|
- It starts by identifying the lower limit below which scientists regard a stock as threatened with collapse.
- Bilim adamlarının bir stokun çökme tehdidi altında olduğunu düşündükleri alt sınırı belirleyerek başlar.
- The Commission states that there was a more recent assessment by Spanish scientists.
- Komisyon, İspanyol bilim adamları tarafından daha yeni bir değerlendirme yapıldığını belirtmektedir.
- We are told by the fishermen that the scientists have got it wrong.
- Balıkçılar bize bilim adamlarının yanlış anladığını söylediler.
- I am a research scientist in my country and I cannot hear the expression 'knowledge-based society' without flinching.
- Ben ülkemde araştırmacı bir bilim adamıyım ve 'bilgi temelli toplum' ifadesini duyduğumda irkilmeden edemiyorum.
- That is not sufficient to ensure the animals' welfare and the scientists have actually pointed this out.
- Bu, hayvanların refahını sağlamak için yeterli değildir ve bilim adamları da buna işaret etmişlerdir.
- We need to be very careful about the kind of power and leeway we give to scientists.
- Bilim adamlarına verdiğimiz yetki ve hareket alanı konusunda çok dikkatli olmamız gerekiyor.
- Last year scientists told us that haddock stocks were dwindling.
- Geçen yıl bilim adamları bize mezgit rezervlerinin azaldığını söyledi.
- What, according to the scientists, has that achieved?
- Bilim adamlarına göre bu plan neyi başardı?
- So for heaven's sake, let us start listening to the fishermen as well as the scientists.
- Tanrı aşkına, bilim adamlarının yanı sıra balıkçıları da dinlemeye başlayalım.
- Scientists are now telling us that they can detect food containing 0.01% of GMOs.
- Bilim adamları artık %0,01 oranında GDO içeren gıdaları tespit edebildiklerini söylüyorlar.
- The reason the stocks are in their present state is because the scientists were not heeded.
- Rezervlerin bugünkü durumda olmasının nedeni bilim adamlarına kulak verilmemiş olmasıdır.
- Scientists too, of course, make mistakes from time to time.
- Elbette bilim adamları da zaman zaman hata yapabilirler.
- We have the scientists, the research establishments and the scientific capability.
- Bilim adamlarına, araştırma kurumlarına ve bilimsel kapasiteye sahibiz.
- It allows us to recruit the new generation of scientists and technologists.
- Bu sayede yeni nesil bilim adamları ve teknoloji uzmanlarını bünyemize katabiliyoruz.
- Fishermen must also be more involved in the work of scientists in order to establish mutual confidence.
- Karşılıklı güvenin tesis edilebilmesi için balıkçılar da bilim adamlarının çalışmalarına daha fazla dahil edilmelidir.
- Scientists evaluate the risk and the political decision-makers manage the risk.
- Bilim adamları riski değerlendirir ve siyasi karar alıcılar riski yönetir.
- Our scientists will go the same way as the research investment.
- Bilim adamlarımız araştırma yatırımı ile aynı yoldan gideceklerdir.
- We are told by the scientists that everything that has happened to date has not worked.
- Bilim adamları tarafından bize bugüne kadar yapılanların işe yaramadığı söyleniyor.
- The scientists blame the fishermen, the fishermen blame the scientists and we try to find a way through.
- Bilim adamları balıkçıları, balıkçılar bilim adamlarını suçluyor ve biz de bir yol bulmaya çalışıyoruz.
- Even scientists have so far avoided committing themselves to this point.
- Bilim adamları bile şu ana kadar bu noktaya kendilerini adamaktan kaçındılar.
- The scientists have also pointed this out.
- Bilim adamları da buna dikkat çekmiştir.
- Therefore, we need our scientists to get their heads together on this and resolve it.
- Bu nedenle bilim adamlarımızın bu konuda kafa kafaya verip sorunu çözmeleri gerekiyor.
- Our scientists will go the same way as the research investment.
- Bilim adamlarımız araştırma yatırımlarıyla aynı yoldan gidecekler.
- It is time to listen to the scientists and not the scaremongers.
- Korku tellallarını değil bilim adamlarını dinlemenin zamanı geldi.
- This evidence should involve fishermen as well as scientists.
- Bu kanıt bilim adamlarının yanı sıra balıkçıları da içermelidir.
- This is why scientists and researchers have a legal entitlement to improve this common position.
- Bu nedenle bilim adamları ve araştırmacıların bu ortak görüşü geliştirme konusunda yasal hakları vardır.
- Why does he not allow his scientists to give information without them having minders present?
- Neden bilim adamlarının yanlarında bakıcıları olmadan bilgi vermelerine izin vermiyor?
- It allows us to retain our scientists and our technologists.
- Bu sayede bilim adamlarımızı ve teknoloji uzmanlarımızı elimizde tutabiliyoruz.
- In reality, we, the outlaws, complete black market deals with the scientists long before the magicians.
- Gerçekte, biz kanun kaçakları, sihirbazlardan çok önce bilim adamlarıyla karaborsa anlaşmaları yaptık.
- He was an excellent scientist, and what is more, was a great poet.
- O mükemmel bir bilim adamıydı ve dahası, mükemmel bir şairdi.
- The scientists want a lot of data.
- Bilim adamları çok fazla veri istiyor.
- The scientists weren't sure if the experiment was going to work.
- Bilim adamları deneyin işe yarayacağından emin değillerdi.
- Scientists think that about 100 million comets orbit the Sun.
- Bilim adamları Güneş'in etrafında yaklaşık 100 milyon kuyruklu yıldız olduğunu düşünüyor.
- Scientists continue to discover new medicines, so there is always hope for people who are in comas.
- Bilim adamları yeni ilaçlar keşfetmeye devam ediyor, bu yüzden komada olan insanlar için her zaman bir ümit vardır.
- Scientists long ago ceased to believe that the atom is the smallest unit of matter.
- Bilim adamları uzun zaman önce atomun maddenin en küçük birimi olduğuna inanmayı bıraktılar.
- Scientists have detected gravitational waves.
- Bilim adamları yerçekimi dalgaları tespit ettiler.
- Scientists have found water on Mars.
- Bilim adamları Mars'ta su buldu.
- By studying the Doppler shift of different galaxies, scientists have concluded that all of the galaxies are moving away from each other.
- Bilim adamları farklı galaksilerin Doppler kaymalarını inceleyerek galaksilerin tümünün birbirlerinden uzaklaştıkları sonucuna vardılar.
- Scientists have discovered a new species of dinosaur.
- Bilim adamları yeni bir dinozor türü keşfetti.
- He is one of the greatest scientists in Japan.
- Japonya'daki en büyük bilim adamlarından biridir.
- The scientists are working on a new experiment.
- Bilim adamları yeni bir deney üzerinde çalışıyorlar.
- Scientists are keeping a close watch on conditions in the Arctic.
- Bilim adamları Kuzey kutup bölgesindeki koşulları yakın bir gözlemde tutuyor.
- Scientists have discovered that unicorns once lived in Siberia.
- Bilim adamları bir zamanlar Sibirya'da tek boynuzlu atların yaşadığını keşfettiler.
- Scientists continue to discover new medicines, so there is always hope for people who are in comas.
- Bilim adamları yeni ilaçlar keşfetmeye devam ediyor, bu yüzden komadaki insanlar için her zaman umut var.
- The scientists worked on their experiment.
- Bilim adamları deneyleri üzerinde çalıştı.
- The scientists used an IBM mainframe computer to make their calculations.
- Bilim adamları hesaplamalarını yapmak için bir IBM ana çerçeve bilgisayarı kullandı.
- He was an excellent scientist, and what is more, was a great poet.
- Mükemmel bir bilim adamıydı ve dahası büyük bir şairdi.
- He is one of the greatest scientists in Japan.
- Kendisi Japonya'daki en meşhur bilim adamlarındandır.
- Climate change is happening faster than scientists had expected.
- İklim değişikliği bilim adamlarının beklediğinden daha hızlı gerçekleşiyor.
- Scientists interpret it differently.
- Bilim adamları farklı yorumluyor.
- He's considered to be one of the greatest scientists in the world.
- Dünyanın en büyük bilim adamlarından biri olarak kabul edilir.
- Scientists have successfully created time crystals.
- Bilim adamları başarıyla zaman kristalleri oluşturdular.
- Harvard scientists have measured the amount of male hormone in the saliva of 58 single and married men with or without children.
- Harvard'lı bilim adamları çocuklu ya da çocuksuz 58 bekar ve evli erkeğin tükürüğündeki erkeklik hormonu miktarını ölçtüler.
- Scientists will come up with new methods of increasing the world's food supply.
- Bilim adamları dünyanın gıda teminini arttırmak için yeni yöntemler bulacaklar.
- One glass of red wine a night is enough to damage health, say scientists.
- Bilim adamları bir gecede bir bardak kırmızı şarap sağlığa zarar vermek için yeterlidir diyor.
- The scientists used nanoparticles.
- Bilim adamları nanopartiküller kullandı.
- The scientists want more data.
- Bilim adamları daha fazla veri istiyor.
- The scientists used an IBM mainframe computer to make their calculations.
- Bilim adamları hesaplamalarını yapmak için bir IBM ana bilgisayar kullandılar.
- Some scientists believe that the greenhouse effect is imaginary.
- Bazı bilim adamları sera etkisinin hayali olduğuna inanıyor.
- Scientists seem to have known the truth.
- Bilim adamları gerçeği biliyor gibi görünüyor.
- Scientists are working hard to put an end to AIDS.
- Bilim adamları AIDS'e son vermek için harıl harıl çalışıyorlar.
- Climate change is happening faster than scientists had expected.
- İklim değişikliği bilim adamları beklediğinden daha hızlı oluyor.
- The scientists want a lot of data.
- Bilim adamları çok fazla veri istiyorlar.
- Global warming worries scientists.
- Küresel ısınma bilim adamlarını endişelendiriyor.
- The scientists weren't sure if the experiment was going to work.
- Bilim adamları deneyin işe yarayacağından emin değildi.
- European scientists have discovered a potentially habitable planet orbiting Proxima Centauri, the closest star to our solar system.
- Avrupalı bilim adamları, güneş sistemimize en yakın yıldız olan Proxima Centauri'nin çevresinde dolanan potansiyel olarak yaşanabilir bir gezegen keşfettiler.
- Other scientists are debating his theory about the disappearance of dinosaurs.
- Diğer bilim adamları onun dinozorların yok oluşuyla ilgili teorisini tartışıyor.
- After all, he was a scientist, but mostly he liked dissecting innocent animals.
- Sonuçta, o bir bilim adamıydı, ama çoğunlukla masum hayvanları parçalamayı severdi.
- Scientists have just discovered a colony of flying penguins living in Antarctica.
- Bilim adamları Antarktika'da yaşayan bir uçan penguen kolonisi keşfetti.
- The scientists analyzed the data.
- Bilim adamları veriyi analiz ettiler.
- Scientists have discovered that unicorns once lived in Siberia.
- Bilim adamları tek boynuzlu atların bir zamanlar Sibirya'da yaşamış olduğunu keşfettiler.
- He's considered to be one of the greatest scientists in the world.
- O, dünyanın en büyük bilim adamlarından biri olarak kabul edilir.
- European scientists have discovered a potentially habitable planet orbiting Proxima Centauri, the closest star to our solar system.
- Avrupalı bilim adamları, güneş sistemimize en yakın yıldız olan Proxima Centauri'nin yörüngesinde potansiyel olarak yaşanabilir bir gezegen keşfettiler.
- Scientists haven't found a cure for cancer yet.
- Bilim adamları henüz kansere bir çare bulamadılar.
- The oceans are warming faster than scientists previously thought.
- Okyanuslar bilim adamlarının daha önce düşündüğünden daha hızlı ısınıyor.
- Galaxies are classified by scientists according to their shape and appearance.
- Galaksiler bilim adamları tarafından şekil ve görünüşlerine göre sınıflandırılırlar.
- The scientists are working on a new experiment.
- Bilim adamları yeni bir deney üzerinde çalışıyor.
- Scientists haven't found a vaccine for cancer yet.
- Bilim adamları henüz kanser için bir aşı bulamadılar.
- She has won the regard of the other scientists in her field.
- O, alanındaki diğer bilim adamlarının saygısını kazandı.
- The scientists analyzed the data.
- Bilim adamları verileri analiz etti.
- The scientists used nanoparticles.
- Bilim adamları nanopartiküller kullandılar.
- The scientists used a bathysphere to explore the depths of the ocean.
- Bilim adamları okyanusun derinliklerini keşfetmek için bir batisfer kullandılar.
- After all, he was a scientist, but mostly he liked dissecting innocent animals.
- Ne de olsa o bir bilim adamıydı ama çoğunlukla masum hayvanları parçalara ayırmayı seviyordu.
- Before Einstein, scientists used to think that space had no end.
- Einstein'dan önce bilim adamları uzayın sonu olmadığını düşünürlerdi.
- The scientists examined dendrochronological records.
- Bilim adamları dendrokronolojik kayıtları incelediler.
- Scientists interpret it differently.
- Bilim adamları bunu farklı şekilde yorumluyor.
- Some scientists think that gravity is made up of particles called gravitons which travel at the speed of light.
- Bazı bilim adamları yer çekiminin ışık hızıyla seyahat eden graviton denilen parçacıklardan yapıldığını düşünüyor.
- Some scientists believe that our first contact with extra-terrestrial life will occur in the next decade or so.
- Bazı bilim adamları, dünya dışı yaşamla ilk temasımızın önümüzdeki on yıl içinde gerçekleşeceğine inanıyor.
- Such scientists as Einstein are rare.
- Einstein gibi bilim adamları nadirdir.
- What kind of scientist are you?
- Sen ne tür bir bilim adamısın?
- Scientists have just discovered a colony of flying penguins living in Antarctica.
- Bilim adamları, sadece Antarktika'da yaşayan bir uçan penguen kolonisi keşfetti.
- Scientists haven't found a vaccine for cancer yet.
- Bilim adamları kanser için henüz bir aşı bulmadı.
- Scientists consider the invention to be important.
- Bilim adamları buluşun önemli olduğunu düşünüyor.
- Scientists have detected gravitational waves.
- Bilim adamları yerçekimsel dalgalar tespit etti.
- The oceans are warming faster than scientists previously thought.
- Okyanuslar bilim adamlarının düşündüğünden daha hızlı ısınıyor.
- Scientists haven't found a cure for cancer yet.
- Bilim adamları henüz kanser için bir çare bulmadılar.
- Scientists of the 19th century believed that the Sun was powered by chemical reactions.
- 19.yüzyılın bilim adamları güneşin kimyasal reaksiyonlar tarafından desteklendiğine inanmaktadır.
Show More (94)
|
|
- It is rumoured that scientists who worked on these programmes have offered their services elsewhere.
- Bu programlarda çalışan bilim insanlarının hizmetlerini başka yerlere sundukları söyleniyor.
- All the scientists are afraid that we are fishing most of our fish species to extinction.
- Tüm bilim insanları, balık türlerimizin çoğunun neslinin tükenmesinden korkuyor.
- I hope that you will encourage cooperation between your staff, scientists and those involved in the industry.
- Personeliniz, bilim insanları ve sektörde yer alanlar arasında işbirliğini teşvik edeceğinizi umuyorum.
- It appears however, according to professionals and scientists, that only certain species need to be protected.
- Ancak profesyonellere ve bilim insanlarına göre sadece belirli türlerin korunması gerekmektedir.
- It allows us to recruit a new generation of scientists and technologists.
- Bu sayede yeni nesil bilim insanları ve teknoloji uzmanlarını bünyemize katabiliyoruz.
- We need to train and retain scientists; women scientists in particular are a wasted resource.
- Bilim insanlarını eğitmemiz ve elimizde tutmamız gerekiyor; özellikle kadın bilim insanları boşa harcanan bir kaynaktır.
- It allows us to retain our scientists and our technologists.
- Bilim insanlarımızı ve teknoloji uzmanlarımızı elimizde tutmamızı sağlar.
- So congratulations to everyone for their good work and cooperation and good luck to all our scientists.
- Bu nedenle herkesi iyi çalışmaları ve işbirlikleri için tebrik ediyor ve tüm bilim insanlarımıza başarılar diliyoruz.
- Technical evaluations are done by scientists and discussed between scientists.
- Teknik değerlendirmeler bilim insanları tarafından yapılır ve bilim insanları arasında tartışılır.
- It allows us to recruit the new generation of scientists and technologists.
- Bu sayede yeni nesil bilim insanları ve teknoloji uzmanlarını bünyemize katabiliyoruz.
- Fishermen want to work with the scientists but the scientists who advise the Commission will not work with them.
- Balıkçılar bilim insanlarıyla çalışmak istiyor ama Komisyon'a danışmanlık yapan bilim insanları onlarla çalışmıyor.
- Firstly, we need better flow of information from the fishermen to the scientists.
- Öncelikle, balıkçılardan bilim insanlarına daha iyi bilgi akışına ihtiyacımız var.
- In general, scientists are suspicious of organochlorine compounds such as PCBs.
- Genel olarak, bilim insanları PCB'ler gibi organoklorin bileşiklerine şüpheyle yaklaşmaktadır.
- The reason the stocks are in their present state is because the scientists were not heeded.
- Rezervlerin bugünkü durumda olmasının nedeni bilim insanlarına kulak verilmemiş olmasıdır.
- I do not expect that the board will have any function in directing the scientists how to do their work.
- Kurulun, bilim insanlarını işlerini nasıl yapacakları konusunda yönlendirmek gibi bir işlevi olmasını beklemiyorum.
- However, there are many scientists who assume that it probably did.
- Bununla birlikte, muhtemelen öyle olduğunu varsayan birçok bilim insanı vardır.
- I have no right to second-guess scientists.
- Bilim insanlarını ikinci kez yargılamaya hakkım yok.
- I hope the scientists are right and that this improves.
- Umarım bilim insanları haklıdır ve bu durum düzelir.
- Who is attributing to today's scientists and researchers these projects that are bound to be diabolical?
- Günümüz bilim insanlarına ve araştırmacılarına şeytani olması kaçınılmaz olan bu projeleri kim atfediyor?
- Can you tell us that the desired effect has been achieved, as far as the scientists are concerned?
- Bilim insanları açısından istenen etkinin elde edildiğini söyleyebilir misiniz?
- So for heaven's sake, let us start listening to the fishermen as well as the scientists.
- Tanrı aşkına, bilim insanlarının yanı sıra balıkçıları da dinlemeye başlayalım.
- There has been huge public international debate with industry, with scientists, with lawyers.
- Endüstriyle, bilim insanlarıyla ve hukukçularla uluslararası kamuoyunda büyük tartışmalar yaşandı.
- Scientists have long since left the conception of higher purpose behind.
- Bilim insanları yüce amaç kavramını aşalı beri uzun zaman oldu.
- The speakers are industry experts and scientists experienced in space area.
- Konuşmacılar, uzay alanında deneyimli endüstri uzmanları ve bilim insanlarıdır.
- A great opportunity for researchers and scientists.
- Araştırmacılar ve bilim insanları için büyük bir fırsat.
- The speakers are industry experts and scientists experienced in space area.
- Konuşmacılar uzay alanında deneyimli endüstri uzmanları ve bilim insanlarıdır.
- The speakers are industry experts and scientists experienced in space area.
- Konuşmacılar, uzay alanında deneyimli sektör uzmanları ve bilim insanlarıdır.
- Scientists have long since left the conception of higher purpose behind.
- Bilim insanları yüce amaç kavramını çoktan beri aşmış durumdalar.
- A great opportunity for researchers and scientists.
- Araştırmacılar ve bilim insanları için büyük bir olanak.
- Scientists are keeping a close watch on conditions in the Arctic.
- Bilim insanları Kuzey Kutbu'ndaki koşulları yakından takip ediyor.
- The scientists worked on their experiment.
- Bilim insanları deneyleri üzerinde çalıştılar.
- The committee consists of scientists and engineers.
- Komite, bilim insanları ve mühendislerden oluşuyor.
- Scientists seem to have known the truth.
- Bilim insanları gerçeği biliyor gibi görünüyor.
- Scientists can easily compute the distance between planets.
- Bilim insanları gezegenler arasındaki mesafeyi kolayca hesaplayabilmektedir.
- He is numbered among the greatest scientists in the world.
- Dünyadaki en büyük bilim insanları arasında sayılıyor.
- Tom is a member of a secret society of scientists.
- Tom, bilim insanlarından oluşan gizli bir topluluğun üyesidir.
- He is numbered among the greatest scientists in the world.
- Dünyanın en büyük bilim insanları arasında sayılıyor.
- He is one of the greatest scientists in Japan.
- Japonya'daki en büyük bilim insanlarından biridir.
- The scientists made a surprising discovery.
- Bilim insanları şaşırtıcı bir keşif yaptılar.
- The scientists examined dendrochronological records.
- Bilim insanları dendrokronolojik kayıtları inceledi.
- Scientists have learned that, throughout Earth's history, temperature and CO2 levels in the air are closely tied.
- Bilim insanları, Dünya'nın tarihi boyunca havadaki sıcaklık ve CO2 seviyelerinin birbiriyle yakından ilişkili olduğunu öğrendi.
- Scientists consider the invention to be important.
- Bilim insanları bu buluşun önemli olduğunu düşünüyorlar.
- Many scientists have the reputation of being eccentric.
- Pek çok bilim insanı eksantrik olmakla ünlüdür.
- She has won the regard of the other scientists in her field.
- Alanındaki diğer bilim insanlarının saygısını kazandı.
- Scientists think that about 100 million comets orbit the Sun.
- Bilim insanları güneşin yörüngesinde yaklaşık 100 milyon kuyruklu yıldız olduğunu düşünüyorlar.
- Scientists began to find answers to these questions.
- Bilim insanları bu sorulara yanıt bulmaya başladılar.
- Many great scientists had thought about absurd things.
- Birçok büyük bilim insanı saçma sapan şeyler düşünmüştü.
- Scientists have announced that they have discovered gravitational waves.
- Bilim insanları yerçekimi dalgalarını keşfettiklerini açıkladılar.
- Some scientists think that gravity is made up of particles called gravitons which travel at the speed of light.
- Bazı bilim insanları yerçekiminin graviton adı verilen ve ışık hızında hareket eden parçacıklardan oluştuğunu düşünmektedir.
- Galaxies are classified by scientists according to their shape and appearance.
- Galaksiler bilim insanları tarafından şekillerine ve görünümlerine göre sınıflandırılır.
- Scientists of the 19th century believed that the Sun was powered by chemical reactions.
- 19. yüzyılın bilim insanları Güneş'in gücünü kimyasal reaksiyonlardan aldığına inanıyordu.
- A group of scientists stood by, ready to record the experiment.
- Bir grup bilim insanı deneyi kaydetmek üzere hazır bekliyordu.
- He is considered one of the greatest scientists in our country.
- Ülkemizdeki en büyük bilim insanlarından biri olarak kabul edilir.
- He is one of the greatest scientists in the world.
- Dünyanın en büyük bilim insanlarından biridir.
- Germany produced many scientists.
- Almanya, birçok bilim insanı yetiştirdi.
- Global warming worries scientists.
- Küresel ısınma, bilim insanlarını endişelendiriyor.
- This committee includes scientists and engineers.
- Bu komitede bilim insanları ve mühendisler var.
- By studying the Doppler shift of different galaxies, scientists have concluded that all of the galaxies are moving away from each other.
- Bilim insanları farklı galaksilerin Doppler kaymasını inceleyerek tüm galaksilerin birbirlerinden uzaklaştığı sonucuna varmışlardır.
- According to scientists, the atmosphere is getting warmer year after year.
- Bilim insanlarına göre atmosfer her geçen yıl daha da ısınıyor.
- Scientists regard the discovery as important.
- Bilim insanları bu keşfin önemli olduğunu düşünüyor.
- How do scientists detect exoplanets?
- Bilim insanları ötegezegenleri nasıl tespit ediyor?
- Many scientists live in this small village.
- Bu küçük köyde birçok bilim insanı yaşıyor.
- Scientists are working hard to put an end to AIDS.
- Bilim insanları AIDS'e son vermek için çok çalışıyorlar.
- Scientists will come up with new methods of increasing the world's food supply.
- Bilim insanları dünyanın gıda arzını artırmak için yeni yöntemler bulacaklar.
- Scientists have successfully created time crystals.
- Bilim insanları başarılı bir şekilde zaman kristalleri yarattılar.
- Scientists have found water on Mars.
- Bilim insanları Mars'ta su buldular.
- One glass of red wine a night is enough to damage health, say scientists.
- Bilim insanları, gecede bir kadeh kırmızı şarabın sağlığa zarar vermek için yeterli olduğunu söylüyor.
- Few scientists understand the theory of relativity.
- Çok az bilim insanı görelilik teorisini anlamaktadır.
- Scientists say more than half of Australia's Great Barrier Reef has been destroyed in the past 30 years.
- Bilim insanları, Avustralya'nın Büyük Set Resifi'nin yarısından fazlasının son 30 yılda yok olduğunu söylüyor.
- Many scientists work with numbers.
- Birçok bilim insanı sayılarla çalışır.
- Global warming worries scientists.
- Küresel ısınma, bilim insanlarını kaygılandırıyor.
- He is one of the greatest scientists in Japan.
- Japonya'nın en büyük bilim insanlarından biridir.
- A group of American architects, product designers, engineers and scientists have developed the seven principles of universal design.
- Bir grup Amerikalı mimar, ürün tasarımcısı, mühendis ve bilim insanı evrensel tasarımın yedi ilkesini geliştirdi.
- Scientists have come up with many explanations for why the sky is blue.
- Bilim insanları gökyüzünün neden mavi olduğuna dair pek çok açıklama getirmişlerdir.
- The scientists used a bathysphere to explore the depths of the ocean.
- Bilim insanları okyanusun derinliklerini keşfetmek için bir batisfer kullandılar.
Show More (72)
|