1 |
tab |
hesap |
n. |
|
- Tom didn't pay the tab.
- Tom hesabı ödemedi.
- I'll put it on your tab.
- Hesabına yazacağım.
- Put it on my tab.
- Hesabıma yaz.
- The bartender asked Tom to pay his tab.
- Barmen Tom'dan hesabı ödemesini istedi.
- Can I check my email on your tab?
- E-postalarımı senin hesabından kontrol edebilir miyim?
Show More (2)
|
2 |
tab |
sekme |
n. |
|
- Do you wish to close all tabs?
- Tüm sekmeleri kapatmak istiyor musunuz?
- Open a new tab in a web browser and wait a few seconds to load it.
- Bir web tarayıcısında yeni bir sekme açın ve yüklenmesi için birkaç saniye bekleyin.
- In the Options Tab under Products, we decided that this option doesn't need to be required to check out.
- Ürünler altındaki Seçenekler Sekmesinde, bu seçeneğin ödeme için gerekli olmadığına karar verdik.
Show More (0)
|
3 |
tab |
fatura |
n. |
|
- The tab for the organization was nearly $300 million.
- Organizasyonun faturası yaklaşık 300 milyon dolardı.
Show More (-2)
|