|
- Success or failure outside of the European Union has repercussions for many sectors within the EU.
- Avrupa Birliği dışındaki başarı ya da başarısızlığın AB içindeki pek çok sektörde yansımaları olacaktır.
- I do not believe that airports exist whose polices are so strict that they fall outside of the framework.
- Politikaları çerçevenin dışında kalacak kadar katı olan havalimanlarının var olduğuna inanmıyorum.
- The orientation of the possible actions under the Trust Fund appears to be outside of that area.
- Güven Fonu kapsamındaki olası eylemlerin yöneliminin bu alanın dışında olduğu görülmektedir.
- I do not believe that airports exist whose polices are so strict that they fall outside of the framework.
- Politikaları bu çerçevenin dışında kalacak kadar katı olan havaalanlarının var olduğuna inanmıyorum.
- International lines outside of the high-speed network are being cut back.
- Yüksek hızlı şebeke dışındaki uluslararası hatlar kesiliyor.
- We are therefore carrying out reforms both within and outside of the framework of the Treaties.
- Bu nedenle hem Antlaşmalar çerçevesinde hem de dışında reformlar gerçekleştiriyoruz.
- Outside of Europe, it would involve helping to solve the problems of poverty, neglect and injustice.
- Avrupa dışında ise yoksulluk, ihmal ve adaletsizlik sorunlarının çözümüne yardımcı olmayı içerecektir.
- Liza, there's a whole other world outside of that courtroom.
- Liza, o mahkeme salonunun dışında bambaşka bir dünya var.
- Outside of physics we know nothing of action at a distance.
- Fizik dışında uzaktaki eylemler hakkında hiçbir şey bilmiyoruz.
- Outside of physics we know nothing of action at a distance.
- Fizik dışında uzaktan eylem hakkında hiçbir şey bilmiyoruz.
- Liza, there's a whole other world outside of that courtroom.
- Liza, mahkeme salonunun dışında koca bir dünya var.
- Liza, there's a whole other world outside of that courtroom.
- Liza, o mahkeme salonunun dışında kocaman bir dünya var.
- Outside of physics we know nothing of action at a distance.
- Fizik dışında, uzaktan eyleme ilişkin hiçbir şey bilmiyoruz.
- It's like a garbage collector from outside of the solar system, isn't it?
- Güneş sisteminin dışından gelen bir çöp toplayıcı gibi, değil mi?
- He owns a lot of land just outside of Istanbul.
- İstanbul'un hemen dışında bir sürü arazisi var.
- Sami saw Layla outside of school.
- Sami, Leyla'yı okulun dışında gördü.
- Most of the clothes that Americans wear are made outside of America.
- Amerikalıların giydiği kıyafetlerin çoğu Amerika dışında üretilmektedir.
- I live outside of the city.
- Şehrin dışında yaşıyorum.
- As the vast opportunities of the Internet reach every corner of the globe, learning outside of school has become as important as learning in school.
- İnternetin uçsuz bucaksız imkânları dünyanın dört bir köşesine yayıldıkça okul dışı öğrenim de okulda öğrenim kadar önem kazandı.
- The car broke down five miles outside of town.
- Araba şehrin 5 mil dışında bozuldu.
- Tom lives just outside of Boston.
- Tom, Boston'un hemen dışında yaşıyor.
- Please wait outside of the house.
- Lütfen evin dışında bekleyin.
- Tom owns a lot of land just outside of Boston.
- Tom'un Boston'un hemen dışında bir sürü arazisi var.
- I live outside of the city.
- Ben şehrin dışında yaşıyorum.
- Tom hasn't ever been outside of Australia.
- Tom şimdiye kadar Avustralya'nın dışında bulunmadı.
- Sami followed Layla outside of school.
- Sami, Leyla'yı okulun dışında takip etti.
- We stayed at a small hotel just outside of town.
- Şehrin hemen dışında küçük bir otelde kaldık.
- I live outside of the city.
- Kentin dışında yaşıyorum.
- We stayed at a small hotel just outside of town.
- Şehrin tam dışında küçük bir otelde kaldık.
- He owns a lot of land just outside of Istanbul.
- İstanbul'un hemen dışında epey arsası var.
- I don't have many friends outside of school.
- Okul dışında pek arkadaşım yok.
- Most of the clothes that Americans wear are made outside of America.
- Amerikalıların giydikleri giysilerin çoğu Amerika'nın dışında yapılmaktadır.
- As the vast opportunities of the Internet reach every corner of the globe, learning outside of school has become as important as learning in school.
- İnternetin geniş olanakları dünyanın her köşesine ulaştıkça, okul dışında öğrenmek de okulda öğrenmek kadar önemli hale geldi.
- Sami also spent time with Layla outside of the church.
- Sami kilisenin dışında da Layla ile vakit geçirdi.
- Please wait outside of the house.
- Lütfen evin dışında bekle.
- Most of the clothes that Europeans wear are made outside of Europe.
- Avrupalıların giydiği kıyafetlerin çoğu Avrupa dışında üretilmektedir.
- Tom has a small farm just outside of Boston.
- Tom'un Boston'un hemen dışında küçük bir çiftliği var.
- Most of the clothes that Canadians wear are made outside of Canada.
- Kanadalıların giydikleri giysilerin çoğu Kanada'nın dışında yapılmaktadır.
- The car broke down five miles outside of town.
- Araba şehrin beş mil dışında bozuldu.
- He owns a lot of land just outside of Istanbul.
- İstanbul'un hemen dışında birçok arazisi var.
- Most of the clothes that Europeans wear are made outside of Europe.
- Avrupalıların giydikleri giysilerin çoğu Avrupa'nın dışında yapılmaktadır.
- Sami saw Layla outside of school.
- Sami Layla'yı okul dışında gördü.
- Tom lives just outside of Boston.
- Tom Boston'un hemen dışında yaşıyor.
- Cats often kill small animals if allowed outside of the house.
- Evin dışına çıkmalarına izin verilirse kediler genellikle küçük hayvanları öldürür.
- Sami was sitting outside of the classroom.
- Sami sınıfın dışında oturuyordu.
- Outside of him, no one else came to the party.
- Onun dışında, başka hiç kimse partiye gelmedi.
- Most of the clothes that Canadians wear are made outside of Canada.
- Kanadalıların giydiği kıyafetlerin çoğu Kanada dışında üretilmektedir.
- I first met Tom in a little bar outside of town.
- Tom'la ilk kez şehrin dışındaki küçük bir barda tanıştım.
- I first met Tom in a little bar outside of town.
- Tom'la ilk kez kasabanın dışında küçük bir barda tanıştım.
- Cats often kill small animals if allowed outside of the house.
- Evin dışına çıkmalarına izin verilirse kediler genellikle küçük hayvanları öldürürler.
- Sami followed Layla outside of school.
- Sami, Layla'yı okulun dışında takip etti.
- Outside of him, no one else came to the party.
- Onun dışında kimse partiye gelmedi.
Show More (49)
|