knee - Englisch Türkisch Sätze
Englisch Türkisch
knee diz n.
  • Thunder was our fastest horse before his knee injury.
  • Thunder dizinden sakatlanmadan önce en hızlı atımızdı.
  • The power of a united Security Council must bring Saddam to his knees, and we must take time to do that.
  • Birleşik bir Güvenlik Konseyi'nin gücü Saddam'ı dize getirmelidir ve bunu yapmak için zaman ayırmalıyız.
  • I was on my knees.
  • Dizlerimin üzerindeydim.
Show More (185)
knee dizle vurmak v.
  • The old man kneed the purse snatcher.
  • Yaşlı adam kapkaççıya diziyle vurdu.
Show More (-2)
knee diz kısmı n.
  • Motorbike trousers have thick materials on their knees for protection.
  • Motosiklet pantolonlarının diz kısımlarında koruma amaçlı kalın malzemeler bulunur.
Show More (-2)