river - Englisch Türkisch Sätze
Englisch Türkisch
river nehir n.
  • Our river management will therefore have to change radically, and this is still in danger of falling by the wayside.
  • Bu nedenle nehir yönetimimiz kökten değişmek zorunda kalacak ve bu hala yol kenarına düşme tehlikesiyle karşı karşıya.
  • How can we hold individuals personally liable for a mushroom picked in a forest or for a fish caught from a river?
  • Ormandan toplanan bir mantar ya da nehirden tutulan bir balık için bireyleri nasıl kişisel olarak sorumlu tutabiliriz?
  • The lower and middle sections of the river Júcar are of major environmental interest.
  • Júcar nehrinin alt ve orta kısımları çevre açısından büyük önem taşımaktadır.
Show More (1004)
river ırmak n.
  • In summer, we used to go swimming in the river.
  • Yazın yüzmeye ırmağa giderdik.
  • And a river went out of the place of pleasure to water paradise, which from thence is divided into four heads.
  • Aden'den bir ırmak doğuyor, bahçeyi sulayıp orada dört kola ayrılıyordu.
  • He started to get hungry, so he threw a small stone in the river to kill a fish.
  • O acıkmaya başladı, bu nedenle bir balık öldürmek için ırmağa küçük bir taş attı.
Show More (10)