|
- As soon as your Committee tables the report, it can be placed on the agenda.
- Komiteniz raporu masaya yatırır yatırmaz gündeme alınabilir.
- Put two poker tables together and put lights around them.
- İki poker masasını bir araya getirin ve etraflarına ışık koyun.
- Put two poker tables together and put lights around them.
- İki poker masasını bir araya getirin ve etraflarına ışıklar koyun.
- Put two poker tables together and put lights around them.
- Bir çift poker masasını yanyana koyun ve çevresine ışık koyun.
- Chairs and tables were damaged.
- Sandalyeler ve masalar hasar gördü.
- There was a cafe in the village, with tables outside.
- Köyde masaları dışarıda olan bir kafe vardı.
- Tom and Mary are at one of the tables in the back of the restaurant.
- Tom ve Mary restoranın arka tarafındaki masalardan birinde.
- Let's sit at one of the tables near the back.
- Arkaya yakın masalardan birinde oturalım.
- Sami set up the tables and chairs.
- Sami masa ve sandalyeleri kurdu.
- Remember to put the chairs onto the tables after the lesson.
- Dersten sonra sandalyeleri masaların üstüne koymayı unutmayın.
- There are three tables in the storeroom.
- Depoda üç masa var.
- Sami sat a few tables away.
- Sami birkaç masa ötede oturuyordu.
- Please don't move these tables.
- Lütfen masaların yerini değiştirmeyin.
- Let's sit at one of the tables near the back.
- Arka taraftaki masalardan birine oturalım.
- Tom sat down at one of the tables.
- Tom masalardan birine oturdu.
- A busser is a person who clears tables in a restaurant.
- Garson, bir restoranda masaları temizleyen kişidir.
- Tom is sitting at one of the tables in front of the restaurant.
- Tom restoranın önündeki masalardan birinde oturuyor.
- Sami turned the tables.
- Sami masaları çevirdi.
- Tom is sitting just a few tables away.
- Tom sadece birkaç masa uzakta oturuyor.
- There are no tables in the room.
- Odada hiç masa yok.
- Sami sat a few tables away.
- Sami birkaç masa uzağa oturdu.
- Tom sat three tables away from us.
- Tom bizden üç masa uzağa oturdu.
- Chairs and tables were damaged.
- Sandalyeler ve masalar tahrip edildi.
- The waiter asked me to change tables because that one was reserved.
- Garson masayı değiştirmemi istedi çünkü o masa rezerve edilmişti.
- I don't clear off your tables.
- Masalarınızı temizlemiyorum.
- Tom was sitting three tables away from us.
- Tom bizden üç masa ötede oturuyordu.
- I just cleaned all the tables.
- Bütün masaları yeni temizledim.
- Tom sat three tables away from us.
- Tom bizden üç masa ötede oturuyordu.
- In this room there are over 50 tables.
- Bu odada 50'den fazla masa var.
- Tom is sitting just a few tables away.
- Tom birkaç masa ötede oturuyor.
- I don't clear off your tables.
- Masalarınızı boşaltmıyorum.
- There are only three tables in that restaurant.
- O restoranda sadece üç masa var.
- They don't use chairs or tables.
- Sandalye ya da masa kullanmıyorlar.
- There was a cafe in the village, with tables outside.
- Köyde dışarıda masaları olan bir kafe vardı.
- They don't use chairs or tables.
- Onlar sandalye ya da masa kullanmazlar.
- There are only three tables in that restaurant.
- O restoranda yalnızca üç masa var.
- Tom is sitting at one of the tables in front of the restaurant.
- Tom restoranın önündeki masaların birinde oturuyor.
- Remember to put the chairs onto the tables after the lesson.
- Dersten sonra sandalyeleri masalara koymayı unutma.
- Put the tables end to end.
- Masaları uç uca koyun.
Show More (36)
|
