persistent - Englisch Türkisch Sätze
Englisch Türkisch
persistent ısrarcı adj.
  • He is a persistent salesman who doesn’t take ‘no’ for an answer.
  • Hayır'ı cevap olarak kabul etmeyen ısrarcı bir pazarlamacıdır.
  • You're persistent.
  • Sen ısrarcısın.
  • You're very persistent, aren't you?
  • Çok ısrarcısın, değil mi?
Show More (18)
persistent inatçı adj.
  • She was bothered by a persistent hip injury.
  • Kalçasındaki inatçı sakatlık onu rahatsız ediyordu.
  • Tom wasn't very persistent.
  • Tom çok inatçı değildi.
  • You're very persistent, aren't you?
  • Sen çok inatçısın, değil mi?
Show More (10)
persistent kalıcı adj.
  • This remainder must not in any event contain any highly persistent or hormone disrupting substances.
  • Bu kalıntılar hiçbir şekilde çok kalıcı ya da hormon bozucu maddeler içermemelidir.
  • It may also prove essential if we are to overcome persistent obstacles.
  • Kalıcı engellerin üstesinden gelebilmemiz için de gerekli olabilir.
  • These substances are persistent and bioaccumulative.
  • Bu maddeler kalıcı ve biyoakümülatiftir.
Show More (2)
persistent ısrarlı adj.
  • The topic of this meeting should be a joint position on Iraq's persistent, destabilising international role.
  • Bu toplantının konusu Irak'ın ısrarlı ve istikrarı bozucu uluslararası rolüne ilişkin ortak bir tutum olmalıdır.
  • Mr President, I should like to thank Mrs Smet for her very dogged and persistent work on women’s rights.
  • Sayın Başkan, Sayın Smet'e kadın hakları konusundaki azimli ve ısrarlı çalışmaları için teşekkür etmek isterim.
  • However, up till now, Austria has committed no serious or persistent violations.
  • Bununla birlikte, Avusturya bugüne kadar ciddi veya ısrarlı bir ihlalde bulunmamıştır.
Show More (0)
persistent sürekli adj.
  • I have a persistent pain here.
  • Buramda sürekli bir ağrı var.
  • Have you had persistent headaches recently?
  • Son zamanlarda sürekli baş ağrısı yaşadınız mı?
Show More (-1)
persistent devamlı adj.
  • I have a persistent pain here.
  • Buramda devamlı bir ağrı var.
Show More (-2)