|
- We are used to meeting close to midnight, so it is splendid to be here today and see everyone awake.
- Gece yarısına yakın saatlerde toplanmaya alışkınız, bu nedenle bugün burada olmak ve herkesi uyanık görmek muhteşem.
- All the information we have indicates that it is five minutes to midnight!
- Elimizdeki tüm bilgiler gece yarısına beş dakika kaldığını gösteriyor!
- I certainly have no intention of keeping you here until midnight.
- Sizi gece yarısına kadar burada tutmak gibi bir niyetim kesinlikle yok.
- At five minutes to midnight, it is a little late to begin talking about political leadership.
- Gece yarısına beş kala, siyasi liderlik hakkında konuşmaya başlamak için biraz geç.
- May I just say what a pleasure it is to be invited to take the floor at five minutes to midnight.
- Gece yarısına beş kala kürsüye davet edilmekten duyduğum memnuniyeti ifade etmek isterim.
- On the other hand, the night sitting was scheduled to last until midnight, but ended at 11.20 p.m.
- Öte yandan gece oturumunun gece yarısına kadar sürmesi planlanmıştı ancak saat 23.20'de sona erdi.
- Complete fast until midnight, then no grains.
- Gece yarısına kadar orucu tamamlayın, sonrasında tahılı kesin.
- Complete fast until midnight, then no grains.
- Gece yarısına kadar hızlı bir şekilde tamamlayın, ondan sonra da tahıl yok.
- An hour of sleep before midnight is worth two hours of sleep after midnight.
- Gece yarısından önce bir saatlik uyku gece yarısından sonra iki saatlik uykuya değer.
- When Cinderella heard midnight sounding, she left immediately.
- Sindirella gece yarısı sesini duyunca hemen oradan ayrıldı.
- We will have reached the village by midnight.
- Gece yarısı köye varmış olacağız.
- It was nearly midnight.
- Neredeyse gece yarısıydı.
- We never go to bed before midnight.
- Biz asla gece yarısından önce yatmayız.
- You can still get here by midnight.
- Hâlâ gece yarısına kadar buraya gelebilirsin.
- Tom got a call just after midnight.
- Tom gece yarısından hemen sonra bir çağrı aldı.
- There's musical entertainment from nine o'clock to midnight.
- Saat dokuzdan gece yarısına kadar müzik eğlencesi var.
- Tom got home just after midnight.
- Tom gece yarısından hemen sonra eve geldi.
- Tom called me just after midnight.
- Tom gece yarısından sonra beni aradı.
- It's probably past midnight.
- Muhtemelen saat gece yarısını geçiyordur.
- Tom hardly ever goes to bed before midnight.
- Tom gece yarısından önce neredeyse hiç yatmaya gitmez.
- Tom didn't get home till midnight.
- Tom gece yarısına kadar eve gelmedi.
- It's almost midnight here.
- Burada neredeyse gece yarısı.
- Tom always goes to bed before midnight.
- Tom her zaman gece yarısından önce yatar.
- The fire broke out toward midnight.
- Yangın, gece yarısına doğru patlak verdi.
- Tom usually stays up till after midnight.
- Tom genellikle gece yarısından sonraya kadar uyanık kalır.
- John is in the habit of staying up until midnight.
- John gece yarısına kadar yatmamaya alışık.
- Tom didn't get home until after midnight.
- Tom gece yarısını geçene kadar eve gelmedi.
- Tom and his friends often play cards until after midnight.
- Tom ve arkadaşları genellikle gece yarısına kadar kağıt oynarlar.
- Tom works the midnight shift.
- Tom gece yarısı vardiyasında çalışır.
- It’s just midnight.
- Daha gece yarısı.
- In three seconds midnight will strike.
- üç saniye içinde gece yarısı çalacak.
- I hardly ever go to bed before midnight.
- Neredeyse hiç gece yarısından önce yatmam.
- We never go to bed before midnight.
- Asla gece yarısından önce yatağa gitmeyiz.
- A midnight telephone call gives us both shock and displeasure.
- Gece yarısı gelen bir telefon bizi hem şaşırtır hem de keyfimizi kaçırır.
- Tom almost always goes to bed before midnight.
- Tom neredeyse her zaman gece yarısından önce yatar.
- Tom got a call just after midnight.
- Tom gece yarısından hemen sonra bir telefon aldı.
- Tom called Mary just before midnight.
- Tom gece yarısından hemen önce Mary'yi aradı.
- I want you home by midnight.
- Gece yarısına kadar evde olmanızı istiyorum.
- The conversation went on until after midnight.
- Konuşma gece yarısı sonrasına kadar devam etti.
- I always go to bed before midnight.
- Her zaman gece yarısından önce yatarım.
- Tom got back home before midnight.
- Tom gece yarısından önce eve döndü.
- I need to go to sleep before midnight.
- Gece yarısından önce uyumam lazım.
- The attack came after midnight.
- Saldırı gece yarısından sonra geldi.
- I'm always in bed by midnight.
- Daima gece yarısına kadar yatmış olurum.
- It's already midnight.
- Zaten gece yarısı.
- It's already midnight.
- Çoktan gece yarısı oldu.
- Let's go for a midnight swim.
- Bir gece yarısı yüzmesine çıkalım.
- It's midnight already.
- Zaten gece yarısı.
- Last night, Tom went to bed before midnight.
- Dün gece, Tom gece yarısından önce yattı.
- He works until midnight.
- Gece yarısına kadar çalışıyor.
- Tom and his friends often play cards until after midnight.
- Tom ve arkadaşları, çoğu kez gece yarısına kadar kart oyunu oynar.
- Layla probably arrived home before midnight.
- Leyla eve muhtemelen gece yarısından önce geldi.
- Why didn't Cinderella's shoe disappear after midnight?
- Cinderella'nın ayakkabısı gece yarısından sonra neden kaybolmadı?
- I got home just after midnight.
- Gece yarısından hemen sonra eve vardım.
- Tom almost never goes to bed before midnight.
- Tom neredeyse hiç gece yarısından önce yatmaz.
- Tom got home after midnight.
- Tom gece yarısından sonra eve geldi.
- Layla received a couple of text messages from Sami after midnight.
- Layla gece yarısından sonra Sami'den birkaç mesaj aldı.
- In three seconds midnight will strike.
- Üç saniye içinde gece yarısı olacak.
- Get back before midnight, or you will be locked out.
- Gece yarısından önce geri dönün, yoksa dışarıda kalırsınız.
- Tom usually goes to bed just before midnight.
- Tom genellikle gece yarısından hemen önce yatmaya gider.
- Tom got home around midnight.
- Tom gece yarısı eve geldi.
- Tom is going to be home by midnight.
- Tom gece yarısına kadar evde olacak.
- It was nearly midnight.
- Neredeyse gece yarısı olmuştu.
- It was well after midnight when Tom got home.
- Tom eve vardığında gece yarısını epeyce geçmişti.
- There is always trouble after midnight in big cities.
- Büyük şehirlerde gece yarısından sonra her zaman sorun olur.
- We got up after midnight.
- Gece yarısından sonra kalktık.
- It's past midnight.
- Gece yarısını geçti.
- Jim burned the midnight oil when he was preparing for the examination.
- Jim, sınava hazırlanırken gece yarılarına kadar çalıştı.
- Why didn't Cinderella's shoe disappear after midnight?
- Neden Kül Kedisi'nin ayakkabısı gece yarısından sonra kaybolmadı?
- Tom usually stays up till after midnight.
- Tom genellikle gece yarısı sonrasına kadar yatmaz.
- Tom stays up until after midnight almost every night.
- Tom neredeyse her gece gece yarısına kadar uyanık kalır.
- One hour of sleep before midnight is better than two afterwards.
- Gece yarısından önce bir saat uyumak, sonra iki saat uyumaktan iyidir.
- Tom and Mary agreed to leave the party before midnight.
- Tom ve Mary partiden gece yarısından önce ayrılmayı kabul ettiler.
- Tom called me just after midnight.
- Tom beni gece yarısından hemen sonra aradı.
- I'm always in bed by midnight.
- Gece yarısına kadar her zaman yataktayım.
- Do you always go to bed before midnight?
- Her zaman gece yarısından önce mi yatarsın?
- Tom's dog woke him up a little after midnight.
- Tom'un köpeği onu gece yarısından biraz sonra uyandırdı.
- I got home just after midnight.
- Eve gece yarısından hemen sonra geldim.
- He came home at almost midnight.
- Eve neredeyse gece yarısı geldi.
- Tom probably got home before midnight.
- Tom muhtemelen gece yarısından önce eve vardı.
- Tom arrived after midnight.
- Tom gece yarısından sonra geldi.
- Tom's a real night owl, and often does his best writing after midnight.
- Tom gerçek bir gece kuşudur ve genellikle en iyi yazılarını gece yarısından sonra yazar.
- I told you to be home by midnight.
- Gece yarısına kadar evde olmanı söylemiştim.
- It's almost midnight.
- Neredeyse gece yarısı oldu.
- Every hour of sleep before midnight is worth two after midnight.
- Gece yarısından önce uyunan her saat, gece yarısından sonra uyunan iki saate bedeldir.
- Tom should have known better than to call Mary after midnight.
- Tom, Mary'yi gece yarısından sonra aramaması gerektiğini bilmeliydi.
- Tom doesn't always go to bed before midnight.
- Tom her zaman gece yarısından önce yatmaya gitmez.
- We danced until midnight.
- Gece yarısına kadar dans ettik.
- The fire broke out toward midnight.
- Yangın gece yarısına doğru çıktı.
- Tom didn't get home until way after midnight.
- Tom gece yarısını geçene kadar eve gelmedi.
- One hour of sleep before midnight is worth two hours after.
- Gece yarısından önce bir saatlik uyku gece yarısından sonra iki saatlik uykuya değer.
- Tom works the midnight shift.
- Tom gece yarısı vardiyasında çalışıyor.
- I usually stay up till after midnight.
- Genellikle gece yarısından sonrasına kadar ayakta kalırım.
- There's musical entertainment from nine o'clock to midnight.
- Saat dokuzdan gece yarısına kadar müzikli eğlence var.
- I told you to be home by midnight.
- Sana gece yarısına kadar evde olmanı söylemiştim.
- I'll be home by midnight at the latest.
- En geç gece yarısına kadar evde olurum.
- Layla received a couple of text messages from Sami after midnight.
- Leyla, gece yarısından sonra Sami'den birkaç kısa mesaj aldı.
- I'll be back by midnight.
- Gece yarısına kadar dönerim.
- I went to bed before midnight.
- Gece yarısından önce yattım.
- Dancing will continue until midnight.
- Dans gece yarısına kadar devam edecek.
- It's past midnight.
- Vakit gece yarısını geçmiş.
- Tom died around midnight.
- Tom gece yarısı öldü.
- Tom goes to bed after midnight.
- Tom gece yarısından sonra yatar.
- Tom usually goes to bed before midnight.
- Tom genellikle gece yarısından önce yatar.
- He works until midnight.
- O gece yarısına kadar çalışır.
- You may go to the party, but you must be home by midnight.
- Partiye gidebilirsin ancak gece yarısına kadar eve olmalısın.
- I'll be home by midnight at the latest.
- En geç gece yarısı evde olacağım.
- John has hardly ever gone to bed before midnight.
- John neredeyse hiç gece yarısından önce yatmamıştır.
- Get back before midnight, or you will be locked out.
- Gece yarısından önce geri dön yoksa kapılar yüzüne kapanmış olacak.
- I very seldom go to bed before midnight.
- Nadiren gece yarısından önce yatmaya giderim.
- I hate going to sleep after midnight.
- Gece yarısından sonra uyumaktan nefret ediyorum.
- Tom rarely goes to bed before midnight.
- Tom nadiren gece yarısından önce yatar.
- Things wind down about midnight.
- Gece yarısı civarı işler azalır.
- I'm on the late shift tonight and won't be home until around midnight.
- Bu gece geç vardiyadayım ve gece yarısına kadar evde olmayacağım.
- I'll be back by midnight.
- Gece yarısına kadar dönmüş olurum.
- Tom almost never goes to bed before midnight.
- Tom hemen hemen hiçbir zaman gece yarısından önce yatağa gitmez.
- It's probably past midnight.
- Muhtemelen gece yarısını geçmiştir.
- Tom doesn't always go to bed before midnight.
- Tom her zaman gece yarısından önce yatmaz.
- I usually stay up till after midnight.
- Genellikle gece yarısından sonraya kadar uyanık kalırım.
- I never go to bed before midnight.
- Gece yarısından önce asla yatmam.
- I never go to sleep before midnight.
- Gece yarısından önce asla uyumam.
- He did not return home till midnight.
- Gece yarısına kadar eve dönmedi.
- Tom came home after midnight.
- Tom gece yarısından sonra eve geldi.
- Tom thinks Mary will be awake until midnight.
- Tom, Mary'nin gece yarısına kadar uyanık kalacağını düşünüyor.
- I hardly ever go to bed before midnight.
- Gece yarısından önce neredeyse hiç yatmam.
- I got home after midnight.
- Gece yarısından sonra eve vardım.
- They talked and talked until after midnight.
- Gece yarısına kadar konuştular ve konuştular.
- He read his books until midnight.
- Gece yarısına kadar kitaplarını okudu.
- It was after midnight.
- Gece yarısından sonraydı.
- The party began shortly after midnight.
- Parti gece yarısından kısa bir süre sonra başlamış.
- Operating a dance club after midnight is illegal according to Japanese law.
- Gece yarısından sonra dans kulübü işletmek Japon yasalarına göre yasadışıdır.
- Dad rarely gets back home before midnight.
- Babam nadiren gece yarısından önce eve döner.
- The party began shortly after midnight.
- Parti gece yarısından hemen sonra başladı.
- One hour of sleep before midnight is worth two hours after.
- Gece yarısından önceki bir saatlik uyku, gece yarısından sonraki iki saate bedeldir.
- Layla probably arrived home before midnight.
- Layla muhtemelen gece yarısından önce eve geldi.
- When Cinderella heard midnight sounding, she left immediately.
- Külkedisi gece yarısı sesini duyunca, hemen ayrıldı.
- Nothing happens around here after midnight.
- Gece yarısından sonra burada hiçbir şey olmaz.
- Tom always go to bed before midnight.
- Tom her zaman gece yarısından önce yatağa gider.
- It's just after midnight in Boston.
- Boston'da saat gece yarısını geçti.
- Usually I go to bed after midnight.
- Genellikle gece yarısından sonra yatarım.
- The clock struck midnight.
- Saat gece yarısını vurdu.
- I worked from six PM until midnight.
- Akşam altıdan gece yarısına kadar çalıştım.
- Tom arrived home by midnight.
- Tom gece yarısı eve geldi.
- I fell asleep around midnight.
- Gece yarısı civarı uyuyakalmışım.
- I got home after midnight.
- Gece yarısından sonra eve geldim.
- I told you not to call after midnight.
- Gece yarısından sonra aramamanı söyledim.
- Tom got a call just after midnight.
- Tom gece yarısından hemen sonra telefonla arandı.
- Tom seldom goes to bed before midnight.
- Tom nadiren gece yarısından önce yatar.
- They danced until about midnight.
- Gece yarısına kadar dans ettiler.
- Tom usually comes home after midnight.
- Tom genellikle eve gece yarısından sonra gelir.
- John is in the habit of staying up until midnight.
- John'un gece yarısına kadar ayakta kalma alışkanlığı vardır.
- Let's go for a midnight swim.
- Hadi gece yarısı yüzmeye gidelim.
- You can still get here by midnight.
- Hala gece yarısına kadar burada olabilirsin.
- I told you not to call after midnight.
- Sana gece yarısından sonra aramamanı söyledim.
- We talked on the phone until midnight.
- Gece yarısına kadar telefonda konuştuk.
- I got home just after midnight.
- Gece yarısından hemen sonra eve geldim.
- Tom always go to bed before midnight.
- Tom her zaman gece yarısından önce yatar.
- Sami worked until midnight.
- Sami gece yarısına kadar çalıştı.
- He came home at almost midnight.
- Neredeyse gece yarısı eve geldi.
- We will have reached the village by midnight.
- Gece yarısına kadar köye ulaşmış olacağız.
- The clock struck midnight.
- Saat gece yarısına gelmişti.
- I have to work until midnight.
- Gece yarısına kadar çalışmak zorundayım.
- He usually goes to bed just before midnight.
- Genelde gece yarısından biraz önce yatar.
- Sami works the midnight shift.
- Sami gece yarısı vardiyasında çalışıyor.
- It's almost midnight here.
- Burada neredeyse gece yarısı oldu.
- Fadil placed a phone call at around midnight.
- Fadıl gece yarısı civarı bir telefon görüşmesi yaptı.
- Tom usually goes to bed just before midnight.
- Tom genellikle gece yarısından hemen önce yatar.
- It's almost midnight.
- Neredeyse gece yarısı.
- Tom usually comes home after midnight.
- Tom genellikle gece yarısından sonra eve gelir.
- Tom arrived home by midnight.
- Tom gece yarısı eve vardı.
- Tom hardly ever goes to bed before midnight.
- Tom neredeyse hiç gece yarısından önce yatmaz.
- Last night, Tom went to bed before midnight.
- Dün gece Tom gece yarısından önce yatağa gitti.
- Usually I go to bed after midnight.
- Genellikle gece yarısından sonra yatmaya giderim.
- I woke up after midnight.
- Gece yarısından sonra uyandım.
- It was well after midnight when Tom got home.
- Tom eve döndüğünde saat gece yarısını çoktan geçmişti.
- He usually goes to bed just before midnight.
- Genellikle gece yarısından hemen önce yatar.
- Fadil placed a phone call at around midnight.
- Fadıl gece yarısı civarında bir telefon görüşmesi yaptı.
- I very seldom go to bed before midnight.
- Gece yarısından önce çok nadiren yatarım.
- Tom is going to be home by midnight.
- Tom gece yarısı evde olacak.
- I need to go to sleep before midnight.
- Gece yarısından önce uyumam gerekiyor.
- Tom probably got home before midnight.
- Tom muhtemelen gece yarısından önce eve varmıştır.
- Tom didn't show up for his midnight shift.
- Tom gece yarısı vardiyasına gelmedi.
- One hour of sleep before midnight is better than two afterwards.
- Gece yarısından önce bir saatlik uyku, gece yarısından sonraki iki saatlik uykudan daha iyidir.
- You may go to the party, but you must be home by midnight.
- Partiye gidebilirsin ama gece yarısına kadar evde olmalısın.
- You need to be home before midnight.
- Gece yarısından önce evde olman gerekir.
- Things wind down about midnight.
- İşler gece yarısına doğru biter.
- Tom always goes to bed before midnight.
- Tom her zaman gece yarısından önce yatmaya gider.
- It was after midnight.
- Gece yarısını geçti.
- We finally got to Boston around midnight.
- Nihayet gece yarısı Boston'a vardık.
- Last night, Tom went to sleep before midnight.
- Dün gece, Tom gece yarısından önce uyudu.
- Tom thinks Mary will be awake until midnight.
- Tom, Mary'nin gece yarısına kadar uyanık olacağını düşünüyor.
- We never go to sleep before midnight.
- Gece yarısından önce asla uyumayız.
- You need to be home before midnight.
- Gece yarısından önce evde olmalısın.
- I've got to get back home by midnight.
- Gece yarısına kadar eve dönmeliyim.
- Tom almost always goes to bed before midnight.
- Tom neredeyse daima gece yarısından önce yatağa gider.
- An hour of sleep before midnight is worth two hours of sleep after midnight.
- Gece yarısından önceki bir saatlik uyku, gece yarısından sonraki iki saatlik uykuya bedeldir.
- We woke up after midnight.
- Gece yarısından sonra uyandık.
- Tom crawled into bed just before midnight.
- Tom gece yarısından hemen önce yatağa girdi.
- It's after midnight.
- Bu, gece yarısından sonra.
- It was midnight.
- Gece yarısıydı.
- I almost always go to bed before midnight.
- Neredeyse her zaman gece yarısından önce yatarım.
- It's after midnight.
- Gece yarısından sonra.
- It was such a hot night that I could not sleep till midnight.
- O kadar sıcak bir geceydi ki gece yarısına kadar uyuyamadım.
- Tom stays up until after midnight almost every night.
- Tom neredeyse her gece gece yarısından sonraya kadar ayakta kalır.
- You have until midnight.
- Gece yarısına kadar vaktin var.
- The conversation went on until after midnight.
- Konuşma gece yarısına kadar devam etti.
- I don't always go to bed before midnight.
- Her zaman gece yarısından önce yatmam.
- I almost never go to bed before midnight.
- Ben neredeyse hiç gece yarısından önce yatmam.
- Tom will be home by midnight.
- Tom gece yarısı evde olacak.
- Tom worked until midnight.
- Tom gece yarısına kadar çalıştı.
- Tom will be home by midnight.
- Tom gece yarısına kadar evde olacak.
- Tom rarely goes to bed before midnight.
- Tom gece yarısından önce nadiren yatağa gider.
- It's midnight already.
- Gece yarısı oldu bile.
- John has hardly ever gone to bed before midnight.
- John neredeyse gece yarısından önce hiç yatmaya gitmemiştir.
- Tom usually comes home after midnight.
- Tom genellikle gece yarısından sonra gelir.
- I'll be home by midnight.
- Gece yarısına kadar evde olurum.
- I got home about midnight.
- Gece yarısına doğru eve geldim.
- They danced until around midnight.
- Gece yarısına kadar dans ettiler.
- I can't sleep without a midnight snack.
- Gece yarısı bir şeyler atıştırmadan uyuyamam.
- It was such a hot night that I could not sleep till midnight.
- O kadar sıcak bir geceydi ki gece yarısına dek uyuyamadım.
- They talked and talked until after midnight.
- Gece yarısı sonrasına kadar sürekli konuştular.
Show More (218)
|