| 1 |
shiver |
titremek |
v. |
|
- Layla was shivering all the time.
- Layla sürekli titriyordu.
- Tom started shivering.
- Tom titremeye başladı.
- I'm shivering.
- Tir tir titriyorum.
- Tom is shivering because it's cold.
- Tom soğuk olduğu için titriyordu.
- Tom was shivering.
- Tom titriyordu.
- Maria came back into the house shivering, and sat in front of the heater.
- Maria titreyerek eve geri döndü ve ısıtıcının önüne oturdu.
- Layla was shivering all the time.
- Leyla her zaman titriyordu.
- Mary shivered in her thin blouse.
- Mary ince bluzunun içinde titredi.
- Today's weather is very cold that it makes us shiver.
- Bugünkü hava o soğuk ki bizi titretiyor.
- She started shivering.
- Mary titremeye başladı.
- Tom is shivering because it's cold.
- Tom titriyor çünkü hava soğuk.
- I'm shivering.
- Titriyorum.
- Tom shivered.
- Tom titredi.
- You're still shivering.
- Hala titriyorsun.
- You're still shivering.
- Hâlâ titriyorsun.
- Tom shivered involuntarily.
- Tom istemsizce titredi.
- She started shivering.
- O titremeye başladı.
- Tom is shivering.
- Tom titriyor.
- You're shivering, aren't you?
- Titriyorsun, değil mi?
- It was so cold that he was shivering.
- Hava o kadar soğuktu ki titriyordu.
- I wish I could stop shivering.
- Keşke titremeyi durdurabilsem.
- Tom began to shiver uncontrollably.
- Tom kontrolsüzce titremeye başladı.
- Tom began to shiver uncontrollably.
- Tom kontrolsüz biçimde titremeye başladı.
- Tom began to shiver violently.
- Tom şiddetle titremeye başladı.
- Mary shivered in her thin blouse.
- Mary ince bluzunun içinde titriyordu.
- Tom shivered uncontrollably.
- Tom kontrolsüzce titredi.
- Tom shivered slightly.
- Tom hafifçe titredi.
- It was so cold that he was shivering.
- O kadar soğuktu ki o titriyordu.
- Today's weather is very cold that it makes us shiver.
- Bugün hava bizi titretecek kadar soğuk.
- Tom shivered convulsively.
- Tom sarsılarak titredi.
- I wish I could stop shivering.
- Keşke titremeyi kesebilseydim.
- I shivered.
- Ben titredim.
- I shivered with cold when I went outside.
- Dışarıya çıkınca soğuktan tir tir titredim.
- Tom started to shiver.
- Tom titremeye başladı.
- You're shivering.
- Titriyorsun.
- Mary started to shiver.
- Mary titremeye başladı.
- Mary began to shiver in her thin blouse.
- Mary ince bluzunun içinde titremeye başladı.
- I was shivering.
- Titriyordum.
- He’s shivering because of the cold.
- O soğuk yüzünden titriyor.
- Tom stopped shivering.
- Tom titremeyi bıraktı.
- She shivered at the sight.
- Manzara karşısında titredi.
Show More (39)
|
| 2 |
shiver |
ürpermek |
v. |
|
- Tom shivered slightly.
- Tom hafifçe ürperdi.
- She shivered at the sight.
- Gördüğü manzara karşısında ürperdi.
- Tom shivered when he saw the black cat.
- Tom siyah kediyi gördüğünde ürperdi.
- Tom shivered when he saw the black cat.
- Tom kara kediyi görünce ürperdi.
- He shivered a little in spite of himself.
- O, elinde olmadan biraz ürperdi.
Show More (2)
|
| 3 |
shiver |
soğuktan titremek |
v. |
|
- I shiver in the cold of the unheated tram.
- Isıtılmamış tramvayın soğuğunda titriyorum.
- He was shivering from the cold.
- Soğuktan titriyordu.
- He’s shivering because of the cold.
- Soğuktan titriyor.
- I shiver in the cold of the unheated tram.
- Isıtmasız tramvayın soğuğunda titriyorum.
Show More (1)
|
| 4 |
shiver |
ürperti |
n. |
|
- The mere thought of a snake makes me shiver.
- Bir yılanı düşünmek bile beni ürpertiyor.
- He made me shiver.
- Beni ürpertti.
- A shiver ran down my spine.
- Omurgamdan aşağı bir ürperti geçti.
Show More (0)
|
| 5 |
shiver |
titreme |
n. |
|
- He made me shiver.
- O beni titretti.
Show More (-2)
|
