light up - Englisch Türkisch Sätze
Englisch Türkisch
light up parlamak v.
  • Her eyes lit up.
  • Onun gözleri parladı.
  • Mary's eyes lit up.
  • Mary'nin gözleri parladı.
  • His eyes lit up.
  • Gözleri parladı.
Show More (6)
light up aydınlanmak v.
  • Tom's face lit up with joy.
  • Tom'un yüzü sevinçle aydınlandı.
  • Tom's face lit up when he saw the cake Mary had made for his birthday.
  • Mary'nin doğum günü için yaptığı pastayı görünce Tom'un yüzü aydınlandı.
  • The whole sky lit up and there was an explosion.
  • Bütün gökyüzü aydınlanmıştı ve bir patlama vardı.
Show More (5)
light up aydınlatmak v.
  • If the universe is full of stars, why doesn't their light continually light up the entire sky?
  • Eğer evren yıldızlarla doluysa, neden onların ışığı sürekli olarak tüm evreni aydınlatmıyor?
  • If the universe is full of stars, why doesn't their light continually light up the entire sky?
  • Eğer evren yıldızlarla doluysa, neden onların ışığı tüm gökyüzünü sürekli aydınlatmıyor?
  • The lightning lit up the sky.
  • Yıldırım gökyüzünü aydınlattı.
Show More (3)
light up yanmak v.
  • From where I sit it is like the radar screen is lighting up all over the House.
  • Oturduğum yerden sanki radar ekranı Meclis'in her yerinde yanıyor gibi.
  • The red lamp lights up in case of danger.
  • Kırmızı lamba tehlike halinde yanar.
  • The red lamp lights up in case of danger.
  • Tehlike anında kırmızı lamba yanar.
Show More (0)
light up ışıldamak v.
  • Tom's face lit up when Mary entered the room.
  • Mary odaya girdiğinde Tom'un yüzü ışıldadı.
  • His face lighted up with joy.
  • Yüzü sevinçle ışıldadı.
Show More (-1)
light up sigara yakmak v.
  • Layla lit up a cigarette.
  • Leyla bir sigara yaktı.
  • Layla lit up a cigarette.
  • Layla bir sigara yaktı.
Show More (-1)