1 |
old man |
ihtiyar |
n. |
|
- Tom's a stiff-necked old man.
- Tom inatçı bir ihtiyar.
- He's a dirty old man.
- O pis bir ihtiyar.
- Tom is an amazing old man.
- Tom harika bir ihtiyar.
- Have you already become a grumpy old man?
- Şimdiden huysuz bir ihtiyara mı dönüştün?
- Tom is a jolly old man.
- Tom neşeli bir ihtiyar.
- He's a grumpy old man.
- O huysuz bir ihtiyar.
- Tom is a disagreeable old man.
- Tom huysuz bir ihtiyar.
- He was a disagreeable old man.
- Huysuz bir ihtiyardı.
- Tom is a grumpy old man.
- Tom huysuz bir ihtiyar.
- Tom is a jolly old man.
- Tom şen şakrak bir ihtiyar.
- Tom is a grouchy old man.
- Tom huysuz yaşlı bir ihtiyar.
Show More (8)
|
2 |
old man |
ihtiyar adam |
n. |
|
- That old man is a fussy eater.
- O ihtiyar adam çok yemek seçen biri.
- Who is that old man?
- Kim bu ihtiyar adam?
- Wine is the milk of old men.
- İhtiyar adamların sütü şaraptır.
Show More (0)
|
3 |
old man |
baba |
n. |
|
- You're starting to sound like your old man.
- Baban gibi konuşmaya başladın.
Show More (-2)
|