silly - Englisch Türkisch Sätze
Englisch Türkisch
silly aptalca adj.
  • I would never make such a silly mistake.
  • Ben olsam asla böyle aptalca bir hata yapmam.
  • It was silly to think that an unfounded war could miraculously produce peace and democracy.
  • Temelsiz bir savaşın mucizevi bir şekilde barış ve demokrasi üretebileceğini düşünmek aptalcaydı.
  • This is why we are, actually, in a kind of virtual debate and are doing silly things to boot.
  • İşte bu yüzden aslında bir tür sanal tartışma içindeyiz ve bunun için de aptalca şeyler yapıyoruz.
Show More (88)
silly aptal adj.
  • In those circumstances, it would be silly not to widen the agenda.
  • Bu koşullar altında gündemi genişletmemek aptallık olur.
  • I can't stand that silly woman.
  • Şu aptal kadına katlanamıyorum.
  • Tom can a bit silly at times.
  • Tom bazen biraz aptal olabiliyor.
Show More (32)
silly saçma n.
  • If they speak to any of the residents in that locality, they will see what a silly amendment that is.
  • O bölgede yaşayanlardan herhangi biriyle konuşurlarsa, bunun ne kadar saçma bir değişiklik olduğunu göreceklerdir.
  • If they speak to any of the residents in that locality, they will see what a silly amendment that is.
  • Eğer o bölgede yaşayanlardan herhangi biriyle konuşurlarsa, bunun ne kadar saçma bir değişiklik olduğunu göreceklerdir.
  • Firstly, I find it rather silly having the same debate here with exactly the same people for the third time in plenary.
  • Öncelikle, genel kurulda üçüncü kez aynı kişilerle aynı tartışmayı yapmayı oldukça saçma buluyorum.
Show More (10)
silly salak n.
  • Tom was silly.
  • Tom salaktı.
  • Cats are silly.
  • Kediler salak oluyor.
  • I'm fed up with Tom's silly antics.
  • Tom'un salakça maskaralıklarından bıktım.
Show More (1)
silly saçma sapan adj.
  • Don't pay attention to these silly fad diets.
  • Siz bu saçma sapan diyetlere kulak asmayın.
  • The students bothered the teacher with silly questions.
  • Öğrenciler saçma sapan sorularla öğretmeni rahatsız ettiler.
Show More (-1)
silly şapşal n.
  • Will there be cake?' 'Of course, silly, it's a birthday.'
  • "Pasta olacak mı?" "Tabii ki, şapşal, bu bir doğum günü."
  • Don't be silly.
  • Şapşallaşma.
Show More (-1)
silly saçma adj.
  • Please take off that silly hat.
  • Lütfen şu saçma sapan şapkayı çıkar.
Show More (-2)
silly saçmalık n.
  • Don't be silly.
  • Saçmalamayın.
Show More (-2)
silly ahmakça adj.
  • She often asks silly questions.
  • O sık sık ahmakça sorular sorar.
Show More (-2)