the trade - Türkisch Englisch Wörterbuch

the trade

Bedeutungen von dem Begriff "the trade" im Türkisch Englisch Wörterbuch : 74 Ergebniss(e)

Englisch Türkisch
Common Usage
trade n. ticaret
Her job is to promote trade between the two countries.
Görevi iki ülke arasındaki ticareti teşvik etmek.

More Sentences
General
trade n. alışveriş
I suppose in their minds, it's a simple trade.
Sanırım onların aklınca bu basit bir alışveriş.

More Sentences
trade n. takas
The two groups agreed to trade prisoners.
İki grup esir takası konusunda anlaştı.

More Sentences
trade n.
No, I'm in a desirable trade.
Hayır, ben cazip bir işin içindeyim.

More Sentences
trade n. meslek
His father was a butcher by trade.
Babasının mesleği kasaplıktı.

More Sentences
trade n. ticaret
The European Parliament is responsible for monitoring the common trade policy.
Avrupa Parlamentosu ortak ticaret politikasının izlenmesinden sorumludur.

More Sentences
trade n. değiş tokuş
Tell the General one of us will be there to trade tomorrow.
Generale içimizden birinin değiş tokuş için yarın orada olacağını söyle.

More Sentences
trade n. müşteri
They put up a sign saying "on sale" to attract passing trade.
Gelip geçen müşterileri çekmek için "indirimde" yazan bir tabela astılar.

More Sentences
trade v. takas etmek
I'm just trying to trade a kitchen range for some drugs.
Bir mutfak ocağını bazı ilaçlarla takas etmeye çalışıyorum işte.

More Sentences
trade v. alışveriş yapmak
I travel, I trade, I meet people, I hear things.
Çok gezer, alışveriş yapar, yeni insanlarla tanışırım ve bir sürü şey duyarım.

More Sentences
trade v. ticaret yapmak
We must therefore ask how we trade.
Bu nedenle nasıl ticaret yaptığımızı sormalıyız.

More Sentences
trade v. satmak
I think you trade in black-market fables.
Bence sen kara borsa hikayeler satıyorsun.

More Sentences
trade v. değiş tokuş etmek
The two children traded bikes for the day.
İki çocuk bir günlüğüne bisikletlerini değiş tokuş ettiler.

More Sentences
trade v. ticari faaliyet
The company was forced to cease trade.
Şirket ticareti faaliyetini durdurmak zorunda kaldı.

More Sentences
trade v. işlem görmek
The benefits of the currency plunged down and started to trade in the red.
Para biriminin faydaları azaldı ve kırmızı renkte işlem görmeye başladı.

More Sentences
Trade/Economic
trade n. alışveriş
Every stage of the real estate trade transaction process can be followed through the system.
Gayrimenkul alışverişindeki işlem sürecinin her aşaması sistem üzerinden izlenebilir.

More Sentences
trade v. alıp satmak
He has accumulated a large fortune from trading shares.
Hisse senedi alıp satarak büyük bir servet biriktirdi.

More Sentences
trade v. değiştirmek
He recently traded in his jeep for a new Mercedes.
Yakın zamanda cipini yeni bir Mercedes ile değiştirdi.

More Sentences
trade adj. ticari
The agreement will only act as a substitute for the trade provisions of existing bilateral maritime agreements.
Anlaşma sadece mevcut ikili denizcilik anlaşmalarının ticari hükümlerinin yerine geçecektir.

More Sentences
trade ticaret
Import growth is very strong, which has led to a rapid deterioration of the trade and current account balances.
İthalat artışı çok güçlü olup dış ticaret ve cari hesap dengelerinde hızlı bir bozulmaya yol açmıştır.

More Sentences
trade
I don't know the trade and what's involved.
Bu mesleği ve işin içinde nelerin olduğunu bilmiyorum.

More Sentences
trade takas etmek
Elka, you can't trade me for lipstick.
Elka, beni bir rujla takas edemezsin.

More Sentences
trade meslek
For me, the dance is not a trade.
Benim gözümde dans bir meslek değil.

More Sentences
General
trade n. tecim
trade n. aksata
trade n. meşguliyet
trade n. zanaatçılık
trade n. tüccarlık
trade n. zanaat
trade n. alım satım
trade n. sanat
trade n. paylaşım
trade n. esnaf
trade v. iş yapmak
trade v. alım satım yapmak
trade v. almak
Trade/Economic
trade n. ticari müşteriler
trade n. işçi hareketi
trade n. pazar
trade n. piyasa
trade v. satışa sunmak
trade v. satışa çıkarmak
trade v. bir şeyi verip onun değerini başka bir şeyin bedelinden düşürerek o şeyi satın almak
trade v. (hisse) düzenli olarak alıp satmak
trade v. (menkul kıymet) belirli bir fiyatı olmak
trade adj. ticaretle ilgili
trade adj. ticarette kullanılan
trade adj. yerli halklarla takasta kullanılan
trade adj. ticaret odalarını temsil eden
trade ticaret yapma
trade sanayi
Media
trade n. eğlence sektöründeki kişilere yönelik yayın
Technical
trade tecim
Meteorology
trade n. ticaret rüzgarları
trade n. alize rüzgarları
trade adj. alize rüzgarıyla ilgili
trade adj. alize rüzgarına ait
Librarianship
trade adj. ticari amaçlarla satılmak üzere yayınlanan kitaplara ait
trade adj. ticari amaçlarla satılmak üzere yayınlanan kitaplarla ilgili
trade adj. ciltsiz kağıttan büyük ve yumuşak kapağı olup sadece kitapçılarda satılan (kitap)
Archaic
trade n. gelenek
trade n. alışkanlık
trade n. gidip gelme
trade n. seyahat
trade n. ticaret gezisi
trade n. (bir insan veya hayvan tarafından bırakılan) iz
trade v. meşgul olmak
trade v. iştigal etmek
trade adv. düzenli olarak
trade adv. hep aynı yönde
trade adv. alize rüzgarı yönünde
Slang
trade n. (eşcinseller arasında) partner
British Slang
trade fahişenin müşterisi
trade fahişelerin müşterilerine taktığı lakap

Bedeutungen, die der Begriff "the trade" mit anderen Begriffen im Englisch Türkisch Wörterbuch erhalten hat: 48 Ergebniss(e)

Englisch Türkisch
General
the history of turkish trade union n. türk işçi sendikaları tarihi
trick of the trade n. meslek sırrı
the importance of trade n. ticaretin önemi
secret of the trade n. ticaretin sırrı
Idioms
the tools of your trade n. bir işi yapmak için gerekli aletler/yöntem
the tools of the trade n. bir işi yapmak için gerekli aletler/yöntem
the tricks of the trade n. bir işin mutfağı
the carriage trade n. zengin müşteriler
the carriage trade n. iyi müşteriler
the carriage trade n. varlıklı müşteriler
the tools of the trade n. bir işi yapmak için gerekli aletler/yöntem
the tools of one's trade n. bir işi yapmak için gerekli aletler/yöntem
trade off the orchard for an apple v. ayrıntılarla uğraşırken büyük resmi göz ardı etmek
trade off the orchard for an apple v. ayrıntılarda boğulup büyük resmi kaçırmak
trade off the orchard for an apple v. çayda/bir kaşık suda boğulup denizi görememek
show someone tricks of the trade v. birine bir şeyin püf noktalarını göstermek
would not trade for the world v. dünyalara değişmemek
know (all) the tricks of the trade v. işin tüm inceliklerini öğrenmek
know the tricks of the trade v. ticaretin hilelerini bilmek
know the tricks of the trade v. ticaretin püf noktalarını bilmek
Speaking
I wouldn't trade you for the world expr. seni dünyalara değişmem
Trade/Economic
free trade area of the americas n. amerika kıtası serbest ticaret bölgesi
china council for the promotion of international trade n. çin uluslararası ticareti teşvik konseyi
tricks of the trade n. ticaretin hileleri
trade on the equity v. karı arttırmak amacıyla düşük faizle para alıp yüksek faizle işletmek
narrow the (foreign) trade deficit v. dış ticaret açığını kapatmak
narrow the (foreign) trade deficit v. dış ticaret açığını kapamak
lift the trade barriers v. ticari engelleri kaldırmak
Law
preventing the exercise of trade unions rights n. sendikal hakların kullanılmasının engellenmesi
Politics
committee for the adaptation to technical progress of legislation to remove technical barriers to trade in aerosol dispensers n. aerosol kaplar ticaretindeki teknik engellerin kaldırılmasına ilişkin mevzuatın teknik ilerlemeye uyarlanması komitesi
committee for the adaptation to technical progress of legislation to remove technical barriers to trade in pressure vessels n. basınçlı kaplar ticaretindeki teknik engellerin kaldırılmasına ilişkin mevzuatın teknik ilerlemeye uyarlanması komitesi
committee for the adaptation to technical progress of legislation on the removal of technical barriers to trade in detergents n. deterjan ticaretindeki teknik engellerin kaldırılmasına ilişkin mevzuatın teknik ilerlemeye uyarlanması komitesi
committee for the adaptation to technical progress of legislation on the removal of technical barriers to trade in fertilisers n. gübre ticaretindeki teknik engellerin kaldırılmasına ilişkin mevzuatın teknik ilerlemeye uyarlanması komitesi
oic islamic center for the development of trade n. iit islam ticareti geliştirme merkezi
supplementary convention on the abolition of slavery, the slave trade, and institutions and practices similar to slavery n. kölelik, köle ticareti ve köleliğe benzer kurum ve uygulamaların lağvına dair ek sözleşme
committee for the adaptation to technical progress of the directives on the removal of technical barriers to trade in cosmetic products n. kozmetik ürünler ticaretindeki teknik engellerin kaldırılmasına ilişkin direktiflerin teknik ilerlemeye uyarlanması komitesi
committee for the adaptation to technical progress of legislation on the removal of technical barriers to trade in motor vehicles and their trailers n. motorlu araçlar ve römorklarının ticaretindeki teknik engellerin kaldırılmasına ilişkin mevzuatın teknik ilerlemeye uyarlanması komitesi
convention on the international trade in endangered species of wild flora and fauna (cites) n. nesli tehlike altında olan yabani hayvan ve bitki türlerinin uluslararası ticaretine ilişkin sözleşme
committee for the adaptation to technical progress of legislation to remove technical barriers to trade in measuring instruments n. ölçme araçları ticaretindeki teknik engellerin kaldırılmasına ilişkin mevzuatın teknik ilerlemeye uyarlanması komitesi
general provisions in the field of technical barriers to trade n. ticarette teknik engellerin kaldırılmasına ilişkin genel hükümler
committee for the protection of species of wild fauna and flora by regulating trade therein n. ticaretin düzenlenmesi suretiyle yabani hayvan ve bitki türlerinin korunması komitesi
committee for the adaptation to technical progress of legislation on the removal of technical barriers to trade in agricultural and forestry tractors n. tarım ve orman traktörleri ticaretindeki teknik engellerin kaldırılmasına ilişkin mevzuatın teknik ilerlemeye uyarlanması komitesi
progressive expansion of the trade n. ticaretin giderek artması
committee for the adaptation to technical progress of legislation to remove technical barriers to trade in electro-medical equipment used in human or veterinary medicine n. tıpta ve veterinerlikte kullanılan elektro-medikal cihazların ticaretindeki teknik engellerin kaldırılmasına ilişkin mevzuatın teknik ilerlemeye uyarlanması komitesi
committee on the adaptation to technical progress of the directives for the elimination of technical barriers to trade in dangerous substances and preparations n. tehlikeli madde ve preparatların ticaretindeki teknik engellerin kaldırılması hakkındaki direktiflerin teknik ilerlemeye uyarlanması komitesi
committee for the adaptation to technical progress of the directives on the removal of technical barriers to trade in colouring matters which may be added to medicinal products n. tıbbi ürünlere katılabilecek renklendirici maddelerin ticaretindeki teknik engellerin kaldırılmasına ilişkin direktiflerin teknik ilerlemeye uyarlanması komitesi
Institutes
the ministry of industry and trade n. sanayi ve ticaret bakanlığı
Star Wars
viceroy of the trade federation n. ticaret federasyonu genel valisi