| 1 |
dirty |
pis |
adj. |
|
- They left the house dirty after the party.
- Partiden sonra evi pis bıraktılar.
- His hands are dirty.
- Onun elleri pis.
- This place is very dirty.
- Burası çok pis.
- Layla is a dirty slut.
- Layla pis bir sürtük.
- Gosh, what a dirty customer!
- Tanrım, ne pis bir müşteri!
- Tom's room is dirty.
- Tom'un odası pis.
- The sink is dirty and clogged.
- Lavabo pis ve tıkanık.
- I saw the dirty dog go into the yard.
- Pis köpeğin bahçeye girdiğini gördüm.
- The roads are dirty.
- Yollar çok pis.
- That was a dirty trick.
- Pis bir numaraydı.
- Tom gave me a dirty look.
- Tom bana pis bir bakış attı.
- Keep your dirty hands off me!
- Çekin pis ellerinizi üzerimden!
- If the metal plate terminal of the game cassette is dirty it may be difficult for the game to start when the cassette is inserted into the game console.
- Eğer oyun kasetinin metal plaka terminali pis ise oyun konsoluna kaset yerleştirildiğinde oyunun başlaması zor olabilir.
- He's a dirty old man.
- O pis bir ihtiyar.
- My house is dirty.
- Evim pis.
- Tom's hair is always greasy and dirty.
- Tom'un saçı daima yağlı ve pis.
- It's dirty work.
- Bu pis bir iş.
- It's dirty work, but someone has to do it.
- Pis bir iş ama biri bunu yapmak zorunda.
- You're nothing but a dirty slut.
- Sen pis bir sürtükten başka bir şey değilsin.
- The dirty boy turned out to be a prince in disguise.
- Pis çocuğun kılık değiştirmiş bir prens olduğu ortaya çıktı.
- This is a dirty job, I don't want to deal with it.
- Bu pis bir iş, uğraşmak istemiyorum.
- Tom gave Mary a dirty look and then left the room.
- Tom Mary'ye pis bir bakış attı ve sonra odadan çıktı.
- Keep your dirty hands off me!
- Çek pis ellerini üzerimden!
- Keep your dirty hands off me!
- O pis ellerini benden çek!
- It's dirty work, but someone has to do it.
- Pis bir iş ama birinin yapması lazım.
- This is a dirty job, I don't want to deal with it.
- Bu pis bir iş, onunla ilgilenmek istemiyorum.
- Tom played a dirty trick on me.
- Tom bana pis bir oyun oynadı.
- Don't bring that dirty dog through the kitchen.
- O pis köpeği mutfağa sokma.
- The hotel that I stay in is dirty.
- Kaldığım otel pis.
- She gave him a dirty look.
- Ona pis pis baktı.
Show More (27)
|
| 2 |
filthy |
pis |
adj. |
|
- The boy gave a filthy look to the teacher.
- Çocuk öğretmene pis bir bakış attı.
- Torrents of filthy water spewed out of crushed pipe work.
- Ezilmiş boru tesisatından pis su akıntıları fışkırıyordu.
- And like all cripples, I've got a filthy temper.
- Ve tüm sakatlar gibi benim de pis bir tabiatım var.
- And like all cripples, I've got a filthy temper.
- Ve tüm sakatlar gibi benim de pis bir mizacım var.
- You look filthy.
- Pis görünüyorsun.
- You're a filthy liar!
- Sen pis bir yalancısın!
- Let's kill the filthy usurper!
- Hadi pis gaspçıyı öldürelim!
- Get your filthy hands off of me.
- Pis ellerini üzerimden çek.
- Get your filthy hands off him.
- Çek pis ellerini onun üzerinden.
- That's a filthy job and I don't want to do it.
- Bu pis iş ve onu yapmak istemiyorum.
- Get your filthy hands off him.
- Çek o pis ellerini onun üzerinden.
- You're filthy.
- Sen pissin.
- She's a filthy liar.
- O bir pis yalancı.
- She's a filthy liar.
- O pis bir yalancı.
- Shut your filthy mouth.
- Kapa o pis çeneni.
- Let's kill the filthy usurper!
- Hadi şu pis gaspçıyı öldürelim!
- You filthy beast, get out of here!
- Seni pis canavar, defol buradan!
- He's a filthy liar.
- O pis bir yalancı.
- The river is filthy and it stinks.
- Nehir pis ve kokuyor.
- Get your filthy hands off of me.
- Çek o pis ellerini üzerimden.
- Get your filthy hands off her.
- Çek pis ellerini onun üzerinden.
- Tom is a filthy liar.
- Tom pis bir yalancı.
- That's a filthy job and I don't want to do it.
- Bu pis bir iş ve ben yapmak istemiyorum.
Show More (22)
|
| 3 |
messy |
pis |
adj. |
|
- Working as a mechanic is always a messy job.
- Tamirci olarak çalışmak her zaman pis bir iş olmuştur.
- It could get messy.
- Bu pis bir hal alabilir.
- If I don't take care of my fur, it gets real messy.
- Eğer kürküme bakmazsam, çok pis olur.
Show More (0)
|
| 4 |
nasty |
pis |
adj. |
|
- Charlie has a nasty habit of picking on me.
- Charlie'nin bana sataşmak gibi pis bir huyu var.
- I think Tom is nasty.
- Tom'un pis olduğunu düşünüyorum.
- She gives me a nasty look every time she sees me.
- Her gördüğünde bana pis pis bakıyor.
Show More (0)
|
| 5 |
grubby |
pis |
adj. |
|
- Engaging in grubby business practices tarnished the company's reputation.
- Pis işlerle uğraşmak şirketin itibarını zedeliyordu.
- The man is wearing grubby clothes.
- Adam pis giysiler giyiyor.
Show More (-1)
|
| 6 |
stinking |
pis |
adj. |
|
- The garbage bin emitted a stinking odour.
- Çöp kutusundan pis bir koku yayılıyordu.
Show More (-2)
|
| 7 |
foul |
pis |
adj. |
|
- We must get rid of this foul garbage right away.
- Bu pis çöplerden hemen kurtulmalıyız.
Show More (-2)
|
