|
- The German mark was a currency with a proud past.
- Alman markı gururlu bir geçmişe sahip bir para birimiydi.
- I am very happy and proud of what I am doing, and it is very satisfying.
- Yaptığım işten çok mutlu ve gururluyum ve bu çok tatmin edici.
- We do not need any more fine words or proud declarations.
- Artık güzel sözlere ya da gururlu beyanlara ihtiyacımız yok.
- It is unacceptable to reduce members of a proud industry to the level of being simply recipients of charity.
- Gururlu bir sektörün üyelerinin sadece yardım alan kişiler seviyesine indirgenmesi kabul edilemez.
- Sami is a proud Muslim.
- Sami gururlu bir Müslüman.
- Tom is too proud to ask others for help.
- Tom başkalarından yardım istemeyecek kadar gururlu birisi.
- I was extremely proud.
- Son derece gururluydum.
- Tom was as proud as a peacock.
- Tom tavus kuşu kadar gururluydu.
- Tom must be very proud.
- Tom çok gururlu olmalı.
- My father is a proud man.
- Benim babam gururlu bir adamdır.
- You are prouder than a peacock.
- Sen bir tavus kuşundan daha çok gururlusun.
- No other woman in our company is so proud as she.
- Şirketimizdeki hiçbir kadın onun kadar gururlu değildir.
- Alexander Hamilton was a proud man.
- Alexander Hamilton gururlu bir adamdı.
- Tom was very proud.
- Tom çok gururluydu.
- Tom was too proud to accept any help.
- Tom herhangi bir yardımı kabul etmeyecek kadar gururluydu.
- You must be proud.
- Gururlu olmalısın.
- I am proud of your attitude.
- Tutumundan gururluyum.
- She was too proud to ask him for help.
- Ondan yardım istemeyecek kadar çok gururluydu.
- Tom was as proud as a peacock.
- Tom bir tavus kuşu kadar gururluydu.
- I'm not proud.
- Gururlu değilim.
- Mary is a proud warrior.
- Mary gururlu bir savaşçı.
- Federalists in Virginia were proud.
- Virginia'daki federalistler gururluydu.
- He was too proud to accept any reward.
- Herhangi bir ödül kabul edemeyecek kadar gururluydu.
- I'm very proud of this bunch.
- Bu gruptan çok gururluyum.
- Tom was proud.
- Tom gururluydu.
- The pigeons of Boston are fat and proud.
- Boston'un güvercinleri şişman ve gururludur.
- Tom is too proud to give up.
- Tom pes etmeyecek kadar gururlu.
- No other woman in our company is so proud as she.
- Şirketimizdeki başka hiçbir kadın onun kadar gururlu değil.
- I am proud of your attitude.
- Senin tavrından gururluyum.
- Tom was too proud to ask for help.
- Tom yardım istemeyecek kadar gururluydu.
- My father is a proud man.
- Babam gururlu bir adamdır.
- Nevertheless, I'm immensely proud.
- Yine de, son derece gururluyum.
- I couldn't be prouder.
- Ben daha gururlu olamazdım.
- The prouder the individual, the harsher the punishment.
- Birey ne kadar gururlu olursa, ceza o kadar sert olur.
- We were so proud.
- Çok gururluyduk.
- I don't like him because he is too proud.
- Ondan hoşlanmıyorum çünkü fazla gururlu.
- Tom is too proud to ask for help.
- Tom yardım istemeyecek kadar çok gururlu.
- How proud Tom must be.
- Tom ne kadar gururlu olmalı.
- Dan is rather proud of his work.
- Dan işinden oldukça gururlu.
- Dan is rather proud of his work.
- Dan işinden gayet gururlu.
- You must be very proud.
- Çok gururlu olmalısın.
- He is too proud to ask others any question.
- Başkalarına soru sormayacak kadar çok gururludur.
- North Africans are proud and brave people.
- Kuzey Afrikalılar gururlu ve cesur insanlardır.
- Tom is now the proud father of a healthy baby girl.
- Tom şimdi sağlıklı bir kız çocuğunun gururlu babası.
- The prouder the individual, the harsher the punishment.
- Birey ne kadar gururluysa, cezası da o kadar sert olur.
- She was too proud to ask him for help.
- Ondan yardım isteyemeyecek kadar gururluydu.
- Federalists in Virginia were proud.
- Virjinya'daki federalistler gururluydular.
- He is too proud to give up.
- Pes etmeyecek kadar gururlu.
- You are prouder than a peacock.
- Bir tavus kuşundan daha gururlusun.
- North Africans are proud and brave people.
- Kuzey Afrikalılar gururlu ve cesur insanlar.
- My brother is the proud father of a new baby boy.
- Kardeşim yeni bir erkek bebeğin gururlu babası.
- We were so proud.
- Biz çok gururluyduk.
- I'm sure Tom's mother is proud.
- Tom'un annesinin gururlu olduğundan eminim.
- Tom is a proud warrior.
- Tom gururlu bir savaşçı.
- Tom is so proud.
- Tom çok gururludur.
- He was too proud to accept any reward.
- Herhangi bir ödülü kabul etmeyecek kadar gururluydu.
- Tom is a proud warrior.
- Tom gururlu bir savaşçıdır.
- He is too proud to ask others any question.
- Başkalarına soru soramayacak kadar gururlu.
- Tom is so proud.
- Tom çok gururlu.
- I'm a proud Zamboangueño because this is my ethnicity or my Ethno-linguistic nation, my heritage, culture and identity.
- Gururlu bir Zamboangueño'yum çünkü bu benim etnik kökenim ya da etnik-dilsel ulusum, mirasım, kültürüm ve kimliğim.
- You must be so proud.
- Çok gururlu olmalısın.
- Tom is too proud to ask for help.
- Tom yardım istemeyecek kadar gururlu.
- He is very proud and will never lick anyone´s boots.
- O çok gururlu ve asla kimsenin çizmelerini yalamayacak.
- Nevertheless, I'm extremely proud.
- Yine de, son derece gururluyum.
- You must be very proud.
- Sen çok gururlu olmalısın.
- Tom is too proud to ask others for help.
- Tom başkalarından yardım istemeyecek kadar gururlu.
Show More (64)
|