlere sahip olmalılar.
- Tom certainly has some pretty old-fashioned ideas.
- Tom'un kesinlikle eski moda fikirleri var.
- Express your ideas.
- Fikirlerinizi ifade edin.
- Don't get any stupid ideas.
- Aptalca fikirlere kapılma.
- Why do I have to come up with all the ideas?
- Neden bütün fikirleri ben bulmak zorundayım?
- I have plenty of ideas.
- Bir sürü fikrim var.
- Making such a judgement may lead to wrong ideas.
- Böyle bir yargıda bulunmak yanlış fikirlere yol açabilir.
- The professor dismissed his ideas.
- Profesör onun fikirlerini reddetti.
- There is an urgent need for new ideas.
- Yeni fikirlere acil bir ihtiyaç vardır.
- You seem to be prejudiced against ideas that come from foreign countries.
- Yabancı ülkelerden gelen fikirlere ön yargılı gibi görünüyorsun.
- Some of Tom's ideas weren't very good.
- Tom'un fikirlerinden bazıları pek iyi değildi.
- Tom had some great ideas.
- Tom'un harika fikirleri vardı.
- His ideas never fetched him a nickel.
- Fikirleri ona beş kuruş bile kazandırmadı.
- Some of Tom's ideas were pretty good.
- Tom'un bazı fikirleri oldukça iyiydi.
- Tom has a lot of great ideas.
- Tom'un bir sürü harika fikri var.
- You should put your ideas in writing.
- Fikirlerini yazmalısın.
- Tom has some very radical ideas.
- Tom'un çok radikal fikirleri var.
- Let me give you some ideas on how to rewrite this.
- Bunu nasıl yeniden yazacağınıza dair size bazı fikirler vereyim.
- It's difficult to understand his ideas.
- Onun fikirlerini anlamak zor.
- We need some new ideas.
- Birtakım yeni fikirlere ihtiyacımız var.
- Thanks for the ideas.
- Fikirler için teşekkürler.
- Tom's ideas were extreme.
- Tom'un fikirleri aşırıydı.
- Tom's ideas were futuristic.
- Tom'un fikirleri fütüristikti.
- Do you have any good ideas?
- Senin iyi fikirlerin var mı?
- He has queer ideas.
- Tuhaf fikirleri var.
- His ideas never earned him a dime.
- Onun fikirleri asla ona on sent kazandırmadı.
- The best ideas do not always bring the best results.
- En iyi fikirler her zaman en iyi sonuçları getirmez.
- Those are all great ideas.
- Bunların hepsi harika fikirler.
- We could use some new ideas.
- Yeni fikirler işimize yarayabilir.
- Tom wrote about his ideas.
- Tom fikirlerini yazdı.
- Those ideas are alien to our way of thinking.
- Bu fikirler düşünme tarzımıza uymaz.
- Your ideas are quite old fashioned.
- Fikirleriniz oldukça eski moda.
- He brought his ideas into practice.
- O, fikirlerini uygulamaya koydu.
- With Renaissance, scholastic ideas gave place to positive ideas.
- Rönesans'la birlikte skolastik fikirler yerini pozitif fikirlere bıraktı.
- Your ideas are a little antiquated.
- Fikirleriniz biraz demode.
- It's hard to understand his ideas.
- Onun fikirlerini anlamak zordur.
- Don't get any funny ideas.
- Aklına komik fikirler gelmesin.
- It's hard for me to express ideas through words.
- Fikirlerimi kelimelerle ifade etmek benim için zor.
- Tom loved Mary's ideas.
- Tom Mary'nin fikirlerini seviyordu.
- Tom didn't like either of Mary's ideas.
- Tom, Mary'nin iki fikrini de beğenmedi.
- Tom certainly came up with some interesting ideas.
- Tom kesinlikle bazı ilginç fikirlerle geldi.
- Do you have any ideas?
- Herhangi bir fikriniz var mı?
- Tom has the oddest ideas.
- Tom en garip fikirlere sahip.
- Tom is always interested in new ideas.
- Tom her zaman yeni fikirlerle ilgilenir.
- His ideas are too extreme for me.
- Fikirleri benim için çok uçuk.
- Your ideas are always appreciated.
- Fikirleriniz her zaman takdir edilir.
- I'm always interested in new ideas.
- Ben her zaman yeni fikirlerle ilgilenirim.
- People tomorrow will have different ideas.
- Yarın insanların farklı fikirleri olacak.
- His ideas sound crazy.
- Onun fikirleri çılgınca gözüküyor.
- Your ideas are all out of date.
- Fikirlerinizin hiçbiri güncel değil.
- Tom has a lot of original ideas.
- Tom'un bir sürü orijinal fikri var.
- I've got some great ideas but I need money.
- Birkaç harika fikrim var ama paraya ihtiyâcım var.
- Your ideas are all out of date.
- Sizin fikirleriniz tamamen çağ dışıdır.
- Tom has some pretty good ideas.
- Tom'un oldukça iyi fikirleri var.
- We could use some new ideas.
- Bazı yeni fikirleri kullanabiliriz.
- Tom's ideas are a little old-fashioned.
- Tom'un fikirleri biraz eski moda.
- She explained her ideas with images.
- Fikirlerini resimlerle açıkladı.
- I can't understand his ideas at all.
- Onun fikirlerini hiç anlayamıyorum.
- None of us are opposed to her ideas.
- Hiçbirimiz onun fikirlerine karşı değiliz.
- Your ideas are hardly practical.
- Fikirleriniz pek pratik değil.
- They exchanged ideas before reaching a decision.
- Bir karara varmadan önce fikir alışverişinde bulundular.
- None of us are opposed to his ideas.
- Hiçbirimiz onun fikirlerine karşı değiliz.
- These ideas are embodied in the constitution.
- Bu fikirler anayasada şekillendi.
- That religious cult has got some pretty off the wall ideas.
- Bu dini tarikatın oldukça uçuk fikirleri var.
- Do you have any good ideas?
- Iyi fikirleriniz var mı?
- His ideas are difficult to understand.
- Onun fikirlerini anlamak zordur.
- Don't give him any ideas.
- Ona fikir verme.
- Your ideas about the government are different from mine.
- Hükümet hakkındaki fikirleriniz benimkinden farklı.
- His ideas never earned him a single penny.
- Onun fikirleri ona bir tek kuruş kazandırmadı.
- I don't have any ideas at this time.
- Şu anda herhangi bir fikrim yok.
- That was one of my better ideas.
- Bu benim daha iyi fikirlerimden biriydi.
- My grandfather still endeavors to absorb new ideas.
- Büyükbabam hala yeni fikirleri özümsemeye gayret ediyor.
- It isn't easy to understand his ideas.
- Onun fikirlerini anlamak kolay değil.
- Tom has some pretty stupid ideas.
- Tom'un oldukça aptalca fikirleri var.
- Tom rejected all of my ideas.
- Tom tüm fikirlerimi reddetti.
- Some of Tom's ideas weren't very good.
- Tom'un bazı fikirleri pek iyi değildi.
- Some of Tom's ideas were pretty good.
- Tom'un fikirlerinden bazıları oldukça iyiydi.
- Tom's ideas were thoughtful.
- Tom'un fikirleri düşünceliydi.
- I've got a lot of good ideas.
- Bir sürü iyi fikrim var.
- Your ideas are weird.
- Fikirleriniz tuhaf.
- Tom certainly let me know what he thought of my ideas.
- Tom fikirlerim hakkında ne düşündüğünü bana kesin olarak söyledi.
- He has lots of new ideas.
- Bir sürü yeni fikri var.
- I have a lot of ideas.
- Bir sürü fikrim var.
- I've had it with you and your stupid ideas.
- Senden ve aptal fikirlerinden bıktım.
- He can compress the most words into the smallest ideas of any man I ever met.
- Tanıdığım en küçük fikirlerin içine en çok kelimeyi sıkıştırabilir.
- Their ideas seem totally alien to us.
- Onların fikirleri bizim için tamamen yabancı görünüyor.
- I've had enough of Tom pushing his ideas on me.
- Tom'un fikirlerini bana dayatmasından bıktım.
- He was accused of corrupting morals and spreading dangerous ideas.
- Ahlakı bozmak ve tehlikeli fikirler yaymakla suçlandı.
- What ideas do you have?
- Ne gibi fikirleriniz var?
- These aren't my ideas.
- Bunlar benim fikirlerim değil.
- You should put your ideas in writing.
- Fikirlerini yazılı hale getirmelisin.
- I don't want to lose my ideas, even though some of them are a bit extreme.
- Bazıları biraz aşırı olsa da fikirlerimi kaybetmek istemiyorum.
- Tom seems to be running out of ideas.
- Tom'un fikirleri tükeniyor gibi görünüyor.
- He is always full of ideas.
- Her zaman fikirlerle doludur.
- Tom does have some new ideas.
- Tom'un bazı yeni fikirleri var.
- I ran out of ideas.
- Fikirlerim tükendi.
- You are ready to fill your head with new ideas.
- Kafanızı yeni fikirlerle doldurmaya hazırsınız.
- We need somebody with bold new ideas.
- Cesur yeni fikirleri olan birine ihtiyacımız var.
- Bill has a lot of original ideas.
- Bill'in, pek çok orijinal fikri var.
- I have lots of ideas.
- Bir sürü fikrim var.
- Tom has really good ideas.
- Tom'un gerçekten iyi fikirleri var.
- Her head was bursting with new ideas.
- Kafası yeni fikirlerle dolup taşıyordu.
- I suppose you have some ideas on how to handle this matter.
- Sanırım bu meseleyi nasıl halledeceğinize dair bazı fikirleriniz var.
- Do you have any other ideas?
- Başka fikirlerin var mı?
- I've got some ideas on how to solve this problem.
- Bu sorunu nasıl çözeceğimize dair bazı fikirlerim var.
- Her ideas on education are very different from mine.
- Eğitim konusundaki fikirleri benimkilerden çok farklıydı.
- Her ideas sound crazy.
- Fikirleri çılgınca geliyor.
- I'm out of ideas.
- Fikirlerim bitti.
- New Age ideas are a refreshing alternative to the staid orthodoxy of traditional Christianity.
- Yeni Çağ fikirleri, geleneksel Hıristiyanlığın katı ortodoksluğuna karşı canlandırıcı bir alternatif.
- Those two ideas are quite distinct.
- O iki fikir oldukça farklı.
- Politics is a battle of ideas.
- Politika bir fikirler savaşıdır.
- Don't give them any ideas.
- Onlara fikir verme.
- Why am I the one who has to come up with all the ideas?
- Neden bütün fikirleri ben bulmak zorundayım?
- I'll ask around and see if I can find out if anyone has ideas on how to solve the problem.
- Sorup soruşturacağım ve sorunu nasıl çözebileceğime dair bir fikri olan var mı diye bakacağım.
- Tom came up with some good ideas.
- Tom'un aklına iyi fikirler geldi.
- Why am I the one who has to come up with all the ideas?
- Bütün fikirleri bulmak zorunda olan kişi neden benim?
- I have no more ideas.
- Başka fikrim yok.
- Your ideas are always appreciated.
- Fikirlerin her zaman takdir edilir.
- Fabien has a lot of good ideas.
- Fabien'in birçok iyi fikri vardır.
- Tom continued to explore other ideas about the new product.
- Tom yeni ürün hakkında başka fikirler keşfetmeye devam etti.
- He has too many wild ideas.
- Çok fazla çılgın fikri var.
- Those ideas were the harbinger of democracy.
- Bu fikirler demokrasinin habercisiydi.
- He has a lot of ideas about running foreign workers.
- Yabancı işçilerin çalıştırılması konusunda birçok fikri var.
- She is interested in learning new ideas.
- Yeni fikirler öğrenmekle ilgilidir.
- I have a lot of good ideas.
- Bir sürü iyi fikrim var.
- Those political ideas arose in India.
- O siyasi fikirler Hindistan'da ortaya çıktı.
- Those ideas were the harbinger of democracy.
- O fikirler demokrasinin habercisiydi.
- They have the right and power to act on their ideas.
- Fikirleri doğrultusunda hareket etme hakkına ve gücüne sahiptiler.
- Your ideas are a little antiquated.
- Fikirleriniz biraz çağdışı.
- We should respect the ideas of others.
- Başkalarının fikirlerine saygı duymalıyız.
- Tom has some very strange ideas.
- Tom'un çok garip fikirleri var.
- His ideas never earned him a dime.
- Fikirleri ona bir kuruş bile kazandırmadı.
- Tom has many good ideas.
- Tom'un çok iyi fikirleri var.
- They're only ideas.
- Onlar sadece fikir.
- I have a few ideas for you.
- Senin için birkaç fikrim var.
- You are ready to fill your head with new ideas.
- Başınızı yeni fikirlerle doldurmaya hazırsınız.
- Our public leaders are imaginative and often come up with new ideas.
- Kamu liderlerimiz yaratıcıdır ve sık sık yeni fikirler üretirler.
- Have you got any good ideas?
- Senin iyi fikirlerin var mı?
- It's not easy to understand his ideas.
- Onun fikirlerini anlamak kolay değil.
- The ideas come slowly.
- Fikirler yavaş gelir.
- Do you have any better ideas?
- Daha iyi bir fikrin var mı?
- What we need now is new ideas.
- Şimdi ihtiyacımız olan şey yeni fikirler.
- What are your ideas on the subject?
- Bu konudaki fikirlerin neler?
- You should not try to force your ideas on others.
- Fikirlerinizi başkalarına zorla kabul ettirmeye çalışmamalısınız.
- Tom came up with a couple of good ideas.
- Tom'un aklına birkaç iyi fikir geldi.
- Her novel ideas are time and again getting her into trouble with her more conservative colleagues.
- Onun yeni fikirleri daha tutucu iş arkadaşlarıyla sık sık başını derde sokuyor.
- His novel ideas are time and again getting him into trouble with his more conservative colleagues.
- Yeni fikirleri zaman zaman daha muhafazakar meslektaşlarıyla başının derde girmesine neden oluyor.
- I have the most ideas, and you have the best ideas.
- En çok fikir bende, en güzel fikirler sende.
- Let me give you some ideas on how to rewrite this.
- Bunu nasıl yeniden yazacağınız konusunda size bazı fikirler vereyim.
- Get rid of such stupid ideas!
- Böyle aptalca fikirlerden kurtulun!
- What we need now is new ideas.
- Şimdi ihtiyacımız olan yeni fikirlerdir.
- He came up with many ideas, none of which were good.
- Aklına birçok fikir geldi ama hiçbiri iyi değildi.
- Tom and Mary had different ideas.
- Tom ve Mary'nin farklı fikirleri var.
- His essay was full of original ideas.
- Makalesi orijinal fikirlerle doluydu.
- His ideas are always very practical.
- Onun fikirleri her zaman çok pratiktir.
- Our public leaders are imaginative and often come up with new ideas.
- Bizim kamu liderleri yaratıcı ve sık sık yeni fikirler ortaya atarlar.
- We're choosing among those ideas.
- Bu fikirler arasından seçim yapıyoruz.
- Do you have any more great ideas?
- Başka harika fikirlerin var mı?
- His ideas never made him any money.
- Fikirleri ona hiç para kazandırmadı.
- These are just crazy ideas.
- Bunlar sadece çılgın fikirler.
- His ideas are crazy.
- Onun fikirleri çılgınca.
- I have a lot of ideas.
- Birçok fikrim var.
- Cultural activities were a good way to react to the conservative ideas of Britain.
- Kültürel faaliyetler, Britanya'nın muhafazakâr fikirlerine tepki göstermenin iyi bir yoluydu.
- My ideas are different from yours.
- Fikirlerim sizinkilerden farklı.
- Sami disagreed with Layla's ideas.
- Sami, Layla'nın fikirlerine katılmadı.
- Do you have any good ideas on what I should name my horse?
- Atıma ne isim vermem gerektiği üzerine iyi fikirleriniz var mı?
- Do you have any other ideas?
- Başka bir fikrin var mı?
- Ideas don't really have a home on the ground, they float in the air between people.
- Fikirlerin gerçekte yerde bir evi yoktur, insanların arasında havada süzülürler.
- It is a ragbag of ideas.
- Bu bir fikir karmaşası.
- These are not my ideas.
- Bunlar benim fikirlerim değil.
- Tom has some very strange ideas.
- Tom'un bazı çok garip fikirleri var.
- The first thing you must learn is to stand on your own ideas.
- Öğrenmeniz gereken ilk şey kendi fikirleriniz üzerinde durmaktır.
- His ideas are quite different from mine.
- Onun fikirleri benimkilerden oldukça farklı.
- Where do you get your ideas from?
- Fikirlerini nereden buluyorsun?
- I have a lot of good ideas.
- Birçok iyi fikrim var.
- Tom has lots of strange ideas.
- Tom'un bir sürü tuhaf fikri var.
- Tom came up with some pretty good ideas.
- Tom bazı oldukça iyi fikirlerle geldi.
- His ideas are crazy.
- Onun fikirleri delice.
- Four ideas were proposed.
- Dört fikir önerildi.
- I'm very open to new ideas.
- Yeni fikirlere çok açığım.
- I've got tons of ideas.
- Tonlarca fikrim var.
- I have some good ideas, too.
- Benim de iyi fikirlerim var.
- It isn't easy to understand his ideas.
- Onun fikirlerini anlamak kolay değildir.
- Colorless green ideas sleep furiously.
- Renksiz yeşil fikirler öfkeli uyur.
- You give us ideas.
- Sen bize fikir verirsin.
- We should respect the ideas of others.
- Diğerlerinin fikirlerine saygı göstermeliyiz.
- It was something which brought a stream of new ideas.
- Bu yeni fikirlerin bir akışını getiren bir şeydi.
- Tom loved your ideas.
- Tom fikirlerini sevdi.
- He's full of big ideas.
- Büyük fikirlerle dolu.
- These ideas come from you.
- Bu fikirler senden geliyor.
- Let's see if Tom has any ideas.
- Bakalım Tom'un bir fikri var mı?
- Your ideas are quite old fashioned.
- Fikirlerin oldukça demode.
- Tom certainly let me know what he thought of my ideas.
- Tom kesinlikle fikirlerim hakkında ne düşündüğünü bana bildirdi.
- They did not agree with all of Oglethorpe's ideas.
- Oglethorpe'un tüm fikirlerine katılmıyorlardı.
- I don't like Tom's ideas very much.
- Tom'un fikirlerini pek sevmiyorum.
- Tom had a lot of good ideas.
- Tom'un bir sürü iyi fikri vardı.
- Your ideas are rather old-fashioned.
- Fikirleriniz oldukça eski moda.
- The plan did not meet with his ideas.
- Plan, onun fikirleri ile uyuşmadı.
- One withstands the invasion of armies; one does not withstand the invasion of ideas.
- Biri orduların istilasına dayanır; biri fikirlerin istilasına dayanmaz.
- They had different ideas.
- Onların farklı fikirleri vardı.
- Let's see if Tom has any ideas.
- Tom'un herhangi bir fikri olup olmadığını görelim.
- I find his ideas about leisure interesting.
- Boş zamanla ilgili fikirlerini ilginç buluyorum.
- He has strange ideas.
- Garip fikirleri var.
- Don't put ideas in Tom's head.
- Tom'un aklına fikir sokma.
- There is an urgent need for new ideas.
- Yeni fikirlere acil ihtiyaç var.
- You have a lot of great ideas.
- Bir sürü harika fikrin var.
- Different people have different ideas.
- Farklı insanların farklı fikirleri vardır.
- Do you have any ideas on how we can solve this problem?
- Bu sorunu nasıl çözebileceğimize dair bir fikrin var mı?
- The contrast between the two ideas is very marked.
- İki fikir arasındaki zıtlık çok belirgindir.
- Colorless green ideas sleep furiously.
- Renksiz yeşil fikirler öfkeli bir şekilde uyur.
- Franklin's ideas formed the basis of the University of Pennsylvania.
- Franklin'in fikirleri Pennsylvania Üniversitesi'nin temelini oluşturdu.
- Those ideas are alien to our way of thinking.
- Bu fikirler bizim düşünce tarzımıza aykırıdır.
- Your ideas sound crazy.
- Fikirleriniz kulağa çılgınca geliyor.
- Keep your ideas to yourself.
- Fikirlerini kendine sakla.
- Tom came up with various ideas on how to make his business more successful.
- Tom, işini nasıl daha başarılı hale getirebileceği konusunda çeşitli fikirler üretti.
- Tom thinks your ideas are stupid.
- Tom fikirlerinin aptalca olduğunu düşünüyor.
- I want to try some different ideas.
- Ben bazı farklı fikirleri denemek istiyorum.
- I couldn't understand his ideas.
- Onun fikirlerini anlayamıyordum.
- I've got some ideas.
- Bazı fikirlerim var.
- Tom thinks your ideas are stupid.
- Tom senin fikirlerinin aptalca olduğunu düşünüyor.
- I told him about my ideas but he dismissed them out of hand.
- Ona fikirlerimden bahsettim ama elinin tersiyle itti.
- Sami had other ideas.
- Sami'nin başka fikirleri vardı.
- If you only associate with your own kind, your ideas will never expand.
- Sadece kendi türünüzle ilişki kurarsanız, fikirleriniz asla yayılmaz.
- Jack is an evil boy full of evil ideas.
- Jack, kötü fikirlerle dolu kötü bir çocuk.
- He's full of big ideas.
- O büyük fikirlerle dolu.
- Your ideas are different from mine.
- Senin fikirlerin benimkinden farklı.
- It's easy to lampoon their ideas now, but they seemed quite reasonable at the time.
- Şimdi onların fikirlerini alaya almak kolay, ama o zamanlar oldukça makul görünüyorlardı.
- Your ideas are a little old-fashioned.
- Fikirleriniz biraz eski moda.
- Keep your ideas to yourself.
- Fikirlerinizi kendinize saklayın.
- Where do you get your ideas from?
- Fikirlerini nereden alıyorsun?
- Do you have any ideas on how we can solve this problem?
- Bu sorunu nasıl çözebileceğimize dair hiç fikrin var mı?
- Tom is always full of ideas.
- Tom her zaman fikirlerle dolu.
- We want new ideas, not old ones.
- Yeni fikirler istiyoruz, eskilerini değil.
- His ideas are difficult to understand.
- Fikirlerini anlamak çok zor.
- His ideas are too extreme for me.
- Onun fikirleri benim için çok aşırı.
- He knew how to put his ideas across.
- Fikirlerini nasıl aktaracağını biliyordu.
- Do you have any ideas on how we can make sure he sticks around until the job is finished?
- İş bitene kadar mutlaka burada olmasını nasıl sağlayabiliriz, fikrin var mı?
- I have so many ideas.
- Çok sayıda fikrim var.
- I've got tons of ideas.
- Bir sürü fikrim var.
- Tom has lots of new ideas.
- Tom'un bir sürü yeni fikri var.
- I'm full of good ideas.
- Ben iyi fikirlerle doluyum.
- You have clearly laid out your ideas.
- Fikirlerinizi açıkça ortaya koydunuz.
- I have a few ideas.
- Birkaç fikrim var.
- Tom told Mary what he thought of her ideas.
- Tom, Mary'ye onun fikirleri hakkında ne düşündüğünü söyledi.
- Have you got any ideas yet?
- Bir fikrin var mı?
- At the meeting, we came up with a lot of new ideas.
- Toplantıda birçok yeni fikir bulduk.
- He couldn't get his ideas across to the students.
- O, fikirlerini öğrencilere açıklayamadı.
- He is always full of ideas.
- O, her zaman fikirlerle dolu.
- Introducing democratic ideas into that country will be a slow process.
- Demokratik fikirlerin o ülkeye tanıtılması yavaş bir süreç olacak.
- I am so full of foolish ideas today.
- Bugün, bir sürü aptalca fikrim var.
- Don't give me any ideas.
- Bana fikir verme.
- Tom has constructive ideas.
- Tom yapıcı fikirlere sahiptir.
- Tom has come up with a few new ideas.
- Tom'un aklına birkaç yeni fikir geldi.
- Get rid of those kinds of naive ideas.
- Bu tür safça fikirlerden kurtulun.
- He doesn't have his own ideas.
- Onun kendi fikirleri yok.
- I want to try some different ideas.
- Farklı fikirler denemek istiyorum.
- Tom's ideas seemed crazy.
- Tom'un fikirleri aptalca görünüyordu.
- Tom shared a large number of ideas with the committee.
- Tom komite ile çok sayıda fikir paylaştı.
- Her ideas are quite original.
- Fikirleri oldukça orijinal.
- His grandfather always supported his ideas.
- Büyükbabası her zaman onun fikirlerini destekledi.
- His ideas are based on his experience.
- Fikirleri tecrübesiyle alakalıdır.
- Yukichi Fukuzawa introduced Western ideas into Japan.
- Yukichi Fukuzawa Batı fikirlerini Japonya'ya tanıttı.
- Tom has lots of weird ideas.
- Tom'un bir sürü tuhaf fikri var.
- Fabien has a lot of good ideas.
- Fabien'in bir sürü iyi fikri var.
- Those two ideas are quite distinct.
- O iki fikir oldukça farklıdır.
- That was one of my better ideas.
- Bu benim en iyi fikirlerimden biriydi.
- I cannot understand his ideas.
- Onun fikirlerini anlayamıyorum.
- Her ideas sound crazy.
- Onun fikirleri çılgınca görünüyor.
- Your ideas are weird.
- Fikirlerin garip.
- I loved your ideas.
- Fikirlerine bayıldım.
- We're running out of ideas.
- Fikirlerimiz tükeniyor.
- Tom's ideas weren't popular.
- Tom'un fikirleri popüler değildi.
- Tom had different ideas.
- Tom'un farklı fikirleri vardı.
- I told him about my ideas but he dismissed them out of hand.
- Ben fikirlerimi anlattım fakat o düşünmeden reddetti.
- He is full of new ideas.
- O, yeni fikirlerle dolu.
- Some of Tom's ideas were good, but a lot of them weren't.
- Tom'un bazı fikirleri iyiydi ama çoğu değildi.
- His ideas are always practical.
- Onun fikirleri her zaman pratiktir.
- Do you have any good ideas on what I should name my horse?
- Atıma ne ad koymam gerektiği konusunda iyi bir fikriniz var mı?
- Ideas are important.
- Fikirler önemlidir.
- He has a lot of original ideas.
- Çok orijinal fikirleri vardı.
- Anybody can contribute their ideas.
- Herkes fikirleriyle katkıda bulunabilir.
- She has most peciluar ideas which surprise everybody.
- Herkesi şaşırtan çok tuhaf fikirleri var.
- That wasn't one of your better ideas.
- Bu senin iyi fikirlerinden biri değildi.
- I don't want to lose my ideas, even though some of them are a bit extreme.
- Onlardan bazıları biraz aşırı olmasına rağmen fikirlerimi kaybetmek istemiyorum.
- Those are all great ideas.
- Onların hepsi harika fikirler.
- Franklin's ideas formed the basis of the University of Pennsylvania.
- Franklin'in fikirleri Pennsylvania Üniversitesinin temelini oluşturmuştur.
- I'm trying to think of some ideas for this article I'm writing.
- Yazdığım bu makale için bazı fikirler düşünmeye çalışıyorum.
- Tom has the oddest ideas.
- Tom'un çok tuhaf fikirleri var.
- The ideas come slowly.
- Fikirler yavaş yavaş gelir.
- I have some good ideas, too.
- Benim de bazı iyi fikirlerim var.
- Tom rejected all of my ideas.
- Tom bütün fikirlerimi reddetti.
- Your ideas are hardly practical.
- Sizin fikirleriniz hemen hemen hiç pratik değil.
- Tom has some very radical ideas.
- Tom çok radikal bazı fikirleri var.
- I ran out of ideas.
- Fikirlerim bitti.
- He brought his ideas into practice.
- Fikirlerini uygulamaya koydu.
- Great minds discuss ideas, average minds discuss events, small minds discuss people.
- Büyük akıllar fikirleri, ortalama akıllar olayları, küçük akıllar ise kişileri tartışır.
- I don't have any ideas at this time.
- Şu anda hiçbir fikrim yok.
- Have you got any good ideas?
- Hiç iyi fikirlerin var mı?
- Since their first appearance on earth, men have gathered information and have attempted to pass useful ideas to other men.
- İnsanlar yeryüzünde ilk ortaya çıktıklarından beri bilgi toplamış ve yararlı fikirleri diğer insanlara aktarmaya çalışmışlardır.
- Tom has many original ideas.
- Tom'un birçok orijinal fikri var.
- Don't give Tom any ideas.
- Tom'a fikir verme.
- She is interested in learning new ideas.
- Yeni fikirler öğrenmekle ilgileniyor.
- Tom has a lot of weird ideas.
- Tom'un bir sürü tuhaf fikri var.
- His ideas never earned him a single penny.
- Fikirleri ona tek bir kuruş bile kazandırmadı.
- They did not agree with all of Oglethorpe's ideas.
- Oglethorpe'un fikirlerinin hepsine katılmıyorlardı.
- You have a lot of strange ideas.
- Çok garip fikirlerin var.
- I'll repeat the most important ideas.
- En önemli fikirleri tekrar edeceğim.
- I'm running out of ideas.
- Fikirlerim tükeniyor.
- Do you have any ideas about it?
- Bu konuda herhangi bir fikriniz var mı?
- That wasn't one of your better ideas.
- O senin en iyi fikirlerinden biri değildi.
- His ideas are up to date.
- Onun fikirleri çağdaş.
- You have a lot of great ideas.
- Birçok harika fikrin var.
- They're only ideas.
- Onlar sadece fikirlerdir.
- I have the most ideas, and you have the best ideas.
- En çok fikir bende, en iyi fikir de sende.
- We came up with a lot of ideas, but none of them were very good.
- Bir sürü fikir bulduk ama hiçbiri iyi değildi.
- Hamilton's ideas were not popular.
- Hamilton'un fikirleri popüler değildi.
- It's hard to understand his ideas.
- Onun fikirlerini anlamak zor.
- I think we can come up with better ideas than this one.
- Bence bundan daha iyi fikirler bulabiliriz.
- She has most peciluar ideas which surprise everybody.
- O herkesi şaşırtan en özgün fikirlere sahip.
- He has queer ideas.
- Onun garip fikirleri vardır.
- Why do I have to come up with all the ideas?
- Neden bütün fikirleri bulmak zorundayım?
- Tom has some very good ideas.
- Tom'un bazı çok iyi fikirleri var.
- Dan touted his racist ideas to his friends.
- Dan ırkçı fikirlerini arkadaşlarına anlattı.
- His ideas sound crazy.
- Fikirleri çılgınca geliyor.
- Her ideas on education are very different from mine.
- Onun eğitim üzerine fikirleri benimkinden çok farklı.
- I've got some great ideas but I need money.
- Harika fikirlerim var ama paraya ihtiyacım var.
- Ideas do not belong to anyone, they float in the air.
- Fikirler kimseye ait değildir, havada asılı dururlar.
- Their ideas seem totally alien to us.
- Onların fikirleri bize tamamen yabancı geliyor.
- We need some new ideas.
- Bazı yeni fikirlere ihtiyacımız var.
- He combined two ideas into one.
- İki fikri bir araya getirdi.
- They exchanged ideas before reaching a decision.
- Onlar bir karara varmadan önce fikir alışverişinde bulundu.
- Hamilton's ideas were extreme.
- Hamilton'un fikirleri aşırıydı.
- I'm full of good ideas.
- İyi fikirlerle doluyum.
- Any ideas on how to fix this?
- Bunu nasıl düzelteceğimize dair bir fikrin var mı?
- Wise men talk about ideas, intellectuals about facts, and the ordinary man talks about what he eats.
- Bilgeler fikirlerden, entelektüeller gerçeklerden, sıradan insanlar ise yediklerinden bahseder.
- I'm tired of Tom ramming his ideas down my throat.
- Tom'un fikirlerini bana dayatmasından bıktım.
- Tom wrote about his ideas.
- Tom fikirleri hakkında yazdı.
- He shared a large number of ideas with the committee.
- Kurulla çok sayıda fikir paylaştı.
- Your ideas about the government are different from mine.
- Hükümet hakkındaki fikirleriniz benimkilerden farklı.
- His ideas are rarely practical.
- Onun fikirleri nadiren pratiktir.
- Tom is always full of ideas.
- Tom her zaman fikirlerle doludur.
- Do you have any ideas?
- Hiç fikrin var mı?
- I'm all out of ideas.
- Hiçbir fikrim yok.
- Tom has some very good ideas.
- Tom'un çok iyi fikirleri var.
- Some of Tom's ideas were good, but a lot of them weren't.
- Tom'un fikirlerinden bazıları iyiydi ama birçoğu iyi değildi.
- Sami has a lot of strange ideas.
- Sami'nin bir sürü tuhaf fikri var.
- I'm tired of Tom ramming his ideas down my throat.
- Tom'un fikirlerini boğazımdan aşağı tıkmasından bıktım.
- The Mayor already has a few ideas for next year!
- Başkanın şimdiden gelecek yıl için birkaç fikri var!
- Her head was bursting with new ideas.
- Kafası yeni fikirlerle doluydu.
- His ideas never made him any money.
- Onun fikirleri ona hiç para kazandırmadı.
- I couldn't understand his ideas.
- Onun fikirlerini anlayamadım.
- Your ideas sound crazy.
- Sizin fikirleriniz kulağa çılgınca geliyor.
- He has strange ideas.
- Onun tuhaf fikirleri var.
- Her ideas are quite original.
- Onun fikirleri oldukça orijinaldir.
- I didn't like any of Tom's ideas.
- Tom'un hiçbir fikrini beğenmedim.
- Do you have any ideas on how we can make sure he sticks around until the job is finished?
- İş bitene kadar burada kalmasını nasıl sağlayabileceğimiz konusunda bir fikriniz var mı?
- Who would spread such ideas?
- Böyle fikirleri kim yayar ki?
- Tom has other ideas.
- Tom'un başka fikirleri var.
- I've run out of ideas.
- Fikirleri tükettim.
- They had different ideas.
- Farklı fikirleri vardı.
- I loved your ideas.
- Fikirlerini sevdim.
- He is full of new ideas.
- Yeni fikirlerle dolu.
- Tom has strange ideas.
- Tom'un garip fikirleri var.
- He shared a large number of ideas with the committee.
- Komite ile çok sayıda fikir paylaştı.
- You have clearly laid out your ideas.
- Fikirlerini açıkça ortaya koydun.
- The totalitarian era is passing, its old ideas blown away like leaves from an ancient, lifeless tree.
- Totaliter dönem geçiyor, eski fikirleri eski, cansız bir ağacın yaprakları gibi savrulup gidiyor.
- I don't suppose you have any better ideas.
- Daha iyi bir fikriniz olduğunu sanmıyorum.
- Those projects offer a lot of new and innovative content and ideas.
- Bu projeler pek çok yeni ve yenilikçi içerik ve fikir sunuyor.
- In a war of ideas it is people who get killed.
- Fikirler savaşında öldürülenler insanlardır.
- His essay was full of original ideas.
- Denemesi orijinal fikirlerle doluydu.
- His ideas are up to date.
- Çağdaş fikirli.
- Introducing democratic ideas into that country will be a slow process.
- Demokratik fikirlerin o ülkeye tanıtılması yavaş bir süreç olacaktır.
- I've got some ideas on how to solve this problem.
- Bu sorunu nasıl çözeceğimizle ilgili bazı fikirlerim var.
- I've run out of ideas.
- Fikrim kalmadı.
- Colorless green ideas sleep furiously.
- Renksiz yeşil fikirler öfkeyle uyur.
- Tom has some very interesting ideas.
- Tom'un çok ilginç fikirleri var.
- He couldn't get his ideas across to the students.
- Fikirlerini öğrencilere aktaramadı.
- Tom's ideas were thoughtful.
- Tom'un fikirleri çok düşünceliydi.
- Don't give her any ideas.
- Ona fikir verme.
- Her novel ideas are time and again getting her into trouble with her more conservative colleagues.
- Yeni fikirleri zaman zaman daha muhafazakar meslektaşlarıyla başını derde sokuyor.
- I didn't like any of Tom's ideas.
- Tom'un fikirlerinin hiçbirinden hoşlanmadım.
- Send us your ideas.
- Bize fikirlerini gönder.
- My ideas are different from yours.
- Benim fikirlerim seninkinden farklı.
- I'm out of ideas.
- Fikirlerim tükendi.
- Tom has too many strange ideas.
- Tom'un çok garip fikirleri var.
- He has the right ideas.
- Doğru fikirleri var.
- Tom has some good ideas he wants to tell you about.
- Tom'un size anlatmak istediği bazı iyi fikirleri var.
- Get all those naive ideas out of your head.
- Tüm o saf fikirleri kafandan at.
- I have several ideas.
- Birkaç fikrim var.
- Tom shared a large number of ideas with the committee.
- Tom çok sayıda fikri komite ile paylaştı.
- Not all of my ideas are good ones.
- Fikirlerimin hepsi iyi değil.
- Tom is the Elon Musk of bad ideas.
- Tom kötü fikirlerin Elon Musk'ıdır.
- Tom came up with a couple of good ideas.
- Tom birkaç güzel fikir buldu.
- Tom has a lot of good ideas.
- Tom'un bir sürü iyi fikri var.
- I don't have any more ideas.
- Başka fikrim yok.
Show More (570)
|
