minority - Englisch Türkisch Sätze
Englisch Türkisch
minority azınlık n.
  • The company refused to hire minorities and women despite all objections.
  • Şirket tüm itirazlara rağmen azınlıkları ve kadınları işe almayı reddetti.
  • The rights of minorities are always a subject of debate.
  • Azınlıkların hakları her zaman tartışma konusu olmuştur.
  • There is a legitimate role also for peer-reviewed minority scientific opinions.
  • Hakemli azınlık bilimsel görüşleri için de meşru bir rol vardır.
Show More (53)
minority azınlık olan adj.
  • The figures some Members have quoted amply demonstrate that the mountains are the minority of minorities in this House.
  • Bazı Üyelerin aktardığı rakamlar, dağlıların bu Mecliste azınlıkların azınlığı olduğunu fazlasıyla göstermektedir.
  • We must now protect the Serbs, who are minority in Kosovo.
  • Şimdi Kosova'da azınlık olan Sırpları korumalıyız.
Show More (-1)
minority reşit olmama n.
  • The punishment was shortened due to the boy's minority.
  • Çocuğun reşit olmaması nedeniyle ceza süresi kısaltılmıştır.
Show More (-2)
minority küçük kısım n.
  • Only a minority of people in town likes our beer.
  • Şehirdeki insanların sadece küçük bir kısmı bizim biramızı seviyor.
Show More (-2)