| 1 |
trash |
çöp |
n. |
|
- As the smallest child in the house, I used to take out the trash.
- Evin en küçük çocuğu olarak çöpü ben çıkarırdım.
- I just about decided that men were the worst kind of trash on the planet.
- Tam da erkeklerin gezegendeki en berbat çöpler olduğuna karar vermek üzereydim.
- Did you take the trash out?
- Çöpü dışarı çıkardın mı?
- In retrospect, it may seem obvious that we shouldn't have been burning our trash so close to our house.
- Geriye dönüp baktığımda, çöplerimizi evimizin bu kadar yakınında yakmamamız gerektiği apaçık görünüyor olabilir.
- Take out the trash.
- Çöpü dışarı çıkar.
- Tom takes the trash out every day at six o'clock.
- Tom her gün saat altıda çöpü dışarı çıkarır.
- There is so much trash here.
- Burada çok fazla çöp var.
- We took the trash out.
- Çöpü dışarı çıkardık.
- This book I wrote is complete trash, but trash sells.
- Yazdığım bu kitap tam bir çöp, ama çöpler iyi satıyor.
- There's a lot of trash on the far bank of the river.
- Nehrin uzak kıyısında bir sürü çöp var.
- You forgot to take the trash out this morning.
- Bu sabah çöpü çıkarmayı unuttun.
- Look at all the trash in this house!
- Şu evdeki çöplere bak!
- I've already taken out the trash.
- Ben zaten çöpü dışarı attım.
- Have you taken out the trash?
- Çöpü çıkardın mı?
- Tom took out the trash.
- Tom çöpü çıkardı.
- The hungry cat scattered the trash all over the kitchen.
- Aç kedi çöpleri mutfağın her yerine dağıttı.
- The trash compactor is full.
- Çöp öğütücüsü dolu.
- This isn't journalism; this is trash.
- Bu gazetecilik değil; bu çöp.
- Have you taken out the trash?
- Çöpü dışarı çıkardın mı?
- There's trash on the floor.
- Yerde çöp var.
- Tomorrow's trash day.
- Yarın çöp günü.
- Pick up your trash.
- Çöpünü al.
- It's my turn to take out the trash.
- Çöpü dışarı çıkarma sırası bende.
- They disputed about whose turn it was to take the trash out.
- Çöpü dışarı çıkarma sırasının kimde olduğu konusunda tartışıyorlar.
- Monday is trash day.
- Pazartesi çöp günüdür.
- Can you take out the trash?
- Çöpü çıkarır mısın?
- Trash belongs in the trash.
- Çöp, çöplüğe aittir.
- I'm supposed to take out the trash tonight.
- Bu gece çöpü dışarı çıkarmam gerekiyor.
- Can you get this trash out of here?
- Bu çöpü buradan çıkarabilir misin?
- Tom takes out the trash every day at six.
- Tom her gün çöpü saat altıda dışarı çıkarır.
- Take out the trash.
- Çöpü dışarıya çıkar.
- One man's trash is another man's treasure.
- Bir adamın çöpü başka bir adamın hazinesidir.
- Looks like he forgot to take out the trash.
- Çöpleri çıkarmayı unutmuş gibi görünüyor.
- One man's trash is another man's treasure.
- Birinin çöpü diğerinin hazinesidir.
- You aren't supposed to burn trash here.
- Burada çöp yakmamanız gerekiyor.
- I'll have Tom take out the trash.
- Tom'a çöpü döktüreceğim.
- Please take out the trash.
- Lütfen çöpü dışarı çıkarın.
- Tom didn't know where to burn the trash.
- Tom çöpü nerede yakacağını bilmiyordu.
- Pick up your trash.
- Çöpünü topla.
- Tom takes out the trash every day at six.
- Tom her gün saat altıda çöpü dışarı çıkarır.
- My good books barely sold anything, while the trash I wrote made me rich.
- İyi kitaplarım neredeyse hiç satmazken, yazdığım çöpler beni zengin etti.
- Tom took out the trash.
- Tom çöpü dışarı çıkardı.
- I'm supposed to take out the trash tonight.
- Bu gece çöpü dışarı almam gerekiyor.
- Tom took the trash out.
- Tom çöpü dışarı çıkardı.
- He disposed of the trash.
- Çöplerden kurtuldu.
- I've already taken out the trash.
- Çöpü çoktan çıkardım.
- The people look like trash from here.
- İnsanlar buradan çöp gibi görünüyor.
- I took out the trash.
- Çöpü dışarı çıkardım.
- Yanni's house is full of trash and smells of mold.
- Yanni'nin evi çöp dolu ve küf kokuyor.
- Take your trash elsewhere.
- Çöpünü başka yere götür.
- Burning the trash so close to the house wasn't a good idea.
- Çöpü evin bu kadar yakınında yakmak iyi bir fikir değildi.
- You forgot to take the trash out this morning.
- Bu sabah çöpü dışarı çıkarmayı unutmuşsun.
- The vandals smashed all the windows and knocked all the trash cans over.
- Çapulcular bütün camları kırıp çöp konteynerlerini devirdi.
- Tom took the trash out.
- Tom çöpü çıkardı.
- Monday is trash day.
- Pazartesi çöp günü.
- The little cat is sitting on the trash.
- Küçük kedi çöpün üzerinde oturuyor.
- I burned the trash.
- Çöpü yaktım.
- Can you take out the trash?
- Çöpü çıkarabilir misin?
Show More (56)
|
| 2 |
trash |
saçmalık |
n. |
|
- Do you really listen to that trash?
- O saçmalığı gerçekten dinliyor musun?
- Dan was talking trash.
- Dan saçmalıyordu.
Show More (-1)
|
| 3 |
trash |
dağıtmak |
v. |
|
- Dan trashed his room.
- Dan odasını dağıttı.
- Tom trashed his room.
- Tom odasını dağıttı.
Show More (-1)
|
| 4 |
trash |
çöp kutusu |
n. |
|
- I tossed it in the trash.
- Bunu çöp kutusuna atın.
- Trash belongs in the trash.
- Çöpler çöp kutusuna aittir.
Show More (-1)
|
| 5 |
trash |
serseri |
n. |
|
- George was suspended as he called me 'white trash' in a meeting.
- George bir toplantıda bana 'beyaz serseri' dediği için uzaklaştırıldı.
Show More (-2)
|
| 6 |
trash |
çöp muamelesi yapmak |
v. |
|
- The manager trashed his work in front of us.
- Müdür adamın çalışmasına bizim önümüzde çöp muamelesi yaptı.
Show More (-2)
|
| 7 |
trash |
kırıp dökmek |
v. |
|
- The angry fanatics trashed the bar after they lost the match.
- Kızgın fanatikler maçı kaybettikten sonra barı kırıp döktüler.
Show More (-2)
|
| 8 |
trash |
saçma |
n. |
|
- My good books barely sold anything, while the trash I wrote made me rich.
- Yazdığım saçma kitap beni zengin yaparken iyi kitaplarım zar zor bir şeyler sattı.
Show More (-2)
|
| 9 |
trash |
çöplük |
n. |
|
- The little cat is sitting on the trash.
- Küçük kedi çöplükte oturuyor.
Show More (-2)
|
