|
- I deeply regret the losses suffered by the Scottish salmon industry.
- İskoç somon endüstrisinin uğradığı kayıplardan dolayı derin üzüntü duyuyorum.
- The Scottish Fishermen's Federation's proposals for spatial management deserve serious consideration in this regard.
- İskoç Balıkçılar Federasyonu'nun mekânsal yönetim önerileri bu bağlamda ciddi bir değerlendirmeyi hak etmektedir.
- They are fighting for the future of Scottish fisheries and the final decision ultimately rests at their doors, not ours.
- İskoç balıkçılığının geleceği için mücadele ediyorlar ve nihai karar bizim değil onların kapısında.
- Our colleagues in the Scottish Parliament have also done so.
- İskoç Parlamentosundaki meslektaşlarımız da bunu yapmıştır.
- Our colleagues in the Scottish Parliament have also done so.
- İskoç Parlamentosu'ndaki meslektaşlarımız da bunu yapmıştır.
- We are fortunate in having a Scottish coastal forum to perform this role.
- Bu rolü yerine getirecek bir İskoç kıyı forumuna sahip olduğumuz için şanslıyız.
- If it had not been for that Labour government we would not have a Scottish parliament.
- Eğer o İşçi Partisi hükümeti olmasaydı bir İskoç parlamentomuz olmayacaktı.
- For example, the Scottish fleet has already shrunk in recent years to a more sustainable size.
- Örneğin, İskoç filosu son yıllarda daha sürdürülebilir bir boyuta inmiştir.
- There are very few Scottish families that do not have a relative, however distant, living in Canada.
- Uzak da olsa Kanada'da yaşayan bir akrabası olmayan çok az İskoç aile vardır.
- As a Scottish Member, I insist that these issues matter vitally to all parts of the Scottish fleet.
- Bir İskoç Üye olarak bu konuların İskoç filosunun tüm bölümleri için hayati önem taşıdığı konusunda ısrar ediyorum.
- The Herald has recently been put up for sale by the Scottish Media Group.
- Herald kısa bir süre önce İskoç Medya Grubu tarafından satışa çıkarıldı.
- It has been a key issue in the Scottish Parliament.
- İskoç Parlamentosunda kilit bir konu olmuştur.
- They are fighting for the future of Scottish fisheries and the final decision ultimately rests at their doors, not ours.
- İskoç balıkçılığının geleceği için mücadele ediyorlar ve nihai karar neticede onların kapısına dayanıyor, bizim değil.
- I have nothing against the Scottish Police.
- İskoç Polisine karşı hiçbir şeyim yok.
- It is critical for me as a Scottish representative in the House.
- Meclisteki bir İskoç temsilci olarak bu konu benim için kritik önem taşıyor.
- It is critical for me as a Scottish representative in the House.
- Meclis'teki bir İskoç temsilci olarak bu konu benim için kritik önem taşıyor.
- For the sake of a few hundred Scottish sheep, there is a huge loophole in legislation.
- Birkaç yüz İskoç koyunu uğruna, mevzuatta büyük bir boşluk var.
- He uses different aspects of Scottish dialects.
- O, İskoç lehçelerinin farklı yönlerini kullanır.
- This is an old Scottish song.
- Bu eski bir İskoç şarkısı.
- Tom is Scottish, but he doesn't speak Scots.
- Tom İskoç ama İskoçça bilmiyor.
- You can't be Scottish.
- İskoç olamazsın.
- He uses different aspects of Scottish dialects.
- İskoç lehçelerinin farklı yönlerini kullanır.
- Haggis is a traditional Scottish dish.
- Haggis geleneksel bir İskoç yemeğidir.
- The new Scottish Parliament is inaugurated.
- Yeni İskoç Parlamentosu açıldı.
- Sean Connery is a Scottish actor.
- Sean Connery bir İskoç aktördür.
- He has a typical Scottish accent.
- Onun tipik bir İskoç aksanı var.
- Tom is Scottish, but he doesn't speak Scots.
- Tom İskoç ama İskoçça konuşmuyor.
- He has a typical Scottish accent.
- Tipik bir İskoç aksanı var.
- She uses different aspects of Scottish dialects.
- O, İskoç lehçelerinin farklı yönlerini kullanır.
- Tom is Scottish.
- Tom İskoç'tur.
- It's a Scottish name.
- İskoç ismidir.
- She uses different aspects of Scottish dialects.
- İskoç lehçelerinin farklı yönlerini kullanır.
- The Scottish National Party has lost its overall majority in the Scottish Parliament.
- İskoç Ulusal Partisi, İskoç Parlamentosu'ndaki çoğunluğunu kaybetti.
- My wife is Scottish.
- Karım bir İskoçtur.
- Tom has a thick Scottish accent.
- Tom'un yoğun bir İskoç aksanı var.
- Sean Connery is a Scottish actor.
- Sean Connery İskoç bir aktördür.
- Tom has a thick Scottish accent.
- Tom'un ağır bir İskoç aksanı var.
- This is a poem written in Scottish dialect.
- Bu İskoç lehçesinde yazılmış bir şiir.
- This is a poem written in Scottish dialect.
- Bu, İskoç lehçesiyle yazılmış bir şiirdir.
Show More (36)
|
