in prison - Englisch Türkisch Sätze
Englisch Türkisch
in prison hapiste adv.
  • Three days of negotiations have already taken place, but they are still in prison.
  • Üç gün süren müzakereler yapıldı ancak hala hapisteler.
  • The real question is why there are so many people in prison.
  • Asıl soru, neden bu kadar çok insanın hapiste olduğudur.
  • They must not be allowed to keep European citizens in prison without trial.
  • Avrupa vatandaşlarının yargılanmadan hapiste tutulmasına izin verilmemelidir.
Show More (201)
in prison cezaevinde adv.
  • It has been mentioned that people are in prison who should not be, first and foremost Leyla Zana.
  • Başta Leyla Zana olmak üzere cezaevinde olmaması gereken kişilerin cezaevinde olduğundan bahsedilmiştir.
  • Yet how many other women and how many men are lying in prison or are charged and hanged?
  • Buna rağmen kaç kadın ve kaç erkek cezaevinde yatıyor ya da suçlanıp asılıyor?
  • I ask you to do what you can to see to it that the 500 people still in prison are released immediately.
  • Halen cezaevinde bulunan 500 kişinin derhal serbest bırakılması için elinizden geleni yapmanızı rica ediyorum.
Show More (31)