|
- Starting at sunset, I'll fast and meditate in the holy place.
- Gün batımından itibaren oruç tutacağım ve mabette meditasyon yapacağım.
- Starting at sunset, I'll fast and meditate in the holy place.
- Mabette günbatımından itibaren oruç tutup meditasyon yapacağım.
- Before I first saw you, I meditated for a thousand years.
- Seni ilk kez görmeden önce bin yıl meditasyon yaptım.
- Starting at sunset, I'll fast and meditate in the holy place.
- Gün batımından itibaren ibadethanede oruç tutacağım ve meditasyon yapacağım.
- I often go there to meditate.
- Meditasyon yapmak için sık sık oraya giderim.
- She's meditating.
- Meditasyon yapıyor.
- We're meditating.
- Meditasyon yapıyoruz.
- He used to meditate in the morning.
- Sabahları meditasyon yapardı.
- He was meditating on his future life.
- Gelecekteki yaşamı üzerine meditasyon yapıyordu.
- He meditated for two days before giving his answer.
- Cevabını vermeden önce iki gün meditasyon yaptı.
- He makes it a rule to meditate every morning.
- Her sabah meditasyon yapmayı bir kural haline getirdi.
- Mary had an out-of body experience while meditating.
- Mary meditasyon yaparken bir beden dışı deneyim yaşadı.
- Tom used to meditate every morning.
- Tom eskiden her sabah meditasyon yapardı.
- I'm trying to meditate.
- Meditasyon yapmaya çalışıyorum.
- During my childhood, I often came here to observe the surroundings and meditate.
- Çocukluğum boyunca sık sık çevremizi gözlemlemek ve meditasyon yapmak için buraya geldim.
- Do you meditate, Tom?
- Meditasyon yapar mısın, Tom?
- Do you meditate?
- Meditasyon yapar mısın?
- Tom makes it a rule to meditate every morning.
- Tom her sabah meditasyon yapmayı kural haline getirdi.
- I'm meditating.
- Ben meditasyon yapıyorum.
- He makes it a rule to meditate every morning.
- Her sabah meditasyon yapmayı kural edinmiştir.
- During my childhood, I often came here to observe the surroundings and meditate.
- Çocukluğumda, çevreyi gözlemlemek ve meditasyon yapmak için sık sık buraya gelirdim.
- He used to meditate in the morning.
- Sabahleyin meditasyon yapardı.
- Tom makes it a rule to meditate every morning.
- Tom her sabah meditasyon yapmayı bir kural haline getirdi.
- People stay in one place while meditating.
- İnsanlar meditasyon yaparken bir yerde kalırlar.
- I always meditate.
- Ben her zaman meditasyon yaparım.
- Tom is meditating.
- Tom meditasyon yapıyor.
- We're meditating.
- Biz meditasyon yapıyoruz.
- Mary had an out-of body experience while meditating.
- Mary meditasyon yaparken beden dışı bir deneyim yaşadı.
Show More (25)
|