1 |
popularity |
popülerlik |
n. |
|
- Politics are all about ego, popularity, and parlor tricks.
- Politika sadece ego, popülerlik ve ucuz numaralarla ilgilidir.
- A good example of this is the incredible popularity of the belief in catastrophic "earth changes".
- Bunun iyi bir örneği, yıkıcı "dünya değişimleri"ne olan inancın inanılmaz popülerliğidir.
- I have doubts about his popularity.
- Popülerliği konusunda şüphelerim var.
- Facebook's popularity among teenagers is declining rapidly.
- Facebook'un gençler arasındaki popülerliği hızla azalıyor.
- This movie has won great popularity.
- Bu film büyük popülerlik kazandı.
- The movie gained her great popularity.
- Film, ona büyük popülerlik kazandırdı.
- His first work gained great popularity among people.
- Onun ilk çalışması insanlar arasında büyük popülerlik kazandı.
- The popularity of a web site depends on its content.
- Bir web sitesinin popülerliği içeriğine bağlıdır.
- She won popularity in the town.
- Kasabada popülerlik kazandı.
- Popularity has nothing to do with it.
- Popülerliğin bununla bir ilgisi yok.
- The popularity of websites depends on their content.
- Web sitelerinin popülerliği onların içeriğine bağlıdır.
- She won popularity in the town.
- Kentte popülerlik kazandı.
- The popularity turned her head.
- Popülerlik başını döndürdü.
- His music has attained great popularity overseas.
- Müziği yurtdışında büyük popülerlik kazandı.
- I have doubts about his popularity.
- Onun popülerliği hakkında şüphelerim var.
- His popularity is waning.
- Popülerliği giderek azalıyor.
- Employee referral programs are gaining in popularity.
- Çalışan tavsiye programları popülerlik kazanıyor.
- Despite their popularity, cricket and squash are not Olympic sports.
- Popülerliklerine rağmen, kriket ve duvar tenisi Olimpik sporlar değildir.
- Truman's popularity increased.
- Truman'ın popülerliği arttı.
- The popularity of websites depends on their content.
- Web sitelerinin popülerliği içeriklerine bağlıdır.
- The actor died at the height of his popularity.
- Aktör popülerliğinin zirvesindeyken öldü.
- His first work gained great popularity among people.
- İlk eseri insanlar arasında büyük popülerlik kazandı.
- Popularity has nothing to do with it.
- Popülerliğin onunla hiç ilgisi yok.
- His music has attained great popularity overseas.
- Onun müziği yurt dışında büyük bir popülerliğe ulaşmıştır.
Show More (21)
|
2 |
popularity |
popülarite |
n. |
|
- This has certainly not done anything for the popularity ratings of the recognised ballot director Lukashenko.
- Bu durum, tanınmış seçim yöneticisi Lukaşenko'nun popülaritesine kesinlikle bir şey katmamıştır.
- A downturn would reduce further the popularity enjoyed by the Union.
- Bir gerileme, Birliğin sahip olduğu popülariteyi daha da azaltacaktır.
- That too will do nothing to boost the euro's popularity.
- Bu da Euro'nun popülaritesini arttırmak için hiçbir şey yapmayacaktır.
- The sanctions, however, were opportunely used by Saddam Hussein to boost his popularity.
- Ancak yaptırımlar Saddam Hüseyin tarafından popülaritesini arttırmak için fırsat olarak kullanıldı.
- That too will do nothing to boost the euro's popularity.
- Bu da Avro'nun popülaritesini arttırmak için hiçbir şey yapmayacaktır.
- The actor died at the height of his popularity.
- Aktör, popülaritesinin doruğunda öldü.
- His popularity is falling.
- Popülaritesi düşüyor.
- Electric vehicles are growing in popularity.
- Elektrikli araçların popülaritesi artmaktadır.
- Tatoeba's popularity has been growing exponentially since the day of its inception.
- Tatoeba'nın popülaritesi kurulduğu günden bu yana katlanarak artıyor.
- The Internet has exploded in popularity.
- İnternetin popülaritesi arttı.
- Tom's popularity is growing.
- Tom'un popülaritesi artıyor.
- The musician is enjoying great popularity both in Japan and in America.
- Müzisyen hem Japonya'da hem de Amerika'da büyük bir popülariteye sahip.
- Tom's popularity hasn't suffered.
- Tom'un popülaritesi azalmadı.
- The Internet has exploded in popularity.
- İnternetin popülaritesi patladı.
- His popularity is falling.
- Onun popülaritesi düşüyor.
- Electric vehicles are growing in popularity.
- Elektrikli araçların popülaritesi artıyor.
- Tom's popularity is growing.
- Tom'un popülaritesi büyüyor.
- His popularity is waning.
- Onun popülaritesi azalıyor.
- Truman's popularity increased.
- Truman'ın popülaritesi arttı.
- Mary was jealous of Kate's popularity.
- Mary, Kate'in popülaritesini kıskanıyordu.
- Facebook's popularity among teenagers is declining rapidly.
- Facebook'un gençler arasındaki popülaritesi hızla azalıyor.
Show More (18)
|
3 |
popularity |
popüler olma |
n. |
|
- A good example of this is the incredible popularity of the belief in catastrophic "earth changes".
- Buna iyi bir örnek, felaket niteliğindeki "yeryüzü değişimleri" inancının inanılmaz derecede popüler oluşudur.
- This movie has won great popularity.
- Bu film çok popüler oldu.
- Despite their popularity, cricket and squash are not Olympic sports.
- Popüler olmalarına rağmen kriket ve squash olimpik sporlar değildir.
Show More (0)
|