|
- That’s a skull.
- Bu bir kafatası.
- Sami found a skull in the cave.
- Sami mağarada bir kafatası buldu.
- Tom has a tattoo of a skull on his chest.
- Tom'un göğsünde bir kafatası dövmesi var.
- A skull shaped asteroid flew by the Earth on Halloween.
- Cadılar Bayramı'nda Dünya'nın yanından kafatası şeklinde bir asteroit geçti.
- Fadil's skull was never found.
- Fadıl'ın kafatası hiç bulunamadı.
- She keeps a human skull on her desk.
- Masasında bir insan kafatası bulundurur.
- That’s a skull.
- O bir kafatası.
- Tom's skull has been fractured.
- Tom'un kafatası kırıldı.
- In the morning, Vasilissa dug a deep hole in the ground and buried the skull.
- Sabah, Vasilissa toprağa derin bir çukur kazdı ve kafatasını gömdü.
- Sami's skull was never found.
- Sami'nin kafatası hiç bulunamadı.
- Sami's skull was never found.
- Sami'nin kafatası asla bulunmadı.
- The boy fell off the bicycle and fractured his skull.
- Çocuk bisikletten düştü ve kafatasını kırdı.
- This skull and crossbones was named based on the world-famous Captain Kidd who was active in late 17th century Britain.
- Bu kafatası ve çapraz kemikler, 17. yüzyıl sonlarında İngiltere'de aktif olan dünyaca ünlü Kaptan Kidd'den esinlenerek adlandırılmıştır.
- Fadil's skull was never found.
- Fadıl'ın kafatası hiç bulunmadı.
Show More (11)
|