poisonous - Englisch Türkisch Sätze
Englisch Türkisch
poisonous zehirli adj.
  • To be silent is worse; all suppressed truths become poisonous.
  • Sessiz kalmak daha kötüdür; bastırılan tüm gerçekler zehirli hale gelir.
  • To be silent is worse; all suppressed truths become poisonous.
  • Susmak daha kötüdür; bastırılmış tüm gerçekler zehirli hale gelir.
  • This substance is not poisonous in itself.
  • Bu madde tek başına zehirli değildir.
Show More (44)