quicken - Englisch Türkisch Sätze
Englisch Türkisch
quicken hızlanmak v.
  • The tempo of the song started to quicken.
  • Şarkının temposu hızlanmaya başladı.
  • His pace quickened.
  • Adımları hızlandı.
  • My heart quickened.
  • Kalbim hızlandı.
Show More (1)
quicken artırmak v.
  • The sight of her smile quickened his excitement.
  • Kadının gülümsemesini görmek onun heyecanını artırdı.
Show More (-2)