|
- Not unexpectedly, the Commission is proposing that it be given more power.
- Beklenmedik bir şekilde, Komisyon kendisine daha fazla yetki verilmesini öneriyor.
- Seven years ago, the last peace negotiations were unexpectedly broken off by attacks by the Tigers.
- Yedi yıl önce, son barış görüşmeleri Kaplanların saldırıları nedeniyle beklenmedik bir şekilde kesildi.
- The battle began, the seemingly vulnerable skeletons were so powerful unexpectedly.
- Savaş başladı, görünüşte savunmasız olan iskeletler beklenmedik bir şekilde çok güçlüydü.
- After years, his grandfather passed away unexpectedly.
- Yıllar sonra dedesi beklenmedik bir şekilde vefat etti.
- New toolbars are unexpectedly added to your web browser.
- Web tarayıcınıza beklenmedik bir şekilde yeni araç çubukları eklenir.
- The battle began, the seemingly vulnerable skeletons were so powerful unexpectedly.
- Çatışma başladı, görünüşte savunmasız görünen iskeletler beklenmedik bir şekilde çok güçlüydü.
- His career unexpectedly fell apart.
- Kariyeri beklenmedik bir şekilde bozuldu.
- Mary unexpectedly ran into John on her way home.
- Mary eve dönerken beklenmedik bir şekilde John'la karşılaştı.
- The balloon popped unexpectedly.
- Balon beklenmedik bir şekilde patladı.
- Tom passed away unexpectedly in 2013.
- Tom 2013'te beklenmedik bir şekilde vefat etti.
- The hunter unexpectedly found fresh blood droplets in the snow.
- Avcı beklenmedik bir şekilde karda taze kan damlacıkları buldu.
- I received his letter unexpectedly.
- Beklenmedik bir şekilde onun mektubunu aldım.
- Unexpectedly the weather forecast came true yesterday.
- Dün beklenmedik bir şekilde hava tahmini doğru çıktı.
- His career unexpectedly fell apart.
- Kariyeri beklenmedik bir şekilde dibe vurdu.
- He unexpectedly called you stupid.
- Beklenmedik bir şekilde sana aptal dedi.
- Sami unexpectedly quit his band.
- Sami beklenmedik bir şekilde grubundan ayrıldı.
- Tom died unexpectedly.
- Tom beklenmedik bir şekilde öldü.
- He unexpectedly met her in the market.
- Beklenmedik bir şekilde onunla pazarda karşılaştı.
- Tom passed away unexpectedly in 2013.
- Tom 2013 yılında beklenmedik bir şekilde vefat etti.
- The family was shook up when the grandmother died unexpectedly.
- Büyükannem beklenmedik bir şekilde ölünce aile sarsıldı.
- Tom arrived unexpectedly from Boston.
- Tom Boston'dan beklenmedik bir şekilde geldi.
- I unexpectedly ran into him at the airport yesterday.
- Dün havaalanında beklenmedik bir şekilde onunla karşılaştım.
- My uncle arrived unexpectedly from Kobe.
- Amcam Kobe'den beklenmedik bir şekilde geldi.
- The family was shook up when the grandmother died unexpectedly.
- Büyükanne beklenmedik bir şekilde öldüğünde aile derinden sarsıldı.
- Sami unexpectedly quit his band.
- Sami beklenmedik bir şekilde grubunu bıraktı.
- He appeared unexpectedly after three years of absence.
- Üç yıl aradan sonra beklenmedik bir şekilde ortaya çıktı.
- The President died unexpectedly.
- Başkan beklenmedik bir şekilde öldü.
- I met him totally unexpectedly.
- Onunla tamamen beklenmedik bir şekilde tanıştım.
- Tom showed up at Mary's house unexpectedly.
- Tom beklenmedik bir şekilde Mary'nin evine geldi.
- One morning, she unexpectedly met him on the street.
- Bir sabah, beklenmedik bir şekilde onunla sokakta karşılaştı.
Show More (27)
|