|
- But, now and then, I read one or two.
- Ama ara sıra bir iki tane okuyorum.
- All the doctors say that I shouldn't drink coffee, but, despite that, I do have a bit now and then when I'm in good company.
- Bütün doktorlar kahve içmemem gerektiğini söylüyorlar ama buna rağmen, sevdiğim arkadaşlarımla beraberken ara sıra birazcık içiyorum.
- Tom comes here every now and then.
- Tom ara sıra buraya gelir.
- Now and then, we go to London on business.
- Ara sıra, iş için Londra'ya gideriz.
- Every now and then, I play tennis for recreation.
- Ara sıra, eğlence için tenis oynarım.
- I shoot hoops every now and then.
- Ara sıra basketbol oynarım.
- If you have time, drop me a line now and then.
- Zamanın olursa bana ara sıra yaz.
- He writes to his mother every now and then.
- O, ara sıra annesine yazar.
- Tom comes around now and then.
- Tom ara sıra uğrar.
- Tom comes to visit us every now and then.
- Tom ara sıra bizi ziyarete gelir.
- Call me now and then.
- Ara sıra beni ara.
- All the doctors say that I shouldn't drink coffee, but, despite that, I do have a bit now and then when I'm in good company.
- Tüm doktorlar kahve içmemem gerektiğini söylüyor ama buna rağmen, iyi bir arkadaşla olduğumda ara sıra biraz içiyorum.
- I watch TV now and then.
- Ara sıra TV izlerim.
- Every now and then he drops in at this bookstore on his way home from the office.
- O, ofisten eve giderken, ara sıra bu kitapçıya uğrar.
- My daughter visits me now and then.
- Kızım ara sıra beni ziyaret eder.
- He comes to see my son now and then.
- Ara sıra oğlumu görmek için gelir.
- I hear from him every now and then.
- Ara sıra ondan haber alıyorum.
- Now and then I think of divorcing him.
- Ara sıra onu boşamayı düşünüyorum.
- My daughter visits me now and then.
- Kızım beni ara sıra ziyaret eder.
- I see you every now and then.
- Seni ara sıra görüyorum.
- I watch TV now and then.
- Ara sıra televizyon izliyorum.
- He still comes to see me now and then.
- Hâlâ ara sıra beni görmeye geliyor.
- Robert comes to visit me every now and then.
- Robert ara sıra beni ziyarete gelir.
- Now and then I think of divorcing him.
- Ara sıra ondan boşanmayı düşünüyorum.
- Tom comes around now and then.
- Tom ara sıra gelir.
- He likes to go to the beach now and then.
- Ara sıra sahile gitmeyi seviyor.
- He gives me a phone call every now and then.
- Ara sıra beni arar.
- Sami e-mailed Layla every now and then.
- Sami, Leyla'ya ara sıra e-posta gönderdi.
- He still comes to see me now and then.
- O hâlâ ara sıra beni görmeye gelir.
- She comes to visit us every now and then.
- O ara sıra bizi ziyarete gelir.
- Every now and then they clash over their differences.
- Onlar ara sıra farkları üzerinde tartışırlar.
- We see each other at the supermarket now and then.
- Birbirimizi ara sıra süpermarkette görüyoruz.
- Sami e-mailed Layla every now and then.
- Sami ara sıra Layla'ya e-posta gönderiyordu.
- He likes to go to the beach now and then.
- Ara sıra plaja gitmeyi sever.
Show More (31)
|
|
- Every now and then, we eat out.
- Arada bir dışarıda yeriz.
- Tom comes here every now and then.
- Tom arada bir buraya gelir.
- She writes to her son every now and then.
- Arada bir oğluna mektup yazıyor.
- Now and then she plays tennis.
- Arada bir tenis oynuyor.
- Now and then she plays tennis.
- O, arada bir tenis oynar.
- He writes to his mother every now and then.
- Arada bir annesine yazıyor.
- Every now and then, we eat out.
- Arada bir dışarıda yemek yiyoruz.
- Every now and then they went shopping together.
- Arada bir birlikte alışverişe giderlerdi.
- He gives me a phone call every now and then.
- Arada bir beni telefonla arar.
- He comes to visit us every now and then.
- Arada bir bizi ziyarete geliyor.
- He comes to see my son now and then.
- Arada bir oğlumu görmeye geliyor.
- Every now and then, I play tennis for recreation.
- Arada bir, eğlence için tenis oynuyorum.
- She comes to visit us every now and then.
- Arada bir bizi ziyarete gelir.
- Every now and then he drops in at this bookstore on his way home from the office.
- Arada bir, ofisten eve dönerken bu kitapçıya uğrar.
- He comes to visit us every now and then.
- Arada bir bizi ziyaret etmeye gelir.
Show More (12)
|
