|
- The oil slick of December 1999 demonstrated once again the inadequacy of compensation on offer.
- Aralık 1999'da meydana gelen petrol sızıntısı, teklif edilen tazminatın yetersizliğini bir kez daha ortaya koymuştur.
- What answer are we in a position to give, today, apart from our own inadequacy?
- Bugün kendi yetersizliğimiz dışında hangi cevabı verebilecek durumdayız?
- We have not taken into account the Californian experience, price volatility or the inadequacy of long-term contracts.
- Kaliforniya deneyimini, fiyat dalgalanmalarını ya da uzun vadeli sözleşmelerin yetersizliğini dikkate almadık.
- We must therefore take immediate action to address the inadequacy of our current practices.
- Bu nedenle mevcut uygulamalarımızın yetersizliğini ele almak üzere derhal harekete geçmeliyiz.
- This report rightly condemns the fragmentation and inadequacy of Community legislation on GMOs.
- Bu rapor, GDO'lara ilişkin Topluluk mevzuatının dağınıklığını ve yetersizliğini haklı olarak kınamaktadır.
- That attests to the inadequacy of the American cosmetics industry.
- Bu da Amerikan kozmetik endüstrisinin yetersizliğini ortaya koymaktadır.
Show More (3)
|