|
- It should not be possible for the universal moratorium on the death penalty not to have been approved by the UN.
- İdam cezasına ilişkin evrensel moratoryumun BM tarafından onaylanmamış olması mümkün olmamalıdır.
- I can reassure him, however, as regards the moratorium on the death penalty.
- Ancak ölüm cezasına ilişkin moratoryum konusunda kendisine güvence verebilirim.
- I have been asked to deal with the question of the moratorium.
- Benden moratoryum konusunu ele almam istendi.
- This is why we are opposed to the de facto moratorium.
- İşte bu nedenle fiili moratoryuma karşıyız.
- Subject to these strict conditions, the lifting of the moratorium is a welcome development.
- Bu katı koşullara tabi olarak moratoryumun kaldırılması memnuniyet verici bir gelişmedir.
- He rejects a waiver, a moratorium or an exemption by way of solution, and we share his view on this.
- Çözüm yolu olarak feragat, moratoryum ya da muafiyeti reddediyor ve biz de bu konudaki görüşünü paylaşıyoruz.
- These matters must be resolved in order to put an end to the Council moratorium on genetically modified organisms.
- Genetiği değiştirilmiş organizmalara ilişkin Konsey moratoryumuna son vermek için bu meseleler çözüme kavuşturulmalıdır.
- We will move from a political moratorium to a practical moratorium on purchases imposed by consumers.
- Siyasi bir moratoryumdan tüketiciler tarafından uygulanan pratik bir satın alma moratoryumuna geçeceğiz.
- In Canada, a cod moratorium was introduced in 1992.
- Kanada'da 1992 yılında morina moratoryumu başlatılmıştır.
- To date, 33 States have become abolitionist and have enforced the moratorium.
- Bugüne kadar 33 Devlet silahsızlanma yanlısı olmuş ve moratoryumu uygulamaya koymuştur.
- It might be wondered whether these new rules are sufficient to justify lifting the moratorium.
- Bu yeni kuralların moratoryumun kaldırılmasını haklı çıkarmak için yeterli olup olmadığı merak edilebilir.
- These texts propose lifting the moratorium.
- Bu metinler moratoryumun kaldırılmasını öneriyor.
- A moratorium is not a good idea.
- Moratoryum iyi bir fikir değil.
- Its readiness to enforce a moratorium on international adoptions was an important sign.
- Uluslararası evlat edinme konusunda bir moratoryum uygulamaya hazır olması önemli bir işaretti.
- Did we not also criticise the Member States over the moratorium on the import of genetically modified products?
- Genetiği değiştirilmiş ürünlerin ithalatına ilişkin moratoryum konusunda da Üye Devletleri eleştirmedik mi?
- As soon as all the safety and traceability guarantees exist, the lifting of the moratorium must follow.
- Tüm güvenlik ve izlenebilirlik garantileri sağlanır sağlanmaz, moratoryumun kaldırılması da bunu takip etmelidir.
- Again, a total moratorium is recommended, which should make the doubters realise that measures really must be taken.
- Yine, şüphecilerin gerçekten önlem alınması gerektiğini anlamalarını sağlayacak tam bir moratoryum önerilmektedir.
- The moratorium on GMOs will therefore be lifted, as desired by the Member States.
- Bu nedenle GDO'lara ilişkin moratoryum, Üye Devletler tarafından arzu edildiği üzere kaldırılacaktır.
- The moratorium is especially harmful to innovative SMEs in Europe and conflicts with the Lisbon objectives.
- Moratoryum özellikle Avrupa'daki yenilikçi KOBİ'ler için zararlıdır ve Lizbon hedefleriyle çelişmektedir.
- This is why we are opposed to the de facto moratorium.
- Bu nedenle fiili moratoryuma karşı çıkıyoruz.
- A hanging in January of this year put an end to a de facto moratorium on the death penalty in Nigeria.
- Bu yılın Ocak ayında gerçekleştirilen bir idam Nijerya'da ölüm cezasına ilişkin fiili moratoryuma son vermiştir.
- It is enough to make you forget the moratorium on GMOs and the threat of war in Iraq.
- GDO'larla ilgili moratoryumu ve Irak'taki savaş tehdidini unutturmaya yeter.
- We must therefore adopt measures as drastic as introducing a moratorium.
- Bu nedenle, moratoryum ilan etmek kadar sert tedbirler almak zorundayız.
- We have the Scheele report, and we have held a debate on the de facto moratorium.
- Elimizde Scheele raporu var ve fiili moratoryum konusunda bir tartışma gerçekleştirdik.
- The Commission has also accepted responsibility when it comes to lifting the moratorium.
- Komisyon da moratoryumun kaldırılması konusunda sorumluluk üstlenmiştir.
- It is also true that the Commission has started to ask that the moratorium be lifted.
- Komisyonun moratoryumun kaldırılmasını talep etmeye başladığı da doğrudur.
- The joint motion for a resolution also calls for a moratorium.
- Ortak karar önergesinde ayrıca bir moratoryum çağrısında bulunulmaktadır.
- That moratorium was signed by the 40 countries present, here, in this very Chamber.
- Bu moratoryum, burada, bu Meclis'te bulunan 40 ülke tarafından imzalanmıştır.
- The moratorium therefore must stay in place.
- Bu nedenle moratoryum yürürlükte kalmalıdır.
- We have the Scheele report, and we have held a debate on the de facto moratorium.
- Elimizde Scheele raporu var ve fiili moratoryum üzerine bir tartışma yürüttük.
- It is the consumers themselves who will bring in a moratorium on buying them.
- Bunları satın alma konusunda moratoryum getirecek olan tüketicilerin kendileridir.
- I am glad that the Commission has moved away from an all-out moratorium.
- Komisyonun topyekûn bir moratoryumdan uzaklaşmış olmasından memnuniyet duyuyorum.
- We must therefore adopt measures as drastic as introducing a moratorium.
- Bu nedenle moratoryum ilan etmek kadar sert tedbirler almalıyız.
- In its opinion, that is the only way to do the one and avoid a moratorium.
- Ona göre moratoryumdan kaçınmanın tek yolu budur.
- Sweden plans to introduce a unilateral moratorium on cod fishing in the Baltic.
- İsveç Baltık'ta morina balığı avcılığına tek taraflı bir moratoryum getirmeyi planlıyor.
- The situation would be different if a 0.9% presence becomes a reality before the moratorium is even lifted.
- Moratoryum kaldırılmadan önce %0.9'luk bir varlığın gerçeğe dönüşmesi halinde durum farklı olacaktır.
- In Canada, a cod moratorium was introduced in 1992.
- Kanada'da 1992 yılında morina moratoryumu başlatıldı.
Show More (34)
|
