| 1 |
shut |
kapatmak |
v. |
|
- What some colleagues want to do, is to shut that down.
- Bazı meslektaşlarımızın yapmak istediği şey bu konuyu kapatmak.
- Anyone who supports this resolution obviously wants to shut their eyes to reality.
- Bu kararı destekleyen herkes belli ki gerçeklere gözlerini kapatmak istiyor.
- What some colleagues want to do, is to shut that down.
- Bazı meslektaşlarımızın yapmak istediği şey, bunu kapatmaktır.
- I shut my eyes, and I think of song lyrics.
- Gözlerimi kapatıyorum, ve şarkı sözleri düşünüyorum.
- Don't let Tom shut this door.
- Tom'un bu kapıyı kapatmasına izin verme.
- You are to shut the door at once.
- Kapıyı hemen kapatmak zorundasın.
- Don't let them shut this door.
- Bu kapıyı kapatmalarına izin verme.
- It is not good for your health to shut yourself in all day.
- Bütün gün kendinizi eve kapatmanız sağlığınız için iyi değil.
- Shut your eyes.
- Gözlerini kapat.
- I shut the door behind me.
- Kapıyı arkamdan kapattım.
- It's too late to shut the barn door when the horse has already run off.
- At zaten kaçtığında ahır kapısını kapatmak için çok geç.
- Why don't you sew your mouth shut?
- Neden ağzını kapatmıyorsun?
- Tom shut his eyes again.
- Tom gözlerini tekrar kapattı.
- Shut that door.
- O kapıyı kapat.
- Tom shut the office door.
- Tom ofisin kapısını kapattı.
- It's too late to shut the barn door after the horse is out.
- At dışarı çıktıktan sonra ahırın kapısını kapatmak için çok geç.
- I've shut all six windows.
- Altı pencereyi de kapattım.
- I've got to get some shut eye.
- Biraz gözümü kapatmam lazım.
- I shut the blinds.
- Panjurları kapattım.
- It's too late to shut the barn door after the animals are out.
- Hayvanlar dışarı çıktıktan sonra ahırın kapısını kapatmak için çok geç.
- I shut the lid.
- Kapağı kapattım.
- Tom shut the door in Mary's face.
- Tom kapıyı Mary'nin yüzüne kapattı.
- He pushed the door shut.
- Kapıyı iterek kapattı.
- Please shut the gate.
- Lütfen kapıyı kapatın.
- It's too late to shut the stable door after the horse has bolted.
- At kaçtıktan sonra ahırın kapısını kapatmak için çok geç.
- It's too late to shut the barn door after the horse has already gotten out.
- At zaten çıktıktan sonra ahır kapısını kapatmak için çok geç.
- It's too late to shut the barn door after the animals are out.
- Hayvanlar dışarı çıktıktan sonra ahır kapısını kapatmak için çok geç.
- Tom has the back door of his house nailed shut.
- Tom evinin arka kapısını çiviyle kapatmış.
- Shut the blinds.
- Panjurları kapat.
- Shut that bloody door!
- O lanet kapıyı kapat!
- Tom asked me to shut the gate.
- Tom benden kapıyı kapatmamı istedi.
- I shut the trunk.
- Bagajı kapattım.
- Tom shut the door on his finger.
- Tom kapıyı parmağıyla kapattı.
- I shut my eyes again.
- Gözlerimi tekrar kapattım.
- Would you be so kind as to shut that window?
- Şu pencereyi kapatabilir misiniz?
- He was drunk and forgot to shut the back door.
- O sarhoştu ve arka kapıyı kapatmayı unuttu.
- Shut the book.
- Kitabı kapat.
- I'll shut the door for you.
- Kapıyı senin için kapatacağım.
- When he returned home, he shut himself in his room.
- Eve döndüğünde kendisini odasına kapattı.
- It's too late to shut the barn door after the horse has run off.
- At kaçtıktan sonra ahır kapısını kapatmak için çok geç.
- Please shut the door quietly.
- Lütfen kapıyı sessizce kapat.
- He pushed the door shut.
- Kapıyı itip kapattı.
- Tom shut one window and Mary shut the other.
- Tom bir pencereyi kapattı ve Mary diğerini kapattı.
- He commanded me to shut the gate.
- Kapıyı kapatmamı emretti.
- It's too late to shut the barn door after the horse has escaped.
- At kaçtıktan sonra ahır kapısını kapatmak için çok geç.
- Tom shut the door gently but firmly.
- Tom kapıyı yavaşça ama sıkı bir biçimde kapattı.
- Tom shut one window and Mary shut the other.
- Tom bir pencereyi, Mary de diğerini kapattı.
- Tom shut the drawer.
- Tom çekmeceyi kapattı.
- I slammed the door shut.
- Kapıyı çarparak kapattım.
- Tom shut the lid.
- Tom kapağı kapattı.
- Sami heard the truck driver open and shut his door.
- Sami kamyon şoförünün kapısını açıp kapattığını duydu.
- It's too late to shut the barn door after the horse has run away.
- At kaçtıktan sonra ahır kapısını kapatmak için çok geç.
- Tom pulled the doors shut.
- Tom kapıları çekerek kapattı.
- She shut the door on her finger.
- Kapıyı parmağıyla kapattı.
- Shut that door carefully.
- Kapıyı dikkatlice kapat.
- You are to shut the door at once.
- Kapıyı hemen kapatacaksın.
- The door blew shut.
- Rüzgar kapıyı kapattı.
- Tom shut himself up in his room.
- Tom kendini odasına kapattı.
- Tom kicked the door shut.
- Tom kapıyı tekme atarak kapattı.
- She shut herself up in her room.
- Kendini odasına kapattı.
- Shut the door quickly.
- Kapıyı çabucak kapat.
- You need to shut your pie hole.
- Çeneni kapatmalısın.
- Tom shut his laptop.
- Tom dizüstü bilgisayarını kapattı.
- Tom told me to shut the gate.
- Tom bana kapıyı kapatmamı söyledi.
- Tom quickly shut the book.
- Tom kitabı hızlıca kapattı.
- I shut the car door.
- Araba kapısını kapattım.
- He commanded me to shut the gate.
- O, bana kapıyı kapatmamı emretti.
- He was too drunk to remember to shut the back door.
- Arka kapıyı kapatmayı düşünemeyecek kadar sarhoştu.
- Everybody shut yer traps!
- Herkes çenesini kapatsın!
- The wind slammed the door shut.
- Rüzgar kapıyı çarparak kapattı.
- He shut the door behind him.
- Kapıyı arkasından kapattı.
- Tom entered the room and shut the door behind him.
- Tom odaya girdi ve kapıyı arkasından kapattı.
- He was too drunk to remember to shut the back door.
- Arka kapıyı kapatmayı hatırlamayacak kadar sarhoştu.
- Sami shut his door.
- Sam kapıyı kapattı.
- He shut the door angrily.
- Kapıyı öfkeyle kapattı.
- Don't let him shut this door.
- Bu kapıyı kapatmasına izin verme.
- Tom shut the car door.
- Tom arabanın kapısını kapattı.
- Shut that door.
- Şu kapıyı kapat.
- Tom shut the door gently but firmly.
- Tom kapıyı nazikçe ama sıkıca kapattı.
- Where did you shut them away?
- Onları nereye kapattın?
- It's too late to shut the barn door after the horse has been stolen.
- At çalındıktan sonra ahır kapısını kapatmak için çok geç.
- The only thing you have to do is shut your mouth.
- Yapman gereken tek şey çeneni kapatmaktır.
- Tom quickly shut the book.
- Tom kitabı çabucak kapattı.
- It's too late to shut the barn door after the horse is gone.
- At gittikten sonra ahırın kapısını kapatmak için çok geç.
- Tom pulled the door shut.
- Tom kapıyı çekerek kapattı.
- Tom shut the TV off.
- Tom televizyonu kapattı.
- Tom shut the door behind him.
- Tom kapıyı arkasından kapattı.
- How about you shut your big mouth?
- O koca ağzını kapatmaya ne dersin?
- Tom kicked the door shut.
- Tom kapıyı tekmeleyerek kapattı.
- Shut the door quietly.
- Kapıyı sessizce kapat.
- Tom kicked the door shut behind him.
- Tom kapıyı arkasından tekmeleyerek kapattı.
- I shut the car door.
- Arabanın kapısını kapattım.
- Shut the door tight.
- Kapıyı sıkı kapat.
- I shut my eyes again.
- Tekrar gözlerimi kapattım.
- Why don't you shut your mouth?
- Neden çeneni kapatmıyorsun?
- I shut the drawer.
- Çekmeceyi kapattım.
- Tom shut the door in Mary's face.
- Tom kapıyı Mary'nin suratına kapattı.
- Please shut the gate.
- Lütfen kapıyı kapat.
- Don't shut your eyes.
- Gözlerini kapatma.
- Why did you shut the door?
- Kapıyı neden kapattın?
- Mary shut herself up in the room and closed all the windows.
- Mary odasına kapandı ve tüm pencereleri kapattı.
- He slams the door shut.
- Kapıyı çarparak kapatıyor.
- He was drunk and forgot to shut the back door.
- Sarhoştu ve arka kapıyı kapatmayı unuttu.
- The burglar shut the child in the closet.
- Hırsız çocuğu dolaba kapattı.
- Tom shut his mouth.
- Tom ağzını kapattı.
- Shut that bloody door!
- Kapat şu lanet kapıyı!
- Please nail the windows shut.
- Lütfen pencereleri kapatın.
- We had no customers, so we shut the shop early.
- Müşterimiz yoktu, bu yüzden mağazayı erken kapattık.
- Tom zipped his bag shut.
- Tom fermuarını çekerek çantasını kapattı.
- Tom slammed the door shut behind him.
- Tom onun arkasından kapıyı çarparak kapattı.
- I'd like to get a little shut eye.
- Biraz gözümü kapatmak istiyorum.
- Tom kicked the locker room door shut.
- Tom soyunma odasının kapısını tekmeleyerek kapattı.
- Just shut your mouth if you value your job.
- İşinize değer veriyorsanız çenenizi kapatın.
- It's too late to shut the barn door after the horse is stolen.
- At çalındıktan sonra ahırın kapısını kapatmak için çok geçtir.
- He often shuts himself up in the study and writes things like this.
- Sık sık kendini çalışma odasına kapatır ve böyle şeyler yazar.
- When he returned home, he shut himself in his room.
- Eve döndüğünde kendini odasına kapattı.
- Why don't you sew your mouth shut?
- Neden çeneni kapatmıyorsun?
- We had no customers, so we shut the shop early.
- Hiç müşterimiz yoktu, bu yüzden dükkanı erken kapattık.
- I can't get the door to shut properly.
- Kapıyı uygun şekilde kapatamıyorum.
- Tom shut himself up in his bedroom.
- Tom kendini odasına kapattı.
- Shut all the doors and windows.
- Bütün kapıları ve pencereleri kapatın.
- Tom shut his eyes.
- Tom gözlerini kapattı.
- She shut herself up in her room.
- O, kendini odasına kapattı.
- Would you shut the gate for me?
- Benim için kapıyı kapatır mısın?
- Tom slammed the door shut.
- Tom kapıyı çarparak kapattı.
- Please shut the door behind you.
- Lütfen kapıyı arkandan kapat.
- Tom shut the blinds.
- Tom panjurları kapattı.
- Shut the door tight.
- Kapıyı sıkıca kapat.
- Tom shut the kitchen door.
- Tom mutfak kapısını kapattı.
- Would you be so kind as to shut that window?
- O pencereyi kapatır mısınız?
- Would you shut the gate for me?
- Kapıyı benim için kapatır mısın?
- Shut the fuck up!
- Kapat o lanet çeneni!
- Don't let him shut this door.
- Onun bu kapıyı kapatmasına izin verme.
- Tom asked me to shut the gate.
- Tom kapıyı kapatmamı istedi.
- Tom shut the cage and latched it.
- Tom kafesi kapattı ve kilitledi.
- Tom pushed the door shut.
- Tom kapıyı kapatmak için itti.
- I can't shut it down.
- Kapatamıyorum.
- Tom shut the door quietly.
- Tom kapıyı sessizce kapattı.
- Tom shut the car door on his finger.
- Tom arabanın kapısını parmağının üzerine kapattı.
- She shut the book and closed her eyes.
- Kitabı kapattı ve gözlerini kapattı.
- Tom didn't even shut the door.
- Tom kapıyı bile kapatmadı.
- Shut the gate.
- Kapıyı kapat.
- Tom has the back door of his house nailed shut.
- Tom evinin arka kapısını çivileyerek kapattırdı.
- Sami shut his door.
- Sami kapısını kapattı.
- Tom got into the car and slammed the door shut.
- Tom arabaya bindi ve kapıyı çarparak kapattı.
- Tom shut his notebook.
- Tom defterini kapattı.
- I would've shut my phone off.
- Telefonumu kapatırdım.
- Did you shut the gate?
- Kapıyı kapattın mı?
- Tom went down to the basement and shut the power.
- Tom bodruma indi ve elektriği kapattı.
- It's too late to shut the barn door when the horse is already out.
- At zaten dışarıdayken ahır kapısını kapatmak için çok geç.
- Shut your mouth.
- Ağzını kapat.
- The only thing you have to do is shut your mouth.
- Yapman gereken tek şey çeneni kapatmak.
- Will you shut your trap for a minute?
- Bir dakikalığına çeneni kapatır mısın?
- Tom shut the cage and latched it.
- Tom kafesi kapattı ve onu mandalladı.
- Can you get the door to shut?
- Kapıyı kapatabilir misin?
- He shut the door behind him.
- O kapıyı onun arkasından kapattı.
- Tom pulled the doors shut.
- Tom kapıları çekip kapattı.
- Tom nailed the door shut.
- Tom kapıyı çivileyerek kapattı.
- Shut that door carefully.
- O kapıyı dikkatlice kapat.
- I've shut all six windows.
- Altı pencerenin hepsini kapattım.
Show More (161)
|
| 2 |
shut |
kapalı |
adj. |
|
- The schools were only shut for two days and the number of new cases quickly petered out.
- Okullar sadece iki gün kapalı kaldı ve yeni vaka sayısı hızla azaldı.
- I'm keeping my mouth shut.
- Ağzımı kapalı tutuyorum.
- Tom's bedroom door is shut.
- Tom'un yatak odasının kapısı kapalı.
- He often thinks with his eyes shut.
- Sık sık gözleri kapalı düşünür.
- Tom knows how to keep his mouth shut.
- Tom ağzını kapalı tutmayı biliyor.
- If you don't have anything nice to say, keep your mouth shut.
- Söyleyecek güzel bir şeyin yoksa ağzını kapalı tut.
- Are all the bars shut?
- Bütün barlar kapalı mı?
- Keep your mouth shut and your eyes open.
- Ağzını kapalı tut, gözlerini ise açık.
- Keep your mouth shut and do as you're told.
- Çeneni kapalı tut ve sana söyleneni yap.
- I'm keeping my mouth shut.
- Çenemi kapalı tutuyorum.
- Keep your mouth shut.
- Ağzını kapalı tut.
- Sami is gonna keep his mouth shut.
- Sami ağzını kapalı tutacak.
- Tom is never be able to keep his mouth shut.
- Tom asla ağzını kapalı tutamaz.
- You should've kept your mouth shut.
- Çeneni kapalı tutmalıydın.
- Are all the windows shut?
- Bütün pencereler kapalı mı?
- Sami is going to keep his mouth shut.
- Sami çenesini kapalı tutacak.
- Tom should've kept his mouth shut.
- Tom ağzını kapalı tutmalıydı.
- I'll keep my mouth shut.
- Çenemi kapalı tutacağım.
- I'll keep my eyes shut.
- Ben gözlerimi kapalı tutacağım.
- The lawyer seems to think it'll be an open and shut case.
- Avukat bunun açık ve kapalı bir dava olacağını düşünüyor gibi görünüyor.
- I told you to keep your mouth shut.
- Sana ağzını kapalı tutmanı söyledim.
- Tom told me to keep my mouth shut.
- Tom bana ağzımı kapalı tutmamı söyledi.
- She should have kept her mouth shut.
- Çenesini kapalı tutmalıydı.
- Turkey is nice, as long as you keep your mouth shut.
- Çeneni kapalı tuttuğun sürece Türkiye iyidir.
- Tom would've kept his mouth shut.
- Tom ağzını kapalı tutardı.
- I'll keep my eyes shut.
- Gözlerimi kapalı tutacağım.
- Tom is never be able to keep his mouth shut.
- Tom asla çenesini kapalı tutamaz.
- Tom's bedroom door is shut.
- Tom'un yatak odası kapısı kapalı.
- Sami kept his mouth shut.
- Sami ağzını kapalı tuttu.
- Keep your eyes wide open before marriage, half shut afterwards.
- Evlenmeden önce gözlerinizi dört açın, evlendikten sonra yarı kapalı tutun.
- Are all the bars shut?
- Bütün parmaklıklar kapalı mı?
- I'll keep my mouth shut.
- Ağzımı kapalı tutacağım.
- Sami is gonna keep his mouth shut.
- Sami çenesini kapalı tutacak.
- A door must be either shut or open.
- Bir kapı ya kapalı ya da açık olmalı.
- Tom can't keep his mouth shut.
- Tom ağzını kapalı tutamaz.
- She simply cannot keep her mouth shut, not even for a second.
- Çenesini bir saniye bile kapalı tutamıyor.
- Tom kept his eyes shut.
- Tom gözlerini kapalı tuttu.
- Tom couldn't keep his mouth shut about his father coming home.
- Tom babasının eve gelmesi hakkında ağzını kapalı tutamadı.
- A door must be either shut or open.
- Bir kapı ya kapalı ya da açık olmalıdır.
- I wish I'd kept my mouth shut.
- Keşke çenemi kapalı tutsaydım.
- Tom's eyes are shut.
- Tom'un gözleri kapalı.
- He should have kept his mouth shut.
- Çenesini kapalı tutmalıydı.
- I should have kept my mouth shut.
- Çenemi kapalı tutmalıydım.
- Tom can't keep his mouth shut.
- Tom çenesini kapalı tutamıyor.
- I kept my mouth shut.
- Çenemi kapalı tuttum.
- Tom couldn't keep his mouth shut about his father coming home.
- Tom, babasının eve gelmesi konusunda çenesini kapalı tutamadı.
- Tom should keep his mouth shut.
- Tom ağzını kapalı tutmalı.
- Keep your eyes wide open before marriage and half shut afterwards.
- Evlenmeden önce gözlerinizi sonuna kadar açık tutun ve daha sonra yarı kapalı tutun.
- He checked that all the doors were safely shut.
- Bütün kapıların güvenli bir şekilde kapalı olup olmadığını kontrol etti.
- She should have kept her mouth shut.
- O, çenesini kapalı tutmalıydı.
- Tom told me to keep my mouth shut.
- Tom bana çenemi kapalı tutmamı söyledi.
- Tom kept his mouth shut.
- Tom çenesini kapalı tuttu.
- Tom kept his mouth shut and didn't tell anyone what had happened.
- Tom çenesini kapalı tuttu ve olanları kimseye anlatmadı.
- Keep your mouth shut and your eyes open.
- Ağzını kapalı, gözlerini ise açık tut.
- Sami kept his mouth shut.
- Sami çenesini kapalı tuttu.
- Keep your mouth shut.
- Çeneni kapalı tut.
- Tom asked Mary to leave the door shut.
- Tom, Mary'den kapıyı kapalı bırakmasını istedi.
- Tom should keep his mouth shut.
- Tom çenesini kapalı tutmalı.
- He often thinks with his eyes shut.
- O, sık sık gözleri kapalı düşünüyor.
- They had better have kept their mouths shut.
- Ağızlarını kapalı tutsalardı iyi olurdu.
- Tom should've kept his mouth shut.
- Tom çenesini kapalı tutmalıydı.
- Tom kept his mouth shut.
- Tom ağzını kapalı tuttu.
- They had better have kept their mouths shut.
- Çenelerini kapalı tutsalar daha iyiydi.
- If you don't have anything nice to say, keep your mouth shut.
- Söyleyecek güzel bir şeyiniz yoksa, çenenizi kapalı tutun.
- I told you to keep your mouth shut.
- Çeneni kapalı tutmanı söyledim.
- I just kept my mouth shut.
- Çenemi kapalı tuttum.
- Tom can't keep his mouth shut.
- Tom ağzını kapalı tutamıyor.
- I should've kept my mouth shut.
- Çenemi kapalı tutmalıydım.
- Her eyes were shut.
- Gözleri kapalıydı.
- Keep your eyes wide open before marriage and half shut afterwards.
- Evlenmeden önce gözlerinizi dört açın, evlendikten sonra da yarı kapalı tutun.
- Tom would've kept his mouth shut.
- Tom çenesini kapalı tutardı.
- Tom knows how to keep his mouth shut.
- Tom ağzını nasıl kapalı tutacağını biliyor.
- Keep your mouth shut and do as you're told.
- Ağzını kapalı tut ve sana söylendiği gibi yap.
- I kept my mouth shut.
- Ağzımı kapalı tuttum.
Show More (71)
|
| 3 |
shut |
kapanmak |
v. |
|
- Those doors were opened, but have been shut again.
- Bu kapılar açıldı ama tekrar kapatıldı.
- The door wouldn't shut.
- Kapı kapanmıyordu.
- We heard the door shut.
- Kapının kapandığını duyduk.
- We heard the door shut.
- Biz kapının kapandığını duyduk.
- This shop shuts at nine oclock this evening.
- Bu dükkan bu akşam saat dokuzda kapanıyor.
- This shop shuts at nine oclock this evening.
- Bu mağaza bu akşam saat dokuzda kapanıyor.
- The bank shuts late on Fridays.
- Banka cuma günleri geç kapanır.
- The door shut after him.
- Ondan sonra kapı kapandı.
- I can't get the door to shut properly.
- Kapının düzgün kapanmasını sağlayamıyorum.
- This door won't shut.
- Bu kapı kapanmıyor.
- This shop shuts at nine.
- Bu dükkan 9'da kapanıyor.
- This door won't shut.
- Bu kapı kapanmaz.
- He often shuts himself up in the study and writes things like this.
- Sık sık çalışma odasına kapanır ve böyle şeyler yazar.
- This shop shuts at nine.
- Bu dükkan dokuzda kapanır.
- The door shut after him.
- Kapı arkasından kapandı.
Show More (12)
|
| 4 |
shut |
kapamak |
v. |
|
- It is not good for your health to shut yourself in all day.
- Bütün gün kendinizi eve kapamak sağlığınız için iyi değildir.
- You need to shut your pie hole.
- Çeneni kapaman gerek.
- Tom shut the kitchen door.
- Tom mutfak kapısını kapadı.
- Mary shut herself up in the room, with all the windows closed.
- Mary kendini odaya kapadı, tüm pencereler kapalıydı.
- Tom shut his eyes again.
- Tom yine gözlerini kapadı.
- Tom shut his eyes.
- Tom gözlerini kapadı.
Show More (3)
|
| 5 |
shut |
kapatılmış |
adj. |
|
- Many schools have been shut, depriving a significant proportion of the school age-group of the chance to study.
- Birçok okul kapatılmış ve okul çağındaki nüfusun önemli bir kısmı okuma şansından mahrum bırakılmıştır.
- This door has been welded shut.
- Bu kapı kaynakla kapatılmış.
- Tom's mobile slaughterhouse was quickly shut down by the local authorities.
- Tom'un seyyar mezbahası yerel yetkililer tarafından hemen kapatıldı.
- The box was nailed shut.
- Kutu çivilenerek kapatıldı.
- The box was nailed shut.
- Kutu çivilenerek kapatılmıştı.
Show More (2)
|
| 6 |
shut |
susturmak |
v. |
|
- Shut that boy up.
- Sustur şu çocuğu.
- We have ways of making women speak; we have none for shutting them up.
- Kadınları konuşturmak için yöntemlerimiz var ama susturmak için yok.
- Shut that boy up.
- Şu çocuğu sustur.
Show More (0)
|
| 7 |
shut |
yummak |
v. |
|
- I shut my eyes, and I think of song lyrics.
- Gözlerimi yumuyorum ve aklıma şarkı sözleri geliyor.
Show More (-2)
|
| 8 |
shut |
durdurmak |
v. |
|
- I can't shut it down.
- Onu durduramıyorum.
Show More (-2)
|
