Türkçe - İngilizce Cümleler
Türkçe - İngilizce
Almanca - İngilizce
Fransızca - İngilizce
İspanyolca - İngilizce
İngilizce Eşanlam
Türkçe - İngilizce Cümleler
Eşanlam
Cümleler
Araçlar
Kaynaklar
Hakkımızda
İletişim
Oturum Aç / Üye Ol
Işıkları Söndür
English
English
Türkçe
Français
Español
Deutsch
Araçlar
Kaynaklar
Hakkımızda
İletişim
Oturum Aç / Üye Ol
Cümleler
Türkçe - İngilizce
Almanca - İngilizce
İspanyolca - İngilizce
Fransızca - İngilizce
İngilizce Eşanlam
Türkçe - İngilizce Cümleler
Geçmişi Gizle
Geçmiş Detayları
Geçmişi Sil
Geçmiş :
Geçmiş
İngilizce
Türkçe
1
quicken
hızlanmak
v.
The tempo of the song started to
quicken.
Şarkının temposu
hızlanmaya
başladı.
His pace
quickened.
Adımları
hızlandı.
My heart
quickened.
Kalbim
hızlandı.
I felt my heart
quicken.
Kalbimin
hızlandığını
hissettim.
Show More (1)
2
quicken
artırmak
v.
The sight of her smile
quickened
his excitement.
Kadının gülümsemesini görmek onun heyecanını
artırdı.
Show More (-2)